X

People pleasing (İnsanları memnun etme çabası) hakkında 5 bilgi

Siz de bir people pleaser (insan memnun etme bağımlısı) mısınız?

Bu kavramı belki daha önce duydunuz, belki de pratikte çok iyi bilmenize rağmen şu anda ilk kez karşılaştınız.

İnsanları memnun etme fikri, elbette başlangıçta kulağa kötü gelmiyor. Sürekli insanları memnun edenler, toplum içinde başkalarının mutluluğu için ne gerekiyorsa yapmakla tanınırlar. Nazik ve yardımsever olmak genellikle iyi bir şey olsa da sürekli bu motivasyonla ilerlemek uzun vadede duygusal olarak tükenmiş, stresli ve endişeli hissetmenize neden olabilir.

Bu yazıda people pleasing, yani insanları memnun etme çabası hakkında tüm merak edilenlere değineceğiz. Ayrıca başkalarının ihtiyaçlarını kendi iyiliğinizin önüne koymaya son vermeniz için gerekli ipuçlarını paylaşacağız. People pleasing hakkında daha fazlasını keşfetmek için okumaya devam edin!

People pleasing nedir?

People pleasing kavramı, yukarıda da açıkladığımız gibi “insanları memnun etme çabası” olarak tanımlanıyor. Sürekli insanları memnun etmeye çalışan kişiler için kullanılan tanım ise “people pleaser”.

Bir people pleaser, en anlaşılır haliyle başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koyan kişidir. Böyle biri, diğer insanların yanında son derece uyumludur ve genellikle özverili, yardımsever ve kibar biri olarak tarif edilir. Ancak çoğu zaman diğerlerine karşı kendisini savunmakta zorlanır, bu da onun için zararlı bir özveri veya kendini ihmal etmeye yol açabilir.

Uzmanlara göre insanları memnun etme çabası, “sosyotropi” olarak bilinen bir kişilik özelliği veya ilişkileri sürdürmenin bir yolu olarak onların onayını kazanma konusunda aşırı endişe duyma ile ilişkili. Bu davranış ayrıca aşağıdaki gibi bir zihinsel sağlık durumunun da belirtisi olabilir:

  • Anksiyete veya depresyon
  • Çekingen kişilik bozukluğu
  • Sınırda kişilik bozukluğu (BPD)
  • Bağımlılık veya bağımlı kişilik bozukluğu

Bir people pleaser olabileceğinizi gösteren işaretler

People pleasing nedir, artık biliyorsunuz. İnsanları memnun etme çabası içinde olan insanların sahip olduğu bir dizi ortak özellik var. Eğer siz de bu tanıma kendinizi çok yakın hisediyorsanız işte sizin de bir people pleaser olabileceğinizi gösteren o işaretlerden bazıları:

  • İnsanlara “Hayır” demekte çok zorlanıyorsunuz.
  • Sürekli diğer insanların ne düşünebileceği ile meşgulsünüz.
  • İnsanlara “Hayır” dediğinizde kendinizi suçlu hissediyorsunuz.
  • İnsanları geri çevirmenin, sizin kötü ya da bencil olduğunuzu düşünmelerine neden olacağından korkuyorsunuz.
  • Sevmediğiniz şeyleri kabul ediyorsunuz veya yapmak istemediğiniz şeyleri yapıyorsunuz.
  • Düşük benlik saygısı duygularıyla mücadele ediyorsunuz.
  • İnsanların sizden hoşlanmasını ve onlar için bir şeyler yapmanın onaylarını almanızı sağlamasını istiyorsunuz.
  • İnsanlardan sürekli özür diliyorsunuz.
  • Bir şey sizin hatanız olmadığında bile suçu üstleniyorsunuz.
  • Hiç boş vaktiniz olmuyor çünkü hep başkaları için bir şeyler yapıyorsunuz.
  • Başkaları için bir şeyler yapmak uğruna kendi ihtiyaçlarınızı ihmal ediyorsunuz.
  • Farklı düşünseniz de insanlarla aynı fikirdeymiş gibi davranıyorsunuz.

People pleaser’lar, yani insanları memnun edenler, başkalarının hissettiklerine uyum sağlama konusunda oldukça iyidir. Ayrıca genellikle empatik, düşünceli ve şefkatlidirler. Bu olumlu nitelikler aynı zamanda zayıf bir benlik imajı, kontrolü ele alma ihtiyacı veya aşırı başarı eğilimi ile birlikte gelebilir.

Neden insanları memnun etmek isteriz?

Eğer sürekli insanları memnun etme çabası içinde olduğunuzu düşünüyorsanız bu davranıştan vazgeçmek için nedenlerini anlamaya çalışın. Bu noktada rol oynayabilecek birden fazla neden olabilir:

  • Zayıf benlik saygısı: Bazen insanlar kendi arzularına ve ihtiyaçlarına değer vermedikleri için insanları memnun etme eğiliminde olur. Yaşadıkları özgüven eksikliği nedeniyle dış onaya ihtiyaçları vardır ve başkaları için bir şeyler yapmanın onay ve kabul sağlayacağını düşünebilirler.
  • Güvensizlik: İnsanlar, başkalarını mutlu etmek için gerekenden fazlasını yapmazlarsa diğer insanların onlardan hoşlanmayacağından endişelenebilir ve bu nedenle başkalarını memnun etmeye çalışabilirler.
  • Mükemmeliyetçilik: Bazen insanlar, diğer insanların nasıl düşündüğü ve hissettiği de dahil olmak üzere her şeyin “kusursuz ve olması gerektiği gibi” olmasını isterler.
  • Geçmiş deneyimler: Acı verici, zor veya travmatik deneyimler de bu davranışa yol açabilir.

Gördüğünüz gibi başkalarını memnun etme motivasyonun birçok farklı nedeni olabilir. Yine de özünde, onaylanmış veya sevilmiş hissetmenin bir yoludur. Bu davranışa sahip kişiler, insanların mutlu olmalarını sağlayarak kendilerini faydalı ve değerli hissetmek isteyebilirler.

People pleasing’in etkileri

İnsanları memnun etmeye çalışmak elbette kötü bir şey değildir. İlgili bir kişi olmak, sevdiklerinizle sağlıklı ilişkiler sürdürmenin önemli bir parçası. Bununla birlikte, zayıf benlik saygısını desteklemek için onay almaya çalışıyorsanız veya kendi duygusal iyiliğiniz pahasına başkalarının mutluluğunun peşinde koşuyorsanız uzun vadede bu bir sorun haline gelir

Tüm zamanınızı, onları mutlu etmek ve onaylarını kazanmak için başkalarına yardım etmeye adarsanız aşağıdaki sonuçlardan bazılarını yaşayabilirsiniz.

Öfke ve hayal kırıklığı

Yardım etmekten gerçekten zevk alıyor olsanız da zorunluluktan dolayı bir şeyler yaptığınızda hayal kırıklığı yaşamanız kaçınılmaz olur.

Anksiyete ve stres

Diğer insanları mutlu etme çabası, kendi fiziksel ve zihinsel kaynaklarınızı zayıflatabilir. Her şeyi yönetmeye çalışmak sağlığınız üzerinde zararlı etkileri olabilecek stres ve endişeye maruz kalmanıza neden olabilir.

Tükenmiş irade

Tüm enerjinizi ve zihinsel kaynaklarınızı başkalarının mutlu olduğundan emin olmaya adamak, kendi hedeflerinizin üstesinden gelme kararlılığına ve iradesine sahip olma olasılığınızı azaltır.

Özgünlük eksikliği

People pleaser’lar, diğer insanlara uyum sağlamak için genellikle kendi ihtiyaçlarını ve tercihlerini gizlerler. Bu da sonuçta, hayatınızı otantik bir şekilde yaşamıyormuşsunuz gibi hissettirebilir – hatta kendinizi hiç tanımıyormuşsunuz gibi hissetmenize bile neden olabilir.

Daha zayıf ilişkiler

Tüm enerjinizi diğer insanların beklentilerini karşıladığınızdan emin olmak için harcıyorsanız, kendinizi alıngan hissedebilirsiniz. İnsanlar, verici doğanızı takdir etseler de nezaketinizi ve dikkatinizi zamanla hafife almaya başlayabilirler. Bunun nedeni insanların sizden faydalanmak istemeleri değildir. Aksine tek bildikleri, her zaman yardım etmeye istekli olduğunuzdur, bu nedenle ihtiyaç duyulduğunda ortaya çıkacağınızdan hiç şüpheleri yoktur.

Peki, insanları memnun etme çabası nasıl durdurulur?

Neyse ki, insanları memnun etmekten vazgeçmek ve kendi isteklerinizden ödün vermeden başkalarını mutlu etme arzunuzu dengelemenin bazı yolları var!

Sınırlarınızı belirleyin

Neyi üstlenmeye istekli olduğunuz konusunda net olun. Eğer birisi, sizden çok şey istiyor gibi görünüyorsa, yapmaya istekli olduğunuz şeyin sınırlarınızı aştığını ve yardım edemeyeceğinizi söyleyin.

Küçük adımlarla başlayın

Davranış kalıplarını değiştirmek zor olabilir, bu nedenle kendinizi küçük adımlarla öne çıkarmaya çalışın. Bunun için daha küçük isteklere “Hayır” diyerek başlayın, küçük bir şey hakkında fikrinizi ifade etmeyi deneyin veya ihtiyacınız olan bir şeyi isteyin.

Önceliklerinizi belirleyin

Zamanınızı nerede geçirmek istediğinizi düşünün. Kime yardım etmek istiyorsunuz? Hangi hedeflere ulaşmaya çalışıyorsunuz? Önceliklerinizi bilmek, bir şeye ayıracak zamanınız ve enerjiniz olup olmadığını anlamanıza yardımcı olabilir.

Bahane üretmekten kaçının

“Hayır” derken net olmak ve mazeret uydurmaktan kaçınmak önemli. Çünkü nir şeyi neden yapamayacağınızı açıklamaya başladığınızda, başkalarına mazeretinizde delikler açmaları için yol vermiş olursunuz. Bunun yerine, bir şeyi reddettiğinizde kararlı bir ton kullanmayı deneyin ve gerekçeniz hakkında gereksiz ayrıntılar ekleme dürtüsüne karşı koyun.

İlişkiler alma- verme dengesine sahip olmalıdır; unutmayın

Güçlü, sağlıklı bir ilişki belirli bir derecede karşılık içerir. Birisi her zaman veriyor, diğeri de alıyorsa, bu genellikle birinin, diğerinin istediklerini sağlamak için kendinden vazgeçtiği anlamına gelir. Başkalarını memnun etmekten keyif alıyor olsanız bile, onların da karşılığında size verecek adımlar atması gerektiğini unutmayın.

İlginizi çekebilir: Alma-verme dengesini kurabilmeniz için 6 ipucu

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale