X

“The Best Job On The Planet” finalisti Emir Dino Günel’in ilham verici serüveni “imkansız” diye bir şey olmadığının ispatı

Düşünün ki başarılı bir girişimcisiniz, güzel işlere imza atıyorsunuz ve bir anda hayatınızda öyle büyük bir değişiklik yapıyorsunuz ki kendinizi bambaşka ülkelerde, bambaşka hayatlara dahil olurken buluyorsunuz… 

Sizin hayatınızda unutamadığınız bir dönüm noktası oldu mu? Hayalleriniz ve tutkularınız uğruna nelerden vazgeçtiniz? “İmkansız” diye düşünüp ertelediğiniz hayalleriniz var mı? Sizce “imkansız” diye bir şey var mı?

Sizinle “imkansız” diye bir şey olmadığını gösterecek, ilham verici bir hikaye paylaşacağız. 

Genç ve başarılı bir girişimci olan Emir Dino Günel, tüm hayatını ve düzenini geride bırakıp, sahip olduğu her şeyi satıp, tutkulu bir maceraya adım attı ve tüm dünyayı gezmeye başladı.

İş yoğunluğu, şehir yaşantısı ve Celine’in yaşadığı ciddi hastalık sonrası hayatı bir kez daha sorgulayan çift, istediklerini gerçekleştirmek için bir dakika bile beklemek istemediklerini, zamanın yeterince hızlı aktığını, bu yüzden kaybedecek vakitleri olmadığının farkına varıp kendileri uzun süredir gerçekleştirmek istedikleri bir macerada buldular. 

Yaklaşık 10 yılı aşkın süredir birlikte olduğu kız arkadaşı Celine’e tiroid kanseri teşhisi konulduktan sonra, Celine’in iyileşme süreci sırasında sürekli dünyayı gezme hayalleri kuran çift, bir gün aniden karar verip evlerindeki tüm eşyaları satılığa çıkardı ve aynı gün içerisinde ilk durakları Bangkok’a gitmek üzere Atatürk Havalimanı’na doğru yola çıktı. 

Emir Dino Günel ve Celine

Ocak 2016’dan bu yana, Tayland, Filipinler, Malezya, Avusturalya, Türkiye, Hollanda, Belçika, İsveç, Macaristan ve Yunanistan gibi pek çok farklı ülkede belli zaman aralıklarıyla yaşayan Emir Dino Günel ve kız arkadaşı Celine’in, ilerleyen zamanlarda yapacağı seyahat planları ise şimdiden hazır. ABD, Kanada, Tunus, Sicilya, Malta, Yunanistan, Türkiye, Hollanda, Belçika, Filipinler ve Endonezya ise önümüzdeki 3 ay için planladığı yeni rotaları olacak. En favori ülkesinin Filipinler olduğunu söylerken, kız arkadaşı Celine’in tercihinin Avusturalya olduğunu dile getiriyor.

Emir Dino Günel / Instagram

Emin adımlarla ilerledikleri bu yolda Emir Dino Günel benzersiz bir başarıya daha imza attı. Ne mi? 

Dünyanın en prestjili seyahat yarışmasında finale kalan tek Türk oldu.

Tüm dünyada yankı uyandıran yarışmalardan biri “The Best Job on the Planet”ta 17.000 yarışmacı arasından 14. olarak finale kalan Emir Dino Günel, hayallerinin peşinden gitmek isteyenler için adeta bir ilham kaynağı.

Ayrıca çift, seyahatlerini son bir senedir YouTube ve Instagram sayfalarından devamlı olarak paylaşıyorlar. Hedefleri ise hem gezmek, hem çalışmak!

Yarışmaya başvururken paylaştıkları videolar ise şöyle:

Ancak bir şeyler ters gitti, ve başarıyla ilerledikleri The Best Job on the Planet yarışması planlanan tarihten çok daha erken bitirildi ve birinciliğe doğru giden çiftin hayalleri bir anda suya düştü. Peki ne oldu, neler ters gitti? Cevaplarını Emir Dino Günel’den dinleyelim:

  • Öncelikle seni biraz tanıyalım. Kimdir Emir Dino Günel?

1987 yılında Zürih, İşçivre’de doğdum. 9 yıl İsviçre’de yaşadıktan sonra 6 yıl Ankara’da, 2 yıl güney Fransa’da ve sonrasında üniversite eğitimim için 6 yıl Hollanda’da yaşadım. Erasmus Üniversitesi’nde uluslararası işletme okudum.

2011’de kendi işimi kurmak içim İstanbul’a taşındım. Ortaklarımla beraber Mobicar adında bir araç paylaşım şirketi kurduk. Ciddi bir yatırımımız oldu. Kendi teknolojisini üreten, 15 ekip arkadaşı ile tıkır tıkır işleyen bir girişimimiz vardı. 3 yıl operasyonumuzu sürdürdükten sonra, işimizi ölçeklendirmek için gerekli finansmanı bulmakta zorlanınca operasyonumuzu sonlandırma kararı aldık.

2016 yılında ise, Türkiye’nin önde giden bir filo kiralama şirketine teknolojimizi sattık. O günden beri, daha büyük ölçekte devam ettirecekleri iş modelimizi uygulamalarında danışmanlık veriyorum.

İstanbul’daki işimizi sonlandırdıktan sonra, Ocak 2016’da seyahat ederek yaşamaya başladık . O günden beri evimiz yok, internet üzerinden çalışıyoruz, ve ortalama olarak her ay yeni bir ülkede yaşıyoruz.

  • Seni son zamanlarda yarışmaya hak kazandığın The Best Job on the Planet yarışmasıyla duyduk. Bizlere biraz yarışmaya katılma sürecinden bahsedebilir misin?

Yarışma, seyahat yarışmaları arasında gelmiş geçmiş en popüler yarışmalar arasındaydı. Yarışmanın kazananı 3 ay boyunca dünyanın dört bir yanında bulunan 12 lüks evde konaklayacak, ve tecrübelerini video paylaşım ile aktaracaktı. Karşılığında da, aylık 10.000 USD (Toplamda 30.000 USD) para kazanacaktı.

İlk videomuzu paylaşıp, ikinci tura kaldığımızı öğrendiğimizde 17.000 kişinin bizimle birlikte başvurduğunu öğrendik. 2. tur için toplamda 20 sayfalık bir rapor hazırlamamız istendi, ve sonunda yarışmada son 14’e yani finale kaldığımızın haberini aldık. Finalde ise, her yarışmacıdan son bir video paylaşılmasını istediler. Videosuna en çok oyu toplayan yarışmacı da ödülün sahibi olacağını belirttiler.

Yarışma 15 – 30 haziran süresince devam edecekti. Her yarışmacı, oy verenlerine bir teşvik veya ödül sunmadan istediği gibi (organik veya paralı) promosyon yapabileceği söylendi. Biz de buna göre kendimizi hazırladık.

  • Yarışma senin acından nasıl ilerliyordu, sence artıları ve eksileri nelerdi?

Yarışmanın çok popüler olması ve uluslararası medyada büyük yankı görmesi, katılımcıların yarattığı içeriğin kalitesini ciddi derecede yukarı çekmesine sebep oldu. Bu yönden pozitifti.

Yarışmanın son bölümünün sadece oylama ile yapılması bence bir hataydı. Hileye çok açık olduğu gibi, içeriğin kalitesinden çok, en çok takipçisi olan yarışmacının kazanma şansının herkesten fazla olduğu bir finaldi.

Neticede de, yarışmanın ilk 5 gün beklenildiği gibi 14 finalistten, en çok takipçi sayısı olan yarışmacı birinciydi.

  • Yarışma sürecinde senin için bir kırılma noktası yaşandı, bize biraz o aşamadan bahsedebilir misin?

Toplamda 15 günlük bir yarışma olduğunu biliyorduk. 5. günde 12 sıralamada olsak da, doğru strateji ile yarışmayı kazanma şansımızın olacağına inanıyordum. Takipçi sayımız diğer yarışmacılar ile kıyasla daha kısıtlı olduğu için, çok daha geniş bir kitlenin desteğine ihtiyacımız vardı. Yarışmanın 5. gününde uzun vakit geçirip, iyi ilişkiler içerisinde olduğumuz Filipinler halkından destek rica eden bir video yayınladık. Çok kısa bir sürede videomuz Filipinlerde viral oldu, ve oylar adeta yağmaya başladı. Yarışmanın kırılma noktası kesinlikle buydu. Hem kendimiz için hem de yarışmanın organizatörleri için.

  • Filipinler halkı için hazırladığınız video 48 saat içinde 350.000 kez izlendi. Bu sonuç seni şaşırttı mı?

Videomuz 48 saatte toplamda 350.000 kez seyredildi. 3000 defa paylaşıldı, on binlerce kez beğenildi ve binlerce yorum topladı. Facebook’dan aldığımız verilere göre sadece Filipinlerde 900.000 kişiye ulaşmışımız. Bu da ülke nüfusunun %1’ine yaklaşan bir kitle demek.

36 saat içerisinde oylarımızı 550’den 8100’e çıkardık ve 1. sıraya yerleştik. Ortalama olarak saat başı 300 oy alıyorduk, ve aradaki farkı hızla acıyorduk. 1. sıraya yerleştikten 2 saat sonra, ikinci ile aramızdaki fark 1000 oy olmuştu bile.

Filipinler’e yönelik çektiğimiz video’da herhangi bir teşvikte bulunmadık. Sadece ülkelerine ve insanlarına olan sevgimizi anlattık. Binlerce insan sadece ülkelerine olan sevgimizden dolayı bizi desteklediler. Aldığımız binlerce mesaj ve yorum arasında 1 tane bile negatif yorum yoktu.

Hayatımda gördüğüm en büyük destek ve sevgi gösterisiydi. Dünya etrafında böyle bir dayanışmanın kolay kolay görülemeyeceğine inanıyorum. Bu dayanışma ruhunun Filipinlerde “Bayanihan” olarak adlandırıldığını sonradan öğrendim.

  • Yarışmayı planlanan tarihten erken bitirdiler, sence bunun nedeni neydi?

1. sıraya yerleştikten sonra şirketten e-mail geldi. “Filipinlere yönelik bir promosyon mu yaptınız, sizinle ilgili bir çok pozitif mesaj alıyoruz” dediler. Ben de olan biteni anlattım. E-mailimden 1 saat sonra, bazı yarışmacıların şikayetçi olduğunu, ve geçmişe dönük yarışmayı 9 gün erkenden sonlandırıp ikinci olan yarışmacıya ödülü verdiklerini açıkladılar.

Amerika CDT saati ile saat 12’de bana bu bilgilendirme e-mailini yolladılar, ve saat 8’i baz alarak oylamayı sonladırdıklarını açıkladılar. Biz ise CDT saati ile saat 9’da birinci olmuştuk. Yanlış herhangi bir şey yapmadığımız için diskalifiye edemediler, ama bize oy veren binlerce insanı yok sayıp, emeğimizi çaldılar. Karşılığında da muhtemelen alınan karara karşı çıkmamamız için platformlarında kullanmam için 15,000$’lık kredi vermek istediklerini söylediler.

14 finalist arasından kazanmasını tercih ettikleri yarışmacılar vardı diye düşünüyorum. Tamamen “organik” ve durdurulamayacak bir hızla ilerlediğimizi gördüklerinde, yarışmayı kazanacağımızı anladılar, ve hızla sonlandırma kararı aldılar.

  • Bu süreçte seni en çok zorlayan şey ne oldu?

Bizim en zorumuza giden, bize oy veren ve destekleyen on binlerce insana yapılan saygısızlık.

Bizi destekleyen insanlar arasında, son derece zor şartlarda yaşayan insanlar vardı. Kontörü bittiği için kontör satın alıp oy verdiğini söyleyen insanlardan, evlerinde internet olmadığı için komşuların bilgisayarından oy veren insanlara, veya aile bireylerini tek tek arayıp bize toplayan insanlar vardı.

Sadece biz kazanalım diye büyük bir dayanışma içerisine girdiler. Herhangi bir beklentisi olmayan insanlar bunlar. Bu kişilere yapılan haksızlık en büyük üzüntümüz oldu bu süreçte.

  • Yarışma devam etseydi ve kazansaydın neler yapmayı planlıyordun?

Yarışma esnasında, herhangi bir ödül veya teşvikte bulunmamız yasak olduğu için bizi destekleyen kitlelere olan planlarımızı tam olarak açıklayamamıştık.

Ödülü kazandıktan sonra, amacımız ödülün büyük bir bölümünü Filipinler’de inandığımız eğitim ve sağlık kuruluşlarına bağışlamak olacaktı. Bunu sadece bağış yaparak değil, bire bir aktif olarak yapmaktı planımız. Aynı zamanda, tecrübelerimizi video ve blog içerik ile paylaşarak aktarmak istiyorduk.

  • Gerçekleşen bu talihsiz olaydan sonra sıradaki adımın ne olacak?

Yarışmayı artık geride bıraktık. Etik dışı davranış gösteren bir şirket ile herhangi bir profesyonel bağımız olmasını zaten istemezdik.

Filipinler ile ilgili belirtmiş olduğum planlarda da herhangi bir değişiklik yok. Önümüzdeki aylarda ülkede bulunup hedeflediğimiz plan ve projeleri gerçekleştirmek için çalışacağız.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale