X

Kendimizi neden değersiz hissederiz, değersizlik duygusu ile nasıl baş edebiliriz?

Zaman zaman çoğumuz kendi değerimiz hakkında tereddüt yaşayabiliyoruz. Canımızı sıkan bir şeyler, başımıza gelen talihsizlikler ya da deneyimlediğimiz başarısızlıklar, bu tereddütü yaşamamıza; yani değerimizi sorgulamamıza neden olabiliyor. Genellikle umutsuzluk ve önemsizlik duygularıyla harmanlanan değersiz hissetme, depresyonun yaygın bir belirtisi olabildiği gibi düşük benlik saygısı, ihmal, istismar, travma veya kişinin benlik duygusuna tehdit oluşturan zor durumlar nedeniyle de ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle değersiz hissetmenin sebeplerini ve değersiz hissettiğiniz zamanlarda neler yapabileceğinizi öğrenmek, değersizlik duygusu ile başa çıkmanıza yardımcı olabilir.

Değersiz hissetmenin nedenleri

Değersizlik hissi altında birçok faktörü barındırabilir; aile, sosyal yaşantı, mizaç, stres, yaşam zorlukları, yakın çevre, olumsuz olaylar veya daha birçok istenmeyen durum kendinizi değersiz hissetmenize neden olabilir. En yaygın nedenlerin arasında şunlar yer alır:

1. Dışlanma

Arkadaş grubunuzun dışında kaldığınızda kendinizi kötü hissedebilirsiniz. Bazen işler yolunda gidiyormuş gibi görünse de beklenmedik bir sebepten dolayı dışlanabilir ya da grubun dışında kaldığınızı hissedebilirsiniz. Bu durumda kendinizi izole etmeniz yetersizlik duygusuyla karşı karşıya kalmanıza neden olabilir. Ancak, doğru arkadaşlar ihtiyacınız olduğunda orada olan, sizi destekleyen, kendinizi yanlarında iyi hissettiğiniz kişiler olmalıdır; sizi değersiz hissettirenler değil.

2. Başarı baskısı

Çoğumuz, yaşamımızın büyük bir bölümünde, özellikle ergenlik çağından ve yirmili yaşların sonuna kadar sürekli başarılı olmak için baskı altındayız. Başarma baskısı, benlik saygısına zarar verebilir; bir şeyleri yeterince yapamıyormuş gibi hissetmenize ve hatta suçluluk duymanıza neden olabilir. Başarmak için çabalarken hedeflerinize tam olarak ulaşamadığınız noktada yetersiz olduğunuzu düşünerek kendinizi değersiz hissedebilirsiniz. Oysa ki hayatta başarılara olduğu kadar başarısızlıklara da yer vardır ve herkes bir şekilde benzer yollardan geçer; önemli olan inancı hiçbir zaman kaybetmemektir.

3. Çocukluk travmaları

Kalıcı bir iz bırakan olumsuz çocukluk deneyimleri, ihmal, istismar, takdir ve destek görmeme değersiz hissetme duygusunun gelişiminde rol oynayabilir. İstismara uğrayan veya ebeveynleri tarafından sıklıkla eleştirilen çocuklar, bu önemsememe duygusunu yetişkinlik dönemlerine taşıyabilir. Travmaların çözüme kavuşması, kişinin kendini ya da geçmişini affetmeyi, bağışlamayı öğrenmesi ve kabul etmesi için profesyonel bir destek almak yardımcı olabilir.

4. Yıkıcı eleştiriler

Geçmişte ya da şu anda başkaları tarafından eleştirilmiş olabilirsiniz. Birinin sizi küçük düşürdüğünü ya da başarısızlığınızı yüzünüze vurduğunu düşünerek kendinizi değersiz hissetmeye başlayabilirsiniz. Yapıcı olmayan eleştiriler, bireylerin kendilerini yetersiz hissetmesine ve değersiz biri olarak görmesine neden olabilir; oysa ki buradaki sorun nasıl eleştiri yapması gerektiğini bilmeyen karşıdaki kişidir.

5. Ayrılık süreci

Herhangi bir ilişkinizde bitiş çizgisine çok yaklaştığınızda ya da boşanmanız kesinleştikten sonra kendinizi ‘Neden ben, ne oldu, ben neyi eksik yaptım, bende eksik olan ne, neden yeterli değilim’ gibi sorularla baş başa kalmış bulabilirsiniz. İçine düştüğünüz duygusal olarak zorlayıcı olan bu durum da öz değerinizi sorgulamanıza ve dolayısıyla kendinizi değersiz hissetmenize neden olabilir.

6. Düşük benlik algısı

Yaşamınızdaki birtakım olaylardan, toksik ilişkilerden, olumsuz durumlardan dolayı öz güveniniz sarsılmış olabilir ve bu nedenle düşük benlik algısı ile mücadele etmek zorunda kalabilirsiniz. Kendinize olan güveninizi kaybettiğinizde ve benliğinize dair hissettiğiniz, düşündüğünüz her şey sadece olumsuz yargılardan ibaretse tüm bunlar değersizlik hissini doğurabilir.

7. Olumsuzlukları kişisel algılama

Olumsuz olayları kendi eylemlerinize veya özelliklerinize bağlayabilirsiniz. Bir şeyler yolunda gitmediğinde bunu kendi hatanız olarak görüp içsel nedenlere bağladığınızda işe yaramama, kayda değer bir şeyler yapmama ile kendinizi suçlayıp değerinizi sorgulamaya başlayabilirsiniz.

8. Yaşamın zorlukları

Hepimiz paranın her şey olmadığını bilsek de özellikle finansal bir çıkmaza girdiğimizde veya bir iş kaybı yaşadığımızda, korku, stres ve endişe hayatımızı ele geçirebilir. Öz değerimiz sarsılabilir, kusurlu olduğumuza inanmaya başlayabilir, kendimizi yetersiz, umutsuz, işe yaramaz hissedebiliriz. Bu nedenle mali sorunlar, ayrılıklar, kavgalar, iş kaybı, sınavı kazanamama gibi hayatın doğal bir parçası olan olumsuzluklarla başa çıkamadığımızda değersizlik hissiyle yüzleşebiliriz.

Değersiz hissettiğinizde kendinize sormanız gereken sorular

Kendi değerinizi sorgulamaya başladığınızda aksiyon almadan önce sakince durup düşünmeniz ve kendinize farkındalığınızı artıracak birkaç soru sormanız bu olumsuz duyguyla başa çıkmanızı kolaylaştırabilir:

Konu benimle ilgili mi: Her şey bizimle ilgili değil ve her durumda başkalarının onayına ihtiyacımız yok. Başkalarını memnun etme arayışında her şeyi, herkesi ciddiye almak zorunda değiliz. Üstelik kişisel algılamamıza da gerek yok, konu belki de bizimle hiç ilgili değil.

Sahip olduklarıma mı yoksa eksikliklerime mi odaklanıyorum: Sahip olduklarımız için şükretmek, elimizde olmayanlara üzülerek vakit kaybetmekten çok daha iyi bir seçenek. Konu ister maddi bir şey ister başkalarından gelecek onaylama olsun, elimizde, hayatımızda, yanımızda olmayan herhangi bir şey için kendimizi kötü hissetmek yerine sahip olduklarımıza kıymet vermeliyiz.

Şu anki düşünce ve hislerim beni istediklerime yaklaştırıyor mu: Mevcut düşüncelerimiz, hayatımızı belirli bir yöne doğru çeken etkili araçlardır; kimi zaman ileriye kimi zamansa geriye. Bu nedenle sahip olduğumuz fikirler, inançlar bizi ileriye doğru götürmüyorsa, istediğimiz şeyler için bize hizmet etmiyorsa onlara odaklanmanın da bir anlamı yoktur. Eylemlerimiz ve düşüncelerimiz yaşam hedeflerimizle ve gitmek istediğimiz yönle uyumlu olmalıdır.

Kendimi sevmem için ne gerekli: Kendimizi sevmek, değersizlik duygusundan kurtulmaya yardımcı olabilecek önemli bir adım. Öyleyse, kendimize şunu sormalıyız, kendimi sevmem için bana ne gerekli, ne yapmalıyım, nasıl kendimi sevebilirim, hak ettiğim değeri kendime ‘kendim’ nasıl verebilirim… Öz sevgi, iyileştirici bir güçtür ve değerimizi bulmamıza yardımcı olabilir. Başkalarından sevgi ve onay beklemeden önce, kendimizi sevmemiz gerekir.

Kendime bırakmak için izin verebilir miyim: Olumsuz bir duruma, olaya veya düşünceye sıkı sıkıya tutunduğumuzda kendimizi kolayca değersiz hissetmeye başlayabiliriz. Ancak, o tutunduğumuz şey her ne ise, onu bırakmaya karar verdiğimizde değersizlik hissini de ortadan kaldırabiliriz. Bir yaşanmışlığı unutmak, birini affetmek, bağışlamak, nefret, kin gibi yıkıcı duyguların bizi terk etmesine izin vermek, onların içine hapsolmamak için kendimizi çekip çıkarmak hem sevgiyle güçlenmemize hem de değerimizi fark etmemize yardımcı olabilir.

Değersizlik duygusu ile baş etmenin yolları

Sorulara cevap verdikçe ilerlemeye başlayacak ve değersizlik hissine karşı bir şeyler yapmanız gerektiğini fark edeceksiniz. İşte zihninizde bu süreci sorularla başlattıktan sonra değersizlik hissine karşı yapabilecekleriniz:

1. Kendinize karşı nazik olun

Çok sevdiğiniz, iyi bir arkadaşınıza kendinize davrandığınız gibi davranır mıydınız? Çoğu zaman, kendimize acımasızca sert davranırız ve başkalarına verdiğimiz sevgiyi, saygıyı, anlayışı kendimize göstermekte başarısız oluruz, bu da değersizlik hissini pekiştirmeye neden olabilir. Kendinize karşı daha nazik yaklaşarak, olumsuz iç sesleri susturarak, içinizdeki eleştirmeni durdurarak harekete geçebilirsiniz.

2. Şükretme pratiklerini sıklaştırın

Sahip olduklarınızın kıymetini daha iyi bilerek, elinizde olmayanların sizi değersizmiş gibi hissettirmesine engel olabilirsiniz. Bir şükran günlüğü tutmak, ne kadar önemli olduğunuzu görmenize, kıymetli şeylere sahip olduğunuzu fark etmenize ve öz değerinizi takdir etmenize yardımcı olabilir. Aynı zamanda düşüncelerinizi yeniden eğitmenin, olumluya yönlendirmenin etkili bir yoludur.

3. Büyüdüğünüzü, geliştiğinizi fark edin

Değersizlik duygusu ile karşı karşıya kalmanıza neden olan durumlar, karşılaştığınız olaylar, değişen çevreniz, evrilen düşünceleriniz aslında büyüdüğünüzün, geliştiğinizin ve konfor alanınızdan çıktığınızın göstergesi olabilir. Bu nedenle hissettiğiniz bu duygunun aslında olgunlaştığınızın doğal bir parçası olduğunu fark ederseniz, karmaşık hisleri daha kolay kabul edip baş edebilirsiniz.

4. Şu an bulunduğunuz yerde, olduğunuz halinizle yeterli olduğunuzu anlayın

Unutmayın ki ne olduysa olması gerektiği için oldu ve siz bu nedenle tam olarak olmanız gereken yerdesiniz. Yaşadığınız kötü olaylar, karşılaştığınız olumsuz durumlar sizi değersiz hissettirmek için değil; büyümenize katkıda bulunmak için oradalar. İstenmeyen durumlar, zorlayıcı, üzücü, yıkıcı olaylar da yaşamın doğal akışında olan parçalar ve sadece sizi olmanız gereken yere taşımaktan sorumlular. Sadece şunu hatırlayın: Hiçbir şey için geç kalmadınız, olmanız gereken başka bir yer yok, olduğunuz yerde ve olduğunuz haliyle yeterlisiniz.

5. Ne kadar yol kat ettiğinizi hatırlayın

Şu an herhangi bir şeyi başaramadığınız için kendinizi değersiz biriymiş gibi hissediyorsanız geçmiş başarılarınızı kendinize hatırlatarak daha önce neler yaptığınızı, ne kadar yol kat ettiğinizi fark edebilirsiniz. Unutmayın, kötü bir hayat değil sadece kötü bir an geçiriyorsunuz. Hayatınızda her duyguya, her duruma yer açmayı; olan her şeyi kabul etmeyi öğrendiğinizde insan olmanın çok çeşitli imkan ve deneyimlere gebe olduğunu fark edebilir; en ufak bir talihsizlikte değerinizi sorgulamaya başlamazsınız.

6. Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın

Kendinizi başkalarıyla kıyaslayarak sizde olmadığını düşündüğünüz şey her ne ise onun sahip olduklarınızı gölgelemesine izin vermeyin. Herkes kendi yaşantısından sorumlu. Kimse kimseden üstün, değerli değil. Başkalarının standartlarına göre yargılamak yerine, sahip olduğunuz ve sizi siz yapan her şey için minnettar olmayı öğrenin. Sahip olduklarınız veya elde ettikleriniz ne olursa olsun, başkaları nasıl işler başarırsa başarsın siz, siz olduğunuz için değerlisiniz.

7. Duygularınızın bağlamına dikkat edin

Çoğu zaman, önemsizlik ve değersizlik duyguları en çok belirli durumlarda mevcuttur veya belirli kişilerin yanındayken tetiklenebilirler. Benlik saygınızın düştüğünü hissettiğiniz durumlara dikkat edin. Eğer buna sebep olan insanlar varsa toksik ilişkilerinizi gözden geçirin ve aynı durumların içinde kalmamaya gayret edin.

8. Affetme alıştırması yapın

Hem başkalarını hem kendinizi affetmeyi deneyin. Çoğu zaman yaptığımız veya yapmadığımız birçok şey için suçluluk, pişmanlık duyarak kendimizi affetmekte zorluk yaşayabiliriz. Ya da yıllar önce birinin bize söylediği sözü, gösterdiği bir davranışı bir türlü içimizden atamıyor olabiliriz. Tüm bunlar değersiz hissetmeyle yakından ilişkilidir; bu nedenle affetmek, bu duyguyu dindirmenin etkili bir yoludur.

9. Başkalarına yardım edin

Başkalarına yardım etmek, başarı duygusunu teşvik ederek değersizlik hissini ortadan kaldırabilir. Toplum yanlısı faaliyetlere katılarak ne kadar önemli işler yaptığınızı, başkaları için kıymetli çalışmalar ortaya koyduğunuzu, değerli bir insan olarak değerli birçok şeye imza attığınızı fark edebilirsiniz. İnsanlara yardım elinizi uzatarak değersizlik hissini sessize alabilirsiniz.

10. İyi yaşam pratiklerini alışkanlık haline getirin

Meditasyon, yoga, mindfulness, nefes egzersizleri ya da doğada zaman geçirmek gibi iyi yaşam pratiklerinin özellikle zor zamanları atlatmakta çok büyük rol üstlendiğini unutmayın. Bu araçların gücünü hayatınızın her alanında kullanabilmek, olumsuz duygu ve düşüncelerinizle savaşmak için günlük rutinlerinizde hepsine yer vermeye çalışın.

11. Duygusal çevikliğin gücünü keşfedin

Duygusal çeviklik; bireyin düşüncelerini, duygularını ve karşılaştığı olayları olumsuz yönde değil, aksine kendilerinin en iyi yönlerini ortaya çıkarmaya teşvik edecek şekilde deneyimleme yeteneğidir. Geliştirilebilir bir beceri olan duygusal çeviklik, değersizlik hissiyle baş etmeye çalışırken güçlenebilir. Bu nedenle olumsuz duygular sizi iyi hissettirmiyor olsalar da onları kendinizi duygusal olarak daha güçlü bir hale getirmek için yontabilirsiniz.

12. Geçici bir duygu olduğunu fark edin

Değersiz hissetmek, genellikle özgüvensizlik, sevgisizlik, motivasyon eksikliği gibi olumsuz duygu fırtınalarıyla birlikte gelir. Ancak, unutmayın ki tüm duygular da hava durumu gibidir; dağınık, öngörülemez ve geçici. Bugün fırtına da olsa yarın ışıl ışıl güneş açabilir. O nedenle kendinize şu an içinde bulunduğunuz durumun, mücadele ettiğinizin duygunun geçici olduğunu hatırlatın ve yeniden yola devam etmek için hazırlanın.

Değersiz hissetmek, önemli bir sıkıntı yaratabilir ve günlük yaşamda normal şekilde çalışmayı zorlaştırabilir. Yaptığınız hiçbir şeyin doğru olmadığını veya hiçbir çabanızın bir fark yaratmayacağını düşündüğünüzde, hedeflerinizi gerçekleştirmek için motive olmakta zorlanabilirsiniz. Bu nedenle, bu zor duyguları yönetmenin yollarını bulmak ve gerektiğinde yardım istemek önemlidir. Çeşitli yöntemler, iyi yaşam pratikleri, olumlu düşüncenin gücü değersizlik hissiyle baş etmeniz konusunda size yardımcı olmuyorsa ve bu duyguyu çok daha sık ve yoğun yaşıyorsanız bir profesyonelden destek alarak da ilerleyebileceğinizi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Özgüven ve öz saygı: Başkalarından beklediğiniz güveni ve saygıyı kendinize ne kadar gösteriyorsunuz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale