X

Müzik, anıları nasıl şekillendiriyor?

Müzik dinlemek, neredeyse herkesin günlük hayatına dahil ettiği bir aktivite. Pek çok çalışma, herhangi bir uğraş gerektirmeyen bu aktivitenin mutluluk seviyesini artırdığını, hafızayı güçlendirdiğini, fiziksel ağrıları azalttığını, sözel zekayı geliştirdiğini, uyku kalitesini yükselttiğini ve beyin sağlığını iyileştirdiğini kanıtlar nitelikte. Birkaç ay önce paylaşılmış güncel bir araştırma da müzik dinlemenin anıların duygusal içeriğini değiştirebildiğini vurguluyor. Bu yazımızda, bu araştırmanın detaylarını odaklanarak müzik, duygular ve anılar arasındaki ilişkiyi birlikte keşfediyoruz.

Müzik, hatırlanan anıların duygusal içeriğini değiştirebiliyor

Cognitive, Affective, & Behavioral Neuroscience isimli bir dergide geçtiğimiz Ekim ayında ‘’Affective music during episodic memory recollection modulates subsequent false emotional memory traces: an fMRI study’’ isimli bir çalışma paylaşıldı. Bu çalışma, müziğin duygular ve anılar üzerindeki etkisine odaklanıyor.

Bahsi geçen araştırma, müziğin anıların duygusal içeriğini değiştirebilecek bir rolü olup olmadığını inceliyor. Anıların hatırlanma esnasında güncellenebileceği fikri çalışmanın arka planında bulunuyor. Çalışmayı yürüten dört araştırmacı, bu fikir doğrultusunda bir insanın bir anıyı hatırlarken duygusal müzik dinlemesinin o anıya yeni duygusal unsurlar katıp katmadığını test ederek ilgi çekici bir sonuç ortaya koydular.

Araştırma, üç günlük bir deney tasarımdan besleniyor. Deneyin ilk günü kodlama aşaması, ikinci günü hatırlama aşaması ve üçüncü günü de geri getirme aşaması olarak tanımlanıyor. Kodlama aşamasında 20-40 yaş aralığında bulunan sağlıklı yetişkinlere hatırlamaları gereken hikayeler yani anılar sunuluyor. Hatırlama aşamasında ise katılımcılar kendilerine sunulan anıları hatırlamaya çalıştıkları esnada duygusal müzik dinliyorlar. Geri getirme aşamasında ise müziğin uzun vadede katılımcılara verilen anıları nasıl değiştirdiği göz önünde bulunduruluyor; bu aşamada müziğin anılar üzerindeki etkisinin anlaşılması için katılımcılar bahsi geçen anıları müziksiz bir şekilde yeniden hatırlamak için efor sarf ediyorlar.

Araştırmacılar, herhangi bir anı hatırlanırken arka planda duygusal bir şarkının çalmasının anının orijinal versiyonuna aslında var olmayan duygusal unsurların dahil edilme olasılığını artıracağını ileri sürüyor. Bu ana hipotez, deneklerle yürütülen süreç sayesinde doğrulanıyor.

Araştırmanın ana bulguları

Araştırmanın bulgularını davranışsal sonuçlar ve fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) bulguları olmak üzere iki kısımda açıklamak istiyoruz:

  • Davranışsal sonuçlar: Kendilerine ilk başta müziksiz bir şekilde verilen anıları duygusal müzik dinledikten sonra tekrar hatırlamaya çalışan katılımcılar, dinledikleri şarkının duygusal tonuyla uyumlu yeni duygusal bileşenleri anılara dahil etme eğilimini sergilediler. Bu durum sonucunda, orijinal hikaye daha güçlü bir duygusal tona sahip oldu ve bu ton dinlenilen müziğin duygu durumuyla uyum gösterdi. Örneğin, olumsuz duygular barındıran bir şarkı dinlendiyse anıya daha karamsar bir atmosfer katıldı.
  • fMRI bulguları: Katılımcılar anıları hatırlama esnasında müzik dinlerken fMRI yöntemiyle beyin aktiviteleri ölçüldü. Bu ölçüm sırasında şarkı dinleyerek hatırlama sürecine giren katılımcıların beyinlerinin amigdala, ön hipokampus ve alt parietal lob gibi farklı bölgelerinde aktivasyon artışı gözlemlendi. Çalışmaya göre, amigdala ile frontal korteks ve görsel korteks gibi bölgeler arasındaki artan bağlantı daha duygusal hikayelerin oluşturulmasına katkıda bulunuyor.

Araştırma sonuçlarını incelediğimiz zaman, şarkı dinlemenin hem anıları canlandırdığını hem de onlara yeni duygusal unsurlar katabildiğini fark ediyoruz. Bir başka deyişle, ilk seferde nötr bir duygu durumuyla sahiplenilen anılar müzik dinlenmesi durumunda duygusal açıdan yeniden şekillenebiliyor. Bu noktada, dinlenilen şarkının içeriğinin de büyük bir önem taşıdığını belirtmeliyiz; pozitif duygu yüklü bir şarkıyla negatif duygu yüklü bir şarkı aynı anıya farklı duygusal unsular katabiliyor.

Bu araştırma, bilim dünyasında önemli bir konuma sahip olup müzik dinlemenin depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik durumların tedavisinde kullanılabileceğini öne sürüyor. Sağlık profesyonelleri, negatif anıları şekillendirmek adına bu aktivitenin dönüştürücü gücünden yararlanmayı düşünebilirler. Bu aktivitenin tedavi süreçlerine dahil edilmesi için bu konu üzerine daha fazla bilimsel çalışmanın yürütülmesi gerektiğini de belirtmek istiyoruz.

Kaynak: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/38955872/

İlginizi çekebilir: Neden hüzünlü müzik dinlemekten zevk alırız?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale