X

Psikolojik dayanıklılığı artırmanın yolları

Literatürde psikolojik dayanıklılık, sağlamlık, yılmazlık gibi farklı isimlerle yer alan resilience kavramı, stresli ve zorlayıcı zamanlardan geçerken zihinsel sağlığı korumak için en önemli yaşam becerilerinden biri. En öz tanımıyla zorluklar karşısında yılmadan devam edebilmek ve hızlıca toparlanabilmek anlamına gelen psikolojik dayanıklılık, hem bireysel hem toplumsal hem de global sıkıntılar deneyimlediğimiz süreçlerde hepimizin geliştirmesi gereken, her yaştan insanın kazanmasının önemli olduğu bir karakteristik özellik.

Son zamanlarda yaşadığımız bir dizi olumsuz olay, maruz kaldığımız endişe ve yükselen stres seviyesi çoğumuzun yaşama dair umutlarının sönmesine neden olmuş olsa da kontrolü ele almak ve mücadeleye devam etmek her zamankinden çok daha önemli. Psikolojik dayanıklılığımızı artırarak zor günleri daha kolay atlamanın yanı sıra geleceğe karşı daha gerçekçi ve daha az korku içeren bir bakış açısına sahip olabilir, zorlayıcı duyguları yönetmeyi öğrenebilir, tepkilerimizi kontrol edebilir, özgüvenimizi artırabilir ve sıkıntı yaşadığımız zamanlarda hemen olmasa bile sonunda bir çözüm bulacağımızdan emin olabiliriz. Yaşamın ayrılmaz parçalarından olan üzüntü, sıkıntı, acı ya da olumsuzlukları yok etmenin, tamamen ortadan kaldırmanın bir yolu olmasa da dalgalı suları bir nebze olsun dindirmenin; değişimlerle, kayıplarla, iyi hissettirmeyen duygularla psikolojik dayanıklılığı artırarak başa çıkmanın çeşitli yolları var.

1. Kabullenin

Hepimiz stresli olaylara farklı şekillerde tepki verirken, çoğumuz olan bitenin gerçekliğini kabul etmeyi reddederek kendimizi korumaya çalışırız. İnkar, ilk anlarda travmatik bir olayın şokuyla başa çıkma konusunda yardımcı oluyor görünebilir ancak daha sonra iyileşme sürecini zedeler. Bu nedenle olumsuz durumları ve yarattığı duyguları kabul etmek gerekir, ancak bu şekilde sağlamlığımızı artırabiliriz.

  • Değişime direnmeyin: Olan bir durumu, yaşanan bir sıkıntıyı kabul etmekte zorlanıyorsanız geçmişi hatırlamak değişimi kucaklamanıza yardımcı olabilir. Bir düşünün daha önce de belirsizliklerle, beklemediğiniz, istemediğiniz durumlarla karşılaştınız ama başa çıkmayı başardınız. Aynısını yeniden yapabilirsiniz. Geçmişinizi hatırlamak, mevcut olumsuz durumun yeniden üstesinden gelebileceğiniz konusunda kendinize güven duymanıza yardımcı olabilir.
  • Kontrol edebileceklerinize odaklanın: Değişim, hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır ve çoğu değişim kontrolümüz dışında gerçekleşir. Bu nedenle kontrol edemediklerimize odaklanmak yalnızca bizi yıpratır, enerjimizi tüketir. Öte yandan, durumu kabul etmek bakış açımızı yalnızca kontrolümüzde olan şeylere, kendi tepkilerimize yönlendirmeye yardımcı olur.
  • Duygularınızı bastırmayın: Zor zamanları atlatmanın en iyi yolunun, acı verici duyguları görmezden gelmek, bastırmak olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Ancak, duygularımızın yüzeye çıkmasına izin vermezsek maruz kaldığımız kaygı ve stresi artırırız. Dayanıklığımızı artırmak için kendimize duygularımızı hissetmeye izin vermeli ve onlarla yüzleşerek başa çıkmalıyız. Unutmayın, hiçbir duygu sonsuza dek sürmez. En zor duyguların bile bir son kullanma tarihi vardır.

2. Başkalarıyla iletişim kurun

Zor zamanlardan geçerken arkadaşlarınız ve ailenizle bağlantı kurmak stresi hafifletmeye, ruh halinizi yükseltmeye yardımcı olur. Hepimiz birtakım sorunlarla yüzleşirken başkalarından güç almaya ihtiyaç duyarız. Dinlenmek, anlaşılmak, yargılanmadan iletişim kurmak isteriz. Bazen bir söz, bir gülümseme dertlerimizden uzaklaşmanıza yardımcı olarak daha güçlü durmamızı sağlayabilir.

  • İlişkilerinizi önceliklendirin: Birçok araştırma, sağlıklı ilişkilerinin bütüncül iyi oluşumuzu desteklediğine vurgu yaparken gücümüzü artıracak, zor zamanlarda destek olacak sevdiklerimize sığınmak önemli bir rol üstlenir. Şartlar ne kadar sizi zorlasa da ilişkilerinize önem vermeyi, size iyi hissettiren sevdiklerinizle ister yüz yüze ister çevrimiçi ortamlarda bir araya gelmeyi unutmayın. Yalnız olmadığınızı bilmek, yaşamla mücadelenizi kolaylaştıracaktır.
  • Kendinizi geri çekmeyin: Hayatımızda zorluklarla karşılaştığımızda birçoğumuz kabuğumuza çekilme eğiliminde olabiliriz. Ya da sevdiklerimize yük olacağımızı düşünebiliriz. Oysa ki doğru olan içimize kapanmak değil, kendimizi sevdiklerimizle çevrelemektir. Zor zamanlarda kendinizi zihninizin içine esir etmek yerine güven ve sevgi ortamını hissedebildiğiniz yerlere götürün.
  • Toksik insanlardan uzak durun: Hem zor zamanlardan geçerken hem de hayatın olağan akışında ilerlerken sevdiklerimizle yakın olmak kadar bize iyi gelmeyen, toksik insanlardan uzak durmak da oldukça önemli. Sizi daha fazla strese sokan, gücünüzü zedeleyen, kendinizi kötü hissetmenize neden olan insanlardan uzak durmaya özen gösterin.
  • Sosyal ağınızı genişletin: Mevcut ilişkilerimiz, zor zamanları atlatmamızda bize destek olsa da her zaman kendimizi dış dünyaya açmamız ve yeni arkadaşlıklara da alan yaratmamız destek ağımızı güçlendirerek psikolojik dayanıklılığımızı artırmanın keyifli yollarından biridir. Konfor alanınızdan çıkın ve yeni insanlarla tanışmaya bir şans verin.

3. Kendinize iyi bakın

Zor zamanlar yaşamak zihinsel olduğu kadar fiziksel olarak da yorucu olabilir. Ve özellikle yüksek stres altındayken o yorgunluğu birçok sağlık sorunu takip edebilir, çünkü stres başta bağışıklık sistemi olmak üzere sindirim sistemine de zarar verebilir. Bu nedenle dayanıklılığımızı artırmak için bütüncül sağlığımızı destekleyecek kişisel bakım pratiklerine özen göstermek önemlidir.

  • Düzenli egzersiz yapın: Stresle uğraşırken, muhtemelen onu vücudunuzun bir yerinde taşırsınız; belki kaslarınız gergin olur, belki başınızda bir ağrı sıkışır kalır ya da midenizde bir rahatsızlık belirir. Düzenli egzersiz yapmak, ruh halinizi iyileştirmek için yalnızca beyindeki güçlü endorfinleri serbest bırakmakla kalmaz, aynı zamanda vücuttaki gerilimi hafifletmeye ve stresin fiziksel semptomlarıyla başa çıkmaya da yardımcı olur.
  • İyi uyuyun: Zor zamanlardan geçerken zihnimizdeki olumsuz düşünceler ve stres uykularımızı kaçırabilir. Ancak, yeterli uyumamak çeşitli fiziksel ve zihinsel sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu nedenle bedeninizi ve zihninizi rahatlatarak yeterli uyku uyumaya özen göstermeniz gerekir. Rahatlatıcı tütsüler, oda kokuları, mum veya uyku spreyleri uykuya dalmanızı kolaylaştırabilir.
  • Zihin-beden bağını kurun: Zihin ve bedenin birbirinden ayrı olmadığı; ikisinin bir bütün olduğu birçok araştırma ile kanıtlandı. Bu nedenle ikisi arasında sağlıklı bir bağ kurmak çok önemli. Meditasyon, yoga, Tai Chi gibi hem bedeni hem zihni rahatlatan egzersizlerle zor zamanları atlatırken dayanıklılığınızı artırabilir, duygusal ve fiziksel esenliğinizi destekleyebilirsiniz.
  • Sağlıklı beslenin: Psikolojik dayanıklılığı şıp artıran sihirli bir yiyecek yoktur. Ancak, sağlıklı ve düzenli beslenme hem beden hem de zihin sağlığını iyileştirmeye katkı sağladığından özellikle zor zamanların içinden geçerken daha güçlü kalmamıza yardımcı olur. Zengin yağ kaynaklarını ve protein açısından zengin besinleri öğünlerinize eklemeyi unutmayın.

4. Anlam ve amaç arayışınızı sürdürün

Zor duygularla, kötü durumlarla mücadele etmeye çalışırken çoğumuz hayatta anlam ve amaç arayışımızı kaybettiğimizi hissederiz ve bu, işlerin daha da içinden çıkılmaz bir hal almasına neden olabilir. Oysa ki biraz bakış açısı değişikliği ve çaba ile yaşamdaki kimliğimizi koruyabilir, amaç ve anlam arayışımızı sürdürebiliriz. Herkesin amaç ve anlamı deneyimleme yolları farklıdır ancak, iki yol hepimize yol gösterebilir:

  • Başkalarına yardım edin: Zorlayıcı bir süreçten geçerken kendimizi güçsüz veya çaresiz hissetmemiz yaygın bir durum olsa da bunun üstesinden gelmenin, kontrol duygusunu yeniden kazanmanın ve yeni amaçlar edinmenin bir yolu başkalarına yardım etmektir. Gönüllü olun, bağışta bulunun, ihtiyacı olanlara destek verin, göreceksiniz ki hem kendinize güveniniz artacak hem daha güçlü hissedecek hem de başkalarının yüzünde kocaman bir gülümsemeye neden olmanın keyfini yaşayabilirsiniz.
  • İlgi alanlarınızın peşinden gidin: Çalkantılı zamanlarda, ruhunuzu besleyen ilgi alanlarınızı bir kenara bırakmamak çok önemlidir. Çoğumuz için, bizi birey olarak tanımlayan ve hayatımıza anlam katan şeyler ilgi duyduğumuz, sevdiğimiz, bize iyi gelen, yapmaktan keyif aldığımız hobilerimizdir. Müzik, sanat, spor, kısacası zevk aldığımız her şey zor zamanlarda dayanıklılığımızı artırmaya yardımcı olabilir.

5. Motivasyonunuzu koruyun

Zorluklarla başa çıkmanın ve zor zamanları atlatmanın en kritik parçaları arasında sabır, sebat ve tahammül yer alır. Hiçbir duygu, hiçbir sıkıntı sonsuza dek sürmez; ancak çabuk da bitmez. Karanlık zamanların içinden geçerken motive kalmanın yollarını bulmak, yolun sonundaki ışığı daha görünür kılabilir.

  • Sorunları parçalayın: Bir sorun bir kerede halledilemeyecek kadar büyükse, onu daha küçük, daha yönetilebilir parçalara bölmek etkili bir yöntemdir. Böylelikle zor zamanları daha kolay bir şekilde atlatmak ve küçük adımlarla da olsa üstesinden gelmek kolaylaşabilir. Her bir adımı tamamladığınızda, yani her bir küçük sorunun çözümünü bulduğunuzda motivasyonunuzu iyileştirerek dayanıklılığınızı artırabilirsiniz.
  • Umudunuzu kaybetmeyin: Zorlayıcı zamanlarda umutlu kalmak zordur; ancak umut tam da bu gibi zamanlarda gereklidir. Kötü zamanların geçeceğine dair inancınızı güçlendirerek daha sağlam adımlarla ilerleyebilirsiniz. Zor zamanlarda umutlu kalmak için “En zor zamanlarda bile umutlu kalmanızı sağlayacak ipuçları” yazımıza da göz atabilirsiniz.
  • Şükredin: Şükredebileceğiniz sebepleri, hayattaki sevdiklerinizi, geleceğin parlak hayalini, size iyi hissettiren, bakış açınızı olumluya çevirecek her şeyi düşünün ve sahip olduklarınız için ne kadar şanslı olduğunuzu kendinize hatırlatın.
  • Kendinize karşı nazik olun: Şartlar ne olursa olsun insanın kendine iyi bakması, öz sevgi ve öz şefkat  pratiklerinden faydalanması, değişime direnmeyerek kendini akışta bırakmaya gayret etmesi yaşamın tüm zorluklarına göğüs germek için önemli.

Son olarak, herkesin değişime, kargaşaya, zorlayıcı anlara, sıkıntılı zamanlara, kısacası hayatın bazen dalgalı bazense durgun tavrına uyum sağlama tarzı farklıdır. Hepimiz, farklı deneyimlerden, farklı inançlardan besleniyoruz ve bambaşka karakter özelliklerine sahibiz. Dolayısıyla bizi güçlü tutan, dayanıklılığımızı artıran faktörler de oldukça çeşitli. Dilerseniz yaşam yolculuğunda dik duruşunuzu korumak, psikolojik sağlamlığınızı artırmak için aşağıdaki yazılarımızdan da ilham alabilirsiniz:

Kaynak: helpguide.org

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale