X

Zıt karakterlere sahip içe dönük ve dışa dönük partnerler için mutlu ilişki ipuçları

Gece-gündüz, karanlık-aydınlık, yaz-kış, siyah-beyaz, dişil-eril, kuzey-güney… Evrenin zıtlıklarla dolu olduğu hepimizin farkında olduğu bir gerçek. Evrendeki her şey tamamlayıcısı ile birlikte varlığını sürdürüyor. Tüm bu zıtlıklar alında yakından tanıdığımız Yin Yang’in en güzel örneklerinden. Yin Yang, Taoizm, Konfüçyüsçülük ve Çin kozmolojisi dahil olmak üzere yüzyıllar öncesine giden Doğu felsefesinde özel bir öneme sahip. En öz açıklamasıyla evrenin tüm yönlerinin birbiriyle, Yin ve Yang olarak adlandırılan iki karşıt ve tamamlayıcı kuvvetin ilişkisi ile var olduğuna odaklanıyor. Yin Yang sadece teoride bir kavram olarak değil, ilişkilerde de karşımıza çıkıyor. Romantik ilişkilerde zıtlıklardan bahsederken çoğumuzun aklına ilk olarak içe dönük ve dışa dönük kişilik özelliklerine sahip olan zıt karakterli partnerler gelebiliyor. Biri dışarı çıkmayı dört gözle beklerken diğeri evde zaman geçirmekten hoşlanan, kalabalık bir grupla eğlenmek isteyen isteyen partnerini baş başa zaman geçirmek için ikna etmeye çalışan veya buna benzer durumlar gözünüzde canlanıyor, hatta size kendi ilişkinizi düşündürüyor mu? Siz içe dönük karakter özelliklerine sahipken partneriniz dışa dönük biri mi, ya da belki de tam tersi… Merak etmeyin, bu durum zıt kutuplardan olduğunuz gerçeğini değiştirmeyecek olsa da mutlu, sağlıklı ve uzun bir ilişki yaşamanıza engel değil.

Partnerinizle Yin ve Yang birlikteliği yaşıyorsanız, yani tamamen ayrı dünyaların insanları olduğunuzu düşünüyorsanız, zevkleriniz, keyif aldığınız aktiviteler, zaman geçirme şekliniz, kısacası birçok şey birbirinin tam tersi gibiyse bu yazı tam size göre! Zıtlıkların sizi yorduğunu, sınırlarınızı, sabrınızı zorladığını, ilişkinizin adeta zorlu bir sınavmış gibi gelmeye başladığını hissettiğinizde pes etmek yerine bakış açınızı değiştirmeyi deneyebilirsiniz. Zevklerimiz çok zıt diye üzülmeyin, belki de bu, uzun bir birlikteliğe sahip olacağınızın garantisi olabilir. İki ayrı kutup olduklarını düşünen çiftler, genelde bu durumun pozitif yanlarına odaklanmaya ve birbirlerinin tamamlayıcıları olduklarına inanarak diğer çiftlerden çok daha uzun bir süre mutlu ve sağlıklı bir ilişki yaşayabilirler. Yani, hem içe hem de dışa dönük olmanın keyifli yanlarını keşfederek ilişkinizdeki heyecanı canlı tutabilirsiniz. Nasıl mı? Gelin birlikte bakalım:

Partnerinizi değiştirmeye çalışmayın

İçe dönük ya da dışa dönük bir birey olduğunuzu bilmeniz ve kendi enerjinizi yönetmeniz ile aynı şeyi ilişkinizi yürütmek için yapmaya çalışmanız tamamen ayrı süreçler.  İlişkinizin daha iyi olması için partnerinizi değiştirmeye çalışıyor ve onu istemediği şeyler yapmaya zorlayarak bu duruma bir süre sonra alışabileceğini düşünüyorsanız, tamamen yanılıyorsunuz. İlişkinizin daha sağlıklı yürüyebilmesi için yapmanız gereken tek şey sizin böyle onun da öyle olduğunu bilerek bunu kabullenmeniz. Herkes aynı fikirde olsaydı hayat çok sıkıcı olmaz mıydı? Büyümek için, gelişmek için, öğrenmek için, keşfetmek için, devam etmek için farklılıkları fırsat olarak değerlendirmelisiniz.  Siz dışarı çıkıp başkalarıyla görüşmek isterken partnerinizin sizin için evde baş başa planladığı bir etkinlik belki de en çok keyif alacağınız plana dönüşebilir. Şans vermeyi, denemeyi, birlikte keşfetmeyi, birbirinizin alanlarına saygı göstermek kadar zaman zaman da dahil olmayı ihmal etmeyin.

Partnerinizi iyi tanıyın

İlişkilerde bir tarafın dışa dönük, diğer tarafın ise içine kapanık olmasının getirdiği en büyük problem iletişim eksikliği olabilir. Kişinin bu tarz bir ilişkide problemler yaşaması büyük bir ihtimalle partnerinin ne istediğini ve nelerden hoşlandığını bilmemesinden ve empati eksikliğinden kaynaklanır. İçe dönük olan insanlar genelde yalnız olmaktan hoşlanırlar ve bu şekilde daha mutlu olurlar. Bu tabii ki içine kapanık olan insanların topluluk içinde olmaktan utandıkları ya da sosyalleşmekten hoşlanmadıkları anlamına gelmiyor. Sadece yalnızken enerjileri daha yüksek olur ve kendilerini daha huzurlu hissederler. Dışa dönükler ise enerjilerini çevrelerindeki insanlardan alırlar. Bu nedenle yalnız kaldıklarında mutsuz ve durgun olabilirler. Onlar için hayat, çevrelerindeki insanlarla yaptıkları konuşmalar, paylaşımlar ve eğlenceli dakikalarla güzel hale gelir. Birçok insan bu dışa dönük- içe dönük doğrusunun ortasında bir yerlerde yer alır. Yani partnerinizle olan farklılıklarınız çok uçlarda olmadığı sürece ilişkinizde çok büyük problemler yaşamanız söz konusu olmayabilir. Yapmanız gereken tek şey birbirinize anlayış göstermek ve ortak noktada buluşabileceğiniz aktiviteler planlamaya çalışmak.

Doğru anları bulmaya çalışın

Partnerinizle çok önemli bir şey mi konuşmanız gerekiyor? En etkili sonuç için konuşacağınız zamanı kendinizin değil, onun moduna göre ayarlamaya çalışın. Özellikle kötü haberler vereceğinizde ya da hoşnut olmayacağı bir durumdan bahsedeceğinizde bu yöntem daha fazla işe yarayabilir. Eğer partneriniz dışa dönük bir kişiliğe sahipse, uzun bir süre kendisiyle baş başa kaldığı bir anın sonunda onunla konuşabilirsiniz. Bu anlarda enerjisi zaten düşük olacaktır ve ani bir mod değişimi yaşamadığı için size olan tepkisini kontrol edebilecektir. Öte yandan, partnerinizin daha çok içe kapanık olduğunu düşünüyorsanız, söylemek istediğiniz esas konuya gelmeden önce konuya bir giriş yapmalı ve partnerinizin konuşmanın gidişatını anlamaya çalışmasını sağlamalısınız. Bu şekilde konu üzerine düşünmesini sağlayabilir, ani çıkışlarla istemediği davranışlarda bulunmasını engelleyebilirsiniz.

Her şeyi üstünüze alınmayın

Unutmayın, partnerinizin farklı şeyler yapmak istemesi sizden değil farklılıklarınızdan kaynaklanan bir durum. Siz sessiz kalmak istediğinizde o konuşmak için can atıyor; siz evde baş başa kalmak, o ise arkadaşlarıyla dışarı çıkmak istiyor olabilir. Bu tamamen sizin ve partnerinizin kendi kişisel tercihlerinin yarattığı bir durum. Bunu anladığınızda, ilişkinizi yönetmeniz çok daha kolay olacaktır; çünkü içe dönük ve dışa dönük bireylerin ilişkilerinin zayıf olmasının en büyük nedenlerinden biri, partnerlerinin davranışlarını kişiliklerine yapılan bir saldırı olarak görmeleridir. Oysa ki bu kişisel algılamanız gereken bir şey değildir ve siz izin vermediğiniz sürece ilişkinize zarar vermeyecektir.

Riskli görünen planlardan önce konuşun

Sosyal ortamlarda içe dönük-dışadönük çiftler için işler biraz zorlayıcı bir hal alabilir. Dışa dönük partner, bir davette kalabalığa karışmak ve herkesle konuşmak isteyebilirken, içe dönük kişi sadece birkaç kişiyle konuşmayı ya da tek başına zaman geçirmeyi tercih edebilir. Bu durum partnerler arasında tartışmaya, hayal kırıklığına ya da mutsuzluğa neden olabilir. Ancak, iletişim becerilerinizle bunun üstesinden gelebilirsiniz. Bu gibi durumlar öncesinde partnerinizle konuşarak gecenin önemini, anlamını, amacını tartışabilir; planlarınızdan bahsedebilir ve sürpriz davranışların önüne geçebilirsiniz. Örneğin, dışa dönük taraf sizseniz arkadaşlarınızla zaman geçirmek istediğinizi, bu durumda partnerinizin size katılmayı mı yoksa tek başına kalmayı mı tercih edeceğini sorabilirsiniz.

Değişime ayak uydurun

Hayattaki her şey gibi ilişkiler de zamanla değişir. İlişkinizdeki eski alışkanlıklar, eski zevkler, alışkanlıklar yerini yenilerine bırakabilir. Geçmişte birlikte yapmaktan keyif aldığınız aktiviteler artık eskisi kadar eğlenceli gelmeyebilir. Buna direnmek yerine kabul etmeyi deneyebilirsiniz. Yin ve Yang’ın akışı gibi ilişkilerin de aşamaları olduğunu unutmayın. Geçmişe sıkıca sarılmak yerine şimdi sahip olduklarınızı takdir etmeyi öğrenin. Önceden daha sosyal olmayı tercih eden partneriniz artık evde daha fazla zaman geçirmek istiyorsa bundan birlikte keyif almaya bakın. Değişime ayak uydurup akışta kalmayı başardığınızda bir nehirde süzülen tekne gibi ilişkinizin de sükunetle ilerlediğini fark edeceksiniz.

Partnerinizin hayatınıza kattığı pozitif değerlere odaklanın

Partnerinizin sizden tamamen ayrı bir kişiliğe sahip olması demek, ilişkinizin sürekli zorluklarla yürüyeceği ve sürekli bir şeylerle başa çıkmak zorunda kalacağınız anlamına gelmiyor. Onunla gireceğiniz sosyal ortamlarda tanıştığınız insanlarla birebir görüşebileceğiniz arkadaşlıklar geliştirebilirsiniz. Partneriniz daha sessiz ve olayların içine girmekten çok dışarıdan gözlemlemeyi seven bir yapıda olabilir ve bu yolla zor durumlarla nasıl başa çıkabileceğinizi öğrenebilirsiniz. Farklılıkları avantaj olarak görmek ve hayatınızı zenginleştireceğine odaklanmak, ilişkinizin daha mutlu devam edebilmesi için gerekli olan en önemli şeylerden biri. İçe dönük yapınızdan dolayı hep evde baş başa kalıp iki kişilik oyunları tercih ediyorken dışa dönük partnerinizin kalabalık ortamlarda eğlenebilmesi sayesinde farklı oyunları öğrenebilir, kalabalık ortamlardan keyif almaya başlayabilirsiniz.

Dengeye güvenin

Yin Yang sembolünü anımsayın, hiçbir şey tamamen Yin ya da tamamen Yang değildir. Yin, Yang’ı içinde barındırır, Yang da Yin’i. Bazen gündüz vakti ay çıkabilir; en güneşli yerin içinde küçük bir gölge oluşabilir. Her iki yarıdaki zıt renkli noktalar birbirini yansıtır. O yüzden sizin de ilişkinizde partnerinizle aranızdaki tüm farklılıklara rağmen kenarda köşede kalmış benzerlikler de bulunur. Dengeye güvendiğinizde onları daha hızlı fark edebilirsiniz. İçe dönük partneriniz de zaman zaman çok iyi anlaştığınız birkaç arkadaşınızla birlikte plan yapmak isteyebilir veya dışa dönük siz, bazen partnerinizle sadece baş başa kalmayı isteyebilirsiniz. Her gün her an 7/24 zıtlıklarla devam etmek zorunda değil, zaman zaman uyumun, dengenin de devreye girdiğini göreceksiniz.

Kendinize odaklanmayı unutmayın

Karşınızdaki kişi ile uyumu yakalamak, onunla dengede olmayı başarmak için önce kendi merkezinizi bulmanız, kendinizle dengede olmanız gerekir. Siz kendi içinizde tutarlı, kararlı, dengeli, istikrarlı ve merkezde olduğunuzda yüksek enerjiniz ve empati becerinizle partnerinizle olan ilişkinizde de başarıyı yakalayabilir, mutlu bir birlikteliği sürdürebilirsiniz. İçe dönük yapınız da zaman zaman dışa dönük partnerinize ayak uydurabilir, siz izin verin, kendinizi akışa bırakın ve sevmekten, sevilmekten vazgeçmeyin yeter.

Kaynak: medium, yinovacenter, artemiscounseling

İlginizi çekebilir: Mükemmeliyetçi kişiliğiniz ilişkinize zarar veriyor olabilir

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale