X

Tefekkür sanatı: Kelimelerin gücünün farkında mısınız?

2023 yılının ilk Uplifers yazısında sizleri tefekkür sanatıyla tanışmaya davet ediyorum. Tefekkür hakkında çok farklı anlayışlar ve tanımlar bulmak mümkündür. Ancak Nalanca tanımlamam gerekirse yani bana göre tefekkür nedir diye baktığımda; benim için bir fırsat sanatıdır. Ancak bir başkası için odaklanma sanatı olabilir, başka biri için meditasyon süreci olabilir, hatta bir düşünme biçimi de olabilir. Nihayetinde hepsinin ortak adı tefekkürdür. Kendi iç dünyana bir şey ile adım atıp gittikçe derinleşerek daha büyük yapısını incelemek için derin bir konsantrasyon, derin bir sessizlik ve derin bir düşünme sanatıdır.

Peki bu neden önemlidir? Neden tefekkür etmeliyiz? Neden odaklanmalı ve daha derin daha büyük bir parçayı fark etmeliyiz? Çünkü, her şey kendinden daha büyük olan kendi parçasına hizmet eder. Her şey bir kuantum meselesidir. Hatta bunu daha alışık olduğumuz bir lisanla söylersem; her şeyde bir tavuk mu yumurtadan yoksa yumurta mı tavuktan hikayesi vardır. Evrende hiçbir şey anlamsız değildir ve evrendeki her şey başka bir şeye hizmet eder. Dolayısıyla tefekkür etmenin önemi buradan gelir, sonsuz olasılıklar dünyasında tek bir neden sonuç ilişkisiyle geliştirilen çıkarımlardan daha fazlası olduğumuzu keşfetmek için gerekli bir yoldur, yöntemdir, ihtiyaçtır.

Aksi takdirde tek bir neden ve sonuç ilişkisinin içinde kaybolup giden sıkışmış mağduriyet oyunlarını oynamak zorunda kalıyoruz; kurban bilinci. Oysa şu an yeni bir yaşam biçimi doğuyor, gökyüzü değişiyor, enerjiler değişiyor ve tüm dengeler yeniden yapılanıyor öyleyse biz de insan olarak yeniden yapılanmanın adımlarını kendimize doğru atmanın formüllerini bulabilmeliyiz; kurban zihniyetinden özgürlük zihniyetine geçmeliyiz.

Benim tefekkür yöntemim “kelimeler”; yani Nalanca geliştirdiğim tefekkür sürecimde kelimeler bana daha büyük hizmet edilen alanları ve kendi dünyamın derinliklerinin kapılarını açıyor. Çünkü her kelimenin içindeki tavuk mu yumurtadan yoksa yumurta mı tavuktan hikayesini bana her kelime tek tek gösteriyor. Bu yüzden seviyorum kelimelerin içinden kalbimin derinliklerine inmeyi, beni aydınlatan ışığı yakmalarından haz alıyorum ve kendi yarattığım illüzyonların içinde böylelikle kelime kelime özgürleşebiliyorum. Gelin birlikte küçük bir tefekkür örneğini kelimenin kendisiyle yapalım:

Kelime nedir?

Her kelime, bir tefekkür her tefekkür, bir aydınlanma fırsattır.

Kelimenin en güzel tanımı Vikipedi’de: Kelime veya sözcük, tek başına anlamlı, bir ya da birbirine bağlı birden fazla biçimbirimden oluşan, ses değeri taşıyan dil birimidir. Bu da bana her kelimenin bireyin kurduğu cümleye ve hissettirdiği duruma göre titreşimler ve anlamlar oluştururken onlarca algı yaratma potansiyeli olduğunu gösteriyor. Örneğin, “korku” hepimizin bildiği sıradan bir kelimedir. Gün içinde defalarca kullanılan ve defalarca hissedilen bir kelime: Tehdit olarak algılanan bir olay veya bir düşünce sonucunda, uyarıcı bir tepkinin adına “korku” diyor olsak da bu tanımıyla “korku” ifadesini kullanan kaç kişi tanıyoruz? Ben hiç tanışmadım.

Benzer kelimler olan “kaygı ve endişe” içinde aynı şeyleri söylemek mümkündür ancak incelediğimizde bu tarz benzer kelimelerin hepsi aynı sonuca çıkıyor: Tehdit olarak algılanan bir olay veya bir düşünce sonucunda oluşan uyarıcı bir tepki. Eğer bu manada düşünülecek olsaydı yani “korkuyorum veya kaygılıyım” diye ezberden kelimler kullanılırken asıl manasının farkında ve bilincinde kullanıyor olsaydık sizce durum ne denli bir değişiklik gösterebilirdi.

Şayet ben, “korktum” dediğim an tefekküre girdiğimde hemen neyi tehdit olarak algıladığıma bakıyorum, hangi duyusal algımın bana uyarıcı bir his yarattığına bakıyorum hatta zihnime düşen tecrübelerime ve bilgi sıralamasına bakıyorum. Böylelikle aslında korkmadığımı daha önce beni korkutan herhangi bir şey hatırladığımı ve o hisse dayanarak şimdi de korktuğumu görebiliyorum. Yani şimdi de korktuğum bir şey olmadığını fark ediyorum çünkü şu an tehdit oluşturan bir şey olmadığını görüyorum. Böylelikle şimdi de kendimi ezberden ifadeye çıkan korku kaygısının illüzyonundan özgürleştiriyorum. Çünkü, korku sadece bir kelime ve her kelime gibi bana ne yaşattığından daha önemli bir anlamı yok. Bana yaşattığı anlamı da kısıtlayan veya özgürleştiren sadece benim.

Böylelikle kelimenin veya kelimelerin tefekkürüne girerek aslında en büyük meselelere dönüşen “korku” hakkında kendime tecrübe kazandırmanın tefekkürünü tamamlayabiliyorum.

Bu bir tefekkür örneğiydi; başladığın şeyle gelişen ve sonuçlanan aynı şey olmadığını elimden geldiğince örneklemeye çalıştım. Umarım size de ilham olmuşumdur. Çünkü kelime, sözcüğünde ki tavuk mu yumurtadan yoksa yumurta mı tavuktan hikayesine bakabilirsiniz. Yani kelimeler mi bizi kışkırtıyor yoksa kelimeleri biz mi kışkırtıyoruz?

Bugün sizlere bir davetim var ancak öncesinde güzel bir haberi sizinle paylaşmak istiyorum: Gen anahtarları kitap serisinin ilki olan “Tefekkür Sanat” baskıya girdi ve birkaç hafta içinde sizlerle paylaşıyor olacağız. Böylelikle kitapta yer alan onlarca tefekkür yöntemlerinden biriyle sizde kendi yönteminizi geliştirebilirsiniz. 16.01.2023 Pazartesi günü 20.30’da gen anahtarları ücretsiz aylık açık sohbetin çevrimiçi yayınında konumuz “tefekkür sanatı”, katılmak isteyen herkes davetlidir:

Gen Anahtarları Açık Sohbet

https://us02web.zoom.us/j/7864924561?pwd=eFVrcXNHMmdmT3F4WlVVZmtKWjFtZz09

Toplantı Kimliği: 786 492 4561

Parola: 12071971

Kaçıranlar için Gen Anahtarları Türkiye YouTube @genanahtarlarturkiye1783 adresinde tekrarını izleyebilirsiniz. Canlı yayında sorularınızı sorabilir ve daha fazla tefekkür sanatı hakkında detayları paylaşmamız için fırsatlar sağlayabilirsiniz.

Kendi tefekkür yönteminizle kendinize özgürleşmeniz dileğimle huzurla ve keyifle kalın diyorum.

İlginizi çekebilir: Kendin olma sanatı: Hak ettiklerinizin önündeki tek engel kendi sınırlarınız

Nalan Kahraman: Merhaba, Ben kimim? – Neden varım? – Önemli olan akıllı olmaksa hissettiklerim niye var? türünden bitmek bilmeyen sorularımın cevaplarını 2008 yılında tanıştığım Human Design sisteminde bulmaya başladım. Tam bir adanmışlıkla sistemi öğrenme yolculuğuna adım atarak 2018 yılında Uluslararası Human Design okulundan mezun oldum. 3 yıldır Human Design okulundan aldığım profesyonellik lisansımla online Human Design eğitimleri ile “Zihni Anlamak” üzerine atölyeler düzenliyorum. Yaşam deneyimlerimle edindiğim kazanımları sosyal medya hesaplarımdan paylaşıyorum. Aynı zamanda “EUREKA Yorumunu değiştir hayatın değişsin” kitabının yazarıyım ve yeni kitaplarım yolda. Kendini bilmek üzerine yola çıkanlar için elimden ne geliyorsa…

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale