X

Yeni tecrübeler edinmenizi engelleyen ‘hüsran bariyeri’ nasıl aşılır

En son ne zaman çılgınca dans ettiniz, bir kalabalığın önünde konuşma yaptınız, yeni bir dil öğrendiniz, karate kursuna gittiniz veya adını daha önce hiç duymadığınız bir yemeği yapmaya
çalıştınız? En son ne zaman o konforlu alanınızdan çıkıp yeni bir şey yaptınız?

Yeni bir deneyim kazanmanın gerçekleşme olasılığı, büyük ihtimalle o görevin konforlu alanınızdan ne kadar uzaklaştığıyla ilgili. Kendinizi güvensiz, rahatsız ve gülünç duruma düşmüş bir halde hissedebilirsiniz. Eğer söz konusu olan zor bir görevse, süreci ilerletemeyip kendi kendinizi hüsrana uğratma ihtimaliniz de oldukça yüksek. İşte bu yüzden konforlu bölgenizin dışına çıkmanıza neden olacak faaliyetlere katılma şansınız da oldukça düşüktür.

Bir işe başlarken veya konforlu alanınızdan çıkarken zorlanıyorsanız, önce başarılı olacağınızdan emin olduğunuz ufak adımlarla işe başlayın.

İşte buna “hüsran bariyeri” diyoruz. Sizi yeni şeyler denemekten ve konforlu bölgenizin dışına çıkmaktan alıkoyan bir bariyer. Bu aynı zamanda, istediğinizi hemen elde edemediğinizde vazgeçmenize neden olan hisle aynı.

Hüsran bariyerinin asıl sorunu, çoğunlukla geçici olması. Bir kere onu yıktığınızda, öğrenme sürecinden keyif almaya ve eğlenmeye başlayabilirsiniz. Dahası, bu bariyeri yıkmak inanılmaz bir kişisel gelişimin de kapılarını aralıyor.

Başarılı insanlarla başarılı olamayan insanları birbirinden ayıran en önemli şey de bu bariyeri aşma kabiliyeti. Başarılı olamayan insanlar çok erken pes ederken, başarılı insanlar bariyerleri aşıp sonuçta yeni şeyler öğrenme sürecinden ve yeni bir alanda yetenek kazanmaktan mutlu olur hale geliyorlar. Ayrıca bu bariyerleri yıkan insanlar, hayatları boyunca çok daha zengin deneyimlere sahip, kendini geliştirmiş insanlar oluyorlar.

Aslında bu “hüsran bariyeri” bilgisayar oyunlarındaki giriş engeline benziyor. Birçok oyun, yetenekli ve deneyimli oyunculara sahip olmanızı gerekli kılıyor. Ancak oyuna yeni başlayanlar genellikle oyunu öğrenme sürecinde bu yüzden pes ediyorlar. Video oyunlardaki bu giriş engeli, oyunu öğrenmenin zorluğundan kaynaklanıyor. Bir kere bu engeli aşanlar, oyundan keyif almaya başlıyor.

Yeni bir deneyim kazanmanın gerçekleşme olasılığı, büyük ihtimalle o görevin konforlu alanınızdan ne kadar uzaklaştığıyla ilgili.

Bunu aşmanın bir yolu bariyeri düşürmek. Video oyunları örneğini ele alırsak, oyunun nasıl oynanacağını anlatan tutorial videolar sayesinde bu bariyeri aşağıya çekmek mümkün olabiliyor. Aynı şey hüsran bariyeri için de geçerli. Eğer dans etmek veya egzersize başlamak konusunda kendinize engeller koyuyorsanız, eğitici içeriklerle işe başlayabilirsiniz. Eğer kendi işinizi kurmaya hazırlanıyorsanız, neden girişimcilikle ilgili kitaplara başvurmuyorsunuz veya sizden önceki girişimcilerin röportajlarını incelemiyorsunuz? Vücudunuzu şekle sokmakta zorlanıyorsanız neden bir fitness dersine katılmıyor veya kişisel eğimenle çalışmayı denemiyorsunuz? Kötü yemek yapıyorsanız neden yemek kursuna gitmiyorsunuz?

Hüsran bariyerini düşürmenin bir diğer yolu ise zorluk seviyesini dereceli olarak yükseltmek. Bir işe başlarken veya konforlu alanınızdan çıkarken zorlanıyorsanız, önce başarılı olacağınızdan emin olduğunuz ufak adımlarla işe başlayın. Örneğin egzersiz yapmak istiyorsanız, önce her gün yarım saatle başlayın. Belki hareketleri en iyi şekilde yapamayabilirsiniz ama önemli olan attığınız küçük adımları kendinize göstermek. Zamanla daha zor adımlar atmaya başlayabilirsiniz. Hüsran bariyerini bir kere geçtikten sonra, diğer adımlar ne kadar zor olursa olsun imkansız olmaktan çıkar.

Peki sizin hayatınızda hüsran bariyeri nerede başlayıp nerede bitiyor? Konforlu alanınızdan çıkmanızı gerektiren şeyleri tekrar düşünün ve kendinize aslında bu konuda başarılı olabileceğinizi itiraf edin. Hayatta hiçbir bariyerin sizi engellemesine izin vermeyin!

Kaynak:
Scott H. Young

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Başarılı bir hayat için edinmeniz gereken 4 alışkanlık

Sadece konuşarak daha başarılı çocuklar yetiştirmek mümkün

Yeni bir dil öğrenirken üstesinden gelmeniz gereken 6 engel

Hayatta ilerlemenizi engelleyen ‘enerji bağlanması’nın nedenleri ve kurtulma yolları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale