X

Zaruri Fikirler Yöntemi (Necessary Conditions Technique) nedir?

Bazen bir problemi çözmek için en iyi yol sadece zorunlu olan şeyleri önceliklendirip yapmaktır. Bu giriş pek havalı olmadı ama 🙂 Bugün aslında genel olarak bildiğinizi düşündüğüm bir düşünme yöntemi olan zaruri olanı yerine getirmek hakkında bahsedeceğim. Belki de ufak bir noktayı atlayarak ilerliyorsunuz ve bu sebepten bazı işleriniz yetişmiyordur ve zamanında teslim edemiyor olabilirsiniz.

Eğer bir durumu sürekli erteliyorsanız bu durum biraz farklıdır. Öncelikle ne tür bir erteleyici olduğunuzu bilmek bu noktada faydalı olabilir. Erteleme türleri isimli yazımıza tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Zaruri Fikirler Yöntemi nedir?

Zaruri Fikirler Yöntemi, bir problemi çözmek veya bir hedefe ulaşmak için gerekli olan koşulları belirlemek amacıyla kullanılan bir düşünme tekniğidir. Bu yöntem, problem çözme sürecindeki kritik faktörleri tanımlamak ve bu faktörlerin nasıl karşılanacağını belirlemek için kullanılır.

Ya da kısaca, evde börek açacaksanız bunun için una veya yufkaya ve zorunlu olarak başka şeylere de ihtiyacınız olacağını düşünmek gibidir. Bu durumu çözmek için bir ihtiyaç listesi oluşturmak ve gerekli olanları almaktır. Aşağıda detayları ve aşamaları hakkında bahsediyor olacağım.

Ne işe yarıyor?

Zaruri Fikirler Yöntemi’nin ana prensibi, belirli bir sonuca ulaşmak için mutlaka gereken koşulların belirlenmesidir. Bu koşullar, problemi çözmek veya hedefe ulaşmak için değeri önceden belirli öneme sahip olan faktörlerdir ve bunlar karşılanmadığı takdirde başarıya ulaşmak zorlaşabilir. Ancak öğrenmesi ve uygulanması çok zor değil.

5 Adımda Uygulama

  • Hedefin Belirlenmesi: İlk adım, çözümlemek veya ulaşmak istediğiniz hedefin net bir şekilde belirlenmesidir. Hedefiniz ne olursa olsun, bu hedefe ulaşmak için gereken koşulları belirleyeceksiniz. Hedefler belirlemek ve bunların nasıl uygulanacağı hakkında daha detaylı bilgiye tıklayarak ulaşabilirsiniz.
  • Koşulların Tanımlanması: Hedefinize ulaşmak için gerekli olan koşulları tanımlayın. Bu koşullar, genellikle problem alanına veya hedefe bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
  • Koşulların Önceliklendirilmesi: Tanımladığınız koşulları önem sırasına göre sıralayın. Hangi koşulların daha kritik veya acil olduğunu belirleyin.
  • Çözüm Yollarının Belirlenmesi: Her bir koşulu karşılamak için çeşitli çözüm yolları ve stratejiler belirleyin. Her koşul için en etkili veya uygun çözüm yolunu bulmaya çalışın.
  • Uygulama Planının Oluşturulması: Belirlediğiniz çözüm yollarını uygulamak için bir plan oluşturun. Bu plan, her bir koşulu nasıl karşılayacağınızı ve hedefe nasıl ulaşacağınızı adım adım açıklamalıdır.

Zaruri fikirler düşüncesi nereden gelmektedir?

Zaruri Fikirler Yöntemi, Robert B. Tucker tarafından 10 Mart 2008 tarihinde yayımlanan Driving Growth Through Innovation: How Leading Firms Are Transforming Their Futures adlı kitapta tanıtılmıştır. Tucker, bu kitapta organizasyonel değişim ve yenilik konularını ele almış ve farklı stratejileri önermiştir.

Zaruri fikirler oluşturmaktan bahsederken aslında bir sorunu çözmenin minimum uğraş ile, daha çok da zorunlu olan görevleri tamamlamaktan bahsetmek istedim. Ancak bazen bir konuda zaruri fikirlerden ziyade daha inovatif fikirler üretmeniz gerekebilir. Bu durumda da bir zihin haritası kullanmayı deneyebilirsiniz. Eğer nasıl bir zihin haritası oluşturacağınızı bilmiyorsanız Zihin haritası (mind map) nedir? Nasıl oluşturulur? isimli yazımı ziyaret edebilirsiniz.

Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım sizler için faydalı bir içerik olmuştur. Düşünme yöntemleri hakkında daha fazla içerik için diğer yazılarıma göz atabilir ve içerik hoşunuza gittiyse ‘beğen’ tuşuna basarak içeriği beğenebilirsiniz. 

Bu içerik Robert Tucker’in İnovasyon Yoluyla Büyümeyi Artırmak: Lider Firmalar Geleceklerini Nasıl Dönüştürüyorlar isimli kitabından esinlenilerek oluşturulmuştur.

İlginizi çekebilir: Divergent (ıraksak) ve convergent (yakınsak) düşünme

Mustafa Direk: Merhaba, ben Mustafa. Şu anda Mersin Üniversitesi Eczane Hizmetleri bölümünde öğrenciyim ve yaklaşık olarak 10 yıldır eczanede çalışıyorum. Ancak kısa bir süre önce iç sesim, bu işin bana göre olmadığını söyledi ve psikolojiye ilgi duymaya başladım. Web ile aram çocukluk yıllarımdan beri iyiydi. Birçok blog yazısı paylaştım ve yazdığım içeriklerin insanları motive ettiğini duydukça bu alana daha çok ilgi duymaya başladım. Yakın bir zamanda psikoloji alanında lisans programına katılmayı planlıyorum. Şu anda ise freelancer olarak dijital içerik üreticiliği yapıyorum. İçeriklerimin sizi pozitif etkilemesini ve size motivasyon kaynağı olmasını umuyorum. Uplifers ekibine beni aralarında kabul ettikleri için teşekkür ediyorum. Bu ışıltılı farkındalık ve kendini keşfetme sürecine hazırsanız, Uplifers'ta @mustafadirek hesabını takipte kalın.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale