X

Organik gıdalarla beslenmek sağlığımız için neden önemlidir?

Organik gıdalarla beslenmek çok uzun yıllardır gündemimizde olan bir konu. Öyle ki ekmekten süte dek her ürünün organik olanını marketlerde bulmak mümkün artık… Peki, sadece organik ürün satan marketlerde yer alması bir ürünü sağlıklı ve besleyici yapar mı? Elbette hayır!

Organik ürün pazarı, giderek büyüyen bir pazar olup tüm gıda pazarının şimdiden %4’ünü oluşturuyor. Hatta büyük süpermarket zincirleri dahi tüm gıda ürünlerinin yanı sıra organik gıdalar da satmaya başladılar; çünkü organik ürün satışı son 10 yılda 4 katına çıkmış durumda. Açıkça görülüyor ki, insanlar besin seçimi konusunda artık daha bilinçliler ve sağlıklı alternatiflere yönelmeyi tercih ediyorlar. O halde biz de organik beslenme konusuna biraz daha yakından bakalım…

Organik gıda tam olarak nedir?

Sürdürülebilirliğin yanında, yetiştirilirken hiçbir kimyasal madde, sentetik gübre, genetiği değiştirilmiş organizmalar ve iyonlayıcı radyasyon kullanılmamış ürün anlamına geliyor.

Sağlığımız için tüm bu zararlı etmenler çıkarıldığında, organik ürünlerle beslenmenin vücudumuz için besleyici olmasını umarız fakat herhangi bir gıdanın sağlıklı olması için organik olması yeterli değildir. O yüzden organik gıdaların da sağlıklı ve besleyici olanlarını tercih etmeliyiz.

Ürünleri akıllıca seçin

Organik çikolatalar da içerisinde çok miktarda yağ ve şeker barındırıyor, organik cipsler hala yağda pişiriliyor, organik kırmızı et hala kanserojen madde içeriyor ve organik soda bile basitçe şekerli köpüklü sudan oluşuyor.

Her ne kadar bu ürünler daha az kimyasal atık içerse de, vücudumuzun sağlıklı ve doğal ürünlere duyduğu ihtiyaç değişmeyen bir gerçek. O yüzden gıda alışverişi yapmak için çıktığımızda, sağlığımızı düşünerek alışveriş yapmalıyız. Aldığımız ürün besleyici mi? Antioksidan içeriyor mu? Aldığımız ürünü tükettiğimizde zararlı etkileri olacak mı?

Sağlıklı ürünler fiziksel sağlığınızın dostudur

Alışveriş yaparken mümkün olduğunca organik ürün almaya çalışmalıyız. 2014 yılında Melbourne’de yapılan bir araştırmaya göre haftada bir organik beslenmek idrar pestisit seviyesini neredeyse %90 oranında düşürüyor. Yani vücudumuz için önemli bir etkisi olduğunu söylemek mümkün.

Organik gıdalarla beslenmenin faydaları

Bunların dışında organik ürün satın almak için başka sebepler de bulunuyor. İşte organik ürün almanız için birbirinden önemli 4 neden…

1. Besin değeri

Bazı araştırmalar organik ürünlerin geleneksel rakiplerine göre %19 ila %69 arasında daha yüksek antioksidan içerdiğini belirtiyor. Pestisit ve herbisit kullanılmadığı için bu besinler daha fazla antioksidan içeriyor. Yararlı özellikleri sayesinde vücudumuzun daha dirençli olmasını sağlayan bu gıdalar, hastalıklarla savaşma konusunda da bize yardımcı oluyorlar.

2. Tadı

Elbette bu sübjektif bir konu, fakat gurme şeflerin, kalitesi ve üstün lezzeti nedeniyle organik gıdalara yönelmesi, bizi de ister istemez organik gıdaları kullanma konusunda teşvik ediyor. Ayrıca birçok müşteri de gurme şefler gibi düşünüyor. Organik ürünlerin satın alınmasındaki en önemli nedenlerin başında tat konusu geliyor.

3. Kimyasal maddelere maruz kalmama

Geleneksel gıdaları tükettiğimiz zaman maruz kaldığımız kimyasallar, baş ağrısı, bulantı ve hatta kanser arasında bağlantı olduğunu gösteriyor araştırmalar. Her ne kadar bizi çevreleyen tüm toksinlerden sakınmamız mümkün olmasa da, kolaylıkla kurtulabileceğimiz toksinlerden kaçınmak bizim elimizde. Dahası birçok geleneksel besin GDO’ludur (genetiği değiştirilmiş organizma). 

İlginizi çekebilir: İnsanoğlunun hayatını kurtaracak geleceğin tarım teknolojisi: Yüzen çiftlikler

4. Sürdürülebilirlik

Organik tarım, kirliliği ve toprak erozyonunu azaltmayı, suyu muhafaza etmeyi, toprağın verimliliğini artırmayı ve daha az enerji tüketimini amaçlamaktadır. Bu da toprağı tüketmeden daha uzun bir süre sağlıklı besin ürünlerinin üretilmesi anlamına gelmektedir.

Sağlıklı ve organik ürün satan marketlerdeki pahalılık çoğu insanın buralara gitmemesine neden oluyor. Ama illa büyük paralar harcamak zorunda değilsiniz aslında. Çok fazla bütçeniz olmasa bile, elma, patates, ıspanak ve domates gibi ürünleri organik tercih ederek kimyasal maddelere maruz kalma oranınızı düşürebilirsiniz. Bir şeyler yapmak hiçbir şey yapmamaktan iyidir her zaman!

Kaynak
pickthebrain.com

İlginizi çekebilir: Mutfağınızda organik gıdalara yer açmanız için 5 geçerli sebep

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale