X

Röportaj: Enneagram ile kendini tanımak: Tip 1 – Mükemmeliyetçi

Hepimiz güzel ve anlamlı işler yapmak, keyifli ve üretken bir hayat yaşamak istiyoruz. Fakat yapmak istediğimiz işi, yaşamak istediğimiz deneyimleri fark etmek hayli zamanımızı alıyor. Okullar bitiyor, iş hayatında deneyimler yaşanıyor, “Mutlu muyum, huzurlu muyum, gerçekten yapmak istediğim şey bu mu?” soruları defalarca kapıları çalıyor… Zamanla -biraz araştırarak, biraz da deneye yanıla- su akıyor yolunu buluyor. Buluyor bulmasına ama bu süreç biraz daha hızlandırılabilir mi acaba diye merak ediyor insan, haliyle. Hayat dediğin de sınırlı sonuçta.

Kendimizi tanıma yolculuğunun en temel kuralı, sınırlarımızı kabul etmek. Hepimizin hem güçlü yönleri hem de zorlandığı özellikleri var. Bize hız kazandıracak ve daha emin adımlar atmamızı sağlayacak şey ise bu özelliklerimizin farkına varmak. Enneagram bu noktada pratik bir rehber olarak kullanabileceğimiz bir sistem.Enneagram ile Kendini Tanımak” yazılarını okuyarak siz de bu yola ilk adımınızı atabilirsiniz.

Kendimizi tanıma yolculuğunun en temel kuralı, sınırlarımızı kabul etmek.

Bu yazı dizisinde ise, söz konusu süreçleri yaşamış, kendi yolunu kendini tanıyarak çizmeye çalışan kişilerin hikayelerini bulacaksınız. Her röportajda, ilham alabileceğiniz farklı bir Enneagram mizacının hikayesini buraya taşımayı ümit ediyorum. İlk misafirim Zeynep Yörük.

Zeynep, Hayatını Hafiflet hesabının sahibi ve Enneagramı Tip 1-Mükemmeliyetçi. Enneagram Tip 1 mizaç özelliklerini, stres ve güven hallerini önceki yazılardan alıntılayarak hatırlayalım:

Tip 1 – Mükemmeliyetçi

Yaptıkları her şeyi en doğru şekliyle yapmaya gayret eder ve çevrelerinden de aynı özenin gösterilmesini beklerler. Detayları görür ve önemserler. Çünkü Tip 1’lere göre bir işin eksiksiz olması, detayların es geçilmemesiyle mümkündür. Detaycı ve titiz yaklaşımlarından ötürü çevrelerinde (özellikle aile ve iş hayatında) eleştirellikleri ve ciddiyetleriyle tanınırlar. Hayatta ‘doğru’ ve ‘yanlış’lar olmak üzere net çizgileri ve inançları vardır. Siyah ve beyazın sınırını çizerler, gri alanlarda dolaşmak 1’lerin tarzı değildir. Bir sistem kurup, onun kuralları çerçevesinde uygulamada oldukça iyilerdir. Bir işi, tek başına başlatıp, sürdürüp, bitirirler. Yani ‘tek kişilik dev kadro’ diyebiliriz onlar için. Spontan ve yaratıcı olmak gerektiğinde Tip 1’ler biraz zorlanabilirler. Düzeni ve netliği seven 1’ler için, kalıpların dışına çıkmak, plansız hareket etmek oldukça zor.

Tip 1’lere göre bir işin eksiksiz olması, detayların es geçilmemesiyle mümkündür.

Eleştirel taraflarından ziyade, destekleyici yönleri ortaya çıkar. Çevrelerindeki insanların eksikliklerine, hatalarına odaklanmak yerine onları oldukları gibi kabul edebilir, beraber paylaştıkları andan çok daha fazla keyif alabilirler. Üzerlerinde hissettikleri “kontrollü davranma” sorumluluğunu bir kenara bırakıp hayatı biraz daha akışına bırakmaya istekli olurlar. Kuralları esnetebilir ve bundan rahatsızlık duymazlar.

Kendilerini Stresli Hissettiklerinde;

Beklentileri karşılanmadığı için içerleyebilir, anlaşılmadıklarını hissedip biraz daha içe kapanabilirler. Böyle durumlarda hayal kırıklığı yaşadıkları kişilere karşı sert bir şekilde mesafe koyabilirler. Öfkelerini direkt ifade etmek yerine bastırmaya meyilli olurlar, bu da daha fazla gergin hissetmelerine sebep olur. Olması gerektiğine inandıkları standartlar, kurallar konusunda daha baskıcı ve takıntılı olabilirler.

Aşağıda okuyacağınız üzere Zeynep, mükemmeliyetçi yapısının getirdiği avantajların ve zorlukların farkında olarak çıkmış Hayatını Hafiflet yolculuğuna.

Bir işi başından sonuna detaylıca takip edip sonlandırma özelliğiyle bir sistem kurucu olarak çıkıyor karşımıza. Tip 1’lerin en belirgin özelliklerinden biri de başkalarının ihtiyaçlarını gördüklerinde sorumluluk üstlenip çözüm üretmek için kendi inançları doğrultusunda harekete geçmeleri. Zeynep minimalist yaşam danışmanlığı sistemini kurma fikrinin ortaya çıkışını şöyle özetliyor;

“Pek çok kişi hayatını sadeleştirmeyi istiyor, içinde bulunduğu karmaşadan çok mutsuz olduğunu ifade ediyor fakat bu konuda harekete geçemiyorlar. Ben ise bunu yaparken çok keyif alıyorum, hafifliyorum. Bir editör olarak artık metinleri değil eşyaları sadeleştirmek ve düzenlemekten hoşlandığımı fark ettim, sonrasında fayda sağlayacağına inandığım bu sistemi geliştirdim.”

Zeynep Yörük’ü ve yaptıklarını gelin şimdi ondan dinleyelim. Okurken Enneagram gözüyle bakmayı ihmal etmeyin.

Keyifli okumalar…

Hayatını Hafiflet kimdir?

Minimalist yaşam danışmanıyım. Tek cümleyle anlatacak olursam; evleri, ofisleri fazlalıklardan arındırırarak sadeleştiriyorum. Biraz daha açacak olursam; danışanlarıma eşyaları hakkında detaylı sorular sorarak o nesnelerin yaşam alanlarındaki varlık sebebini sorgulamalarına yardım ediyor ve karar vermelerini kolaylaştırıyorum.

Kişilik özelliklerini nasıl tanımlıyorsun?

Sosyal bir içe dönük olarak özetleyebilirim. Yeni ilişkiler kurmayı, kalabalık buluşmaları çok severim fakat mutlaka yalnız kalacağım, içimi dinleyeceğim zamanlar olmalı. Anlayışlı, eğlenceli biriyim, genellikle sakinim. Bununla beraber kolay öfkelenen bir yanım da var. Hassas olduğum konularda aniden sinirlenebilirim ve öfkeliysem kesinlikle saklayamam.

Değer yargılarımı -sırf bir yerden duydum ya da bir yerde okudum diye anında kabullenmek yerine- sorgulayarak ve düşünerek oluştururum. Emek veririm yani. Ve bu aşamadan sonra inandığım şeylere sahip çıkarım, arkasında dururum. Mesela işten kovulma riskine rağmen, yöneticiler haksızlık yapıyorsa onu herkesin içinde dile getirebilirim, geri adım atmam. Çünkü o an öfkeliyimdir, sigortalar atmıştır yani! Dolayısıyla gözüm hiçbir şeyi görmez. “Kovarlarsa kovsunlar!” deyip konuşurum. Öfke olumsuz bir duygu olarak düşünülür ama insanı cesur yapan bir yanı var. Bu açıdan öfkemi makul bir cesarete kanalize ederek onu pozitife çevirmeye gayret ediyorum. Çünkü bazen insanları sarsmak, kendilerine getirmek gerekiyor.

İdealist olduğumu düşünüyorum. İdealizmden kastım, insanın bir hedefi olması gerektiği. Zaman içinde değişse de daima hedeflerim vardır. Rüzgarda savrulan bir yaprak olmak benim için rahatsız edici.

Elimi taşın altına koymaktan çekinmem ve bir anda kendimi bir şeylere öncülük ederken buluveririm. Ortada bir sorun varsa şikayet etmek vakit kaybıdır bence, çözüme odaklanırım. “Böyle gelmiş böyle gider, sen mi değiştireceksin?” kafasına da tahammül edemem, çünkü değiştirilebildiğine defalarca şahit oldum.

İşini yaparken nelere dikkat ediyorsun?

Sistem kurmak bence çok önemli. Başlangıcı, sürecin işleyişini ve bitişi belirlerim. Mizacım da destekliyor bunu çünkü net olmayı severim ve önümü görmek isterim. Yaptığım işe mutlaka kendimden bir şeyler katarım, eksik bulduğum ya da yanlış olduğunu düşündüğüm yerleri hemen değiştiririm. Ayrıca yapılmış bir şeyi aynen alıp uygulamayı etik olarak doğru bulmuyorum. O yüzden kendi metodumu oluştururum.

Şu da var: Metot mutlaka olmalı evet ama esneklik de olmalı. O toplumun ya da o bireyin ihtiyacına cevap verecek biçimde düzenlemeler yapmak gerektiğine inanıyorum. Her metot birebir herkese uymuyor. Bazen vites düşürmek, bazen durmak gerekiyor.

Seni neler öfkelendirir?

Belirsizlik. “Yarın olsun bakarız”, “hallederiz” gibi yaklaşımlardan hoşlanmıyorum. Evet mi hayır mı, bilmek isterim ki ona göre ben de kendimi ayarlayayım. Bir de sınırlarımın ihlal edilmesi… Yani bana saygı duyulmayıp işime müdahale edilmesi ve beni tanımadan bana akıl vermeye kalkışılması. Deliye dönerim o an! Önce sorular sor, beni tanı biraz, sonra baktın ki ihtiyaç duyabileceğim bir bilgi sende var, o zaman düşüncelerini paylaşırsın. Toplum olarak bayılıyoruz akıl dağıtmaya. Hele ki karşımızdakinden yaşça büyüksek (ya da öyle zannediyorsak) hemen oracıkta ona öğüt vermesek olmaz!

İşini yaparken sana kolaylık sağlayan özelliklerin neler?

Her şeyin nedenini didik didik sorgulayan biri olduğum için insanlara da türlü türlü sorular sorarak kendi cevaplarını bulmalarını kolaylaştırıyorum. Böylece onların kafalarındaki resmin netleşmesine yardım edebiliyorum. Kişileri kısa sürede analiz edip, onların özelliklerine göre esneklik sağlıyorum. Bir de sıcakkanlı olmam da onların benim yanımda rahat hareket etmesini, evlerinin her köşesini kolayca açabilmelerini sağlıyor. Bazen de idealist yönümün yardımına ihtiyacım oluyor ve sahibine zarar verdiğini fark ettiğim bazı eşyalar hakkında “burada durmasındansa muhtaç birine gitmesi” yönünde telkinlerde bulunuyorum.

Kişisel hayatında ve iş hayatında seni zorlayan özelliklerin neler?

Mükemmeliyetçiliğim. Zorluyor çünkü hazırladığım içerikleri en iyi şekilde yapmak istediğim için gözümde büyütebiliyor ve harekete geçmekte zorlanıyorum. Harekete geçemeyince de bu kez eleştirel yanım kendime öfkelenmeme sebep oluyor.

Aceleciliğim. Hemen olsun, hemen anlasınlar, hemen değişsinler. Elbette bu mümkün değil. Zamana bırakmayı, bazı şeylerin aylar hatta yıllar alabildiğini öğrendim ve bu nedenle sınırları gözetmeye gayret ediyorum.

Bir de kontrolcüyüm. Her soruna müdahale etme arzusu taşıyor içimden. Önceleri sorun yaşayan herkesin çözüm aradığını sanıyordum. Şimdi anladım ki bazı insanlar sorunların sorun olarak kalmasını istiyorlar. Ya da değişime, adım atmaya henüz hazır olmuyorlar. Hatta bazen de o dert onların dermanı oluyor. Bu yüzden ben de artık zihnimi onlardan uzaklaştırarak, herkesin farklı bir serüveni olduğunu kendime telkin ederek sakinleşmeyi öğreniyorum. “Bu benim işim değil” demek gerekiyor sık sık.

Yaptığın işte seni ne motive ediyor?

İnsanların hafiflemeleri, kendilerini daha iyi tanımaları, ne isteyip neyi istemediklerini fark etmeleri, geçmişi şükranla uğurlayıp geleceğe kucak açmaları ve hayatlarının kontrolünü ellerine almaları beni çok mutlu ediyor. Sonuç olarak ben bir insanın değişimine ve huzuruna yardım ediyorum ve bu muhteşem bir duygu. Danışanlarımdan da çok güzel geri dönüşler alıyorum, bu da benim işime daha çok sarılmamı sağlıyor.

Bir de ben insanlara yardım ediyorum ama onlar da bana yardım ediyorlar aslında farkında olmadan. Sivri yanlarımı törpülüyorlar. Beni bilgi ve tecrübe bakımından zenginleştiriyorlar. Bu nedenle birebir danışmanlığın beni pozitif yönde değiştirmesinin de benim için bir motivasyon kaynağı olduğunu söyleyebilirim.

Sosyal medya hesabında paylaşımlar yaparken nelere dikkat ediyorsun?

Düzenli paylaşım yapmaya dikkat ediyorum. Yazdığım içeriğe uygun ve kaliteli görsel seçmeye çalışıyorum. Bulabilirsem görselin sahibini de belirtiyorum. En önemlisi, minimalizm odaklı ve takip edenler için fayda sağlayacak içerikler üretiyorum. Sonuçta hesabımı takip edenlerin bir amacı var. Ben de o amacın dışında kişisel paylaşımlar yapmamaya özen gösteriyorum. Yalnız, zaman zaman story’de hoş fotoğraflar ve dünya müziklerinin yanı sıra sergi ve eğitim haberleri de paylaşıyorum. Sanatsal olarak kaliteli çalışmalarla insanları tanıştırmaktan keyif alıyorum. Kendilerine sunulan popüler kültürün dışına çıkıp, farklı dünyaları keşfetmelerini istiyorum.

 

İlginizi çekebilir:

Enneagram ile kendini tanı ve potansiyelinin farkına var

Enneagrama göre farklı karakterlerin stres ve güven noktası nedir? Enneagrama göre farklı karakterlerin stres ve güven noktası nedir? 

Psikolog Zeynep Ozgen: Gözlemlemek mesleğimin, deneyimlemek mizacımın yapı taşı. Hazır zihnim çalışır, dilim iki kelimeyi bir araya getirir, ellerim yazarken, öğrenebildiğim kadar öğrenmek; anlatabildiğim kadar anlatmak istiyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale