X

Olduğun gibi güzelsin: Bedeninizi olduğu gibi kabul etmenin kişisel gelişiminize katkıları

Siz de aynaya baktığında vücudundaki güzel bölgelere odaklanmaktan ve mutlu olmaktan çok fazlalıklarından şikayet edenlerden olabilirsiniz. Uzun ve ince bacaklı mankenlerin sahip olduğu gibi bir vücuda sahip olmak, fit ve sağlıklı görünmek dünyanın neresinde olursa olsun her kadının hayalini kurduğu şeyler. Birçoğumuz, hayatının tamamına yakınını diyet yaparak geçiriyor, kilo vermenin yollarını arıyoruz.

Zamanla bir kısmımız ideal vücut algımızın toplum tarafından belirlenen standartlar ölçüsünde belirlendiğinin farkına varsa da, çoğumuz medyanın bize dayatmış olduğu ideal vücut algısı kalıplarının dışına çıkmakta zorluklar yaşıyoruz. Peki, ideal vücut algınızı değiştirmenin ve vücudunuzla barışık yaşamanın kişisel gelişiminize ve yaşam stilinize ne gibi katkıları bulunuyor?

1. Vücudunuza daha fazla özen göstermeye başlarsınız

Kendi vücudunuzu sevdiğinizde ve kendinizi olduğunuz gibi kabul etmeye başladığınızda, kendinizi her zamankinden daha mutlu hissetmeniz kaçınılmaz. Zayıflama hedefleriyle bir beden küçük aldığınız yazlık elbiselerinize girmek için uğraşmak yerine, alışverişe gittiğinizde giydiğiniz her şeyin vücudunuza yakıştığını düşünmeye başlarsınız. Sağlıklı beslenmeyi ve sporu başkalarına güzel görünmek için değil, daha sağlıklı ve fit olmak için yapmaya ve kendinize farklı nedenlerden dolayı özen göstermeye başlarsınız.

Kendi vücudunuzu sevdiğinizde her zamankinden daha mutlu hissetmeniz kaçınılmaz.
2. Kendinizi daha mutlu hissedersiniz

Vücudunuzdan nefret ediyor olmak, size hem zaman kaybettirir, hem de yoğun bir düşünce süreci gerektirir.

Yediğiniz her şey için kalori hesabı yapmak, 5 kilo daha versem nasıl görünürdüm acaba diye varsayımlarda bulunmak, bir dilim pizzayı yemek ya da yememek arasında dakikalarca gidip gelmek gibi davranış kalıpları siz farkında olmadan üzerinize yapışıp kalır ve normalleşmeye başlar. Bu düşünceler zamanla size yük olmaya ve kendinizi gittikçe kötü hissetmenize neden olur.

Vücudunuzu olduğu gibi kabul etmeye başladığınızda şeklinin bozulacak olması ya da yediklerinizin kilo olarak geri dönmesi gibi durumlar problem olmaktan çıkar. Fark etmeden hayatınızın her alanında daha mutlu ve huzurlu olmayı öğrenirsiniz.

3. Kendinize iyi davranmayı öğrenirsiniz

Yaşarken farkında olmasak da, hayat çok kısa. Dünya üzerinde geçireceğimiz kısıtlı süre zarfında tekrar yaşama şansımızın çok kısıtlı olduğu deneyimlerden zevk almayı kaçırabiliyoruz. Bir parça çikolata yediğimizde aldığımız muhteşem tadın keyfini çıkarmak yerine, tüm ömrümüzü yediklerimiz için kendimizi suçlayarak geçiriyoruz.

Kendi kendine eğlenmeyi ve iyi davranmayı öğrenebilmek, geçmişte ya da hali hazırda vücut algısıyla ilgili problem yaşayan kişiler için oldukça zor. Ancak ‘ben’ olmanın değerini anladığınızda ve yaratılıştan gelen fiziksel özelliklerinizi kendinize ait hissetmeye başladığınız an, kendinizle olan iletişiminizin ve kendinize olan yaklaşımınızın boyutunda gözle görülür değişimler fark edeceksiniz.

4. Mahalle baskısıyla başa çıkma yeteneği kazanırsınız

Özellikle medyanın topluma dayattığı mükemmel kadın vücudu algısı ve cinsiyet rolleri, bebeklikten itibaren kişinin cinsiyet algısı ve karşı cinsle olan iletişimini etkileyen faktörler. Sıfır beden modası ve gelişen teknolojiyle birlikte kadın vücudunun daha fazla “kusursuzlaştırılması”, medya organlarına ve kadın bedeninin metalaştırıldığı pazarlama kampanyalarına maruz kalan yeni jenerasyonun kendi vücuduna daha fazla yabancılaşmasına yol açıyor. Bu da bedenini sevmediği için kimlik problemleri yaşayan, çok küçük yaşlardan itibaren kilo vermek için farklı yöntemler deneyen ve vücuduyla hiçbir zaman barışamayan bireylerin oluşumuna neden oluyor.

Kendinizle ilgili algınızı kazandıktan sonra hayatınızla ilgili başka yönlere odaklanma ihtiyacı duyarsınız.

Kişi bedeniyle ilgili farkındalık kazandığında, dergi kapaklarında ya da reklamlarda boy gösteren kusursuz vücutların photoshop eseri olduğunu ve gerçeklikten çok uzak olduğunu anlar.

5. Hayatın yalnızca güzel ya da yakışıklı olmaktan ibaret olmadığını anlarsınız

Kendinizi seksi ve iyi hissetmek özgüveninizin yüksek olmasını sağlayan önemli değerler. Ancak bu değerleri kazandıktan ve kendinizle ilgili algınızı kazandıktan sonra hayatınızla ilgili başka yönlere odaklanma ihtiyacı duyarsınız.

Enstrüman çalmak, daha fazla kitap okumak, macera sporları yapmak gibi farklı aktivite arayışlarına girer, kişisel gelişiminiz için daha fazla çabalamaya başlarsınız. Sevdiğiniz insanlarla daha fazla zaman geçirmeyi ve vücudunuzu düşünerek harcayacağınız zamanı kendi gelişiminiz için kullanmayı öğrenirsiniz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale