X

Terapi yöntemleri: En yaygın kullanılan 8 psikoterapi türü ve çalışma şekilleri

Terapiye başlamaya karar verdiyseniz ve küçük bir araştırmayla kendiniz için uygun olabilecek terapistleri araştırmaya başladıysanız, onlarca farklı terapi yöntemi olduğunu mutlaka fark etmişsinizdir. Terapi dünyasında ekol ya da yönelim olarak bilinen şey aslında terapistin çalışma şeklini ve kullandığı teknikleri belirleyen, terapiden ne beklemeniz gerektiğiyle ve hedeflediğiniz sonuca nasıl bir yoldan ulaşabileceğinizle ilgili bir yol haritası olarak özetlenebilir.

1940’lı yıllarda Freud’un geliştirdiği Psikanalitik kuramın üzerine inşa edilen psikoterapi ekolleriyle birlikte, felsefi altyapısını doğu felsefelerinden alan terapi yaklaşımlarından davranışçı ekollere kadar oldukça farklı, yüzlerce çeşit psikoterapi türü bulunuyor. Bu terapi ekollerinden en yaygın olarak kullanılanlarsa Psikodinamik Terapi, Psikanaliz, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), yeni nesil BDT ekollerinden olan Bilinçli Farkındalık Temelli terapiler, Çözüm Odaklı Terapi, Varoluşçu Terapi ve Dışavurumcu Sanat Terapisi. Bu ekoller de kendi içinde kullandıkları yöntemlere ve araçlara göre farklı dallara ayrılabiliyor. Tüm bu terapi ekolleri amaçlarına göreyse sonuç odaklı ve süreç odaklı terapiler olmak üzere iki ana grup altında toplanıyor.

Sonuç odaklı terapi yaklaşımları

Sonuç odaklı terapi yaklaşımlarında danışanın getirdiği ve terapi sürecinin başında belirlenen belirli bir problemi çözüme ulaştırmak amacıyla çalışılıyor. Terapinin amacı danışanın problem olarak terapi odasına getirdiği herhangi bir sorunu çözüme ulaştırmak olduğu için sonuç odaklı terapiler genelde 15-20 seans gibi, görece daha kısa dönemli çalışılan terapi yaklaşımları olarak biliniyor. Terapinin tek amacı problemi ya da semptomu mümkün olabilen en kısa sürede azaltarak çözüme ulaştırmak olduğu için, problemin kaynağıyla, danışanın yaşantısıya ve kişilik örüntüleriyle ilgili derinlemesine bir çalışma yapılmıyor. Bilişsel Davranışçı Terapi ekolleri ve Çözüm Odaklı Terapi, en yaygın olarak kullanılan sonuç odaklı terapi yaklaşımları arasında yer alıyor.

1. Bilişsel Davranışçı Terapi

Sonuç odaklı terapi yaklaşımlarının en bilineni olan Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bireyin fonksiyonel olmayan davranış örüntüleri ve bu davranışları belirleyen düşünce ve inanç kalıpları üzerinde çalışmayı hedefliyor. Bireye faydası olmayan ve yaşam kalitesini düşüren düşünce kalıplarını yeniden yapılandırmaya ve bu yolla davranışları da düzenlemeye odaklanan bu yaklaşım, davranış ve düşüncelerin eşleştiği, istenmeyen duyguları da değişim sürecinde araç olarak kullanıyor.

Kendimiz ve yaşam yolculuğunda karşımıza çıkan durumlar hakkında sahip olduğumuz belirli duygu ve inançların tepkilerimizi belirlediğini; bu tepkilerin, tutumların ve davranışların daha yapıcı alternatifleriyle değiştirilmesinin düşüncelerimizde ve duygu dünyamızda da değişim yaratacağını söylüyor.

BDT seanslarında, size ait düşünce ve inanç kalıplarının neler olduğu detaylı şekilde araştırılıyor ve bu kalıpların yaşamınızı nasıl olumsuz etkiledikleriyle ilgili bağlantılar keşfediliyor. Benzer şekilde, bu zihinsel şemalara alternatif olabilecek davranışlar ve tepkiler de terapistle birlikte keşfediliyor ve terapist rehberliğinde kişinin yaşamına nasıl entegre edilebileceğiyle ilgili seans içi ve seans dışı çalışmalar yapılıyor.

Olumsuz düşünce kalıplarını ve istenmeyen davranışları kişinin kendi yaşamındaki alternatif deneyimlerle dönüştürmeyi amaçlayan BDT, geçmiş deneyimleri araştırmak yerine şu anda var olan mevcut semptomları ele almaya ve değiştirmeye odaklanıyor. Ödevler ve uygulamalar, BDT yaklaşımının en önemli araçları olarak biliniyor. Seanslar arasındaki zamanda sizi rahatsız eden olumsuz düşüncelerinizi ve davranışlarınızı fark etmeniz, not almanız ve seansta belirlediğiniz alternatif davranışları kasıtlı olarak uygulamanız gibi uygulamalı pratikler yapılıyor. Bu pratikler, terapide edinilen becerilerin içselleştirilmesini ve günlük yaşama entegre edilmesini, zamanla alışkanlık haline getirilerek kişinin yaşamını pozitif yönde değiştirmeyi amaçlıyor.

Bilişsel Davranışçı Terapi, kendi içinde de alt türlere ayrılıyor: 

Diyalektik Davranışçı Terapi

BDT’nin alt kollarından biri olan Diyalektik Davranışçı Terapi (DBT), BDT’nin danışana kazandırmayı hedeflediği tüm becerileri kullanır ancak düşünce kalıpları ve davranışlardan çok kabule ve duygu düzenlemesine öncelik verir. Zorlayıcı durumlarla başa çıkmak için çeşitli yaşam becerilerinin geliştirilmesine odaklanır ve ortaya çıkan zorlayıcı duygularla nasıl başa çıkabileceğinize dair araçlar sunar.

Rasyonel Duygucu Terapi

BDT’nin bir başka alt dalı olan Rasyonel Duygucu Terapi, zorlayıcı duygular yaşamamıza ve yaşamımızda sorun olarak algıladığımız diğer sorunlara neden olan ‘mantıksız’ inançların değiştirilmesine yönelik çalışır. İrrasyonel (gerçekçi olmayan) düşüncelerin daha rasyonel (gerçekçi) düşüncelerle değiştirilmesini amaçlar.

Bilinçli Farkındalık (Mindfulness) Temelli terapiler

Bilinçli Farkındalık (Mindfulness) Temelli terapiler de üçünü nesil BDT yaklaşımlarından günümüzde en popüler olan ve yaygın kullanılanlarından biri. Zihnin geçmişe ya da geleceğe takılı kalan düşüncelerden şimdiki ana gelmesini hedefleyen, düşüncelerimizle kurduğumuz ilişkiyi ve duygularımıza nasıl yaklaştığımızı düzenlememizi sağlayan bu terapi ekolü özellikle stresi ve kaygıyı azaltıcı etkileriyle bilinir. Mindfulness Temelli Stres Azaltma (MBSR) ve Mindfulness Temelli Bilişsel Terapi (MBCT) 8 haftalık grup terapisi formatında uygulanırken, bireysel uygulamalarda Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT) yöntemlerinden faydalanılır.

Bilişsel Davranışçı Terapi hangi durumlarda işe yarar?

Depresyon ve bipolar bozukluk gibi duygudurum bozuklukları, kaygı, fobiler, yeme bozuklukları, madde bağımlılığı, obsesif kompulsif bozukluk ve takıntılar, uyku problemleri, şizofreninin bazı belirtileri Bilişsel Davranışçı Terapi yoluyla iyileştirilebildiği gibi; ilaç kullanmak durumunda olan kişilerde ilaç tedavisine ek olarak kullanıldığında iyileşme sürecini hızlandırdığına dair çok sayıda bilimsel araştırma bulunuyor.

2. Çözüm Odaklı Terapi

Sorunları, patolojiyi ve geçmiş yaşam olaylarını analiz etmeye odaklandıkları için zaman alan geleneksel terapi biçimlerinden farklı olarak Çözüm Odaklı Terapi (SFT), şimdiki zamanda pratik çözümler bulmaya ve kişinin sorunlarına daha hızlı çözüm bulabilmek için geleceğe yönelik umudunu keşfetmeye odaklanır. Bu yöntem, kendi yaşamınızı iyileştirmek için ne yapmanız gerektiğini keşfetmenize ve doğru sorularla en iyi çözümleri nasıl bulabileceğinize odaklanır.

Hedef belirleme SFT’nin temelinde yer alır. Dolayısıyla terapi sürecine başlandığında ilk adım hedeflerinizi belirlemek ve netleştirmektir. Terapist seansa, terapi süreci sonunda ne elde etmek istediğinizi ve sorunlarınızı çözmek için doğru adımları attığınızda hayatınızda neyin nasıl değişeceğini sorgulayarak başlayacaktır. Bu tür soruları yanıtlayarak çözümleri hızlıca belirlemeye başlamanız ve değişim için bir aksiyon planı oluşturmanız hedeflenir.

Mucize soru, SFT’nin en yaygın kullanılan ve en bilinen tekniklerinden biridir: ‘Gece yatmadan önce yatağında gizemli bir mektup buldun ve mektupta 3 dilek hakkın olduğu, uyandığında yaşamında istediğin 3 şeyi değiştirebileceğin yazıyordu. Sabah uyandığında hayatında neler değişti?’ gibi sorularla zihninizin yaratıcı düşünme becerisi kullanılarak yaşamınızda istediğiniz değişiklikleri yapabilmeniz için gerekli olan hedeflerin ve planın oluşturulmasına yardımcı olur.

Çözüm Odaklı Terapi hangi durumlarda işe yarar?

SFT, kısa sürede çözüme ulaştıran terapötik bir yöntem olarak tek başına ya da diğer terapi türleriyle birlikte destekleyici olarak kullanılabilir. Yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışan bu yaklaşım davranış sorunları, iletişim sorunları, bağımlılık ve ilişki sorunları dahil olmak üzere çeşitli sorunları iyileştirmek için kullanılabilir. Depresyon ya da şizofreni gibi psikiyatrik bozuklukların tedavisinde tek başına yeterli olmasa bile, bu rahatsızlıklara sahip kişilerin yaşam kalitelerinin iyileştirilmesine katkıda bulunabilir.

Süreç Odaklı Terapi Yaklaşımları

Süreç odaklı terapi yaklaşımları sonuç odaklı yaklaşımlardan farklı olarak spesifik bir semptoma ya da probleme odaklanmaz ya da çözüm yolları üretmeye çalışmaz. Danışanın yaşamındaki problemleri ayrıştırarak sadece problem üstüne çalışmak yerine, kişiyi bir bütün olarak ele alır ve bu nedenle de sonuç odaklı yaklaşımlara kıyasla çok daha kapsamlı ve derin çalışmalar yapılır.

Danışanın yaşamı boyunca kurduğu ilişkilerdeki bağlanma stilleri, karşılaştığı zorlayıcı durumlarda ve değişim sürecindeki savunma mekanizmaları, duygu ve düşüncelerini nasıl aktardığı, dış dünyayla nasıl iletişim kurduğu, yaşamında hangi duyguların daha baskın olduğu, başa çıkma mekanizmalarının neler olduğu, erken deneyimlerinin şu anki hayatıyla olan bağlantıları gibi pek çok konu derinlemesine araştırılarak danışanın kendisiyle ilgili içgörü kazanması ve benlik farkındalığının artırılması amaçlanır.

Terapistle kurulan ilişki bu terapilerin merkezindedir. Kişinin dış dünyadaki yaşantısının terapi odası, hayatındaki insanlarınsa terapist olduğu kabul edilerek, dış dünyadan terapi sürecine aktarılan tüm ‘malzemeler’ (aktarımlar) aylarca, hatta yıllarca kapsamlı şekilde analiz edilir. Psikodinamik Terapi, Varoluşçu Terapi ve Dışavurumcu Sanat Terapisi, süreç odaklı terapi yaklaşımlarının en yaygın olarak kullanılan terapi yaklaşımları arasında yer alır.

1. Psikodinamik Terapi

Psikodinamik terapi, psikanalizin teorilerine ve ilkelerine dayanır ve danışan-terapist ilişkisine odaklanmasının yanı sıra, danışanın dış dünyasıyla olan ilişkisine de yer verir. Terapistin yardımıyla danışan, güncel sorunları, korkuları, arzuları, rüyaları ve fantezileri de dahil olmak üzere aklına gelen her şey hakkında özgürce konuşmaya teşvik edilir. Amaç, semptomların hafiflemesini sağlamanın yanı sıra artan benlik saygısı, yetenek ve yetkinliklerin daha iyi kullanılabilmesi, daha tatmin edici ilişkiler geliştirilmesi ve sürdürülmesi için gerekli olan becerilerin ve farkındalığın oluşturulmasıdır.

Psikodinamik Terapi hangi durumlarda işe yarar?

Psikodinamik terapi, özellikle yaşamlarında anlam bulamayanlarda, kişilerarası sağlıklı ilişkiler kurmakta veya sürdürmekte zorluk çekenlerde, depresyon ve kaygı bozukluğu gibi patolojik durumların iyileştirilmesinde kullanılır. Araştırmalar, psikodinamik terapinin bağımlılık, sosyal anksiyete bozukluğu ve yeme bozuklukları üzerinde etkili olabildiğini gösteriyor.

2. Varoluşçu Terapi

Varoluşçu Terapi, özgür irade ve anlam arayışına odaklanır. Tüm süreç odaklı terapilerde olduğu gibi, terapinin birincil amacı semptomları azaltmak ya da sorunları çözüme ulaştırmak değil, kişinin potansiyelini geliştirmesini ve sahip olduğu kapasiteyi fark etmesini sağlamaktır. Bütün insanların öz-farkındalıklarını geliştirebilme kapasitelerinin olduğuna, her insanın yalnızca ilişkiler yoluyla keşfedilebilecek benzersiz bir kişiliğinin olduğuna, yaşamın anlamının hepimiz için zaman içinde değişebileceğine ve değişen anlamlarla birlikte kendimizi de sürekli olarak yenilememiz gerektiğine vurgu yapar.

Ölüm korkusu gibi varoluşsal olarak kaçınılamayacak durumları ortak insanlık deneyimi olarak görmemize ve varoluşsal sorunlarımıza farklı bir bakış açısıyla yaklaşmamıza yardımcı olur. İnsanın varlığına ve yaşam amacına odaklanması nedeniyle bazen karamsar bir çerçeve çizdiği düşünülse de; yalnızlık, acı ve yaşamın anlamsızlığı da dahil olmak üzere “nihai endişelerle” adil ve dürüst bir şekilde yüzleşilmesi gerektiğini savunur.

Varoluşçu Terapi hangi durumlarda işe yarar?

İnsanın özgür iradesine ve yaşamının sorumluluğunu alması gerektiğine yapılan vurgu, değişimin kendi elinizde olduğunu fark etmenizi sağlayarak adım atmanız konusunda sizi cesaretlendirir. Bağımlılıklar ve intihar eğilimleri, varoluşçu terapinin en çok çalıştığı konuların başında gelse de, hemen hemen her türlü durum ve problem Varoluşçu yaklaşımla çalışılabilir.

3. Dışavurumcu Sanat Terapisi

Dışavurumcu Sanat Terapisi, kişinin duygu dünyasının genişletildiği, iyileşmeyi desteklemek için psikolojiyi ve yaratıcı süreçleri birleştiren bir terapi yaklaşımı olarak biliniyor. Müzikten dansa, dramadan resime farklı sanat dallarını terapötik amaçlarla araç olarak kullanan bu interdisipliner terapi türü; doğuştan gelen yaratma arzumuzu odağına alarak; iç dünyamızı dilden daha farklı araçlarla, daha kapsamlı şekilde ifade edebilmemize olanak tanır.

Bu yaklaşıma göre sanat, içimizdeki en derin duyguların bir yansımasıyla ortaya çıktığı için, yaratıcılık için çaba harcamak derin bir kendini keşfetme ve anlama sürecini de beraberinde getirir. Yaratıcılık, içsel duyguların ifade edilmesini sağlayan bir araç haline gelir ve bireyin kendini keşfetme ve anlama sürecine rehberlik eder. Başka bir deyişle, Dışavuruşçu Sanat Terapisi’nin merkezinde yer alan yaratıcılık, kişinin duygusal dünyasına açılan bir kapı görevi görür.

Dışavurumcu Sanat Terapisi hangi durumlarda işe yarar?

Dışavurumcu sanat terapisi, kişisel gelişimi ve dönüşümü beslemek için bireyler veya gruplar halinde, çocuklar ve yetişkinlerle birlikte kullanılabilir. Örneğin, davranış sorunları olan çocuklar için müzik, hareket veya parmakla boyama gibi farklı sanat türleriyle çalışılarak çocuğun davranışları ve dürtüleri gözlenebilir. Günlük tutmak, hikaye anlatmak, edebiyat, videolar ve hatıra defterleri hazırlamak gibi pek çok aktivite yaşamınızı anlamlandırmanıza ve farkında olmadığınız duygularınızın açığa çıkmasına aracı olabilir.

Özet olarak, farklı amaçları, yöntemleri ve uygulama stilleri olan tüm bu terapi türleri sorunlarınızla baş edemediğiniz noktalarda farklı çözüm yolları sunmalarının yanı sıra; kendinizle ilgili farkında olmadığınız ve keşfetmek istediğiniz noktaları bulmanıza, benlik saygınızı ve kişilik bilincinizi geliştirmenize yardımcı olabilir. Hiçbir terapi türü bir diğerinden ‘daha etkili’ ya da daha ‘iyi’ olmadığı gibi; terapistin uzmanlığı ve deneyimi, terapiye gitme amacınızın ne olduğu ve terapistinizle kurduğunuz ilişki terapideki hedeflerinize ulaşmanız üzerinde en az kullanılan yöntemin hangisi olduğu kadar etkili olacaktır. 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale