X

Doğayla iç içe eşsiz bir tatil rotası: Akyaka gezi rehberi

Muğla’ya bağlı bir tatil beldesi olan Akyaka, son zamanların en gözde yerlerinden biri. Bu harika ilçe ülkemizin güneybatı sahilinde, Gökova Körfezi’nin kıyısında yer alıyor. Muğla merkeze yaklaşık 30 kilometre mesafede bulunan Akyaka’nın en çarpıcı özellikleri ise şüphesiz, doğal güzellikleri ve sakin atmosferi. İlçe, çam ağaçlarıyla kaplı dağları, turkuaz renkteki denizi ve içinden geçen berrak nehriyle (Azmak) ünlü. Akyaka ayrıca UNESCO tarafından “Dünya Doğa Mirası” olarak belirlenen Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi’ne de ev sahipliği yapmakta. Akyaka üzerine söylenecek çok söz var. Ancak dilerseniz lafı uzatmadan, Akyaka gezi rehberimizin detaylarına geçelim. İşte Akyaka’da harika bir tatil planlamadan önce mutlaka bilmeniz gerekenler.

Akyaka’da ne yapılır?

Kaynak: https://www.ntv.com.tr

Daha önce de belirttiğimiz gibi Akyaka, özellikle sakinliği sebebiyle tercih edilse de ilçede yapılacak pek çok şey var. İşte Akyaka’da yapabileceklerinizden bazıları.

1. Akyaka merkezdeki harika mimariyi keşfedin

Akyaka’nın da tıpkı Bodrum gibi kendine has ve korunan bir mimarisi var. İlçede az katlı evler, beyaz renkli ve ahşap işçiliğiyle süslenmiş şekilde karşınıza çıkıyor. Bu özelliği, bölgeye kesinlikle ayrı bir hava katıyor. Bu mimarinin sebebi Türk gazeteci, şair, mimar ve restatör Nail Çakırhan. Kendisi 1971 yılında Akyaka merkezde kendisi için yörenin malzemeleri ve mimarisini baz alarak bir konak inşa etmiş. İnşa ettiği bu konak 1983’te dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerinden biri olan Ağa Han Mimarlık Ödülü’ne layık görülmüş. O günden sonra da Akyaka’da bulunan diğer yapılar, Çakırhan Konağı baz alınarak inşa edilmiş. Sonuçta ortaya bugünkü otantik kent dokusu çıkmış. Bölgedeki bu evler zamanla butik otel ve apartlara dönüştürüldüğü için bugün siz de Akyaka tatiliniz sırasında, bu otantik yapılarda konaklama şansına sahipsiniz. Hatta sanat galerisine dönüştürülmüş Çakırhan Konağı’nı da ziyaret etmeyi unutmayın.

2. Azmak Nehri’nde tekne turu yapın

Kaynak: www.marmaris.org/akyaka/

Akyaka’yı bu kadar özel kılan detaylardan biri hiç şüphesiz ortasından geçen Azmak Nehri. Azmak, aslında dev bir yeraltı nehri ve ilçeyi aşan farklı yerlerde de yeryüzüne çıkıyor. Suyu, berraklığı ve soğukluğu ile meşhur. Berrak suların altı ise inanılmaz bir bitki örtüsüyle kaplı. Azmak Nehri’nde sık aralıklarla, yaklaşık yarım saat süren kısa tekne turları düzenleniyor. Dilerseniz bu turlara katılarak nehri ve içerisindeki zengin bitki çeşitliliğini yukarıdan seyredebilir veya sıcak bir yaz gününde kendinizi Azmak’ın kıyısından serin sulara atabilirsiniz. Nehirde bireysel olarak kano ve ringo yapmak da mümkün. Diğer Azmak klasikleri arasında ise masa ve sandalyelerin suya konulduğu, ayaklar buz gibi suyun içerisindeyken bir yandan da bir şeyler yudumlamak var. Bunun için nehrin kıyısındaki mekanları ve balık restoranları tercih edebilirsiniz. Daha sonra, Akyaka mekanlarına detaylı bir şekilde yer vereceğiz. Şimdilik Akyaka’da neler yapılır sorusunu yanıtlamaya devam edelim.

3. Yeşile ve bisiklete doyun

Akyaka merkezde yıl boyunca bisiklet kiralayabileceğiniz yerler var. Bunlardan en meşhuru Delta Bisiklet Free Wheelies. Bölgede dilediğiniz yere bisiklete gidebilirsiniz ancak hiç bilmiyorsanız onların mevcut rota alternatiflerini de deneyebilirsiniz. Eğer gerçek bir bisiklet sevdalıysanız da Akyaka tam size göre bir seçenek. Günün erken saatlerinde çıkacağınız bisiklet turu ile bölgeyi keşfetmek gerçekten unutulmaz olacak.

4. Dünyanın en ideal kitesurf noktalarından birinde, kitesurf yapın

Akyaka, kitesurf öğrenmek için değil ülkemiz, dünyadaki en ideal yerlerden biri. Çünkü bu kocaman koy, kitesurf için oldukça geniş bir alana sahip. Termal rüzgarlar yaz boyu ideal şiddette esiyor ve tabii denizi de oldukça sığ, kumluk. Tüm bu nedenlerden dolayı, bölgede kite sektörü inanılmaz gelişmiş durumda. Şimdilerde Akyaka’da yeme-içme, kite öğrenme, malzeme kiralama amacıyla tercih edebileceğiniz pek çok kitesurf okulu var. İşte Akyaka kitesurf okullarından bazıları:

  • Kite Academy: Akyaka kite okullarından biri olan Kite Academy kask, wetsuit, can yeleği, kite ve board gibi ihtiyacınız olabilecek tüm malzemeleri size sağlıyor. Elbette gitmeden önce rüzgarsız bir güne denk gelmemek için mutlaka telefon açmalısınız. Bölge genelde rüzgarlı olsa da okula danışmak şart. Detaylı bilgi için websitelerini buradan inceleyebilirsiniz.
  • Kitebase Gökova: Burası da yine bölgedeki tercih edebileceğiniz kitesurf / kiteboard okullarından bir diğeri. Detaylı bilgi için websitelerini buraya bırakıyoruz.
  • Kiteboard Gökova: Profesyonel ekibiyle Akçapınar plajında hizmet veren bu okul hakkında daha fazlası için de yine websitelerini incelemenizi öneririz.
  • Kite Inn: Akyaka’da kite deneyimi için Kıte Inn’ın Instagram hesabını inceleyebilirsiniz.
  • Lenovo Kite-extreme: 20 yılı aşkın tecrübeleriyle Akyaka’da hizmet veren bu okul, ayrıca konaklama hizmeti de sunmakta. Detaylar için websitelerini inceleyebilirsiniz.

5. Akçapınar Köyü’nde kano yapın

Akyaka’nın hemen dibinde bulunan Akçapınar Köyü, Akyaka’nın daha sakin bir benzeri gibi. Hatta kite okullarının bir kısmı da burada bulunuyor. Siz de Akçapınar Köyü’nü gezerken sazlıkların arasında harika bir kano turu yapabilirsiniz.

6. En iyi Akyaka mekanlarını keşfedin

Kaynak: www.instagram.com/spaceakyaka/

Geçmiş yıllarda Akyaka’da özellikle gece hayatı adına zaman geçirilebilecek pek fazla mekan yoktu. Ancak artık oldukça fazla seçenek bulunuyor. Akyaka’nın en meşhur etkinliği kite olduğundan, kite’cıların sıklıkla takıldığı ve genelde herkesin birbirini tanıdığı sports bar ve cafeler de mevcut. Elbette tahmin edeceğiniz gibi Akyaka mekanlarının sayısı her yaz artıyor. İşte en iyi Akyaka mekanları arasında sayabileceğimiz noktalardan bazıları:

  • Space Akyaka: Space Akyaka, bölgenin sevilen gece mekanlarından biri. Elektronik müzik ağırlıklı dj setleri sevenler için de oldukça ideal. Mekanla ilgili daha fazlasını keşfetmek için Instagram adresini ziyaret edebilirsiniz: @spaceakyaka
  • Mekan Akyaka: İşte gözde Akyaka mekanlarından biri daha. Akşamın ünlü dj’lerin setleriyle başladığı bu harika mekanda siz de içkinizi yudumlarken tertemiz havanın tadını çıkarabilirsiniz. Detaylar mekanın Instagram hesabında: @mekanakyaka
  • No 22 Riders Inn: Bu sevilen Akyaka mekanında her gün bir canlı performans oluyor. Mekanın bar konseptinin yanı sıra yemek menüsü bulunduğunu da belirtelim. Canlı müziğin başlamasıyla kalabalıklaşan mekanda keyifli zaman geçirmek için mutlaka önceden rezervasyon yaptırmalısınız. Detaylar Instagram hesaplarında: @no22ridersinn
Kaynak: www.instagram.com/no22ridersinn/
  • Orfoz Restaurant: Azmak Nehri kıyısında pek çok balık restoranı bulunduğunu belirtmiştik. İşte Orfoz, bunların en ünlüsü. Detaylar için mekanın Instagram hesabını inceleyebilirsiniz: @orfoz_akyaka
  • Kordon Restaurant: Azmak Nehri’nin kıyısında balık keyfi yapabileceğiniz bir seçenek de Kordon. Nehrin serinliği eşliğinde harika bir akşam yemeği için mekan hakkında buradan detaylı bilgi edinebilirsiniz.
  • Halil’in Yeri: Azmak Nehri kıyısındaki balık restoranlarından bir diğeri olan Halil’in Yeri hakkında daha fazlası için Instagram hesabını buraya bırakıyoruz: @halilinyerirestaurant
  • İnceden Meyhane: Akyaka’da mekan konusunda çok seçeneğe sahip olduğunuzu söylemiştik. Meyhane konsepti de burada bulabileceğiniz seçeneklerden. İnceden Meyhane hakkında daha fazlası için Instagram hesabını inceleyebilirsiniz: @incedenmeyhane
  • Loop Akyaka: Uzun uzun bir yemek deneyimi yerine, harika bir atmosfer eşliğinde ayaküstü kokteylini yudumlamak isteyenler buraya! Detaylar, mekanın Instagram hesabında: @loppakyaka
  • Pizza Fellas: Akyaka’daki en iyi pizzayı yemek isterseniz Akyaka tatiliniz sırasında bir ara Pizza Fellas’a uğrayın deriz. Detaylar için mekanın iştah açan Instagram hesabı: @pizza_fellas
Kaynak: www.instagram.com/pizza_fellas/
  • Ayşe Ana’nın Yeri: Akyaka merkezde bulunan bu hoş mekanda envai çeşit ev yemeği var. Lezzetli bir deneyim için mekanın Instagram hesabını inceleyin: @akyakaayseana
  • Pişi: Burası Akyaka’da kahvaltı için tercih edebileceğiniz bir mekan. Bir şubesi de İstanbul, Beşiktaş’ta bulunuyor. Detaylar için Instagram hesaplarını buraya bırakıyoruz: @pisibreakfast
  • Meşhur Akçapınar Tostçusu: Akyaka’ya gidip de bu nefis tostları tatmamak olmaz. Mekanın tostlarının, taze meyve sularının ve künefesinin harika olduğunu da belirtelim. (Adres: Akçapınar mahallesi, 48640 Ula/Muğla, Telefon: 0252 244 81 38)

7. Aşıklar Yolu (Sevgi Yolu)’nda yürüyüş yapın

Kaynak: www.rehbername.com

Akçapınar’a çıkan, iki tarafı da tropikal iklime mahsus bir ağaç türü olan okaliptüslerle süslü Aşıklar yolu veya diğer adıyla Sevgi Yolu, Akyaka’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Çünkü doğal güzelliğinin yanı sıra, buranın bir de etkileyici bir hikayesi var. 1938’de Akçapınar ve çevresi bataklıkmış. Aynı dönemde Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı), askeri isyana teşvik edici yazılar yazması sebebiyle Bodrum’da sürgündeymiş. Bahçeyle uğraşmayı çok seven ünlü yazar bölgedeki bu sorunu duyunca bataklığı kurutmak için bizzat Avustralya’dan okaliptüs fidanları getirtmiş ve sonuçta bu harika ağaçlı yolun ortaya çıkmasını sağlamış!

8. Unutulmaz bir glamping deneyimi yaşayın

Akyaka merkezde konaklayabileceğiniz birçok yerel konak/ butik otel olduğunu belirtmiştik. Akçapınar’daki konaklama seçenekleri ise daha çok bölgenin doğal dokusuyla uyumlu ve doğayla iç içe nezih yerlerde yer alıyor. Burası, son zamanların trend konaklama seçeneği glamping için de oldukça ideal. Akçapınar’da unutulmaz bir glamping deneyimi için siz de aşağıdaki konaklama seçeneklerinden birini tercih edebilirsiniz:

  • Dane Gökova: Yine okaliptüs ağaçlarıyla çevrili bir konumda yer alan bu mekanda ister konaklayabilir, ister sadece lezzetli içecekler ve yemekler deneyeceğiniz bir bahçe keyfi yaşayabilirsiniz. Gitmeden rezervasyon yaptırmayı unutmayın: @danegokova
  • Yucca House: Evcil hayvan dostu bu işletme, yine size doğanın kalbinde bir konaklama deneyimi sunuyor. Mekanın yemekleriyle de çok beğenildiğini belirtelim: @yuccagokova

9. İnziva evlerinde konaklayın

Akyaka’da butik otellerin, glamping’lerin yanı sıra daha butik bir konaklama deneyimi için inanılmaz tatil evleri de var. Hatta çoğu insan buradaki villa ve inziva evlerinin Kaş’takilerle yarışabileceğini söylüyor. Eğer siz de Akyaka tatiliniz sırasında doğanın içinde, sakin ve daha bireysel bir konaklama deneyimi yaşamak isterseniz bu seçeneği göz ardı etmeyin deriz. Üstelik Akyaka villaları hem çiftler hem de kalabalık arkadaş gruplarına hitap edecek kadar çeşitli.

10. Tekne turu ile Marmaris koylarını gezin

Eğer Akyaka’da yapılacak her şeyi bitirdiyseniz, merkezdeki limandan kalkan tekne turları ile Marmaris koylarını gezebilirsiniz. Özel bir tur için en az 20 kişi olmanız ve tekneyi kapatmanız gerekiyor. Sabah 10.00 ile akşam 18.00 arası süren bu gezi sırasında, birbirinden harika Marmaris koylarında denize girebilir ve Sedir Adası’nı görebilirsiniz.

Akyaka’da nerede denize girilir?

Akyaka’da yapabileceğiniz en güzel şey, elbette tertemiz denizin tadını çıkarmak. İşte Akyaka’da denize girilecek yerlerden bazıları:

1. Çınar Beach

Akyaka merkeze oldukça yakın olan Çınar Beach, giriş ücretli bir yer ve size girişte ödediğiniz parayı içeride harcama imkanı sunuyor. Soğuk ve ılık bir denizi olan mekanın yeme-içme alanı da oldukça geniş. Plajın içerisinde ayrıca Azmak’ın suyunun aktığı mini bir şelale de var. Denizinin yarısı kumluk olduğu için çocuklu aileler tarafından sıklıkla tercih edilen mekanın sezonda biraz kalabalık olabildiğini de belirtelim.

2. Maden İskelesi

Kaynak: www.gezigezgini.com

Maden İskelesi ve buradaki plajlar da yine Akyaka merkeze 5 dakika sürüş mesafesinde. İskelede Baga, Göktürk, Mavi, Filika gibi butik otellerin plaj işletmeleri bulunuyor. Kumsalı olmadığından denize direkt platform üzerinden giriliyor.

3. Yavansu Çiftliği

Yavansu Çiftliği, Akyaka merkeze 40 dakika, meşhur Akbük koyuna 5 dakika sürüş mesafesinde. Samimi bir bungalow ve beach işletmesi ola bu yerde kumsal bulunmuyor. Suyu oldukça ılık, kalabalıktan uzak ve son derece sakin bir seçenek. Mekanın yemekleri de oldukça lezzetli.

4. Rahat Beach

Akyaka merkeze 25 dakika mesafede bulunan bu keyifli işletmenin de kumsalı yok, yani direkt derin suya giriyorsunuz. Suyu merkeze yakın yerlerin aksine daha ılık ancak biraz dalgalı. Mekanın lezzetli menüsünün yanı sıra, akşamüzeri dj performansıyla eğlenceli bir atmosferi olduğunu da ekleyelim.

5. Akbük Koyu

Kaynak: www.tatilvillam.com

Akbük, Akyaka merkeze 45 dakika mesafede bulunuyor. Ancak harika bir yer olduğu için genellikle çok kalabalık. İşletmeler kalabalığa yetersiz kaldığı için burada sakin bir deniz deneyimi yaşamayacağınızı önden söyleyelim. Elbette suyu eşsiz. Bu nedenle buraya sezon dışı giderek denizin tadını çıkarmak kesinlikle daha makul olabilir.

Akyaka’da nerede kalınır?

Akyaka’da merkezde konaklayabileceğiniz butik oteller, kiralık villalar ve daha çok Akçapınar tarafında bulunan glamping’ler gibi konaklama seçenekleriniz bulunduğundan bahsetmiştik. Diğerlerine daha önce yer verdiğimiz için burada Akyaka merkezde konaklayabileceğiniz en iyi Akyaka otellerine yer vereceğiz.

Kaynak: www.baga.com.tr
  • Baga Hotel: Akyaka’da denizin hemen dibinde, yeşilliklerin içinde bulunan Baga Hotel, son derece şirin bir butik otel. Otelin kendine ait bir plajı da var. Detaylar için tıklayın.
  • Göktürk Butik Otel: Yine Gökova Körfezi’nde denize sıfır bir konaklama seçeneği ile karşınızdayız. Otelin 21 odası ve konuklarına özel bir iskelesi bulunuyor. Detaylar için tıklayın.
  • XOX Apart Hotel: Adından da anlaşılacağı gibi Akyaka’da bulunan bu otel apart konseptiyle hizmet veriyor. Kendinizi evinizde hissedebileceğiniz bu şirin yer, daha ekonomik bir tatil yapmak isteyenler için ideal olabilir. Detaylar için tıklayın.
  • Elif Hanım Hotel&Spa: Akyaka’nın konumu en güzel otellerinden biri olan Elif Hanım Hotel’i yazın deniz kışın spa tatili için tercih edebilirsiniz. Detaylar için tıklayın.
Kaynak: www.gulemceapart.com
  • Akyaka Gülemce Apart&Villas: Akyaka’nın girişinde bulunan Gülemce Apart&Villa, anlatmalara doyamadığımız özgün ve ahşap Akyaka mimarisine sahip. Otelde 4 tane villa, 12 tane apart oda var. Detaylar için tıklayın.
  • Villa Olive: Akyaka’da kiralamak üzere villa arıyorsanız Villa Olive tam size göre. Akyaka-Akbük yolu üzerinde yer alan villada tam 5 tane yatak odası var. Dolayısıyla 10-15 kişi rahatlıkla konaklayabilir. Detaylar için tıklayın.
  • Villa Eta: Baş başa bir tatil için tercih edebileceğiniz Villa Eta, Akyaka’nın Çıtlık Köyü’nde, 2 kişi kapasiteli, önünde küçük havuzu olan bir konaklama seçeneği. Detaylar için tıklayın.
  • Gümüş Konak Butik Otel: Otantik tarzıyla dikkat çeken Gümüş Konak, Akyaka’da tercih edebileceğiniz bir diğer konaklama seçeneği. Detaylar için tıklayın.
Kaynak: www.akyakagumuskonak.com
  • Mandalin Akyaka: Mandalin, Azmak Nehri’ne yakın, merkezi konumda yer alan evcil hayvan dostu bir otel. Detaylar için tıklayın.
  • Akyaka Kaya Desol Hotel: Yine plaja ve nehire çok yakın olan bu keyifli otel temiz odaları ve ilgili personeli ile dikkat çekiyor. Detaylar için tıklayın.
  • Liya Boutique Hotel&Suites: Akyaka otelleri arasından son önerimiz ise merkezi konumu ve samimi ekibiyle Liya Boutique Hotel&Suites. Detaylar için tıklayın.

Kaynaklar: bizevdeyokuz, bujuyollarda, onedio

İlginizi çekebilir:

Urla gezilecek yerler: Huzurlu bir kaçamak için bilmeniz gerekenler

Güneşin, denizin ve eğlencenin adresi Bodrum gezi rehberi

Ege’den Akdeniz’e uzanan Antik Kentler gezi rehberi

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale