X

Sonbahar depresyonu: Mevsimsel duygudurum bozukluğu ile nasıl başa çıkılır?

Sonbaharın büyüleyici renkleri, eşsiz havası, dönüşen doğası sizi umutlandırmak, heyecanlandırmak yerine strese mi sokuyor; kendinizi mevsim değişirken gergin ya da endişeli mi hissediyorsunuz? Cevabınız evetse, yaşadığınız mevsimsel duygudurum bozukluğu (seasonal affective disorder) ya da daha yaygın bilinen adıyla mevsimsel depresyon veya sonbahar depresyonu olabilir. Bipolar kişilik bozukluğu, depresyon, anksiyete gibi ruhsal sorunları sıkça duyuyoruz; ancak mevsime bağlı duygusal rahatsızlık milyonlarca insanı etkilemesine rağmen hakkında en az konuşulan ruhsal sorunlardan biri. Araştırmalara göre her yıl yaklaşık 10 milyon Amerikalı mevsime bağlı duygusal rahatsızlıktan etkileniyor.

Genellikle sonbahar aylarında başlayan mevsime bağlı depresyon, kış ayları boyunca devam edebiliyor. Her ne kadar çoğunlukla geçici olsa da bu rahatsızlığın da en az diğer ruhsal hastalıklar gibi ciddiye alınması gerekiyor.

Mevsimsel duygudurum bozukluğu nedir?

Mevsimsel duygudurum bozukluğu, yılın belirli bir döneminde –çoğu zaman sonbahar aylarında– başlar ve kışa kadar devam edebilir. Değişen hava durumu, azalan güneş ışınları, erken kararan hava, birçok kişinin modunun düşmesine, kendisini kötü hissetmesine, endişeli bir ruh haline bürünmesine neden olabilir. Sonbahar ve kış ayları ruhsal anlamda zorlayıcı geçerken yaz ayları ise semptomsuzdur.

Bu durumun açığa çıkması ise daha az gün ışığına maruz kalmakla ilişkilidir ve azalan güneş ışınlarını iç mekanlarda daha fazla zaman geçirme sıklığı takip eder; böylece kişi doğadan uzaklaştıkça kendini olumsuz duyguların içerisinde bulur. Tüm bunlar mevsimsel depresyonun ya da sonbahar depresyonunun ortaya çıkmasında etkilidir. Bu değişikliklere duyarlılık kişiden kişiye değişir. Bazı insanlar mevsimsel değişimin ilk belirtilerine eylül ayında tepki verirken, diğerlerinin ruh halleri aralık ayına kadar değişiklik göstermeyebilir-veya hiç etkilenmeyebilirler-.

Mevsimsel depresyonun nedenleri

Birçok araştırmacı mevsimsel depresyona tam olarak neyin sebep olduğu konusunda fikir birliğine varamamış olsa da yukarıda da belirttiğimiz gibi güneş ışınlarının azalmasıyla doğrudan ilişkili olan bu duygudurum bozukluğu şu sebeplerden de oluşabiliyor:

Biyolojik saat değişimi: Daha az güneş ışığı olduğunda biyolojik saatimiz de buna bağlı olarak değişir. Ruh halimizi, uykumuzu ve hormonlarımızı düzenleyen içsel saatimiz değiştiğinde, alışık olduğumuz günlük programa ayak uydurmakta ve uyum sağlamakta zorlanabiliriz; bu da mevsimsel depresyonu tetikler.

Beyin kimyasalları dengesizliği: Nörotransmiterler olarak adlandırılan beyin kimyasalları, sinirler arasında iletişimi sağlar ve bu kimyasallar, mutluluk hissini artıran serotonin hormonunu içerir. Güneş ışınlarının azalmasına bağlı olarak düşen serotonin seviyesi, ruh halini kötüleştirerek depresyona neden olabilir.

D vitamini eksikliği: Serotonin seviyesi aynı zamanda D vitamininden destek alır; yani D vitamini artıkça serotonin ve dolayısıyla mutluluk artar. Güneş ışığı D vitamini üretimine yardımcı olduğundan sonbahar-kış aylarındaki daha az güneş ışığı D vitamini eksikliğine yol açabilir. Bu değişiklik de ruh halini olumsuz etkileyebilir.

Melatonin takviyesi: Melatonin, uyku düzeninizi ve ruh halinizi etkileyen bir kimyasaldır. Güneş ışığı eksikliği, bazı insanlarda aşırı melatonin üretimini uyarabilir; bu nedenle sonbahar-kış aylarında halsiz, uykulu, uyuşuk ve yorgunluk hissetme meydana gelebilir.

Mevsimsel depresyon belirtileri nelerdir?

Araştırmalara göre sonbahar depresyonu her yıl yaklaşık 10 milyon Amerikalıyı etkiliyor. Mevsime bağlı bu olumsuz duygudurum, kadınlarda erkeklere oranla 4 kat fazla görülüyor ve genellikle 18-30 yaşları arasında yoğun olarak yaşanabiliyor. Ancak, bazı çalışmalar çocuklarda da mevsimsel depresyonun görülebildiğine dikkat çekiyor.

Bu konuda yapılan birçok çalışma doğurganlık çağındaki kadınlara odaklanmış olsa da araştırmalar, mevsimsel depresyonun belli bir yaşa ya da cinsiyete özgü olmadığına da vurgu yapıyor. Her ne kadar erkeklerde daha az görüldüğü raporlanmış olsa da bu durumun sebebi olarak erkeklerin ruh hali değişimlerini kabul etmekte direnç göstermeleri de belirtiliyor. Mevsimsel depresyonun en yaygın belirtileri arasında:

-Mod düşüklüğü
-Tükenmişlik hissi
-Kilo değişimleri
-İştahsızlık
-Uyku isteği
-Motivasyon eksikliği
-Kronik yorgunluk
-Erteleme ve oyalanma alışkanlığı gibi kişinin yaşam kalitesini düşüren semptomlar yer alıyor. Tüm bu belirtiler, kişinin enerjisini düşürerek yaşam kalitesini olumsuz etkileyebiliyor. Bu nedenle mevsimsel depresyonu önlemek için birtakım yaşam tarzı değişiklikleri yapmak çok önemli.

Mevsimsel depresyon nasıl geçer?

Siz de özellikle sonbahar ve kış aylarında kendinizi kötü hissediyor; mevsime bağlı depresyon semptomları yaşadığınızı düşünüyorsanız bu duygudurum bozukluğu ile başa çıkmak için bazı değişiklik yapabilirsiniz:

1. Bakış açınızı değiştirin

Sonbaharı olumsuz deneyimlerle ilişkilendirmek yerine, yeni bir çerçeveye oturtarak ona farklı bakmayı deneyin. Günlerin kısalmasına, güneş ışınlarının azalmasına değil; yağmurun güzelliğine, renk değiştiren yaprakların büyüsüne odaklanın. Açık havada farklı deneyimler yaşayın, evde sıcak içeceklerin ve battaniyelerinizin keyfini çıkarın. Bakış açınızı olumluya çevirin.

2. Sağlıklı beslenin

Mevsime bağlı duygusal rahatsızlık mağdurları genellikle sağlıksız beslenmeye meyilli olur, fazla karbonhidrat tüketir. Ancak bu beslenme türü, koşulları iyileştiremediği gibi daha da kötüleştirir. Oysa yeşil sebzeler, balık ve protein bakımından zengin bir beslenme yöntemi sayesinde hormonları ve mutluluğu etkileyen serotonin seviyesini dengede tutmak mümkün.

3. Güneşi yakalayın

Günlerin kısalmaya başladığı, bulutların hüküm sürdüğü sonbahar aylarında ve soğuk ve karanlık kış günlerinde güneş azıcık da olsa yüzünü gösterdiğinde bunun kıymetini bilin ve hemen açık havaya çıkıp güneşten faydalanmaya çalışın.

4. Yapay ışıktan faydalanın

Eğer güneş ışınlarını yakalayamıyorsanız, yapay ışıktan faydalanmayı deneyin. En çok zorlandığınız aylarda, özellikle sabah saatlerinde yapay ışık altında vakit geçirin. Işık, güneş ışınlarının sizin üzerinizde yarattığı etkiyi yaratmaya yardımcı olarak beyninizdeki mutluluk hormonlarını serbest bırakır ve ruh halinizi iyileştirmeyi destekler.

5. Hareket edin

Düzenli fiziksel hareketin, yalnızca fiziksel değil zihinsel etkisi de oldukça büyük. İyi oluş halini desteklemek, stresi azaltmak, mutluluk hormonlarını artırmak ve doğayla bağınızı güçlü tutmak için her gün kısa da olsa açık havada yürüyüş yapın.

6. Yeni bir şeye başlayın

Sonbaharın yeni başlangıçların, yeni dönemin zamanı olduğunu hatırlayın ve bu mevsimi lehinize kullanın. Yeni bir hobiye başlayın, farklı beceriler edinin, ilginizi çeken eğitimlere katılın. Size ve yaşamınıza iyi gelecek değişiklikler yapın.

7. Doğayla bağınızı güçlendirin

Havaların soğumasının doğayla aranızdaki bağı zedelemesine izin vermeyin. Yağmur çizmelerinizi giyin, şemsiyenizi alın ve kendinizi yine doğanın kollarına bırakın. Doğanın iyileştirici gücünün farkına varın; yağmur kokusunu içinize çekin, kuru yaprakların hışırtısına odaklanın… Değişen mevsimi takdir edin ve doğadan ilham alın.

8. Dekorasyonda değişiklikler yapın

Güneşin bir görünüp bir kaybolması, havaların soğuması, evinizde daha fazla geçirmenize neden oluyorsa bundan keyif almayı deneyin. Yaşam alanlarınızda size ilham verecek, içinizi huzurla, neşeyle dolduracak değişiklikler yapın. Mumlar ekleyin, tütsüler yakın, renkli minderler ekleyin… Dönüşen mevsimin, değişen zamanın tadını evinizde de çıkarmaya çalışın.

9. Profesyonel destek alın

Mevsime bağlı duygusal rahatsızlık yaşıyorsanız ve çok uzun süre boyunca semptomlarıyla başa çıkmakta zorlanıyorsanız bu konuda size yol göstermesi için bir uzmandan destek alabilirsiniz.  Birçok insan mevsime bağlı olarak kendisini umutsuz, çaresiz, modu düşük ve motivasyonsuz hissedebilir; ancak bu semptomlar birkaç gün içinde ortadan kaybolmuyorsa ve sosyal hayatınızı, yaşamınızı olumsuz yönde git gide daha şiddetli etkiliyorsa, en iyisi profesyonel yardım olabilir.

Son olarak sonbahar depresyonu konusunda diğer yazılarımıza da göz atmak isterseniz aşağıdaki linklere tıklayabilirsiniz:

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale