X

Spor salonuna gitmek mi, online egzersiz dersleri mi?

Pandemi süreci, şüphesiz ki günlük yaşantımızda birçok şeyi değiştirdi. Çalışma şeklimizi, alışkanlıklarımızı, sosyalleşme tarzımızı, beslenmemizi ve tabii ki egzersizlerimizi… Spor salonları hizmetlerine ara verince ve sokağa çıkma yasakları da başlayınca spor yapmak için tek çare evimizde yeni yöntemler aramak oldu. Ve online egzersizler imdadımıza yetişti.

Çoğumuz, evimizin konforunda spor yapmaktan keyif almaya, pandemi sürecinde egzersizlerimizi online dersler üzerinden ilerletmeye, mobil egzersiz uygulamalarını kullanmaya başladık. Şimdi ise pandemi yok olmasa da etkileri azaldıkça pandemide edindiğimiz alışkanlar değişim sürecine girdi. Peki, araştırmalar pandemi sürecinin başından bugüne kadar değişiklik gösteren tercih ettiğimiz egzersiz yöntemleriyle ilgili neler söylüyor?

Online egzersizler nasıl popüler oldu?

Godefroy (2020) tarafından yapılan bir araştırma, pandemi döneminde Instagram hesaplarından egzersiz videoları yayınlamaya başlayan popüler influencerların takipçi sayılarında yaklaşık %45’lik bir artış olduğuna dikkat çekti. Aslında şaşırdığımızı söyleyemeyiz. Ciddi sayılabilecek bu artış oranını, insanların değişen pandemi koşullarına ayak uydurmak ve mevcut şartlara uygun olacak şekilde yaşam tarzını düzenlemek için sosyal medyadan destek aldığı şeklinde yorumlamak mümkün.

Diğer yandan, yapılan bu araştırma ile Godefroy, egzersiz aletlerinin reklamlarının yapılıyor olmasına da dikkat çekti. Sosyal medyada birçok ünlü Instagram kullanıcısının popüler egzersiz aletlerini ev ortamında kullanarak yaptıkları antrenmanları hesaplarında paylaştıklarını mutlaka görmüşsünüzdür. Hatta, pandemi döneminde çekimleri yapılan meşhur Sex and The City dizisinin devamı olan And Just Like That serisinde yoğun bir şekilde bahsi geçen ve sonra dizideki oyuncu ile gerçek hayatta reklamı çekilen ‘Peloton’ da dikkatinizi çekmiş olabilir (Mr. Big’i hatırlamayanlar için: Peloton Reklam filmiPeloton’ da dikkatinizi çekmiş olabilir (Mr. Big’). Kısaca, sosyal medyadan, dijital dünyadan, dizilerden, filmlerden, kısaca sanal alemde karşımıza çıkan birçok içerikten pandemi kısıtlamalarının olduğu dönemde egzersizlerimiz konusunda etkilendiğimiz aşikar.

Godefroy’a göre influencerların, ünlü isimlerin herhangi bir egzersiz yaptırma yetkinlikleri yoktu ama sportif, güçlü, çekici ve birçok insan tarafından ideal olarak algılanabilecek vücutları sayesinde yaptıkları antrenmanlar onları başarıya ulaştırdı, birçok insanın onları takip etmesini ve kullandıkları egzersiz aletlerini satın almasını sağladı; bu da egzersiz aleti şirketlerinin başarılı reklam politikalarını sürdürmelerine yardımcı oldu.

Öte yandan, Dünya Ekonomik Forumu’nun hazırladığı bir rapor, fitness uygulamalarının aktif günlük kullanıcı sayılarının pandemi sırasında dünya çapında %24 arttığını gösterdi. Anlaşıldığı üzere, pandemi sırasında sosyal medyada maruz kaldığımız ‘dijital zindelik’in çoğumuzu harekete geçirdiği kesin.

Online egzersiz derslerinin avantajları

Antrenman videoları paylaşan influencerların yükselişi, dijital dünyada sıkça karşımıza çıkan egzersiz aletlerinin satışlarının artması, diğer yandan geniş kullanıcı kitlesine ulaşan mobil egzersiz uygulamaları, spor salonlarını, kişisel antrenörleri, koçları da harekete geçirdi ve değişen dünyaya ayak uydurmak için onlar da çareyi çevrimiçi yollara başvurmakta buldu.

Birçok spor salonu derslerini Zoom gibi çevrimiçi platformlardan yapmaya, kişisel antrenörler özel egzersiz derslerini uzaktan yönetmeye başladı. Godefroy’in araştırması mobil egzersiz uygulamalarına, egzersiz videoları paylaşan influencerlara ve egzersiz aletlerinin dijital dünya ile reklamlarının yapılmasına odaklanırken; canlı fitness dersleri ile ilgili bilgilere değinmemişti. Taylor ve meslektaşları (2021), bu konuda çalışmaya devam etti ve spor salonuna devam eden kişilerin salonlar kapatıldıktan sonra üyeliklerinin online ortama taşınmasının etkisini inceledi. Kısıtlamalardan önce spor salonuna devam eden kişilere üyelikleri kapsamında Zoom üzerinden senkron ve asenkron dersler sunuldu ve deneyimlerini değerlendirmeleri istendi.

Çoğunlukla kadın katılımcılardan oluşan araştırmada kullanılan ankette, çevrimiçi dersler oldukça beğeni topladı. Araştırmada anketi yanıtlayan katılımcılar, Zoom dersleri aracılığıyla egzersizlerine devam etme fırsatı bulduklarını, fiziksel yeteneklerini koruduklarını, tıpkı yüz yüze derslerde olduğu gibi verim aldıklarını, ayrıca diğer katılımcılarla sosyal bağlarını da sürdürmeye devam ettiklerini ve online derslerin esnek saatlerinin günlük rutinlerini daha da kolaylaştırdığını belirttiler. Kısacası, katılımcıların online egzersiz derslerine katılmaktan keyif aldığı kesindi.

Araştırmanın sonuçlarının aslında tahmin ettiğimiz yönde olduğu söylenebilir. Online egzersiz derslerinin birçok avantaj sağladığı aşikar. Esnek zaman aralıklarından kolay ve hızlı erişim sunmasına, genellikle spor salonu üyeliğinden daha hesaplı olmasından ev konforundan vazgeçmek zorunda kalınmamasına kadar rutinleri kolaylaştıran etki yaratması onların tercih edilmesinin en önemli sebepleri oldu.

Peki, bugün hala tercihleri aynı yönde olur muydu? Pandeminin etkisini azaldıktan veya tamamen ortadan kalktıktan sonra da online egzersiz dersleri devam edecek mi, yoksa herkes spor salonuna dönmeye hazır mı?

Yapılan son araştırmalar, spor yapanların çevrimiçi egzersizlere devam etmeyi ya da programlarına uygun olduğunda yüz yüze derslerle online derslerini birleştirmeyi tercih ettiklerine dikkat çekiyor. Yani, pandemi koşulları ortadan kalkmaya başlasa da çoğu insan hemen spor salonlarına dönmek için kendini hazır hissetmiyor.

Online dersler, mobil uygulamalar ya da spor salonları… Egzersiz tercihiniz hangisi ya da hangileri olursa olsun, sporu alışkanlık haline getirmeyi, günlük rutinlerinize hareketi eklemeyi ihmal etmeyin.

Kaynak: psychologytoday

İlginizi çekebilir: Daha verimli egzersizler için bir profesyonel gibi spor yapmanın yolları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale