X

Şu mercimeği filizlendirsek de mi tüketsek filizlendirmesek de mi: Yeşil mercimekli salata tarifleri

Filizlendirilmiş tohumların, son zamanların en popüler süper besinleri arasında yer aldığını biliyor muydunuz? Fasulyelerden tahıllara pek çok çeşidi bulunan filizler, salatalardan çorbalara sandviçlerden bowllara farklı tarifleri süslerken bütüncül sağlığı da destekliyor. Pek çok yemeğe eklenebilen, besin açısından zengin, kalori açısından ise düşük; lif, vitamin, mineral, antioksidan deposu filizlerin saymakla bitmeyen faydaları arasında şunlar yer alıyor:

  • Besleyicilikleri yüksektir
  • Sindirimi destekler
  • Kötü kolesterolün düşmesine yardımcı olur
  • Enflamasyonu azaltır
  • Kan şekerini dengeler
  • Kilo verme/koruma sürecine destek olur

Üstelik, fasulyeleri, tahılları, tohumları filizlendirmek de sanıldığı kadar zor değildir. Filizlendirme aparatları ile kolayca ev ortamında dilediğiniz tohumu filizlendirerek tüketebilir, aparatlar olmadan da basit birkaç adımda mutfağınızı adeta filiz bahçesine çevirebilirsiniz. İlkokulda ilk kez yaptığınız fen deneyini hatırlayın, birkaç fasulye tanesi, pamuk ve su ile çok kısa zamanda filizler elde etmemiş miydiniz 😊? Filizlendirmek istediğiniz tohumu temiz ince bir bez veya tülbent ile sarıp düz bir kaba alın ve su ekleyerek bir gün bekletin. Ertesi gün tohumların şiştiklerini fark edeceksiniz. Sonra daha küçük bir kaba tohumları aktarın ve karanlıkta muhafaza edin. Tülbenti nemli tutmayı unutmayın. Tohumların kurumaması gerek. Filizlendirmek istediğiniz tohumun cinsine göre filiz verme süresi uzayıp kısalsa da genelde 3-5 gün arasında filiz verir. Yaklaşık 1 cm olduğunda filizleri dilediğiniz tariflerde kullanmak üzere haşlayarak tüketmeye başlayabilirsiniz.

Önemli not: Herhangi bir kronik sağlık sorununuz, baklagil veya tahıl alerjiniz varsa, hamileyseniz ya da hamile olma ihtimaliniz varsa olası sağlık riski nedeniyle filizleri tüketmemeniz en doğrusu olacaktır. Dilerseniz doktorunuza danışarak beslenmenize ekleyebilirsiniz.

Eğer tüketmenizde bir sakınca yoksa ve bir an önce tariflerinizde yer vermeyi düşünüyorsanız, öyleyse evde hızlı ve kolay bir şekilde filizlendirebileceğiniz yeşil mercimek ile başlamak iyi bir fikir olabilir. Besleyiciliği, doyuruculuğu ve zengin besin değerleri ile birçok tarifte ön plana çıkan yeşil mercimeklerden harika salatalar hazırlayabilir, ister filizlendirerek ister filizlendirmeden haşlayarak tüketebilirsiniz. Dilerseniz tariflere geçmeden önce yeşil mercimeğin besin değerlerini inceleyebilirsiniz. İşte birbirinden lezzetli mercimekli salata tarifleri:

Hardallı mercimek salatası

Oldukça pratik, lezzetli ve şipşak hazırlayabileceğiniz bir mercimekli salata tarifi: Hardallı mercimek salatası. İşte ihtiyacınız olanlar:

Malzemeler:

  • 1 salatalık
  • 1 küçük kırmızı turp
  • 1 domates
  • ½ su bardağı ince kıyılmış yeşil soğan
  • ½ su bardağı filizlenmiş mercimek

Sosu için:

  • ½ çay kaşığı sarımsak tozu
  • ½ çay kaşığı köri tozu
  • ½ çay kaşığı kuru hardal
  • 2 yemek kaşığı kıyılmış kişniş
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 2 yemek kaşığı limon suyu
  • 1 yemek kaşığı beyaz sirke
  • Bir tutam kekik
  • Bir tutam tuz

Hazırlanışı:

  • Filizlenmiş mercimekleri bir kevgir içinde narin bir şekilde durulayın.
  • Salatalık, turp ve domatesi küp küp doğrayın.
  • Mercimeklerle küp küp doğranmış sebzeleri karıştırın.
  • Tüm sos malzemelerini küçük bir kapta birleştirin.
  • Sosla salatayı buluşturun ve iyice harmanlanması için servis yapmadan önce yaklaşık 20 dakika bekleyin.

Mangolu mercimek salatası

Tatlı-tuzlu birleşimlerini seviyorsanız bu mercimekli salata tarifi tam size göre. Mangonun ne kadar uyumlu bir meyve olduğuna çok şaşıracaksınız!

Malzemeler:

  • 200 gram feta peynir
  • ½ su bardağı küp küp doğranmış mango
  • 1 su bardağından biraz az ev yapımı yoğurt
  • Bir avuç nane yaprağı
  • Bir avuç dereotu
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • ½ su bardağı haşlanmış mercimek
  • 1 adet salatalık
  • 4-5 adet cherry domates

Hazırlanışı:

  • Yoğurdu, nanenin ve dereotunun yarısını ve zeytinyağını karıştırarak sos haline getirin.
  • Salatalık ve domatesleri küp küp doğrayın ve peyniri ufalayın.
  • Dereotu ve nanenin kalanıyla diğer tüm malzemeleri birleştirin.
  • Hazırladığınız sosla harmanlayarak servis edin.

Peynirli mercimek salatası

Doyurucu bir mercimekli bowl için tek ihtiyacınız biraz peynir. Çok pratik ve çok lezzeti bu mercimekli salata tarifine feta çok yakışabilir ama tercih sizin…

Malzemeler:

  • ½ su bardağı filizlenmiş yeşil mercimek
  • ½ su bardağı dilediğiniz türde ufalanmış peynir
  • ½ su bardağı kıyılmış maydanoz
  • 8-10 adet cherry domates
  • 2-3 salatalık

Sosu için:

  • 2 yemek kaşığı limon suyu
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • ½ çay kaşığı hardal
  • ½ çay kaşığı akçaağaç şurubu
  • ½ çay kaşığı sarımsak tozu
  • Bir tutam tuz
  • Hazırlanışı:
  • Sos malzemelerini güzelce karıştırın ve bir kenara alın.
  • Tüm sebzeleri mercimekler hariç küp küp doğrayın ve karıştırın.
  • Filizlenmiş mercimekleri diğer sebzelerle buluşturun.
  • Sos ile karıştırdıktan sonra peynir kırıntılarını ekleyerek servis yapın.

Bezelyeli mercimek salatası

Tam bir şifa deposu olacak ve sizi uzun saatler tok tutacak lezzetli bir mercimek salatası için ihtiyacınız olanlar bol bol yeşil: Mercimek, bezelye, avokado ve dahası…

Malzemeler:

  • 1 havuç
  • 1 küçük soğan
  • 1-2 adet yeşil veya kırmızı biber
  • ½ su bardağı filizlenmiş mercimek
  • 1 avuç haşlanmış bezelye
  • 1 yemek kaşığı kabak çekirdeği
  • ½ avokado
  • 2-3 yeşil zeytin
  • 2-3 ceviz
  • ½ limonun suyu
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • Bir tutam tuz

Hazırlanışı:

  • Havucun kabuğunu tıraşlayıp rendeleyin.
  • Soğan, biber ve çekirdeğini çıkardığınız yarım avokado ve zeytinleri ince ince dilimleyin.
  • Haşlanmış bezelye ve filizlenmiş mercimekleri diğer malzemelerle derin bir kapta birleştirin.
  • Zeytinyağı, tuz ve limonu karıştırıp malzemelerin üzerine ekleyin, güzelce harmanlayın.
  • Cevizleri ince ince ezin veya robottan geçirin.
  • Kabak çekirdekleri ve kıyılmış cevizlerle süsleyerek servis edin.

Nohut cipsli mercimek salatası

Şöyle çıtır çıtır bir salata tarifi istiyorsanız mercimeğin lezzetini katlayacak ve yeme zevkinizi artıracak bir tarif geliyor…

Malzemeler:

  • ½ su bardağı haşlanmış mercimek
  • ½ su bardağı haşlanmış nohut
  • ½ su bardağı mısır
  • 4-5 yaprak marul
  • 1 tatlı kaşığı zeytinyağı
  • Bir tutam toz kırmızı biber

Sosu için:

  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1 tatlı kaşığı organik nar ekşisi
  • 1 tatlı kaşığı limon suyu
  • Bir tutam tuz

Hazırlanışı:

  • Haşlanmış nohutları fırın tepsisine alın, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve bir tutam toz kırmızı biberle harmanlayın.
  • Damak zevkinize ve sevdiğiniz çıtırlığa göre fırında yaklaşık 10-15 dakika arasında nohutları fırınlayın.
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı, organik nar ekşisi, limon suyu ve bir tutam tuzu karıştırarak sosu hazırlayın.
  • Nohutları fırından çıkarıp soğuması için bir kenara alın.
  • Marul yapraklarını güzelce yıkayıp kurulayın ve iri parçalara bölün.
  • Soğuttuğunuz nohutları, haşlanmış mercimek, mısır ve marul yaprakları ile birleştirin.
  • Sosla harmanlayarak servis edin.

Akdeniz usulü ‘sıcak’ mercimek salatası

“Klasik salata tarifleri iyi hoş da biraz da sıcak bir şeyler olsa… “diyorsanız, buyurun sıcak mercimek salatası, hem de kuşkonmazlı…

Malzemeler:

  • 2-3 adet kuşkonmaz
  • 1 orta boy soğan
  • 1 adet domates
  • ½ su bardağı haşlanmış mercimek
  • 1 yemek kaşığı dijon hardalı
  • 1 adet limon suyu
  • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
  • Bir tutam tuz ve karabiber

Hazırlanışı:

  • Soğanları ve domatesleri küp küp doğrayın.
  • Kuşkonmazları jülyen usulü iri parçalara bölün.
  • Tavaya zeytinyağını ekleyin ve soğanları kavurmaya başlayın.
  • Hafif pembeleşen soğanları kuşkonmazları ekleyin ve sevdiğiniz dirilik seviyesine kadar pişirmeye devam edin.
  • En son domatesleri de ekleyerek birkaç dakika daha pişirmeye devam edin.
  • Ocaktan aldığınız tavanın içerisine haşlanmış mercimekleri ekleyerek karıştırın.
  • Hardal, limon suyu, tuz ve karabiberi ekleyerek iyice karıştırın.
  • Soğutmadan servis yapın.

İlginizi çekebilir: Öğlen yemeğini evden götürmek isteyenler için ofise uygun lezzetli tarifler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.

Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.

Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale