X

Zamanınızı ve enerjinizi korumanıza yardımcı olacak 10 değerli öneri

Günlerinizin, zamanın nereye gittiğini merak ediyorsunuzdur.

Her zamankinden daha yoğunsunuz ancak çalışmaya ve yaşadığınız itiş kakışa rağmen iş anlamında çok azını ortaya koyabiliyorsunuz. Zaman sizin en değerli kaynağınız; fakat hiç olmadığı kadar hızlı uçup gidiyor. İş hayatınız inanılmaz derecede yoğunken, yapılması gereken işler hala çok fazla ve olduğu yerde duruyor. Teknolojinin hayatımızı kolaylaştırması gerekiyordu; ama gerçekte tek yaptığı zorlaştırmaktan ibaret.

Günleriniz telaşla geçip gidiyor ve siz 5 farklı yönden aynı anda çekilip duruyorsunuz. Öncelikleriniz sürekli değişiyor. Posta kutunuza sürekli e-mail yağıyor. İş sorumluluğunuz oldukça yoğun değilmiş gibi iş arkadaşlarınız da sizi hep bir yerlere davet ediyorlar. Eve koşarak gelip ailenizin hazırladığı sofraya oturup yemek yedikten sonra hemen sosyal medya gündemini takip etmeye çalışıyorsunuz.

Tüm bunları doğru bir şekilde nasıl yapabilirsiniz ki?

Bunların hepsi oldukça yorucu hem de çok! Üstelik bunu yaşayan tek siz değilsiniz. Bu durum her gün birçoğumuzun başına geliyor

Siz TV’de magazin programlarında ya da şovlarında bize anlatıldığı gibi rahat rahat vakit geçirmek ve tutkularınızın peşinden koşmak istiyorsunuz ve bu ‘hayalin’ gerçek olmayacağını bile bile hayatınızda huzura hasret yaşıyorsunuz. Peki hayatınızı daha az stresli geçirmek ister miydiniz?

O halde size harika bir haberimiz var:

Bazı alışkanlıklarınızı değiştirerek zamanınızı ve enerjinizi korumanız mümkün. Eğer hazırsanız işte hayatınızı kurtaracak öneriler:

1. Bitirene kadar odaklanın

Bir işe başlamanın o işi yapmaktan daha büyük bir irade ve enerji gerektirdiğini fark ettiniz mi? Özellikle keyif almadığınız bir işi yapacaksanız bu daha da zordur.

Görevlerin yerlerini değiştirmek daha çok enerji harcamanıza neden olacaktır . Eğer bu görev daha önce yapmadığınız ya da alışkın olmadığınız bir işse, zihinsel olarak bu işi yapmak zorunda olduğunuzu hissedersiniz ve bu sizi oldukça yorar. Bu yüzden bir kere başlarsanız o işi bitirmek için yeterli çabayı göstereceksiniz.

Elbette 8 saat durmadan çalışamazsınız. Bir oturuşta bir kitap yazamazsınız; ama 1000 kelime yazabilirsiniz. Bunu yapabilmenizin sırrı her 50 kelimede bir kahve molası vermemekten geçiyor.

2. Ölçek Ekonomileri kullanın

Eğer bir toptancıya gidip yüklü miktarda alışveriş yaparsanız aldığınız her bir ürün normal fiyatından daha ucuza gelecektir. Konu zaman olunca da aynı prensip geçerlidir. Aynı görevler yığınını aynı anda yaparsanız zamandan tasarruf edersiniz.

Mesela; siz asla bir anneyi ilkokula giden 3 çocuğu için ayrı ayrı beslenme çantası hazırlayıp okula yolladığını göremezsiniz. Anne beslenme çantalarını aynı anda hazırlar ve çocuklarını da aynı anda okula yollayarak değerli zamanından tasarruf eder.

Aynı iş tanımına uyan işlerinizi düşünün. Mesela; müşterilerinizden gelen e-mail’lere cevap vermek zorundaysanız 45 dakika boyunca kendinizi kapatın ve bu işe adayın. Tamamladığınızda da diğer işe konsantre olarak o işi tamamlayana kadar dönüp tekrar e-mail’lerinizi kontrol etmeyin

3. Hayattaki kesin alanlarda öngörülebilir olun

Bu size sıkıcı geliyor öyle değil mi? Peki Steve Jobs’un sıkıcı olduğunu söyleyebilir misiniz? İlk başta onun öngörülebilir bir insan olduğunu düşünmeseniz bile, biraz kendinizi zorladığınızda her gün sunum yaparken ne giydiğini tahmin edebilirsiniz; çünkü her gün aynı kıyafeti giyiyordu. Bu size ne kadar zaman kazandırabilir ki? Eğer bir kadınla konuşuyorsanız bu zaman oldukça fazla olacaktır.

Kıyafet için zaman harcamıyor olabilirsiniz ama bu prensibi hayatınıza entegre edebilirsiniz. Hayatınızda neyi otomatikleştirerek kolaylaştırabilirsiniz?

Belki finansal durumunuz ya da yemek hazırlama tekniğiniz. Her ne olursa olsun hayatta belli konularda kesin planlara sahip olursanız bu, seçenekler arasında kaybolarak zamanınızın çalınmasını engeller

4. Kendinize sade bir çalışma köşesi yaratın.
Çalışma masanızı düzenli tutmaya özen gösterin.

Görsel dağınıklık dikkatinizi başka yöne çekerek dağılmasına neden olur.  Eğer başarabiliyorsanız masanızı ve çalışma alanınızı sürekli temiz ve düzenli tutun. Elbette bazı kitap, raporlar, kahve fincanı gibi olmazsa olmaz eşyalar olacaktır; ancak masanız ödenmemiş faturalar, resimler ve okunmamış kağıt desteleriyle dolu olursa, konsantre olmanız oldukça zorlaşır. Kendinize huzurlu bir çalışma alanı yaratın. Zaten kargaşa içindesiniz, etrafınıza yenilerini eklemeyin.

5. Başarınızı adım adım planlayın

Planın başarısız olması, başarısız bir plan yüzündendir. ‘Plan’ yalnızca 4 harften oluşan bir kelime değildir. Aksine bundan çok daha fazlasıdır. Hayatın tadını çıkarmak istiyorsanız, ki hayatın tadını çıkarmak için çok zaman vardır, işe yarayacak bir planla gelmeniz gerekir.

Planlamaya ne dahildir? Kısa dönemden uzun döneme sıralanmış görevler, ulaşabileceğiniz anlamlı görevler. Amaçların ve dikkatinizi çeken projelerin listesini çıkararak işe başlayın; ancak bunu günlük yapılacaklar listesi şeklinde değil de size yol gösterecek bir kılavuz olarak görün. Aklınızdan asla çıkarmayın ki; başladığınız zaman kendinizi çok zorlarsanız, bu sizin demoralize olmanıza neden olur ve daha başlamadan sizi başarısızlığa mahkum eder.

Amaçlarınızı, ara amaçlarınız ve planlarınızı önem sırasına göre sınıflandırın ve bütün planların bir günde olmayacağı gerçeğini asla aklınızdan çıkarmayın. Bir günde 3 ana aktiviteden fazlasını planlamayın. Her gün bu sizin ne kadar zamanınızı alırsa alsın bir sonraki gün kaldığınız yerden devam edin. Bunu günlük, rutin, basit bir uygulama haline getirin.

Aynı zamanda gün içerisinde sevdiğiniz aktivitelere vakit ayırdığınızdan emin olun. Elinize alıp baktığınız zaman ‘yapmak zorundayım listesi’ oluşturmayın.

Kendinizle bir anlaşma yapın ve her gün yapmaktan gerçekten keyif aldığınız bir aktiviteyi yapın. Hayatı hiçbir şekilde sadece korkunç görevlerle doldurmayın.

6. Kendinizi yaptıklarınızla ödüllendirerek motive edin

Herkesin mutlaka bir ‘yapılanlar listesi’ olmalıdır ‘yapılacaklar listesi’ değil. Zorlu telefon görüşmelerini, ödev yapmayı bir egzersiz olarak görebilirsiniz; ama işe koyulmayı ertelediğiniz sürece daha çok pişman olacak ve bu kadar süredir henüz yapmadığınız ya da az aşama kaydettiğiniz için strese gireceksiniz.

Bu zorlu görevlerde, kendinizi bitirdiğiniz zaman sevdiğiniz şeylerle ya da aktivitelerle ödüllendirerek motive edebilirsiniz. Bu motivasyon aracı kurabiye de olabilir en sevdiğiniz takımın futbol maçını izlemek de. Bu işin sırrı kendinize işi tamamladığınızda mükemmel bir ödül vermekten geçiyor. Bu durum hayatınızda güçlü bir etki yaratacaktır.

7. Gereksiz korkuları kafanızdan atın
Kendinizi işe daha çok verebilmek için endişeleri kafanızdan atın

Endişeler zihnimizde önemli yer kaplarlar. Eğer hayal ettiğiniz kadar verimli olmak istiyorsanız, tüm endişelerinizden kurtulmanız gerekir. Basitçe beyninizin bir kısmı herhangi bir konuda endişeleniyorsa üzerine çalışmak istediğiniz konuya konsantre olamazsınız.

Peki ne yapmalısınız? Sizi endişelendiren her şeyi yazmaya başlayarak işe koyulabilirsiniz. Endişeyi tanımlama zorlayıcı bir güç yaratarak zihninizden uzaklaştırmasını sağlar. Bu hızlı egzersiz zihninizi temizleyerek tekrar işe koyulacak enerjiyi size geri verir. Yine de devam ediyorsa, bazı zamanlarınızda endişeniz üzerinde çalışarak kafanızdan atabilirsiniz.

8. Bekleme zamanını avantaja çevirin

Doktorun ofisinde ya da trafikte hep ‘boş zamanınız’ olacak. Gününüzün her dakikası %100 üretken olmak zorunda değilsiniz; ancak zamanınızı etkin kullanmak kendi elinizde.

Mesela; insanlar araba kullandıkları zaman Pimsleur Audio programını kullanarak yeni diller konusunda uzmanlaşıyorlar.  Eğer yeterince hırslıysanız, siz de sesli kitabı kolayca indirip işe giderken aynı anda hem okuyup hem de dinleyerek yeni bir dil öğrenebilirsiniz. Kaybedecek neyiniz var? Ana fikri aldıysanız boş zamanın boşa geçen zaman olmasına izin vermeyin.

9. Hızlı okumayı öğrenin

Haberler, e-mail’ler, Facebook sayfanız, iş dökümanlarınız, en sevdiğiniz blog sayfaları…vb. Her gün bunları okumaya kaç saatinizi ayırıyorsunuz? Birkaç saat mi? Okuma hızınızı iki katına çıkardığınızı düşünün. Bu size en kötü ihtimalle 1 saat kazandırdığını varsayarsak kendinizi hızlanmanız için alıştırma ve tekrar yapacak zaman yaratmalısınız. Her gün 1 saat kazanmak haftada 7 saate eşdeğerdir ki bu bir günlük mesainize yakındır.

Bahse varız bu söze aşinasınız: ‘Liderler iyi okuyucudurlar’. Eğer lider olmak gibi bir amacınız yoksa bile dünyadan haberdar olmak için mutlaka okumalısınız. Daha hızlı bir okuyucu olmak kendinize yatırım yapmaktır

10. Kendinizi verimli bir insan olarak düşünün

Henry Ford’un dediği gibi: Yapabileceğinizi de yapamayacağınızı da düşünüyorsanız, haklısınız’  Bir şeyi yapamayacağınızı düşünürseniz başarmadan bırakır mısınız? Bu kavgaya girmeden bırakmaktır.  Bugün profesyonel atletler zihinlerinde hep yarışları kazandıklarını hayal ediyorlar. Atletler gerçekten sürekli bunu düşünüyorlar. Bu bize zihnimizin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Bir atlet zihninde kendini daha hızlı koştuğunu resmediyorsa, siz kendinizi daha çok sıkarak daha verimli olduğunuzu düşünmez ya da hayal etmez misiniz? Eminim cevabınız ‘EVET’ olacak.

Her sabah uyandığınızda kendinizi verimli bir insan olarak düşünme alıştırmaları yapın. Emin olun her günün sonunda hedefe bir adım daha yaklaşacaksınız.

Sonradan akla gelen fikir:

Hepimizin her gün aynı 24 saati var. Eğer kendinize daha fazla zaman yaratmak istiyorsanız, kendinizi uykudan mahrum bırakmanız gerekir. Zaman sizin için durmaz. Unutmayın yoğun olmakta bir sıkıntı yok. Eğer hiç yoğun olmasaydınız hayatınızı dolduracak bir şey bulamazdınız. Şimdi sıra sizde! Yukarıdaki stratejileri uygulayarak daha verimli bir insan haline gelin. Peki sizin enerji ve zamanınızdan tasarruf etmek için uyguladığınız plan nedir? Bizimle stratejilerinizi paylaşmak isterseniz sizi dinlemek isteriz.

Kaynak:

marcandangel.com

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Hayallerinizi gerçekleştirmek için harekete geçin

7 adımda sabah rutininizi değiştirerek hayatınızı güzelleştirebilirsiniz

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale