X

Özgürlüğün bir bedeli var: Kabuklarımızı kırarak büyüyebiliriz ancak

Kabukları kırarak büyüyoruz. Hani toprağın altında sessiz sakin gelen ne varsa beslendiğimiz hallerin son bulup dışarı taşmaları.
Bir karar hali, kabuklarını çatlatıp, gözlerini kör eden ışığa kendini açmak ki; sonunda halihazırda bildiğin yaşamın garantisi yok, ya da usul usul toprağın altında tüm hayallerin ile birlikte, kuru bir tohuma, oradan toprakla bir olup gübreye dönüşmeyi beklemek arasında.

Her birimizin her dönemde yaşadığı bir şey, ama belki hayatlarımızda çok az gerçek bir büyümeye yol alıyoruz, büyük değişimler gerçekleştiriyoruz. Doğmak ve ölmek kadar keskin bir şeyden bahsediyorum.

Bedenimizden almıyoruz artık sütümüzü, köklerimizden alıyoruz, ne olduğunu bildiğimiz ve gördüğümüz. Anladığımız zaman topraktan, anadan başımızı kaldırıp da dünyaya bakabildiğimiz, kökümüzün yerini bilip ve anlayıp göklere yükseldiğimiz…

Büyümek ilginç bir hal. Asıl ilginç olan, olan şeye verdiğimiz isim “büyümek”.
Oysa biz, özleşiyoruz. Özümüz ne ise ona yaklaşıyoruz. Ya da ölüyoruz. O kadar.

Özleşmek (büyümek) için habitatının, geldiğin toprağın ne olduğunu ve oradaki oyunu idrak etmek gerekiyor. Sevgi nedir, ilişki nedir, alma-verme nasıl olur, bağlılık ve bağımlılık nedir, huzur nedir? Ve daha nicesi tohum olarak beklediğin yerde yükleniyor.
Sana ait olup olmadığını sorgulayabilecek kadar kendinde isen, o kadar merkezde isen özleşmeye başlamışsındır.

Çocuk kalmak uğruna, ailene duyduğun büyük sevgiyi kaybetmemek adına, özünden vazgeçersin bazen, bilmeden…
Öyle çok seversin ki seni doğuranı, sana ne yapmış olur ise olsun, onun istediği çocuk/insan olma adına tüm hayatından vazgeçip programlanmış yarı uykuda bir robot gibi geçirirsin hayatını. O da seni öyle çok sever ki, gitmeyesin, kopmayasın diye memesinden “özleşmene” izin vermez, yine bilmeden…

Böylece birbirinizi besler durursunuz, arada dönen süt bayatlayıp bozulsa da devam eder birbirinizi kurutursunuz.
Bırakamazsınız, çünkü sadece bu beslenmeyi mümkün kılmak için her iki taraf da, çok fazla vermiştir kendinden, özünden. Başka beslenme kanalları kalmamıştır belki de…
Bu yüzden bazı anneler, kendilerinin insan olduklarını unutur ve kendi tanımlarını yaparken “anneyim” derler. Çocukları da insan değil “çocuk”tur. Hayatlarındaki tüm enerjiyi buraya akıttıkları için, geri almak istedikleri yer de aynı yerdir. Verdiği yerden alır doğal olarak.

Çocuk da, talebi karşılamak için orada kalır. Özleşmeden… Prematüre hali ile..Çünkü başka türlü besleyemez anneyi/babayı. Bu yüzdendir bitmek bilmeyen gerginlikler, itişmeler çekişmeler. Sebebi belli olmayan öfkeler.
Kökümüze inip baktığımızda, sevgiyi neye karşılık, ne şartlarda edindiğimize, ilişkilerimizde oluşan zeminsizliği veya sabitliği anlamlandırabiliriz.

Tabiri caiz ise, göbek bağını kesmemiş ilişkilerin çocukları, ilişkilerinde bağımlılık arar, özgür bırakıldığı durumlarda sevgiyi hissedemez, alamaz, belirli kalıplar oluşmadan kendini güvende hissedemez, sosyal olarak korkak, çekingen olur. Değişiklikler için ya çok yüksek ya da çok düşük enerji hallerine ihtiyaç duyar, uçlarda hareket edebilir.
Bu, görünmez bağını koparmak içindir aslında. İpini aniden çeken keçiler gibi.

Bu oyundan tek taraf olarak çıkmak, sevgisiz, vefasız, bencil vb. olarak yargılanmana sebep olabilse de, tamamen sevgidendir.
Sevgi bağımlılık değildir.
Sevgi koşullu değildir.
Oyunu görmek, sevgiyle bırakmaya olanak sağlar, bağımlılıktan bağlılığa adım atmanı…

Böyle bir koşuldan çıkan bireyler doğal olarak sevgiyi, eril oluşumlara bağlarlar. Beklenti içinde, zihinsel ve kurguya dayalı “sevgimsi” bir şey yaşarlar. Kararla severler, layık bulurlar veya bulmazlar. Kendilerini sevgi verene karşı borçlu hisseder, dolayısıyla karşılık vermek için özgürlüklerinden, özlerinden, bedenlerinden, neleri varsa onlardan verirler… 
Hayata, vahşi yaşama çömez ve yetersiz kalırlar.
Yaşam vahşidir evet, doğaldır çünkü doğal her şey gibi kendine has bir naturası vardır ve bu kontrol edilemez. Kontrol edemediğimiz her şeye vahşi diyoruz! Oysa doğaldırlar sadece…

Ve böylelikle, o çok sevip gözümüzden sakındıklarımızı kör topal bırakıyoruz yaşamın vahşi kollarına.
Kendi korkularımızla başa çıkamadığımız için, kendimizle yüzleşmediğimiz ve yaşamda varsayımlar ile ilerlediğimiz için, acılarımızı kabul etmediğimiz, insan olduğumuzu gözden kaçırdığımız, mükemmel olmaya çalışırken kendimizi katılaştırdığımız için; o çok sevdiğimiz çocuklarımızı da kendi hapishanelerimizin içine kilitliyoruz. Dışarıdaki her şeyden korkarken, onu da korkutuyoruz. Vahşi halini, doğal halini örseleyip ortaya çıkmasına izin vermiyoruz. Hapishanemizin şekline uydurmaya çalışıyoruz. O şekilden farklı bir forma akarsa, sevgisizliğimizle tehdit ediyoruz.
Aynı şekilli kesilmiş ağaçlar gibi, ağaçtan tavşan yapıyoruz!
Çocuğumuzun özleşmesine bizler izin vermiyoruz!
Bunu da sevgiden yapıyoruz!
Çünkü bizim sevgimizin gerçek adı KORKU!
Ve bilmeden, kaşık kaşık çocuğumuzun ağzına “korku” maması veriyoruz…

Uyanmak herkesi şifalandırır, kendin olmaya adım atmak ve sadece kendine dair değişime evet demek, herkesi şifalandırır.
Özgürleşmek, seni olduğu kadar aynı anda etrafındaki herkesi şifalandırır. Özgürlük, bağımlılıktan bağlılığa yani gerçek sevgiye giden yolu sunar.
Kendine doğru atılmış bir adım, bütüne doğru atılmış bir adımdır, tartışmasız…

Bugün, hepimiz için bir şey yapın ve kendinize “evet” deyin.

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Kimliğe mektup: Senden öğrendiklerimi ve sensizliğin öğrettiklerini anlatacağım

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale