X

Vejetaryen beslenme ile kilo vermek mümkün müdür?

Son yılların en çok konuşulan, tartışılan beslenme türlerinden bir tanesi vejetaryen beslenmedir. Popülaritesi arttıkça artan bu beslenme tarzının uygulanma nedeni ise kişiden kişiye değişmektedir.

Vejetaryen beslenmeyi anlamak için önce vejetaryenliğin çeşitlerini incelemek gerekir. Kısaca bahsetmek gerekirse;

  • Vejetaryen: Kırmızı ve beyaz et tüketmeyen ancak diğer hayvansal kaynaklı besinleri (süt, yumurta vs.) tüketen bireylere denmektedir.
  • Lakto-ovo vejetaryen: Yumurta ve süt gibi hayvansal besinlerin tüketimi serbesttir ancak etin, balığın ve kanatlı etlerinin tüketilmediği bir disiplini benimseyen bireylere denmektedir.
  • Lakto-vejetaryen: Süt ürünlerinin tüketimine izin verilen ancak yumurta, et, kanatlı etleri, balık gibi besinlerin tüketilmediği bir beslenme disiplinini benimseyen bireylere denmektedir.
  • Ovo-vejetaryen: Yumurta tüketiminin serbest olduğu ancak süt, et, kanatlı etleri, balık ve deniz ürünlerinin tüketilmediği bir beslenme disiplinini benimseyen bireylere denmektedir.
  • Vejetalyen: Vejetaryenliğin yanında, yani kırmızı ve beyaz et tüketmemenin yanında herhangi bir hayvansal kaynaklı besin de tüketmeyen, daha katı kurallı bir beslenme planı uygulayan bireylere denmektedir.
  • Vegan: Uygulanan beslenme planı olarak vejetalyenlik ile aynı olan ancak yaşam tarzı olarak da hayvansal kaynaklı herhangi bir eşyanın kullanılmadığı bir disiplini benimseyen bireylere denmektedir.
  • Pesketaryen: Latincedeki “piscis” anlamına gelen “balık” kelimesinden türemiş bir sözcük olan pesketaryen; et grubundan sadece balık ve deniz ürünlerini tüketebilen, kırmızı et ve kanatlı etlerini tüketmeyen, diğer hayvansal besinleri de tüketebilen bireylere denmektedir.
  • Fleksitaryen: Vejetaryen beslenme biçimini kabul etmiş ancak ara ara kaçamak yaparak kırmızı ve beyaz et tüketen bireylere verilen isimdir. Genellikle vejetaryen beslenmeye geçiş aşamasında olan bireylerde bu özellik görülmektedir. 

Görüldüğü gibi “vejetaryen” olarak adlandırılan beslenme biçiminin pek çok farklı türü ve disiplini bulunmaktadır. Tüm bunlara göre vejetaryenliğin neden ve nasıl uygulandığı kişiye özel olmalıdır.

Fotoğraf: vegetarian-nation.com

Genel olarak vejetaryen beslenmede öne çıkan besinler; sağlıklı tahıl grubu, yağlı tohumlardan fındık, badem, yer fıstığı, ceviz; meyveler, sebzeler ve vazgeçilmezlerden olan baklagillerdir. Tüm bu besinler, içerdikleri mikro besin öğelerinin zenginliği ile, bol lif içerikleri ile ve kırmızı ve beyaz ete oranla aynı miktarlarda tüketildiklerinde daha düşük kaloriye sahip olmaları ile dikkat çekmektedirler. Bir porsiyon et ile bir porsiyon kurubaklagil karşılaştırıldığında kurubaklagil çok daha az kalorilidir. İşte vejetaryen diyetinin normal beslenmeye göre daha düşük kalorili olması “Vejetaryen beslenme ile nasıl kilo verilir?” sorusunun cevabıdır.

Ancak dikkatli olunması gereken belirli noktalar vardır. Vejetaryen beslenmenin bazı kronik hastalıkların tedavisine olumlu etki etmesi, kilo kaybına destek olabilmesi gibi avantajlarının yanında dengeli bir program oluşturulmadığı ya da porsiyonların planlanmadığı durumlarda bazı sorunların doğabileceği göz ardı edilmemelidir.

Plansız bir vejetaryen beslenmede tek bir besin grubuna yönelmenin sonucunda makro/mikro besin öğesi eksiklik ya da fazlalığı olabileceği gibi, porsiyon kontrolünün yapılmaması durumunda da günlük kalori alımının aşılabilmesi söz konusudur. Protein, açlığı düzenleyen bir hormon olan ve genel olarak kalori alımımızı azaltmaya yardımcı olan ghrelin seviyelerini azaltmaya ve tokluğu artırmaya yardımcı olmaktadır. Yeterli protein alınmadığı durumlarda tokluğa ulaşamayan metabolizma daha fazla yemek yemeye yönelebilmekte, bu da kalori alımını artırarak kilo artışına neden olabilmektedir. Bu nedenle vejetaryen beslenmede protein açığının olmamasına, yeterli proteinin alınmasına dikkat edilmelidir. Bu noktada bitkisel protein kaynakları düzenli olarak beslenme programında yer almalıdır.

Diğer bir önemli nokta ise vejetaryen beslenmede normalden fazla tahıl tüketim riskidir. Tahıl grubu temel besin gruplarımızdandır ancak bilinçsiz tüketilmesi durumunda normalden fazla karbonhidrat alımına neden olabilmektedir. Bu, özellikle vücudumuzdan salgılanan insülin hormonu ile ilişkilidir. Fazla insülin salınımı tetiklendiğinde vücut yağlanmaya yatkın hale gelebilmektedir.

Vejetaryenlerin bu önemli noktalara dikkat ederek her öğünlerinde protein kaynağına yer vermeleri, kurubaklagilleri göz ardı etmemeleri, çiğ kuruyemişleri her gün tüketmeleri, tahıl grubunu bir protein kaynağı ile birlikte kombinlemeleri sonucunda yeterli ve dengeli beslenmiş olacaklardır. Kilo vermede sağlıklı beslenmenin en iyi destekçisi olan fiziksel aktivite de unutulmadan eklendiğinde vejetaryen bireylerin sağlıklı bir şekilde kilo vermeleri mümkündür.

İlginizi çekebilir: Yeterli miktarda protein tüketiyor musunuz: Protein eksikliğinde vücudunuzda gerçekleşen 5 değişiklik

Diyetisyen Müge Bozok: 2008 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden başarı ile mezun oldu. Türkiye’nin ilk Tıp Merkezi İntermed’de kariyerine başladı, bu merkezde çeşitli branşlarda doktorlar ile hastalıklarda beslenme tedavisi, sağlıklı beslenme, obezite tedavisi, adölesan çağı beslenme eğitimleri, hamile ve emzirme döneminde beslenme gibi birçok alanda çalıştı. 2011 - 2017 yılları arasında Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’nun kurucusu olduğu Yaşasın Hayat! Kliniğinde mesleğine devam etti. Diyetisyenlik mesleğinin yanı sıra sağlıklı yaşamın yapıtaşları olan beslenmenin ve egzersizin vazgeçilmez olduğunu düşünerek, uluslararası çeşitli eğitimlerden geçerek profesyonel olarak pilates eğitmeni oldu. 4 senelik profesyonel pilates eğitmenliğinin yanı sıra çok sevdiği yoga seanslarının ileri seviyesine giderek çeşitli yoga eğitimlerinde katılıp “Yoga Alliance” sertifikasını almaya hak kazandı. 2017 yılında ise mesleki bilgi ve tecrübesiyle danışanlarına ve öğrencilerine daha kapsamlı hizmet verebilmek için “Revita” isimli kendi beslenme danışmanlık ve pilates - yoga stüdyosu yaşam merkezini kurmuştur.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale