X

II. Wellbeing Konferansı’nda her alanda ‘İyi Olma Hali’ konuşuldu

“Wellbeing ve Bütünsel Sağlık Derneği”nin organize ettiği ve ülkemizde geçtiğimiz yıl ilk kez gerçekleşen “Wellbeing Konferansı”nın ikincisi 4 Mayıs 2024 Cumartesi günü İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi’nde gerçekleşti. Konferansta, İş, Tıp ve Akademi dünyasından konularında uzman ve topluma ilham veren değerli panelistler yer aldı. “Avrupa Yakası” dizisinin ünlü oyuncusu, Wellbeing Uzmanı, Hale Caneroğlu tarafından sunulan konferans, Wellbeing Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Şinik’in açılış konuşması ile başladı.

Herkese açık olan etkinliğe 300 kişi katıldı. Konferansa katılan isimler arasında Melisa Sabancı Tapan, Leyla Alaton, Atom Damalı, Mine Kalpakçıoğlu, Pelin Bozkurt Bilgiç, Prof. Dr. Özge Çelik, Prof. Dr. Nuray Yazıhan, Prof. Dr. Pelin Arıbal Ayral, Prof. Dr. Özge Çelik, Dr Buğra Öktem, Dr. Özdal Ersoy, Dr İrem Ergün, Psikolog Mehmet Zararsızoğlu, Psikoterapist Şeyda Betül Kılıç, Melek Pulatkonak, Didem Şinik Arıkan, Meltem Kurtsan gibi tanınmış simalar da vardı. Sektörün sevilen isimleri; paylaşımları ile de konferansın daha çok kişiye ulaşmasında etkili oldular.

Konferansın kapanışında Dr. Levent Buda tarafından, Avrupa turnesini gerçekleştirdiği “Doktor’dan Temiz Hikayeler” isimli Stand-Up Show’un yer aldığı programda, katılımcılara keyifli dakikalar yaşatarak “iyi olma halini” yükseltti.

Konferansa duyulan ilgi, toplumu oluşturan bireylerin her anlamda daha iyi olma, daha iyi hissetme hali için yoğun bir arayışta olduğunun çok güçlü bir kanıtı… Wellbeing ve Bütünsel Sağlık Derneği, çalışmalarını halk tabanına hızlı bir şekilde götürmek için STK’lar ile iş birliği yaparak ve her ay muhtelif eğitimler düzenleyerek çalışıyor…

Konferansta:

  • Kariyer Hayatında Wellbeing
  • Sindirim Sağlığı ve Wellbeing
  • Sosyal Hayatta Wellbeing
  • Epigenetik ve Wellbeing
  • Kadın Sağlığı ve Wellbeing konularında paneller yapıldı.

Paneller arasında, Teknosa CEO’su Sitare Sezgin ve Philips Kişisel Sağlık Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Genel Müdürü Sibel Yıldız da konuşmacı olarak yer aldı. Konferansın Platin Sponsorluğu Teknosa, Altın Sponsorluğu Philips Kişisel Sağlık, Mekan Sponsorluğu Bahçeşehir Üniversitesi, Radyo Sponsorluğu Radyo Voyage, PR Sponsorluğu Time PR ve Kahve Sponsorluğu Arçelik tarafından gerçekleştirildi.

Yapılan basın söyleşisinde Dernek Başkanı Ebru Şinik; “Gelecek yıl, konferansa yurtdışından çok özel konuşmacılar getirileceğini ve Wellbeing’in Türkiye’de daha da popüler olmasına yardımcı olup ‘toplumumuzun sağlığına daha fazla önem vermesine aracı olmanın’ hedefleri olduğunu” söyledi.

İlginizi çekebilir: ‘Her alanda iyi olma hali’: Ebru Şinik ile yaklaşan Wellbeing Konferansı’nı konuştukHer alanda iyi olma hali’

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Alin’in seçtikleri: Geçmişten günümüze teknoloji ütopya/distopya dizileri ve filmleri

Teknolojinin sonsuz olanaklar ve sınırsız hayal gücü ile dolu dünyasından yeniden merhaba! Daha önce sizlere Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler ve Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor? yazılarımda bu dünyanın kapılarını aralamıştım, şimdi ise teknoloji dünyasının başka bir boyutunu birlikte ele alacağız; teknoloji ütopya/distopya dizileri ve filmleri.



Teknoloji, hayatımızın her köşesine sızmışken, yaratıcı zihinler bu ilerlemeleri hem umut verici hem de uyarıcı birer hikayeye dönüştürme konusunda oldukça başarılılar. Etkileyici ve sürükleyici bu yapımlar, bizlere ‘olası’ gelecekler sunarken, aynı zamanda bugün üzerinde düşünmemiz gereken pek çok konuyu da beraberinde getiriyor. Ama şunu kesinlikle söylemeliyim ki en büyük ilgi alanlarımdan biri olan teknolojiyi konu alan ütopya ve distopya yapımları benim favorilerim. Gelin, birlikte bu sıra dışı ve teknolojinin sınırlarını zorlayan hikayeleri yakından keşfedelim:

Star Trek: The Next Generation (1987–1994)

Biraz gerilere gidip 90’lı yıllara doğru uzanacak olursak; 1987’de yayınlanmaya başlayan Star Trek: The Next Generation serisini listemizin başına alabiliriz. Dizi, diplomatik misyonlarını yerine getirirken yeni keşifler yapan bir uzay gemisi mürettebatının maceralarını anlatıyor. Ayrıca, teknolojinin insanlığın sosyal ve etik sınırlarını nasıl genişletebileceğini ve farklı ırkların, farklı kültür ve toplumların bir arada nasıl uyumlu bir şekilde ilerleyebileceğini de gösteren bu dizi, döneminin en popüler yapımlarından biri.

Truman Show (1998)

Eğer siz de benim gibi başarılı oyuncu Jim Carrey’in filmlerini çok seviyorsanız ve Truman Show’u henüz izlemediyseniz, yine kendi dönemine damgasını vuran yapımlardan biri olan bu film, mutlaka listenizde yer almalı. Jim Carrey’in canlandırdığı baş karakter Truman, tüm dünya tarafından izlenen bir televizyon şovunun yıldızı ama bunun farkında değil. Film, teknolojinin ve medyanın, insan yaşantısı üzerindeki etkilerini eleştirel bir şekilde ele alırken gerçeklik ve kurgu arasındaki algı üzerinde gidip geliyor. Filmin teknolojinin kontrol edilebilir bir ütopya yaratma potansiyeline karşı en çarpıcı örneklerden biri olduğunu da söylemek mümkün.

Matrix (1999)

Elbette ki teknoloji ve distopya kelimelerinin geçtiği bir yerde adını anmazsak olmaz bir yapım: Matrix. Geçmişten günümüze etkisini, seyircisini kaybetmeden gelen ve gelecekte de daha çok konuşulması beklenen bu başarılı yapım, 1999’da serinin ilk filmi ile kalbimizde, zihnimizde derin bir yer edinmeyi başardı. Matrix, yapay zekanın yönettiği bir düzende kurulu, gerçekliğin hemen hemen her an sorgulandığı, özgürlük arayışının ise asla bitmediği bambaşka bir dünya. Her şey bir simülasyondan mı ibaret yoksa ‘gerçek’ bir dünya var mı, varsa ona açılan kapı nerede, hala Matrix dünyasında cevaplanmayı bekleyen sorular arasında. Üstelik, sinema sektöründen yükselen sesler, serinin yeni ve hiç beklenmedik gelişmelerle dolu bir filminin daha yolda olduğu yönünde…

Black Mirror (2011-)

Aklınızın size oynayacağı oyunlara ne kadar hazırsınız? Teknoloji, daha ne kadar ileriye gidebilir? Her şey daha iyiye mi yoksa daha kötüye doğru mu yol almakta? Her bölümünde bambaşka hikayelerle, teknolojinin bambaşka yönleriyle karşımıza çıkan Black Mirror, modern dünyanın potansiyel tehlikelerini en çarpıcı şekilde ele alan distopya serilerinden biri. Bir an bile olsun düşünmeyi bırakamayacağınız ve etkisinden uzun süre çıkamayacağınız bir dizi arayışındaysanız, Black Mirror’ı kesinlikle tavsiye ediyorum.

In Time (2011)

Sizce para mı daha değerli, yoksa zaman mı? Ya da sorumu şöyle değiştireyim; ya zaman da para gibi harcanan bir şey olsaydı, dünyada neler olurdu? İşte In Time, tam da bunu anlatıyor. Öyle bir dünya düşünün ki, yaşamak için ne kadar zamanınızın kaldığı, bileğinizde yazıyor ve zamanınız tükendiğinde dünyada size ayrılan sürenin de sonuna gelmiş oluyorsunuz. Ama bir önemli detay daha var; yaşam süresi satın alabiliyor, kendi ömrünüzden başkalarına verebiliyorsunuz. Teknolojinin ve gücün, sosyal adaletsizlikleri nasıl pekiştirebileceğine ve zaman kavramının bir toplumsal baskı aracı olarak nasıl kullanabileceğine çok şaşıracaksınız.



Tomorrowland (2015)

Teknolojinin gücü ve yetenekli insanların bir araya gelmesi, daha iyi bir dünya yaratabilir mi? Usta oyuncu George Clooney’in başrolünde yer aldığı Tomorrowland, bizi geleceğe doğru sürükleyici bir yolculuğa çıkarıyor. Geleceği iyimser bir bakış açısıyla ele alan film, seçilmiş kişilerin daha iyi bir dünya yaratma potansiyeli taşıyan gizemli bir yere yaptıkları yolculuğu konu alıyor.

Westworld (2016-2022)

Yine yapay zekanın başrolde olduğu, geleceğe dair pek çok düşünceyi ve endişeyi de beraberinde getiren distopik bir dünyanın kapısını aralayan sürükleyici bir yapım: Westworld. Oldukça gelişmiş Androidlerle dolu bir tema parkında, insanların fantezilerini yaşayabildikleri, sınırların ortadan kalktığı yapay bir dünya, sözde eğlence dolu androidlerin bilinç kazanmaya başlamasıyla alt üst oluyor. Yapay zeka ile yaratılan androidler, kendilerine biçilen rollerin ötesine geçiyor ve kendi kimliklerini sorgularken gerçek insanlarla da akıl almaz etkileşimler kurmaya başlıyorlar. Etkisinden uzun süre çıkamayacağınız bir dizi arayışınız varsa, Westworld’ü kaçırmayın derim.

Blade Runner 2049 (2017)

Tıpkı Westworld dünyasında olduğu gibi, yüksek teknolojik özelliklerle geliştirilmiş androidler ve gerçek insanlar arasındaki ilişkilere dikkat çeken bir başka yapım; Blade Runner. Film, teknolojinin önlenemez gelişimine ve bunun doğurduğu etik sorunlara odaklanırken, yapay zeka taşıyan varlıkların ‘insansı’ yönlerinin ne tür endişelere yol açabileceğine de dikkat çekiyor. Sürükleyici bir bilim kurgu distopyası arıyorsanız, bu film tam size göre.

Upgrade (2018)

Teknolojinin, insan bedeniyle entegre olması, nasıl bir dünya yaratabilir hiç merak ettiniz mi? Otonom özelliklerle donatılmış arabasının ihanetine uğrayan ve hayatını kaybeden bir kadının eşi, bu dünyadan intikamını almaya kararlıdır, ancak geçirdikleri feci kaza sonrasında pek çok yetisini kaybetmiştir. Yapay zeka ve teknolojiyi harmanlayan küçük bir çip ise ona yardımcı olacaktır, ancak hiç hesapta olmayan bir şey daha vardır; o da STEM adındaki o küçük çipin kendi bilincinin de olması. Upgrade, her sahnesi ile sizi ekrana kilitleyecek ve hayal gücünüzün sınırlarını zorlayacak bir yapım.

Upload (2020- )

‘Dijital bir cennet’ kulağa nasıl geliyor sizce? Güldüren, şaşırtan ama en çok da düşündüren popüler yapımlardan biri; Upload. Dizi, insanların bilinçlerini öldükten sonra dijital bir ‘öteki dünya’ya yükleyebildikleri dönemi anlatıyor. Bir nevi dijital ölümsüzlüğü konu aldığını da söyleyebiliriz. Bu yeni varoluş biçimine adapte olmaya çalışan, dizinin başrol karakteri Nathan’ın ise günden güne kafası daha çok karışıyor, tıpkı izlerken benim de kafamın sık sık karıştığı gibi 🙂 Ama yine de her sahnesi ile Upload, içine çekmeyi başarıyor. Teknolojinin önlenemez gelişiminin yaratabileceği potansiyel bir ütopya ile olası bir distopyanın arasındaki ince çizgi, bu dizi ile daha da belirgin bir hal alıyor.

Eğer ütopik ve distopik dünyalar ilginizi çekiyorsa ya da teknolojinin bu hızlı ilerleyişinin gelecekte ne gibi olası etkiler doğurabileceğine dair merak duyuyorsanız, bu yapımları mutlaka izlenecekler listenize ekleyebilirsiniz. Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.



İlgili Makale