X

Siz kimsiniz: Mesleğinizden çok daha fazlası olduğunuzu unutmayın

“Yapılan araştırmalara göre; beyaz yakalıların tümü ‘siz kimsiniz?’ sorusuna, hayatlarını kazanmak için ne iş yaptıklarını söyleyerek başlıyorlar. Kariyer kimlikleri insanları esir ediyor. Çünkü bu kimlikler insanların gerçek kişiliklerini gizliyor. İnsanlar dünyaya bankacı, doktor, avukat, mühendis veya öğretmen olarak gelmezler, bunlar hayatlarını kazanmak için yaptıkları işlerdir.”

Çok sevdiğim, saygı duyduğum ve hep ilham aldığım bir büyüğümün Linkedin hesabında bu cümleleri paylaşmasıyla yüzleştim kendimle. Önce tam anlamadım. Birkaç defa okudum, tekrarladım ve “Sen kimsin?” diye sordum kendime, bana sorulduğunda verdiğim cevapları, soruyu duyduğum anda içimde delicesine kabaran egomu düşündüm. Sonra daha derine indim, ne hissettiğime baktım, bana ne hissettirdiğine. Bu soru bende neden bir tehdit, neden bir korku, hatta neden bir kendini kanıtlama ihtiyacı uyandırıyor diye sorguladım. “Sen kimsin?” sorusu, daha doğrusu kimliğimizin sorgulanması bir güç gösterisi, bir kendini kanıtlama, ispat mücadelesi yaratıyordu bende; güçlü olduğumu, insan olduğumu, birey olduğumu, statümü anlatmanın yolu da maalesef kendimi sadece mesleğimle tanımlamaktan geçiyordu. Evet mesleğim benim güçlü olduğum kasımdı ama ben sadece mesleğim değildim ki…

Arkadaşlarımı, çevremi, sokaktaki insanları gözlemledim, sorular sordum. Mülakatlarda adayların kendilerini ifade ediş şekillerine, anlatırken kullandıkları tanımlara baktım. Davranışlarımız benzerdi, tahminen bu sorunun bize hissettirdikleri de. Hepimizin özellikle “beyaz yakalı” diye tanımladığımız gruptaki herkesin kendine güven biçimiydi kariyerindeki kimliği. Kendimizi çalıştığımız X şirketi ile, bulunduğumuz Y pozisyonu ile tanımlamak ve bu tanımın arkasında asıl sahip olduğumuz özellikleri, özümüzdeki beni unutmak.

Ta çocukluğumuzda başlıyordu her şey. Hatta belki de anne babamızın çocukluğunda. Hedefimiz hep iyi bir meslek sahibi olmak, iyi bir işte çalışmak, terfi ederek ilerlemekti. Hayattaki doğrularımızın ve amaçlarımızın hepsi bunlar üzerine kuruluyordu. Başarı tanımımızı bile mesleğimizde alacağımız terfiler oluşturuyordu. Ailelerimizin kendi hayatlarında düştüğü -yada düşürüldüğü- statü endişesi, özellikle orta sınıfın çocukları olan bizlere enjekte oluyor ve bir süre sonra da kendimize hayat hikayesi olarak seçtiğimiz samimiyetsiz ve yıpratıcı bir gerçeğe dönüşerek kimliğimiz haline geliyordu.

Bu fark edişin ardından mesleğimin dışında kim olduğumu aramaya başladım, “Siz kimsiniz?” sorusuna verdiğim cevapları değiştirmeye çalıştım; özünde kendimi ne kadar tanıdığımı ve nasıl tanımladığımı bulmaya odaklandım. %100 başarılı oldum mu? Hayır, henüz değil… Hala kendimi tanıtırken ilk söylediğim şey mesleğim. Ama içimde hissettiğim o yükselen egoda bir düşüş olduğunun farkındayım. Çalışmalar devam ediyor.

Dünyayı, hayatı ve kendini nasıl algıladığını bulmak için aşağıdaki soruları kendine sorarak sen de yolculuğa başlayabilirsin. Amaç düşüncelerini kışkırtmak ve belki de daha önceden düşünmediğin açılardan kendine bakmanı, farkındalık yaşamanı sağlamak. İlk etapta yüzleşmesi biraz acı verebilir ama işin keyifli tarafın da burada.

1. Geriye dönüp baktığında hayatında dönüm noktası olarak düşündüğün şeyler neler?

2. Bugüne kadar hayattaki en önemli üç başarın nedir? (Gerçekten kendini başarılı hissettiğin -başkalarını mutlu ettiğin değil.)

3. Yaşamında başarısızlık olarak adlandırdığın neler var? (Aynı şekilde birileri mutsuz oldu diye kendini başarısız hissettiklerinden bahsetmiyoruz.)

4. Bugün ve bundan sonrasında, yaşamında kendin için yapmak/başarmak istediklerin neler?

5. Yapmaktan keyif aldığın & tutku duyduğun neler var?

Bu sorular tohumları atmak için bir başlangıç, minik adımlar… İlk sorduğunda belki doğru cevapları alamayacaksın ama vazgeçmeden sormaya devam ettikçe cevaplar bir bir dökülmeye başlayacak. Bazen karşına çıkacaklara, bulduklarına inanamayacaksın. “Özlem kafamı karıştırdın, işin içinden çıkamadım” diyorsanız, bana ozlemyilmaztaylan@gmail.com mail adresinden ulaşabilirsiniz. En azından bulduklarınızın üzerine konuşup, birlikte bir yol ararız.

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Mutlu olmak için listelere ihtiyacımız var mı gerçekten?

Özlem Taylan: İçimde bir yerlerde kelimeleri hiç bitmeyen o kız çocuğunu dinlemeyi öğrendiğimde anladım hayallerimi gerçekleştirmenin yolunun deneyimlemekten geçtiğini… Deneyimledikçe dünyam büyüdü, içime sığmaz oldu, kelimelere döküldü. Yazıyorum, okuyorum, seyahat ediyorum, yürüyorum, koşuyorum, yoga yapıyorum. Aktif olarak çalışıyorum, üretiyorum, eğitimler veriyorum, koçluk yapıyorum. Hepsinden öte çiçeği burnunda bir anneyim, kızımla beraber büyüyorum. Burada sadece okuduğum okullarla, mesleğimle ya da pozisyonlarla değil, kimliklerden arınmış, şapkalardan arınmış bir Özlem olarak yazıyorum. Her yazı da aslında kendi sorularıma cevap arıyorum. Benim yolculuğum her gün kendimi yeniden keşfetmek üzerine, hadi siz de bana katılın..

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale