X

İlahi nizam ve kainat 5: Evrenin realitesi insan

“Yeni manzaralar aramak yerine yeni gözler geliştirin.”
Marcel Proust

Bazılarımız için hayatın geçekliği anne olmaktan ibaret. Bazılarımız için sadece kariyerimiz bu hayatımızın gerçeği, bu hayatımızın en büyük amacı kariyerimizde imrenilecek yerlere gelmek, başılarımızdan söz ettirmek… Bazılarımız için hayatımızın gerçeği hep daha iyiyi aramak, en iyi dereceyi yapabilmek, girdiğimiz her yarışta dereceler getirmek ve kim olduğumuzu herkese, tüm dünyaya ispat etmek…

Bazılarımız ise bu dünyaya bir karınca olarak gönderiliyoruz, kışın yuvasında yiyeceği bir çekirdek kabuğuna sahip olmak hayatının tek gerçeği olan bir karınca… Bazılarımız ise bu hayata ulu bir meşe olarak geliyoruz, hayatının tek amacı baharda yemyeşil açıp gölgesini sere serpe ve alçakgönüllülükle tüm ormanla paylaşmaya programlanmış, kışın ise tüm yapraklarını bıkmadan usanmadan döküp çırılçıplak kalacak olan o güzel meşe…

Bazılarımız ise bu hayata kelebek olarak gönderiliyoruz, hayatımızın gerçeği sadece bir gün ile sınırlı… Evet, bazılarımız için yıllar yetmezken bu dünyada geçireceğimiz zamana, o güzel kelebek için, yanlış okumadınız, sadece bir gün ile sınırlı ve kocaman bir ömür var aslında. Güzelim kanatlarımızı açıyoruz ve o bir günümüzü burada bulunmamızın getirdiği tüm gerçekliği bilerek ve soluyarak sonuna kadar yaşıyoruz.

İşte hayatlarımızı böyle yaşıyoruz, kendi gerçeğimizin sınırlarında, kendi realitemizde. Bugün birlikte soralım istiyorum sizlerle: Realite nedir? Yani hayat bizlerin sürekli karşılaştırmaktan geri kalmadığımız, bizden sözüm ona daha iyi, daha varlıklı, belki daha şanslı, belki daha huzurlu ya da daha mutlu yaşanan hayatlara göre karşılaştırılabilir bir şey midir? Aklımızın yettiği bu realite aslında çok daha üstün bir planın parçası olabilir mi? Hangimizin hayatı hangimizin gerçekliği diğerine göre daha iyi olmakla, daha kötü olmakla, daha yüce olmakla, daha basit olmakla yargılanabilir? Buna gücümüz yeter mi?

Gelin sevgili Bedri Ruhselman’ın İlahi Nizam ve Kainat eserinden realiteye dair bulduklarımıza bakalım.

İnsanlar için realite, hislerin alaka kurduğu mevcudiyete inanmaları demektir. Şu hade –hisler, daima değiştiğine göre– sabit bir realite yoktur. İdrakler genişledikçe ve arttıkça, hisler ve realiteler de değişir ve kapsam kazanırlar. Demek ki vicdan mekanizmasında aşağıdan yukarıya yükselen ve değişen realitelerin durumu, varlığın vazife planına doğru uzanış ve yürüyüşünün hızını gösterir. Çünkü realiteler, idrak ile birlikte yürürler. İdrakler ne kadar artarsa, realiteler de o oranda genişler ve kapsam kazanırlar. Yani, hislerin alaka kurduğu mevcudiyetler çoğalır ve onlar benimsemek, hazmetmek kudretleri artar; böylece daha yüksek ve ileri realitelere ulaşılır.

Bir dağa tırmanan insan dağın eteklerinde iken, karşısında ancak küçük bir arazi parçasnı görebilir. Dağa tırmanıp yükseldikçe, gözlerinin önünde açılan arazı o oranda genişler. Ve dağın tepesine çıktığı zaman, ovayı bütün kapsamıyla görür ve kavrar. İşte, idrak yükseldikçe, realitelerin kapsaı da böylece artar.
(…)
İnsan bir realitede tümüyle yaşadıktan sonra, orada kendisini tatmin etmemeye başlayan noktalarla karşılaşınca ve daha üstünü aramak ihtiyacını duyunca, içinde bulunduğu realite, artık ikinci plana düşmesi gereken, nefsaniyet haline giren bir unsur olur.

Bir dönem içerisinden geçmekte olduğum zorlu olaylar, realite ve hayatın geçeğine bakışımı tamamıyla kapatmıştı. Aldatılmış, hayallerim elimden alınmış, tek başıma kalmış ve her açıdan kaybetmiştim. İşte hayatımın tanımı olan realitem buydu; kaybetmek. Peki sonra ne oldu dersiniz, zaman geçti ve tüm olaylara ve hayatın bana sunduklarına farklı gözlerle bakabilmeye başladım. Bu hayatta herhangi birimiz diğerine göre ne daha şanssızdı, ne de daha fazla acıyı hak ediyordu. Bu sadece hayat yoluydu, her birimiz için ilahi bir düzende ve muhteşem bir planda oluşturulmuş hayat yolumuz. Kontrol edebileceğimiz tek şey ise bu yolu görmeyi seçeceğimiz bakış açımız, yani realitemizdi.

Bugün adeta bir dağın tepesinden bakabiliyorum hayatımın ovalarına, okyanuslarına, fırtınalarına, denizlerine, çöllerine, kutuplarına. Hepsi kocaman bir akışın vazgeçilmeyecek, bırakılamayacak ve bütününü oluşturan yegane parçaları. 

İşte hayatımızın gerçeği, yani bugün realitemiz olan şeyler, olaylar, bakış açıları, hepsi aslında kocaman bir bütünün parçası, tek yapmamız gereken o kısıtlı yorumlarımızdan, sınırlılık inançlarımızdan, tek taraflı bakışımızdan kurtulmak. 

Hayatın, dünyanın, bu kocaman evrenin realitesi insan, peki senin realiten nedir?

İlginizi çekebilir: İlahi nizam ve kainat 4: İnsan ve nedensellik prensibi

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale