X

Teras ve balkonlara çıkmaya az kaldı: Dış mekanlarda Feng Shui

Biz evlerimizin içinde kendi izolasyonumuzu yaşarken, doğa dışarıda kendi mucizelerine devam ediyor. İlkbaharın resmen geldiği Nisan ayına girdik bile. Doğa uyanıyor. Özsular hareket etmeye başladı, ağaçlar, çiçekler tomurcuklanmaya… Bu sürede yağan Nisan yağmurları ile beraber yaz için gerekli su depoları oluşturuluyor. Her şey bir patlama, gelişme ve büyüme evresinde. İlk sıcaklar ile de bütün tomurcuklar patlayacak, çiçekler açmaya başlayacak. Biz ise bir süre daha evlerde kalmaya devam edeceğiz…

Ama içimizi ısıtan güneşi gördükçe, yeşeren doğanın kokusunu aldıkça, çiçeklerin cazip renklerine vuruldukça dışarı çıkma isteğimiz giderek artacak. Aman sakın!!! Onun yerine gelin balkonlarımızı, teraslarımızı, yaşam alanlarımıza çevirelim.
Doğadaki bütün canlı varlıklar, çiçekler, bitkiler, ağaçlar insan ruhuyla ve fiziksel alanımızla doğal bir iletişim içindedirler. Pozitif “Chi” yaratarak yaşam alanlarımızı doğrudan etkilerler. İşte bu yüzden Feng Shui‘de önemli bir yerleri vardır.

Teraslarda, balkonlarda daha çok vakit geçireceğimiz bahar aylarında doğanın pozitif enerjisinden maksimum yarar sağlamaya çalışalım. Baktıkça bize huzur veren renk ve malzemelerle donatalım. Doğanın elementleri ile desteklenmiş güzel bir teras düzenlemesi evimize gelen yaşam enerjisini güçlendirir, olumsuz enerjiyi ise uzak tutar.

Biz doğaya çıkamıyoruz ama doğayı evlerimize davet edelim. Nasıl mı? İşte size birkaç ipucu…

  • İşe ilk önce depo alanları gibi kullanılan balkonlardaki fazlalıkları temizlemekle başlayalım. En küçük balkonun bile biraz ilgiye, bizim de oksijen almaya ihtiyacımız var.
  • Balkonumuzun büyüklüğüne bağlı olarak, bir oda ortamı yaratacak rahat koltuklar tercih edebilir, akşam yemeğini yemek için masa ve sandalyeler de ekleyebiliriz. Keskin köşeler, sert dönüşler doğa ile uyumsuzluk yaratır ve olumsuz “Chi” yi çeker. Bu yüzden seçeceğimiz bütün mobilyalar ve aksesuarların yumuşak hatlara sahip olmasına, mekân ile oranlı ve tabii ki rahat olmasına dikkat edelim.
  • Balkonumuzda, bahçemizde yetiştireceğimiz bahar çiçekleri evlerimize bereketi de getirecektir. Bitkilerimiz koca bir kış geçirdi. Bakımsız kalmışsa mutlaka elden geçirelim. Biraz budama, topraklarını havalandırma onlara eski gücünü katmaya başlarken bizim de elektriğimizi alıp, biraz topraklanmamızı sağlar. Kurumuş, solmuş, bakımsız kalmış bitkiler ise olumsuz “Chi” enerjisi yayar. Balkonumuz küçük ya da büyük olsun, orada da, Feng Shui uygulaması yaparak kendimize bir enerji alanı yaratabiliriz. Bütün kış bakımsız kalmış balkonlarımıza biraz el atarak, bugünlerde en çok ihtiyacımız olacak vahalara dönüştürebiliriz.
  • Feng Shui’nin en sevilen, dış mekânda yetiştirilecek çiçek ve ağaçları ise; şakayık, krizantem, zambak, manolya, portakal, şeftali, çam ağaçları… Bunlardan bir veya birkaçını toprak saksılar ve sepetler içinde balkonumuzda yetiştirebiliriz. Yeterli bir gün ışığı ve uygun bir toprak çiçeklerimiz için yeterli olacaktır. Saksılarınıza batıracağınız renkli rüzgârgülleri ile de balkonlarımıza hareket ve neşe katabiliriz.
  • Eğer 3 tarafı kapalı bir balkon ise, bir duvarında dikey bitkilendirme sistemi kullanarak yasemin, hanımeli gibi hoş kokulu bitkileri dikebilir, daha doğal bir mekân yaratabiliriz.
  • Evet bir tutam da aromaterapi hiç fena olmaz… Kekik, biberiye, nane, lavanta, ıtır, aloe vera vb. Aromatik bitkilerin şifalı yönünü kullanabileceğiniz bir bölüm oluşturmak da özellikle bu konuya meraklılar için ideal olur.
  • Akşam ışıklandırmaları için doğal mumlara, korkuluklara asılı küçük ledli lambalara, fenerlere yer verebiliriz. Yumuşak ışık sadece romantik ortam yaratmakla kalmaz aynı zamanda bizleri de dinlendirir ve sakinleştirir.
  • Eğer ki evlerimizin enerji haritalarını biliyorsak; balkonumuzun ihtiyacı olan elementleri de biliyoruz demektir. “Su” elementine ihtiyaç varsa; küçük bir su objesi, “Ateş” elementine ihtiyaç varsa; kırmızı, mor, pembe çiçekler, “Toprak” elementine ihtiyaç varsa; doğal taşlar ile yapacağınız bir mini bir zen uygulama, taş bir heykel, ” Metal” elementine ihtiyaç varsa, ferforje mobilyalar ve klasik metal çanları, “Ağaç” elementine ihtiyaç varsa da ahşap balkon mobilyalarını tercih edilebiliriz.

Baharın taze enerjisinden yararlanmak için balkonlarımızda yapacağımız bütün bu mekânsal değişiklikler; özellikle bugünlerde ruhumuza da iyi gelecektir.

İlginizi çekebilir: Yaşam enerjisi evinizde özgürce dolaşsın: 12 dekorasyon önerisi

Bahar Gücüyener Pardorokes: 1970 yılında İstanbul’da doğan Bahar Pardorokes Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesinin ardından Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yüksek Lisans eğitimini tamamladıktan sonra 2012 senesine kadar çeşitli mimari ofislerde, yurt içi ve yurt dışı projelerde, daha sonra da kendi mimarlık şirketinde aktif olarak çalıştı. 2013 senesinden itibaren ise kişileri, yaşadıkları mekânlar ile uyumlayarak mekânları düzenleme fikri gelişmeye başladı… 2013 senesinden itibaren mesleki bilgisine, Feng Shui öğretisini eklemeye karar verdi. Önce IFSA (International Feng Shui Association) Türkiye temsilcisi Master Esra Koyuncu’nun eğitimlerini tamamladı. Daha sonra Grand Master Raymond Lo’dan Klasik Feng Shui, Çin Astrolojisi ve I Ching eğitimlerini alarak danışmanlık derecesi kazandı. Y. Mimar Banu Olcay Akkiprik ile beraber “madeinfengshui” şirketini kurdu. O günden beri, ev ve işyerlerine, profesyonel Feng Shui danışmanlık hizmeti vermeye devam ediyor, mekânları, sahipleriyle dengeli hale getirmeye çalışıyor. “Aynı Feng Shui uzmanı gibi mimarın da amacı yaşanılan mekânları iyi işlev görecek şekilde tasarlamak, her mekânda var olacak faaliyete uygun dekorasyon ve düzenleme sağlamaktır. Yaşadığımız mekânlarda, yaşam enerjisini yok saymamız mümkün değil. Bu enerjinin, mekân içinde mükemmel şekilde akması, içinde yaşayanlara da mutluluk sağlık, denge getirir. Bütün tarihsel süreçte ve şimdi günümüzde yine hepimiz, huzur ve mutluluk peşinde değil miyiz?”

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale