X

TRIZ: Yaratıcı problem çözme kuramı

TRIZ, Rusça’da “Teoriya Resheniya Izobretatelskikh Zadach” olarak bilinen ve İngilizce olarak “Theory of Inventive Problem Solving” olarak adlandırılan, problem çözme ve yenilikçi fikir geliştirme için bir sistemdir. TRIZ’in temel amacı, karmaşık sorunları çözmek için sistemli bir yaklaşım sağlamaktır.

TRIZ, Genrich Altshuller tarafından Sovyetler Birliği’nde geliştirilmiştir. Altshuller, binlerce patent üzerinde yaptığı araştırmalar sonucunda, patentlerde ve icatlarında ortak özellikler keşfetmiştir. Bu keşiflerin temelinde, belirli prensiplerin ve yöntemlerin, yenilikçi problemlerin çözümünde kullanılabileceğine dair bir fikir doğmuştur.

TRIZ’in ana hedefleri

  • Karmaşık problemleri basitleştirme ve analiz etme.
  • Yenilikçi çözümler bulma ve icatlar geliştirme.
  • Problemleri kökten çözme ve tekrarlayan sorunları önleme.

TRIZ’in günlük hayatta kullanılabilirliği var mı?  TRIZ’in günlük hayatta kullanılabilirliği oldukça yüksektir. Herhangi bir alanda karşılaşılan zorlukları aşmak için uygulanabilir. Örneğin:

  • Evde: Evinizde karşılaştığınız düzenleme, tasarım veya verimlilik sorunlarını çözmek için kullanabilirsiniz. Mobilya düzenlemesi, ev temizliği, zaman yönetimi gibi konularda uygulanabilir.
  • İş yerinde: İş hayatında, proje yönetimi, üretim süreçleri, müşteri hizmetleri gibi birçok alanda prensipleri işe yarayabilir. Yaratıcı çözümler bulmak ve verimliliği artırmak için kullanılabilir.
  • Kişisel gelişimde: kişisel hedeflerinize ulaşmak için de kullanılabilir. Hedef belirleme, zaman yönetimi, problem çözme becerilerini geliştirme gibi konularda uygulanabilir.

TRIZ: 7 örnek madde

  • Segregation (Ayırma): Problemi parçalara ayırarak daha yönetilebilir hale getirin. Örneğin, karmaşık bir projeyi tamamlamak için projeyi küçük parçalara bölebilirsiniz. Bu şekilde, her parçayı ayrı ayrı ele alarak işleri daha kolay hale getirebilir ve sonunda büyük hedefe ulaşabilirsiniz.
  • Taking Out (Çıkarma): Problemi çözmek için gereksiz unsurları çıkarın veya azaltın. Örneğin, evinizde fazla eşya biriktiğinde, kullanmadığınız veya artık ihtiyacınız olmayan eşyaları bağışlayarak veya satışa çıkararak evinizi düzenleyebilirsiniz. Bu şekilde, gereksiz karmaşıklığı azaltabilir ve daha düzenli bir yaşam alanı yaratabilirsiniz.
  • Local Quality (Yerel Kalite): Belirli bir alanı veya süreci iyileştirin. Örneğin, iş yerinizde verimliliği artırmak için belirli bir iş akışını gözden geçirebilir ve gereksiz adımları ortadan kaldırarak zaman ve kaynak tasarrufu sağlayabilirsiniz. Bu şekilde, yerel kaliteyi artırarak genel performansı iyileştirebilirsiniz.
  • Asymmetry (Asimetri): Sıra dışı ve farklı bir yaklaşım benimseyin. Örneğin, bir sorunu çözmek için genellikle kullanılmayan veya beklenmeyen bir yöntem deneyebilirsiniz. Bu şekilde, alışılmadık bir yaklaşımı kullanarak yenilikçi çözümler bulabilir ve sıra dışı sonuçlar elde edebilirsiniz.
  • Combining (Birleştirme): Farklı unsurları veya fikirleri birleştirerek yeni çözümler oluşturun. Örneğin, yemek pişirirken farklı kültürlerden gelen tarifleri bir araya getirerek lezzetli ve benzersiz yemekler ortaya çıkarabilirsiniz. Bu şekilde, farklılık ve çeşitlilikten faydalanarak yaratıcı ve tatmin edici sonuçlar elde edebilirsiniz.
  • Beforehand Cushioning (Önceden Yumuşatma): Potansiyel sorunları önceden tahmin ederek önlem alın. Örneğin, seyahat ederken, olası gecikmeler veya aksilikler için rezervasyonlarınızı yaparken esneklik sağlayan politikaları tercih edebilirsiniz. Bu şekilde, beklenmedik durumlara karşı hazırlıklı olabilir ve stresi azaltabilirsiniz.
  • Feedback (Geri Bildirim): Geri bildirimleri değerlendirerek sürekli olarak iyileştirme yapın. Örneğin, bir proje üzerinde çalışırken, diğer insanlardan ve paydaşlardan gelen geri bildirimlere açık olun ve bu geri bildirimleri kullanarak sürekli olarak projeyi geliştirin. Bu şekilde, daha iyi sonuçlar elde edebilir ve sürekli olarak büyüyebilirsiniz.

TRIZ’in temel prensipleri, problemleri ele alırken bize ilham verir ve yaratıcı çözümler bulmamıza yardımcı olur. Yukarıdaki prensipleri günlük yaşamınızda uygulayarak, daha etkili ve verimli bir şekilde sorunları çözebilir ve daha tatmin edici sonuçlar elde edebilirsiniz.

Hayat sorunlar üzerine kuruludur. Karşılaştığınız herhangi bir soruna karşılık geliştirdiğiniz çözümün gerçekten çözüm olduğuna inanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü her çözüm kendi sorununu yaratır. Bu da sizi fasit bir dairenin içine sokar ve çözümsüzlüğe götürür. Oysa aksiyon sorun  karşısındaki  reaksiyon sorunu tahmin edebilirseniz çözümü ona göre hazırlayabilirsiniz ‘Genrikh Altshuller’.

Kaynak: Ve Birden Mucit Ortaya Çıkıverdi TRIZ:Yaratıcı Problem Çözme Teorisi – Genrikh AltshullerVe Birden Mucit Ortaya Çıkıverdi TRIZ:Yaratıcı Problem Çözme Teorisi –

İlginizi çekebilir: Zihin Haritası (Mind Map) nedir?

Mustafa Direk: Merhaba, ben Mustafa. Şu anda Mersin Üniversitesi Eczane Hizmetleri bölümünde öğrenciyim ve yaklaşık olarak 10 yıldır eczanede çalışıyorum. Ancak kısa bir süre önce iç sesim, bu işin bana göre olmadığını söyledi ve psikolojiye ilgi duymaya başladım. Web ile aram çocukluk yıllarımdan beri iyiydi. Birçok blog yazısı paylaştım ve yazdığım içeriklerin insanları motive ettiğini duydukça bu alana daha çok ilgi duymaya başladım. Yakın bir zamanda psikoloji alanında lisans programına katılmayı planlıyorum. Şu anda ise freelancer olarak dijital içerik üreticiliği yapıyorum. İçeriklerimin sizi pozitif etkilemesini ve size motivasyon kaynağı olmasını umuyorum. Uplifers ekibine beni aralarında kabul ettikleri için teşekkür ediyorum. Bu ışıltılı farkındalık ve kendini keşfetme sürecine hazırsanız, Uplifers'ta @mustafadirek hesabını takipte kalın.

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale