X

Sözleri tutkuyla birleştirme sanatı: Dirty talking nedir, nasıl yapılır?

“Gibi” dizisini sevenler hemen hatırlayacaktır ki ‘dirty talking’ çok da kolay bir konu değil. Azı etkisiz, çoğu zarar, tam doğrusunu bulmaksa bir tür zanaat. Dizide Yılmaz’ın deneyip de yapamadığı, sonunda ise konunun çok yanlış yerlere gittiği ve asıl amacından saptığı sahneyi izleyenler muhtemelen ne demek istediğimizi çoktan anladı. İzlemeyenler içinse kısaca şunu söyleyebiliriz ki; ‘akış içerisinde ne desem olur gibi geldi’ diye düşünmemelisiniz, bu konuşma tarzının birtakım ipuçları, dikkat edilmesi gereken noktaları var. Peki onlar neler? Gelin, dirty talking nedir ve nasıl yapılır yakından bakalım, neden önemli olduğuna da kısaca değinelim.

Dirty talking nedir, neden önemlidir?

Açık saçık, seksi ya da dirty konuşmayı öğrenmek, cinsel yaşamı iyileştirmenin en hafife alınan yollarından biri. Dolayısıyla insanların çoğu zaman çekindiği, üzerine konuşmak ya da başvurmak istemediği bir yol olduğunu söylemek mümkün. Oysa ki cinsel mutluluk için dirty talking büyük bir öneme sahip. Bunun nedeni ise dirty ya da müstehcen konuşmanın en önemli cinsel organı, yani ‘beyni’ uyarması. Ancak o anda doğru kelimeleri kullanmak, uygun cümleler kullanmak ve en uygun ses tonunu yakalamak, pek kolay değil. En deneyimli aşıklar bile bu konuda engellere takılabilir.

Dirty talking, dilimize ‘kirli konuşma’ diye çevrilse de tam karşılığı aslında ‘kirli kirli’ konuşmak değil. Seksi, davetkar, müstehcene yakın bir tarzda ve etkileyici bir tonda konuşmak ve partnerlerin uyarılmasını sağlamak, karşılıklı cinsel hazzı artırmak için kelimeleri ve sesleri kullandığı cinsel bir pratik.

Seks eğitimcisi Ashley Manta, “Zevki sessizce deneyimlemeyi öğrendik. Seks sırasında gürültü yapmadığınız, olabildiğince hızlı yaptığınız, gizli modda mastürbasyon yaptığınız bir modda yetiştiniz.” diyor ve bunun yetişkinlik hayatı boyunca cinsel yaşantıda pek çok soruna neden olabildiğini anlatıyor. Kişinin kendini tanıması, zevklerini bilmesi, hoşlandığı/hoşlanmadığı noktaları keşfetmesi, hem kendine hem de partnerine alan açması, gerçekten hissederek cinsel birleşme yaşaması, bir şeyleri yüksek sesle dile getirebilmekten geçse de, bunu yapamadığımızı belirten Ashley Manta, dirty talking becerisini geliştirmenin bu nedenle önemli olduğunu söylüyor. Ancak, bunu geliştirmenin zaman gerektirdiğini de vurguluyor. Ve bazı ipuçlarını takip etmenin yardımcı olabileceğinin altını çiziyor.

Eğer siz de cinsel yaşantınızı hareketlendirmek için dirty talking becerinizi geliştirmek istiyorsanız, işte faydalanabileceğiniz birtakım ‘dirty’ ipuçları:

Dirty talk 101: Sözleri doğru kullanma sanatı

Partnerinizle iletişim kurun

Açık iletişim, ilişkilerin her alanında olduğu gibi cinsellik konusunda da çok önemli. Bu yüzden kendinizi daha rahat hissetmek için öncesinde partnerinizle konuşmayı deneyebilirsiniz. Partneriniz halihazırda dirty talking yapıyor, bundan keyif alıyor ve sizden de bekliyorsa bu konuşmayı yapmak ikinize de iyi gelebilir. Hem birbirinizi daha iyi anlayabilir hem de bu konuda birbirinize ilham verebilir, karşılıklı motive olabilirsiniz.

Tek başınıza pratik yapın

Eğer partnerinizle cinsel ilişki sırasında dirty talking yapmak, seksi, erotik konuşmak gözünüze ürkütücü geliyorsa ya da çekiniyorsanız, ilk önce kendi kendinize konuşarak da pratik yapabilirsiniz. Yatakta yatarken gözlerinizi kapatıp sesler çıkarmayı veya birtakım kelimeleri, cümleleri yüksek sesle söylemeyi deneyebilirsiniz, aynanın karşısında da kendinizle konuşmayı tercih edebilirsiniz. Bu, ilk çekingenliğinizi atmak konusunda size yardımcı olabilir.

Sesler çıkararak ilerleyin

Eğer kelime söylemek ya da cümle kurmak konusunda henüz rahat hissetmiyorsanız, cinsel ilişki sırasında daha yüksek sesli sesler çıkararak da dirty talking pratiğini geliştirebilirsiniz. Partnerinizin seslerine eşlik edebilir veya tamamen içinizden geldiği gibi hissettiklerinizi sesinizle dışa vurabilirsiniz. Ya da nefes alışverişlerinizi, iç çekmelerinizi duyulacak şekilde aktarabilirsiniz.

Tek kelimelik konuşmaları deneyin

Uzun konuşmalar yapamıyorsanız, tek kelimelik uyarıcıları da deneyebilirsiniz. Bazı insanlar cinsel ilişki sırasında isimlerini duymaktan hoşlanabilirler, partnerinizin ismini yüksek sesle söyleyebilirsiniz veya ‘evet, daha fazla, daha hızlı’ vb. tek kelimeler söyleyerek de dirty talking yapabilir, bu pratiği geliştirebilirsiniz.

Anlık gelişmeleri dile getirin

Dirty talking yapmayı kolaylaştırmanın en pratik yollarından biri de o anda neler olduğunu, nasıl hissettiğinizi dile getirmek. Eğer ne söyleyeceğinizden emin olamıyorsanız, cinsel ilişki sırasında yaşadıklarınızı, hissettiklerinizi partnerinize yüksek sesle söyleyebilirsiniz. ‘Boynumu öpmeni seviyorum, beni çok heyecanlandırıyorsun, şu anda çok tahrik oldum’ gibi cümleler kurabilirsiniz. Bu tür söylemler hem anda kalmanızı hem de kendinizi ve partnerinizi havaya sokmanızı sağlayabilir.

Partnerinize iltifat edin

Müstehcen konuşurken söyleyecek seksi şeyler bulamıyorsanız iltifat ederek de dirty talking yapabilirsiniz. Partnerinize, bir şeyi yapma şeklini sevdiğinizi söylemek veya vücudunun belirli bir kısmına iltifat etmek, kendisini iyi hissetmesini sağlamanın harika bir yoludur, tabii ilişkinizi alevlendirmenin de.

Erotik kitaplardan ilham alın

Erotika ya da okuyucuyu tahrik etmek için seks hakkında yazılan hikayeler, yatak odasında seks hakkında konuşmak için zengin fikirler içerebilir. Erotik kitaplardan ilham alabilir, farklı söylemleri keşfederek kendinizi dirty talking pratiğinde geliştirebilirsiniz. Üstelik, bunu partnerinizle birlikte de yapabilirsiniz.

Fantezilerden konuşun

En gelişmiş dirty talkingler, fantezileri içerebilir. Partnerinizle fantezileriniz hakkında konuşarak ortamın ateşini artırabilirsiniz. Ve fantezileriniz üzerine sorular sorarak bunu geliştirebilirsiniz. Fanteziler, cinsel enerji ve uyarılmaların kilidini açabilir, ancak partnerinizin de bu deneyimden keyif aldığından emin olmayı unutmayın.

Sonuç olarak tüm bu ipuçları cinsel yaşamınızı renklendirmek için dirty talkingten faydalanmanızı sağlayabilir. Ancak, yine Gibi dizisine dönecek olursak Ersoy karakterinin de söylediği gibi “Dirty Talk’ta kalp kırılmaz.” Sınırları ve saygıyı korumak önemli.

İlginizi çekebilir: Cinsel ilişki başlatma stilleri: Romantik ilişkilerinizde tutkuyu canlı tutun

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale