X

Başkalarının mutluluğundan siz sorumlu değilsiniz

Kendinizi rutin bir sohbetin içerisindeyken bile karşınızdaki kişinin problemlerini çözmek için çaba harcarken bulduğunuz oluyor mu? Ya da bir başkasının derdine, sıkıntısına ondan daha çok üzüldüğünüz, ortadaki sorunu halletmek için kendi vaktinizden, enerjinizden feragat ettiğiniz? Cevaplarınız evetse, küçük bir hatırlatmaya ihtiyacınız olabilir: Başkalarının mutluluğundan siz sorumlu değilsiniz.

Hepimiz, yalnızca kendi mutluluğumuzun, iyi oluşumuzun muhatabıyız. Zaten düşünsenize; bazen kendi dertlerimiz bile bize bir beden büyük gelirken, sorunlarımızı çözemez, kendi mutluluğumuzu inşa edemezken nasıl başkası için verimli bir şeyler yapabiliriz ki? Daha doğrusu neden yapalım ki? Evet, sevdiklerimiz bizler için çok değerli ve onların iyi hissetmesini önemsiyoruz, ancak bu, onların mutluluğundan ya da problemlerinden bizim sorumlu olduğumuz anlamına gelmiyor.

Destek olmak ile ‘düzeltmeye çalışmak’ arasında fark var

Çok güçlü bir empat olabilirsiniz, başkalarının duygularını, düşüncelerini anlıyor, destek vermek istiyor olabilirsiniz, karşınızdaki kişiyi çok çok çok fazla da seviyor olabilirsiniz ama durum ne olursa olsun onun nasıl hissettiğini siz düzeltemezsiniz, çünkü böyle bir göreviniz, sorumluluğunuz yok. Dünya böyle bir yer değil.

Başkalarının sorunlarını çözmeye çalışırsanız ya da onların mutluluğundan kendinizi sorumlu tutarsanız bir süre sonra kendinizi çok daha yorgun, mutsuz, bitkin hissedebilir ve karşınızdaki kişi ile aranızdaki ilişkinin bozulmasına neden olabilirsiniz. Evet, ‘yardımcı olmaya çalışıyor’ olsanız dahi birinin hayatına, fikirlerine, duygularına müdahale etmek –ne kadar iyi niyetli olursanız olun– bir süre sonra aranızdaki dinamiğin zarar görmesine zemin hazırlayacaktır. Siz ‘Ama ben seni mutlu etmek için uğraşıyordum…’ derken karşınızdaki kişi sizi hayatına karışmakla suçlayabilir.

Öte yandan, bir başka olası senaryoda da karşınızdaki kişi sizin her şeyi onun için ‘halletmenize’ o kadar alışabilir ki kendi hayatının başrol oyuncusu olmak yerine pasif bir izleyici olmayı seçebilir. Bu da bir yandan kendi hayatınızı bir yandan da onun hayatını idare etmek zorunda kalmanıza neden olabilir. Ve düşünün ki bazen kendi hayatlarımızı yaşamak bile zor, yorucu, tatsız gelirken iki hayat sürmek ne kadar yıpratıcı olur…

Dolayısıyla sevdiklerinizin yanında yer almak, onlara destek olmak isterken bir şeyleri düzeltmeye çalışma iç güdünüzden vazgeçmelisiniz. Karşımızdakini ‘düzeltmeye çalışmadan’ ona yardımcı olmak mümkün mü? şu yazımız size bu konuda ilham verebilir.

Empati yeteneğiniz ne kadar gelişmiş olursa olsun, ne kadar anlayışlı, şefkatli bir yapınız olursa olsun destek vermekle düzelmeye çalışmak arasındaki farkı anlamalısınız. Eğer bunu yapmakta zorlanıyorsanız, ilk adım olarak geri çekilmeyi deneyebilirsiniz. Olayları, durumları dışarıdan izlemek, dostunuzun, sevdiğiniz bir yakınızın anlattıklarına çözüm üretmek yerine iyi bir dinleyici olmak ve kendi sınırlarınızı korumak için en azından bir adım geride durmak, o bir şeyleri düzeltmeye çalışma iç güdünüzü bastırmaya yardımcı olabilir.

Evet; orada olun, sevdiğinize destek çıkın ama bunu dinleyerek, onu anladığınızı hissettirerek yapın, sorunları ortadan kaldırıp onu mutlu etmeye çalışarak değil.

Mutluluk; herkesin kendi seçimi, bir başkası adına yapılamaz

Mutluluğun bir duygudan daha çok bir tercih olduğunu anladığınızda sevdiklerinizin mutluluğundan sizin değil, onların sorumlu olduğunu fark etmeniz çok daha kolay olabilir. Bir başkasının mutluluk kaynağı siz olabilirsiniz; sevdikleriniz sizi gördüğünde, sizinle zaman geçirdiğinde bundan mutluluk duyabilir, ancak bu sizi onların mutluluğundan sorumlu yapmaz. Yalnızca, ortak bir mutluluğun paydaşları olabilirsiniz. Mutluluk, herkesin bireysel olarak yapabileceği bir tercihtir, tıpkı aldığımız başka başka kararlar gibi… O yüzden, siz bir başkasının ne problem çözücüsü ne de mutluluk yapıcısı olabilirsiniz.

Yine de ‘hayır, sevdiklerimin sorunlarını çözmeli ve onların mutlu olmalarını sağlamalıyım’ düşüncesine sıkı sıkıya tutunuyorsanız ve o düzeltmeye, tamir etmeye çalışan iç sesinizi susturamıyorsanız bir şeyi daha hatırlamak isteyebilirsiniz: Kimseyi, dibi görmekten mahrum etme hakkınız yok.

Böyle okuduğunuzda çok acı bir şey söylüyor gibi gelebilir bu cümle size; oysa ki oldukça mantıklı bir açıklaması var… Hepimizin hayatı, dönüm noktalarıyla dolu. Ve hayat inişli-çıkışlı uzun bir yol. Bazen hızlanmak için geri gitmek, daha yükseğe zıplayabilmek için daha derine inmek gerekiyor. Bu, sevdikleriniz için de geçerli.

Siz onların her sorununu çözdüğünüzde, mutsuzlukla karşılaşmasını ve mücadele etmesini önlediğinizde, aslında büyümelerine, gelişmelerine, daha iyi olmalarına da engel olmuş oluyorsunuz. Çünkü bıraksanız, belki yaşadıkları karşısında farklı yollardan gitmeyi seçecek ya da dibi gördüğünde zıplamak için kendini motive edecek, daha fazla aşağıya gidemiyorsa gidebileceği tek yönün yukarısı olduğunu fark edecek. Siz her şeyi ‘hallederseniz’ sevdikleriniz tüm bunları nasıl yapabilecek? Yapamayacaklar… O yüzden bırakın, insanlara kendi hayatlarını yaşama ve inşa etme alanı tanıyın.

Her duygu insanlar için. Hayat, sonsuz seçeneklerle dolu. Biri olmazsa, bir başkası olur. Sevdiklerinizi bu seçeneklerden mahrum etmeyin, onların kendi hayatının içinde aktif rol alma hakkını ellerinden almayın. Bu, hem kendiniz hem de sevdikleriniz için yapabileceğiniz en anlamlı, en faydalı, en iyi yaklaşım. Başkalarının mutluluğunu inşa etmeye çalışmayın, siz sadece ve sadece kendi mutluluğunuza odaklanın. Bırakın herkes kendi seçimini yapsın, herkes kendi yaşadıklarını doldursun heybesine, sorumluluğunu alsın yaptıklarının. Göreceksiniz, böylesi çok daha iyi olacak.

İlginizi çekebilir: Dünyanın en mutlu ülkelerinin mutluluk sırları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale