X

Bedeninizle aranızda sevgi dolu bir iletişim inşa etmenin yolları

Bedeninizle aranızdaki ilişkiyi nasıl tanımlıyorsunuz? Mutlu bir birliktelik mi yaşadığınız yoksa çatışmalarla mı dolu? Kendinizi sürekli fazla kilolarınızdan şikayet ederken mi buluyorsunuz yoksa tüm benliğinizi sevgiyle, şefkatle kucaklarken mi? Eğer, bedeninizle aranızda bir nevi toksik bir iletişim olduğunu düşünüyorsanız bu yazı olumlu bir dönüşümü başlatmak için iyi bir fırsat olabilir. Hem bedeninizi hem de bedeniniz hakkındaki düşüncelerinizi sadece fiziksel gücünüzü kullanarak değil zihin gücünüzden faydalanarak da iyileştirebilirsiniz. Nasıl mı? Çeşitli zihinsel egzersizlerle. Bu yazımızda bedeninizle daha iyi ilişki kurmak için zihninizde cevaplamanız gereken soruları, görselleştirmenin (visualisation) ve olumlamaların gücünü keşfedebilirsiniz.

Kendinize sorular sorun

Kabul edelim ki birçoğumuz fiziksel benliklerimizle güçlü bir sevgi bağına sahip değiliz. Bunun yerine, bedenlerimize bütünümüzün bir parçası değilmiş gibi yaklaşma eğilimi gösterebiliyoruz. Hem davranışlarımızla hem de bedenimiz hakkında sahip olduğumuz olumsuz düşüncelerimizle onunla aramızdaki bağı giderek zayıflatabiliyoruz. Bu durum da zaman içinde hem fiziksel hem zihinsel mutsuzluğu beraberinde getirebiliyor. Bedenimize pozitif yaklaşmadıkça, onunla sağlıklı bir ilişki kuramadıkça bedensel memnuniyeti daha da uzağa itebiliyoruz.

Ünlü terapist ve yazar Martha Kauppi, danışanlarına bedenleriyle aralarındaki ilişkiyi geliştirebilecekleri bir dizi egzersiz önerdiğini paylaşıyor ve bu egzersizler sayesinde hem çok daha iyi hissettiklerine hem de zihinsel, duygusal ve bedensel bir bütünlük içinde olabildiklerine dikkat çekiyor. Aşağıdaki sorulara cevap vererek herkesin kolayca bedeniyle sağlıklı bir bağ kurmaya başlayabileceğini söylüyor:

Şu anda bedeninizle ne tür bir ilişkiniz var?
Bedeninizle nasıl bir ilişkiye sahip olmak isterdiniz?
Bedeninizle olan ilişkiniz için hedefleriniz neler ve bu hedefler sizden ne kadar uzakta?
Bedeniniz, zihninizin bu günlerde bedeninizle ilgili kararları ele alış şeklinden memnun mu?
Bedeninize nasıl daha nazik davranabilirsiniz?

Kauupi, bunlar ve benzeri sorular yardımıyla bedeninizle konuştuğunuzda, aynaya baktığınızda, zihninizin bedeniniz hakkında neler söylediğini fark ettiğinizde bir şeyleri değiştirebileceğinize vurgu yapıyor. Sahip olduğunuz düşüncelerin, verdiğiniz mesajların bedeninizin içinde olmayı isteme hissini destekleyip desteklemediğini bulduğunuzda değişim için hazır olduğunuzu söylüyor. Ona göre beden, hala gizemini koruyan bir dizi mucizeden ibaret. Bunu fark ederek ona neyin iyi neyin kötü geleceğini bulmak mümkün.

Martha Kauppi, beden ve beynin tamamen iç içe olduğunu, birbirinden farklı güçler olmadığına da dikkat çekiyor ve şunları ekliyor: “Kendinize dürüstçe vücudunuz hakkında olumlu şeyler söylemeyi öğrenmek, iyileşmenin (ve aynı zamanda uyarılmanın) gerçekleştiği “dinlen-ve-yenile” parasempatik sinir sistemine dokunmanıza izin verir. Bunların hepsi vücudunuz için harika gelişmelerdir. Ruh sağlığınız ve fiziksel sağlığınız birbirinden ayrı değildir. Derin nefes alın, gevşeyin ve kendinizi sevin.” Ek olarak bedeninizle nasıl bir ilişki kurmak istediğinize yalnız siz karar verirsiniz diyerek ilham verici bir değişimin herkes için mümkün olduğuna ışık yakıyor.

Görselleştirme (visualisation) ile bedensel gücünüzü artırın

Fitness eğitmenlerinin, bireysel spor koçlarının görselleştirmenin önemini ne sıklıkla dile getirdiğini hiç fark ettiniz mi? Potansiyel fiziksel başarınıza zihninizin gözünden tanık olmak, odaklanmayı artırmaya ve öz güveni geliştirmeye yardımcı oluyor; ayrıca gerçek anlamda kaslarınızın güçlenmesini de sağlıyor. Evet, şaşırtıcı ama gerçek. Zihninizde yapacağınız canlandırmalar, gerçekten fiziksel bir egzersiz yapmışçasına kaslarınıza iyi geliyor.

Ohio Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yürütülen 2014 tarihli bir çalışma, zihinsel imgeleme egzersizlerinin, bir kası hareket ettirmeden bile fiziksel kas zayıflığını önleyebildiğini ortaya çıkarıyor. Yani, kendinizi egzersiz yaparken hayal etmek daha güçlü bir bedene erişmenizi sağlayabiliyor. Düşünce gücünün gerçekten bu kadar etkili olabileceğini tahmin edebilir miydiniz?

Peki, zihinsel imgeleme yani görselleştirme, kasları nasıl güçlendiriyor? Yapılan bu araştırmada dört hafta boyunca bazı katılımcıların bileklerinin etrafına kasların hareketini engellemesi için alçı sarılıyor. Bir gruba her gün 11 dakika boyunca kol kaslarını esnettiklerini görselleştirmeleri söylenirken, diğer gruba herhangi bir talimat verilmiyor. Dört haftanın sonunda zihinsel güçlerini kullanarak yani sadece görselleştirme ile kol kaslarını çalıştırdıklarını düşünenlerin, diğer katılımcılardan iki kat daha fazla fiziksel güce sahip olduğu ortaya çıkıyor.  

Araştırmayı yürüten ve Ohio Üniversitesi’nde fizyoloji ve sinirbilim profesörü olan Brian Clark, “Çalışmamızın önerdiği şey, bir sağlık sorunu kişinin hareketliliğini kısıtladığında kasların zayıflamasını önlemek veya yavaşlatmak için görüntü egzersizleri etkili bir araç olabilir.” diyerek zihin gücü ile bedensel gücü artırmanın mümkün olduğuna dikkat çekiyor.

Diğer yandan, New Jersey’deki Hudson Premier Fizik Tedavi ve Spor’un kurucusu ve rehabilitasyon dünyasında çok tecrübeli bir fizyoterapist olan Sandra Gail Frayna bu araştırmanın sonucunu ve Brian Clark’ın sözlerini destekleyici yorumlarda bulunuyor:

“Zihinsel imgeleme egzersizleri, genellikle rahatlamak ve daha iyi bir zihin alanına girmek isteyen insanlar için kullanılan görselleştirme tekniklerine nörobilişsel bir yaklaşımdır ve burada uyarıcıyı önceden almadan zihinlerinde duyusal bilgilerle deneyimler yaratırlar.”

Birçok uzmana ve araştırmaya göre, görselleştirme sadece sporla uğraşanlar ya da fiziksel sakatlanmalar yaşayanlar için değil; bedenini güçlendirmek ve bu konuda zihinsel gücünden faydalanmak isteyen herkes için benzer etkiyi yaratabilir.

Sporcular genellikle bu yaklaşımı vücutlarını aşırı zorlamadan yarışmalara hazırlamak için kullansalar da fiziksel bir eforun mümkün olmadığı durumlarla karşılaştığınızda -tıpkı bilekleri alçıya alınmış katılımcılar gibi- ya da daha güçlü, daha sağlıklı bir beden için tüm imkanlarınızı değerlendirmek istediğinizde siz de zihinsel egzersizle fiziksel egzersiz etkisi yaratabilirsiniz. Zihinsel gücünüzü kullanmayı, bedeniniz için daha fazla iyilik yapmayı istediğinizde görselleştirmenin yanı sıra bedensel olumlamaları da bu sürece katabilirsiniz.

Olumlamalardan faydalanın

Sağlıklı beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak elbette ki fazla kilolardan kurtulmak ve ideal kiloyu korumak için gerekli en önemli iki unsur. Ancak, bazen daha fazlasını yapmak da fayda sağlayabilir. Kilo verme sürecinizi desteklemenin yanı sıra bedeninizle aranızdaki olumlu ilişkiyi daha da derinleştirmek için olumlamalardan faydalanabilirsiniz.

Günlük olarak tekrarladığınızda kendinize olan güveninizi, motivasyonunuzu, öz saygı ve öz sevginizi artırmaya yardımcı olacak; zihninizdeki olumsuz düşüncelerden oluşan engelleri kaldırmanızı sağlayacak olumlamaları, bedeninizle ilgili iyileştirmeler yapmak için kullanabilirsiniz. Özellikle kilo verme sürecinizde işler zorlaşmaya başladığında motivasyonunuzu yeniden aktive edebilirsiniz. Olumlamalarla bilinçaltınıza yediğiniz yiyecekleri egzersiz, sağlık ve diyetle ilgili olumlu inançların kaynağına nasıl dönüştürebileceğinizi öğretebilir; bedeniniz hakkındaki olumsuz düşüncelerinizi dönüştürebilir; sağlıklı ve güçlü bir beden algısı geliştirebilirsiniz.

Bedeninizi sevmenize yardımcı olacak olumlamalar

Olumlamaları tekrarladıkça daha doğru gelmeye başladığını ve zihninizde yerleştiklerini hissedebilirsiniz. İşte sağlıklı beden algısı, sağlıklı beslenme, ideal kilo, güçlü beden gibi farklı konular için tekrarlayabileceğiniz olumlamalar:

Her gün daha da güçleniyorum.
Ben, kafama koyduğum her şeyi başarabilecek güçlü, kararlı bir insanım.
Kendimin en iyi versiyonu oluyorum.
Kilo verme yeteneğine sahibim.
Kendime iyi bakmaya kararlıyım.
Kilo verme yolculuğumda başarılı olacağımdan eminim.
Kilo verme yeteneğime güveniyorum.
Daha sağlıklı bir yaşam süreceğim için heyecanlıyım.
Abur cubur yerine sağlıklı gıdaları yiyerek, fazla kilolarımdan kurtulacağım.
Sağlıklı bir vücuda ve zihne sahip olduğum için şanslıyım.
Verdiğim kilolara şükrediyorum.
Sağlıklı ve fitim.
Sağlıklı yiyecekler yiyorum çünkü ideal kiloma ulaşabiliyorum.
Yediklerim bedenimi ve zihnimi besler.
Vücudumun kontrolü bende ve kilo vermem bunun kanıtı.
Kendimi ve vücudumu sevmeyi öğreniyorum.
Sağlıklı bir hayat yaşıyorum.
Kilo veriyorum ve sağlıklı bir yaşam yolculuğuna başlıyorum.
Yağları eritiyorum, yediklerimi değiştiriyorum.
Vücudumla gurur duyuyorum.
Olumsuz kendi kendine konuşma, abur cubur ve duygusal yeme alışkanlıkları artık geçmişte kaldı.
Hissettiğim mutluluğu ve sağlığı hak ediyorum.
Mutlu ve sağlıklı olmayı hak ediyorum ve kilo vermek oraya ulaşmanın bir yolu.
Sevilmeyi ve olduğum gibi kabul edilmeyi hak ediyorum.
Kilo verme sürecim sağlıklı yiyeceklere ve daha sağlıklı bir yaşam tarzına bağlı.
Hayatımı değiştirecek güce sahibim.
Sağlıklı yeni yaşam tarzıma uyan dengeli bir vücut ağırlığı oluşturacağım.
Bedenime uygun kıyafetlerde iyi görünüyorum.
Besleyici gıdalara ve sağlıklı alışkanlıklara dayalı sağlıklı bir yaşam tarzı yaratıyorum.
Bedenime saygı duyduğum için kilo vereceğim ve ideal kilomu koruyacağım.
Hayatımda bir denge bulacağım, devam edeceğim ve asla pes etmeyeceğim.
Vücudum için sağlıklı seçimler yapacağım.
Kalbim belimden daha büyük ve kilom kim olduğumu belirlemez.
Kilo vermeye çalışmak, harcadığım zamana ve çabaya değer.

Tüm bu adımları takip ettiğinizde siz de bedeninizle aranızdaki bağı güçlendirebilir, sevgi, şefkat ve zihinsel gücünüzle ideal kilonuzda ve fiziksel gücünüzde olabilirsiniz.

Kaynak: psychologytoday, wellandgood, psychnewsdaily

İlginizi çekebilir: Bedenini sevmek ve olduğu gibi kabul etmek isteyenler için ipuçları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale