X

Herkesin öğrenmesi gereken temel hayatta kalma becerileri

Modern hayat, birçok konforu da beraberinde getiriyor. Örneğin bugün evden çıkmak zorunda kalmadan istediğiniz her şeyi evinize sipariş edebilirsiniz. Ama elektrik kesilirse, internet giderse veya doğada mahsur kalırsanız, temel hayatta kalma becerilerinin önemini daha iyi kavrayabilirsiniz. Çünkü aslında hepimizin bilmesi gereken bazı beceriler var. Temel hayatta kalma becerileri sayesinde her insan çok zor bir durumu daha katlanılabilir hale getirebilir ve olası kötü senaryolarda hayatını kurtarabilir.

Kamp, off-road, trekking gibi hobileriniz varsa bu becerileri zaten bilmeniz gerekiyor. Yine de bu bilgilere sadece doğada zaman geçirenlerin ihtiyaç duyacağı yanılgısına kapılmayın. Bazen gündelik hayatın içinde de beklenmedik durumlar oluşabilir ve kendinizi bu hayatta kalma tekniklerini kullanmak zorunda kalmış bir pozisyonda bulabilirsiniz. Böyle bir durumda kendinizi nasıl koruyacağınızı bilmek tek yapabileceğiniz şeyken, aynı zamanda olası tehlikeleri aşmak ve hayatta kalmak için de önemli bir adım olabilir. Daha da önemlisi, tüm hayatta kalma teknikleri arasında, ilk kuralın panik yapmamak olduğunu unutmayın. Aklınızı kullanın ve ardından öğrendiğiniz temel hayatta kalma becerilerinin gerekli unsurlarını uygulayın.

Temel kural: Bir yakınınıza nereye gittiğinizi ve ne zaman dönmeyi planladığınızı bildirin

Öğreneceğiniz hayatta kalma becerilerinin amacı, ilgili yardım size ulaşana dek kendinizi hayatta tutmanız. Bu yüzden nereye giderseniz gidin, yokluğunuzu fark edebilecek birine gittiğiniz yeri ve tahmini dönüş tarihinizi haber verin. Böylece gerektiğinde sizi aramaya geleceğini düşündüğünüz kişiyi bekleyebilir, beklerken de aşağıdaki becerilerinizden yardım alabilirsiniz.

1. Güvenli bir kamp alanı seçmek

Diyelim ki doğaya kamp yapmaya gittiniz ve çadırınızı, ayı olmayacağını düşündüğünüz ilk toprak parçasının üzerine kurdunuz… Yeterince güvenli, değil mi? Aslında değil. Hayatta kalma becerilerinden biri olan barınak yapımını öğrenmeden önce, güvenli bir kamp yeri bulmalısınız. Üzerinize düşebilecek tehlikeleri (gevşemiş kaya parçaları, ölü ağaç dalları gibi) taramak için yukarı bakmanız gerekli. Ayrıca kampınızı sular altında bırakabilecek bir çevre koşulu var mı, kontrol etmelisiniz (Yüksek bir yer seçmek her zaman en idealidir). Son olarak zararlı böcekler, zehirli sarmaşıklar ve diğer tehlikeler için zemini inceleyin. Güvenli bir kamp alanı bulmak için harcadığınız zaman konusunda kontrollü olmayı da unutmayın. Sonuçta, gün ışığını kaybetmeden, yeterince güvenli bir kamp yeri seçmiş olmanız gerekiyor.

2. Kısa süreli bir hayatta kalma barınağı yapmak

İklime, hava durumuna, araziye ve mevcut kaynaklara bağlı olarak, size yardım edecek kişilerle karşılaşana kadar sizi dış etkenlerden koruyacak geçici bir sığınak inşa etmek isteyebilirsiniz. Bulunduğunuz coğrafyanın koşullarına uygun barınak yapımı için YouTube videolarından yardım alabilir veya profesyonel bir eğitime katılabilirsiniz.

Unutmayın, zorlu koşullarda genel vücut sıcaklığınızı azaltan veya artıran herhangi bir şey düşmanınız olabilir. Bu noktada üzerinizdeki giysiler de büyük önem taşır. Mümkün olduğu sürece, çevre için uygun giysilere sahip olun. Her zaman bir şapkanız olsun. Vücudunuza en yakın katmanı kuru tutmak için elinizden geleni yapın. Katmanlar havayı hapseder ve kalın bir giysiden daha sıcak tutar. Dilerseniz Vahşi doğada hayatta kalma programları ve YouTube kanalları yazımıza da göz atabilirsiniz.

3. Bir su kaynağı bulmak

Eğer yakınlarda akan su yoksa, suyun yerini belirlemenin birden fazla yolu olduğunu unutmayın. Yokuş aşağı inmek, su bulmak için akıllı bir taktiktir, ancak bazen bu su yolları kurak arazilerde yılan gibi kıvrılarak kurur. Suya yaklaşmak için yeşil bitki örtüsü de arayabilirsiniz. Çünkü onların da hayatta kalmak için suya ihtiyaçları var, bu nedenle yüzeylerinin hemen altında su olması muhtemel. Bir rehber olarak suda yaşayan hayvanların (mesela kurbağaların) seslerini de dinleyebilirsiniz.

Bununla birlikte, doğada bulduğunuz her su, içilebilir olmayabilir, unutmayın. Tahmin edeceğiniz gibi akan su, durgun sudan daha iyidir. Suyun hijyeninden şüphe ediyorsanız en az 10 dakika kaynatın. Kaynatma şansınız yoksa yağmur, kar, çiy gibi kaynaklar da güvenli opsiyonlar olabilir. Ayrıca çevrede devedikeni, kaktüs ve asma gibi su emici bitkiler varsa onları sıkarak da sularını çıkarabilirsiniz.

4. Ateş yakmak

Yemek pişirmenizi, ısınmanızı veya vahşi hayvanları barınak alanınızdan uzaklaştırmanızı sağlayacak bir ateş yakmak için kuru yapraklar, çam dalları veya küçük odun parçaları kullanabilirsiniz. Doğada ateş yakmanın birden fazla yolu var. Koşullarınıza bağlı olarak hangi ortamda, hangi malzemelerle ateş yakabileceğinizi bilmeniz önemli. Bu noktada profesyonel bir eğitim almak, hayatınızı kurtarabilir.

Örneğin, bir yolculuk sırasında tipide mahsur kaldığınızda, arabanızın aküsüyle ateş yakabilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken şey, aküye minik bir kısa devre yaptırmak. Firkete, kolye gibi iletken bir tel veya sakız kağıdı gibi alüminyum folyo ile akünün pozitif ve negatif uçlarını birbirine bağlayın. Çıkan kıvılcımlara kolay tutuşabilecek bir şeyleri tutarak ateş için gerekli ilk tutuşmayı sağlayabilirsiniz.

5. Yiyecek bulmak

Yiyecek aramak da elbette çok önemli. Ancak bunu nasıl doğru yapabileceğini öğrenmek için çok az insan zaman ayırıyor. Yaz aylarında meyve toplamaktan daha fazlası için zaman ayırırsanız, her mevsimde ve ortamda yiyecek bulabilirsiniz. Birçok kök ve yeşillik, mükemmel sebzeler oluşturur. Çeşitli dallar ve yapraklar ise lezzetli ve sağlıklı çaylar oluşturabilir. Yenilebilir ağaç yemişleri, soğuk havalarda bile bize yetecek kadar kalori sağlayabilir. Bununla birlikte, bazı sebze ve meyvelerin zehirli olabileceğini unutmayın. Bir seyahate çıkmadan önce, gideceğiniz yerin yerel flora ve faunası hakkında araştırma yapın. Her coğrafyanın yenilebilir bitkileri farklıdır. Ülkemizde daha kolay ve sık bulabileceğiniz bitkilerden bazıları kuzu kulağı, ısırgan, yaban ıspanağı (kazayağı) ve karahindiba olarak sayılabilir. Doğada avlanmak için tuzak kurmak ve balık tutmak da yeri geldiğinde hayat kurtarabilecek becerilerdir.

6. Düğüm atmak

Genellikle gözden kaçan bir beceri olan düğüm atmak, bir sığınak inşa etmenize, avlanmak için tuzak kurmanıza vb. araçlar oluşturmanıza yardımcı olarak hayatta kalma şansınızı artırabilir. Güvenli düğüm atmayı öğrenmek zaman alır ve pratik gerektirir, bu yüzden bir ip satın alarak farklı düğüm atma yöntemlerini öğrenmeyi deneyin. Özellikle borina düğümü, çok yönlüdür ve öğrenmesi kolaydır. Örneğin bir nesneyi ipe tutturmak için çok güvenli bir düğümdür.

7. Gece ve gündüz yön bulmak

Yanınızda GPS’iniz, pusulanız, haritanız olmadığında gökyüzünden yardım alarak yönünüzü bulabilirsiniz. En bilindik yöntem, doğudan doğup batıdan batan güneşe bakmak. Bir diğeri ise analog bir saatten yardım almak. Bunun için saatinizi elinize alın ve yere paralel bir şekilde tutun. Ardından elinizi yere paralel tutun ve akrep (saat ekranındaki kısa olan kol) güneşi işaret edececek şekilde saati hizalayın. Akrep güneşi gösterirken, akrep ve 12’nin arasındaki açının ortasından bir çizgi geçtiğini düşünün. Bu çizgi, kuzey-güney hattı. Saatiniz dijitalse analog bir saati kağıda çizin ve aynı yöntemi uygulayın.

Gece yön bulmak için Küçükayı’nın sonundaki en parlak yıldız olan Kuzey Yıldızı’nı bulmalısınız. Eğer Küçükayı’yı ve Kutup Yıldızı’nı bulamadıysanız, Büyükayı’yı bulun ve gözünüzle Büyükayı’nın son iki yıldızından geçen ve yukarı doğru uzayan hayali bir çizgi çekin. Çizginin üzerinde Kutup Yıldızı’nı kolayca bulabilirsiniz. Kutup Yıldızı, her zaman Kuzey Kutbu’nu yani Kuzey’i gösterir. Gökyüzünde hilal ay varsa, hilalin iki ucunu hayali bir çizgiyle birleştirin ve çizgiyi yukarı doğru uzatın. Yukarı uzadığı yön de Kuzey’i gösterir.

8. Yardım (SOS) sinyali vermek

Sinyal vermek, temel hayatta kalma becerilerinin belki de en önemlisi. Ateş, yanıp sönen ışık, parlak renkli işaretler, bayraklar, aynalar, düdükler zor zamanlarda sizi bulmalarına yardımcı olabilir. Örneğin üçgen şeklinde üç parça ateş yakmak, bilinen bir tehlike sinyalidir. Çevrenizdeki alanın tutuşmasını önlemek için sinyal ateşlerinizi dikkatlice sıralayın. Gün boyunca dikkat çekmek için ateşin üzerine yeşillikli dallar ekleyin. Çünkü duman, orman yangını tehlikesine karşı daima alarmda olan jandarmanın dikkatini çekmenin etkili bir yoludur.

Ayna ile sinyal vermek için sadece ayna değil cep telefonu ekranı gibi elinizdeki herhangi bir yansıtıcı yüzeyi kullanabilirsiniz. Bunun için kendinize bir hedef belirleyin ve yansıtıcı yüzeyi elinizle bir ileri bir geri oynatarak ay ışığından yararlanarak sinyal verin.

Yardım sinyalini fener, düdük gibi nesnelerle de verebilirsiniz. Sizi bulabilecek kurtarma görevlileri, tüm bu sinyalleri tanıyacak eğitime sahipler. SOS sinyali, mors alfabesine göre verilir, kodu da 3 kısa, 3 uzun, 3 kısadır. Tekrar etmeden önce 3 saniye ara vermek de önem taşır.

9. İlk yardım öğrenmek

Bir hayatta kalma becerisi olarak ilk yardım, yalnızca temel tıbbi ihtiyaçlarla ilgili değildir. Birincil hareket tarzınız da buna dahildir. Durun, oturun, düşünün, gözlemleyin ve planlayın. Kaybolduğunuzu veya mahsur kaldığınızı anladığınızda ilk yapmanız gerekenler bunlar. En önemli unsur, beyninizin rasyonel bir şekilde çalışmasını sağlamak, çünkü bu hayatta kalmak için en temel ilk yardım. Bunun için çıkacağınız her yolculuktan önce ihtiyaçlarınızı analiz edin, bir tıbbi kontrol listesi oluşturun ve yanınızda küçük bir ilk yardım kiti taşıyın. Elbette temel seviyede bir ilk yardım bilgisine sahip olmanız da önem taşıyor. Bunun için ilk yardım eğitimi almayı düşünün. Çoğu durumda müdahale etmeniz gereken şeyler yalnızca kesikler, morluklar ve kişisel ilaç ihtiyaçlarıdır. Yanınızda ne olduğunu ve onu nasıl kullanacağınızı bilin. Gerektiğinde kendinizi bir uzay battaniyesiyle yalıtarak hipotermiyi önleyin. Bulunmaya konsantre olun, sakin olmak ve hayatta kalmak için nedenlerinizi (aileniz, sevdikleriniz vs.) düşünün.

Yukarıda açıkladığımız temel hayatta kalma becerilerini bilmek, yeri geldiğinde hepimiz için yararlı olabilir. Elbette bu konu çok daha derin, çoğu beceri de mutlaka uygulama ve pratik gerektiriyor. Bu yüzden hayatta kalma becerileri konusunda daha yetkin olmak için temel hayatta kalma eğitimi almanızı öneririz. Bu amaçla bizevdeyokuz.com‘un deneyimlediği ve önerdiği Hayatta Kalma Okulubizevdeyokuz.com‘‘nu inceleyebilirsiniz.

Kaynaklar: wildernessawareness.org, mossyoak, outdoorlife, bizevdeyokuz

İlginizi çekebilir: Psikolojik ilk yardım: Depremden etkilenen sevdiklerinize yardım etmenin yolu

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.

Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:

Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale