X

Enneagram kişilik tiplerine göre hangi tipler ilişkilerde daha iyi geçinir?

Kendi enneagram kişilik tipinizi ve partnerinizinkini biliyor musunuz? Cevabınız hayırsa, bu yazımız tam size göre olabilir. Belki de ilişkinizde yaşadığınız anlaşmazlıkların, bir türlü sebebini bulamadığınız uyuşmazlıkların nedenini keşfedebilir, üstelik partnerinizin enneagram tipine göre ilişkinizi geliştirecek ipuçlarını yakalayabilirsiniz. Enneagram da neymiş derseniz, hemen konuya girelim. Enneagram, temel motivasyonlarımızı, korkularımızı ve inançlarımızı araştıran, karar vermemizi yönlendiren davranışlardan ve bilinçdışı kalıplara sürekli değişen bir bakış sunan birbirine bağlı dokuz kişilik tipinden oluşan bir sistem. Enneagram Kişilik Modeli ise en basit haliyle, karakteri birbiriyle bağlantılı birkaç kişilik türü üzerinden tanımlayan bir tipoloji sistemi.

Özellikle wellness dünyasında kişilik testi olarak sıkça kullanılan bir model olsa da, psikoloji biliminde Enneagram Kişilik Modeli ile ilgili yürütülen araştırmaların sınırlı olmasından dolayı diğer kişilik modelleri kadar geçerli bir model olarak kabul görmediğinin altını çizmek gerek.

Enneagram modelinin ilk kez nasıl ve kim tarafından oluşturulduğu gizemini korusa da, çeşitli kaynaklar bu kişilik sınıflandırmasının ilk kez antik Yunan’da ortaya çıktığını; Hristiyanlık, Yahudilik, Budizm ve Hinduizm gibi dinlerin öğretileriyle sentezlenerek günümüze ulaştığını öne sürüyor. Bu modeli, batı dünyasıyla buluşturan ve popüler hale gelmesini sağlayan isim George Ivanovich Gurdjieff olarak bilinse de, bu modeli kişilik sınıflandırması anlamında ilk kullanan kişi, potansiyeli ve kişisel gelişim alanındaki çalışmalarıyla bilinen Oscar Ichazo. Daha sonraki dönemde ise psikiyatrist Claudio Naranjo Enneagram kişilik tipi modeliyle ilgili teoriyi daha kapsamlı hale getirip, bu model altında yer alan 9 kişilik tipini psikolojik bir çerçevelendirmeyle psikoloji dünyasına kazandırarak bugün bildiğimiz halini ortaya çıkardı.

Enneagram kişilik tipleri modeli, 9 noktadan oluşan bir diyagramla temsil ediliyor ve 9 tip kişilik tipini içeriyor. Bunlar:

  • Tip 1: Yenilikçi / mükemmeliyetçi
  • Tip 2: Yardımsever / verici
  • Tip 3: Başarı / performans odaklı
  • Tip 4: Bireysel / özgün
  • Tip 5: Araştırmacı / gözlemci
  • Tip 6: Sadık / şüpheci
  • Tip 7: Meraklı / maceracı
  • Tip 8: Meydan okuyan / koruyucu
  • Tip 9: Barışçıl / arabulucu

Öncelikle, isimlerinden temel özellikleri hakkında tahminler yürütebileceğiniz bu kişilik tipleri hakkında detaylı bilgi edinmek isterseniz “Enneagram kişilik tipleri ve kişilik testi” yazımıza göz atabilirsiniz. Çünkü bu yazımızda hangi enneagram tiplerinin birbiriyle daha iyi anlaşarak sağlıklı bir ilişki yürütebileceğine değineceğiz. Siz de partnerinizle ya da olası partnerinizle Enneagram tipinizin eşlenip eşlenmediğini merak ediyorsanız işte detaylar…

En yaygın Enneagram çiftleri

Tüm Enneagram türleri, kendi farklı motivasyonları tarafından yönlendirildiği için bu durum onları bir ilişkide farklı önceliklere sahip olmaya itebilir. Haliyle de ihtiyaçlarına karşılık veren biriyle olmak isterler… Enneagram koçu ve The Enneagram in Love kitabının yazarı Stephanie Barron Hall, en yaygın Enneagram çiftlerini şu şekilde sınıflandırıyor:

Tip 1 ile uyumlu tipler: Tip 2 ve tip 7

Tip 1’ler (yenilikçi / mükemmeliyetçi), genellikle tip 2 ve tip 7 ile iyi eşleşir. Tip 1’ler Enneagram’ın reformcuları olarak bilinirler; kendini işine adamış ve mükemmeliyetçi, detay odaklı, yüksek standartlara sahip, vicdanlı bireylerdir. Yaşamın zorlu anlarında aydınlanmalarına ve güzellikleri bulmalarına yardımcı olabilecek kişilere ilgi duyarlar.

Tip 1’ler, biraz daha katı görüşlere sahip oldukları için yumuşak kalpli Tip 2’ler ile yani yardımsever / verici olan kişilik türüne sahip olan kişilerle iyi anlaşabilirler, çünkü birlikteliklerine sıcaklık girer ve tip 2’ler tip 1’leri rahatlamaya teşvik edebilir. Aynı şekilde tip 1’ler de çoğu zaman terk edilme sorunlarıyla mücadele eden tip 2’lerin kalbine tutarlılık ve güvenlik getirir.

Öte yandan tip 1 ve tip 7 (meraklı / maceracı) kişilik türlerine sahip kişilerin yaşadığı ilişkide de uyum ön plana çıkar; tip 1 ve tip 7 birleşimi tamamlayıcı bir ilişki olarak kabul görür. Neşeli ve maceraperest tip 7’ler, mükemmeliyetçi tip 1’lere gevşemelerini hatırlatarak, eğlenmekten suçluluk duymamayı öğretebilirler.

Tip 2 ile uyumlu tipler: Tip 3 ve tip 8

Tip 2’ler, Enneagram’ın yardımcıları olarak bilinirler; şefkatli ve besleyici, bu fedakar tipler partnerlerinin ihtiyaçlarına her zaman karşılık verirler. Tip 2’ler ihtiyaçlarını dile getirmekte sorun yaşadıklarından, samimiyetlerine karşılık verebilecek ve cömertliklerinden faydalanmayacak biriyle çıkmaları çok önemlidir. Bu nedenle tip 3 (Başarı / performans odaklı) ve tip 8 (Meydan okuyan / koruyucu) ile iyi anlaşabilirler.

Tip 2 ve tip 3 birlikteliğinde, ortak ilgi alanları ve benzer yüksek enerji seviyeleri dikkat çeker. Tip 3’ler, tip 2’leri başkalarına odaklanmak yerine kendi potansiyellerine ulaşmaları için harekete geçirirken; tip 2’ler de tip 3’lerin özellikle iş arkadaşları tarafından iş konusunda onaylanma ihtiyacına karşılık koşulsuz onay sunar.

Tip 8’ler, tip 2’lere güçlerini ortaya çıkarabilmeleri için adım atmaları konusunda cesaret verirken; tip 2’ler de onların duvarlarını ortadan kaldırarak içlerindeki yumuşaklığı keşfetmelerine ve sevginin gücünü bulmalarına yardımcı olurlar.

Tip 3 ile uyumlu tipler: Tip 9

Tip 3’ler, Enneagram’ın başaranları olarak bilinirler. Azimli, hırslı, ikna edici tip 3’ler, mükemmellik, hedefleri aşma ve daha fazla başarıya ulaşmakla ilgilenirler. Tip 9’lar yani barışçıl / arabulucu kişilik türüne sahip kişiler, tip 3’lerin hırslarına karşılık vererek onları desteklerler ve en önemlisi onları oldukları gibi kabul ederler. Bu tutum, aralarındaki bağın güçlenmesine yardımcı olur. Benzer bir şekilde tip 3’ler de tip 9’ları her zaman destekleyerek kendi kişiliklerindeki saygı ve değerleri ortaya çıkarmaları için uygun ortamı yaratırlar.

Tip 4 ile uyumlu tipler: Tip 5 ve tip 9

Tip 4’ler, Enneagram’ın bireyselleri olarak bilinirler. Kendinin farkında, sanatsal yönü gelişmiş, içe dönük ve hassas tip 4’ler, özgünlüğe önem verirler. Hayallerine ve hislerine kapılıp gitme eğiliminde olan tip 4’ler, çoğu zaman gerçekliklerden uzaklaşabilirler. Tip 5’ler yani araştırmacı / gözlemci kişilik türüne sahip kişiler ise tip 4’leri mantığa doğru çekebilirler. Tip 5’in mantık yanlısı yapısı, gerçeklikten uzaklaşan ve çalkantılı duygularla boğuşan tip 4’ler için adeta bir çapa görevi görür. Tip 4’ler de tip 5’lerin duygularını derinlemesine keşfetmelerine yardımcı olur ve derin duygulardan korkmamalarını sağlar.

Tip 5 ve tip 9 birlikteliğinde ise tüm duygulara açık olan barışçıl / arabulucu tip 9’lar, tip 5’lerin kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olur. Ayrıca, iki kişilik tipinin de doğal olarak yargılayıcı olmamaları ve duygulara önem vermesi başarılı bir uyum yarattığından birliktelikleri sağlıklı bir şekilde ilerleyebilir.

Tip 5 ile uyumlu tipler: Tip 1 ve tip 2

Tip 5’ler, Enneagram’ın müfettişleri olarak bilinir. Meraklı, objektif ve analitik olan tip 5’ler, öğrenmeyi, yeni bilgilerin peşinden koşmayı severler ve entelektüel tiplerdir. Tip 1’lerin yenilikçi ve mükemmeliyetçi tarzı, tip 5 ile ortak çıkarlarda buluşmalarını sağlar. Her iki kişilik tipi de yeniyi aramaktan, öğrenmekten, keşfetmekten keyif aldığı için birlikte ortak paydada buluşabilirler. Bu nedenle güven temelli bir ilişki kurabilirler.

Tip 5 ve tip 2 birlikteliği ise tam olarak zıt kutupların birleşimidir. Tip 5’in nesnelliği ve güçlü sınırları, sınır çizmekte zorlanan tip 2’ler için oldukça çekicidir. Bağımsız tip 5’ler yalnız zaman geçirmeyi sevdiklerinden yardımsever / verici tip 2’ler, tip 5’in bu ihtiyacına karşılık verebilirler.

Tip 6 ile uyumlu tipler: Tip 9

Tip 6’lar, Enneagram’ın sadıkları olarak bilinir. Kendini adamış ve güvenilir tip 6’lar, aynı zamanda son derece endişeli ve şüpheli olabilirler ve sakin, istikrarlı bir ilişki içerisinde olmak isterler. Tip 6 ile tip 9 birlikteliği bu nedenle sağlam bir eşleşmedir. Barışçıl ve arabulucu tip 9’lar, tip 6’ların şüphelerini yatıştırır ve tartışmalardan olabildiğince uzak, sadakat dolu bir bağ yaratırlar.

Tip 7 ile uyumlu tipler: Tip 9

Tip 7’ler, Enneagram’ın meraklıları olarak bilinirler. Birçok alanda en iyi olarak tanınan tip 7’ler, oyuncu kişilikleri ve coşkulu halleri ile dikkatleri çeker. Hayatlarının etkinliklerle dolu, heyecan verici bir maceraymış gibi geçmesini isteyen tip 7’lerin özgür ruhlu kişiliklerine en iyi eşlik edebilecek tip, 9’dur.

Neşeli, uyumlu bir mizaca sahip olan ve her zaman pozitif kalmayı başarabilen tip 9’lar, tip 7’lerin maceralarına ayak uydurmanın yanı sıra, onları yavaşlamaları ve anın tadını çıkarmaları için de teşvik eder. Tip 7’ler ise bu birlikteliğin enerjisini yükseltmek için çalışır.

Tip 8 ile uyumlu tipler: Tip 9

Tip 8’ler, Enneagram’ın meydan okuyanları olarak bilinirler. Güçlü ve kendine güvenen tip 8’ler, sevgilerini ifade etmekte güçlük yaşayabilir ve çoğu zaman yüzleşmekten kaçınmadıkları için agresif görünebilirler. Bu nedenle anlayışlı, sevecen biri ile birlikte olmaya ihtiyaç duyarlar.

Tip 9’lar barışçıl ve yüksek enerjileri ile tip 8’lere iyi gelirken; tip 8’lerin zorluklara göğüs germe yeteneği de tip 8’ler için hayranlık uyandırır. Dengeli ve sakin enerjili bir birliktelik her iki tipi de mutlu edebilir.

Tip 9 ile uyumlu tipler: Tip 1 ve tip 2

Tip 9’lar, Enneagram’ın barışçılları olarak bilinirler. Güven veren ve çoğu zaman uyumlu olan tip 9’lar, genellikle çatışmadan kaçınarak sorunları görmezden gelirler. Bu nedenle biraz sertlik ve netliğe ihtiyaç duyarlar. Tip 1’lerin mükemmeliyetçi yapıları sorunları göz ardı eden tip 9’ların içsel eleştiriler yapmasına yardımcı olurken; daha net adımlarla ilerlemek için yeni yollar da belirleyebilirler.

Öte yandan tip 9 ve tip 2 birlikteliklerinde, uyum ön plandadır. Her iki kişilik tipi de dünyayla benzer bir şekilde etkileşime girer ve tepkileri benzerlik gösterir. İyi huylu tip 9’lar, tip 2’leri oldukları gibi kabullenerek değer verirler ve tip 9’lar da onların hayatlarında aktif rol oynamalarına alan açarlar.

Görünen o ki; en fazla uyumlu birlikteliği yakalayan tür; tip 9. Eğer enneagram kişilik türünüz tip 9 ise ilişkilerinizde uyumu yakalamanız daha yüksek bir olasılık olduğunu söylemek mümkün.

Aynı tip eşleşmeler başarılı olur mu?

Evet; Hall’e göre aynı tip eşleşmeler de başarılı bir birliktelik oluşturabilir. Diğer eşleşmelerden daha az rastlanan bir durum olsa da, aynı kişilik tiplerinin de bir araya gelmesi muhtemel ancak bazen zıtlıkların çarpımı daha çekici geldiği için kişiler istemsizce ya da bilinçli bir şekilde aynı kişilik özelliklerine sahip olan olası partnerlerden kaçınabilir. Tabii, tüm bunların teorik bilgiler olduğunu ve hem benzer hem zıt kişiliklerin ilişkilerinde çok mutlu olabileceğini unutmamak gerekir.

Ennegram uygunluğunuza göre ilişki öneriler

Kendi enneagram tipinizin yanı sıra partnerinizinkini de biliyorsanız, ilişkinizi geliştirmenize ve aranızdaki bağı güçlendirmenize yardımcı olacak ipuçlarına göz atabilirsiniz. Eğer ikinizin de enneagram tipini henüz bilmiyorsanız, yazımızın sonundaki testi çözebilirsiniz.

İdeal partneriniz tip 1 ise:

-Ona sevildiğini hatırlatın; çünkü tip 1’ler kendilerini çok eleştirdikleri için onlara oldukları gibi değerli ve yeterince iyi oldukları sık sık hatırlatılmalıdır.

-Eleştiriye karşı nazik olun. Tip 1’ler eleştiriye karşı hassastırlar, bu yüzden hatalarını yapıcı ve nazik bir şekilde belirttiğinizden emin olun.

-Sözünüzü tutun; çünkü dürüstlük, tip 1’ler için en önemli değerler arasındadır.

İdeal partneriniz tip 2 ise:

-Sık sık sevginizi dile getirin; tip 2’ler, sevgilerinden emin oldukları bir partnere ihtiyaç duyarlar.

-Yüksek sesle düşünmelerine izin verin, çünkü tip 2’ler, nasıl hissettiklerini konuşabildikleri zaman duygularını en iyi şekilde işlerler.

-Duygularını biraz daha derin kazmaları için onlara yardımcı olun; çünkü tip 2’ler duygularına öncelik vermezler.

İdeal partneriniz tip 3 ise:

-Takdir edin, övgü dolu sözler söyleyin; tip 3’ler onaylanmaktan ve bunu sesli olarak duymaktan keyif alırlar.

-Duygularını ifade etmeleri için onları cesaretlendirin, çükü tip 3’ler hissetmekten çok yapmaya odaklanırlar; bu nedenler duygularını tanımlamaları için teşvik edilmeleri gerekir.

-Tip 3’lerin kişisel alanlarına ve zamanlarına saygı gösterin; iş ve başarı odaklı oldukları için bu konuda özellikle anlaşılmayı beklerler.

İdeal partneriniz tip 4 ise:

-Farklılıklarını takdir edin; çünkü, Tip 4’ler çoğu insandan farklı olduklarını düşünürler ve bu nedenle takdir ve beğeni beklerler.

-Güvenilir olun; çünkü tip 4’ler ilişkilerinde her zaman istikrar ve güven ararlar.

-Sık sık değerli ve sevilebilir olduklarını farklılıklarını takdir ederek ve duygularını koşulsuz kabul ederek hatırlatın.

İdeal partneriniz tip 5 ise:

-Net olun; tip 5’ler bir ilişkide partnerinin ihtiyaçlarını, isteklerini anlamakta zorlanabilir. Bu nedenle kendinizi açıkça ifade etmeniz gerekir.

-Onları duyguları hakkında konuşmaları için cesaretlendirin; çünkü Tip 5’ler duyguları keşfetmek için zaman harcamazlar.

-Onlarla geçirdiğiniz zamanların sizin için kıymetli olduğunu hissettirin; zaman, tip 5’ler için çok önemlidir.

İdeal partneriniz tip 6 ise:

-Her zaman kendiniz olun; tip 6’ların güvenini kazanmak için samimiyet ve dürüstlük çok önemlidir.

-Sözünüzü hep tutun; güvene çok önem veren tip 6’lar için verilen sözlerin arkasında durmak büyük önem taşır.

-Sabırlı olun; tip 6’lar herhangi bir şey yapmadan önce (özellikle risk söz konusuysa) sorular sormaktan, detaylı araştırma yapmaktan keyif alırlar ve bu nedenle zaman ve alana ihtiyaç duyarlar.

İdeal partneriniz tip 7 ise:

-Fikirlerini özgürce ifade etmelerine izin verin. Fikirlerine katılmıyor olsanız dahi onlara paylaşmaları için alan tanıyın.

-Kendileri olmalarına alan açın;  yüksek enerjili tip 7’ler ilişkileri dışında da her zaman farklı arkadaşlıklar kurarlar ve ilgi alanları geliştirirler, bağımsızlıklarının kabul edilmesine ihtiyaç duyarlar.

-Yetişkin olduklarını hissettirin. Neşeli ve eğlenceli yapıları nedeniyle tip 7’ler olgunlaşmamış görünse de hem kendilerine hem başkalarına bakma konusunda çok yeteneklidirler.

İdeal partneriniz tip 8 ise:

-Dolambaçtan kaçının. Tip 8’ler için netlik, dürüstlük ve anlaşılır iletişim çok önemlidir.

-Sevginizi paylaşın; tip 8’ler sert görünseler de her zaman sevgi ve şefkate ihtiyaç duyarlar.

-Kendiniz olun, ayaklarınız yere bassın. Tip 8’ler karşılarında güçlü ve kendilerine muhtaç olmayan partnerler görmek istemezler.

İdeal partneriniz tip 9 ise:

-Dürüstlüklerini takdir edin. Tip 9’ların yüzleşme korkusu, gerçekleri söylemelerini zorlaştırır. Onları konuşmaya teşvik edin.

-Onlara alan açın; tip 9’lar özellikle büyük bir karar söz konusuysa, yeniden şarj olmak ve bir şeyler hakkında nasıl hissettiklerini işlemek için bolca yalnız zamana ihtiyaç duyarlar.

-Doğrudan ama sabırlı olun. Tip 9’lar kendilerinden ne beklendiği konusunda net olunmasını isterler.

Eğer hem kendinizin hem de partnerinizin enneagram tipini keşfederek ilişkinizi geliştirmek istiyorsanız buraya tıklayarak Enneagram Kişilik Testi‘ni çözebilirsiniz.

Kaynak: mindbodygreen, truity

İlginizi çekebilir: Enneagrama göre farklı karakterlerin stres ve güven noktası nedir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale