Mutlu olmak için listelere ihtiyacımız var mı gerçekten?

Son dönemde sizin de sürekli karşınıza çıkmıyor mu? “Mutlu olmanın formülü”, “Mutlu bir yaşam sürmenin 5 yolu”, ” 7 adımda mutlu ol.” İçimizde devamlı bir mutlu olma isteği, hatta isteğin ötesinde mutlu olmak için bir koşturmaca, bir çaba, bir yol arayışı.

Sürekli “mutlu” hissetmek istiyoruz, işte, evde, trafikte.. Anlık bir mutsuzluk hissi geldiğinde -ki hissettiğimiz şey gerçekten mutsuzluk mu bilmiyoruz bile- bir telaş kaplıyor içimizi; çaresizlik, isyan, “Neden böyle oluyor?” soruları… Beyinden hemen komut geliyor: Bir şeyler yapmalıyım, hemen mutlu olmam lazım!

Mutluluk listelerimiz hazır, iyi bir sitede ev, çok para kazandığın bir iş ve kariyer, kaliteli bir araba, sürekli yurt dışı, kayak, Alaçatı, Mykonos tatilleri, aktif, bol takipçili, bol gülümsemeli, havalı fotoğraflı bir Instagram hesabı, mümkünse ideal bir sevgili… Bu liste böyle uzayıp gidiyor.

Bu hayatta ne istiyorsun sorusuna, “Mutlu olmak istiyorum” cevabını vermeye başlıyoruz. Listedekiler olacak ve mutlu olacağız. Mutluluk bir duygu olmaktan çıkıp bir zorunluluk, bir amaç haline dönüşüyor.

Peki mümkün mü bu gerçekten? 7/24 sorunsuz, sıkıntısız, acısız, her istediğinizin anında olduğu bir hayatımızın olması mümkün mü? Evet, kulağa güzel geliyor, biliyorum. Mutluluk bu mu gerçekten, eğer buysa, yaşamak istediğimiz bu mu?

“Bu hayatta mutlu olmak imkansız” diye düşünen bir karamsar değilim ya da tam tersi huzursuzlukla beslenen ve sürekli sorun arayan biri hiç olmadım. Hayatımı iyi hissettiğim şeyleri yaparak yaşamaya, yapamıyorsam da bulunduğum anda kendimi anlamaya ve tadını çıkarmaya çalışıyorum. Her zaman yapabiliyor muyum? Tabii ki hayır. Sadece sürekli karşımıza çıkan “mutlu olmalısın” mesajlarının ve mutluluğun sadece belirli kriterlere göre olabileceğini söyleyen “mutluluk listelerinin” yaşayacağımız deneyimleri sınırlandırdığına ve bizi kendimizin belirlemediği saçma bir düzenin içine hapsettiğine inanıyorum.

Biz içimizdeki tüm duygularla, yaşadığımız, hissettiğimiz inişli çıkışlı anlarla biz oluyoruz. Tecrübe ettiğimiz her an başka bir şeyler ekleniyor ruhumuza. Bazen farkında bile olmuyoruz, ama zenginleşiyoruz. Tek renk, tek duygu, tek amaç asıl yolculuktan uzaklaştırıyor, kendimize yabancılaştırıyor bizi. Kalıplar içinde mutlu olmanın yollarını ararken, sürekli mutsuz hissediyor ve kayboluyoruz.

Düşünsenize hepimizin amacı mutlu olmak, listedekileri yapmışız, mutluyuz, hepimiz çok mutluyuz! Bir an hayal bile edemedim…

Belki de aradığımız şey tam olarak mutlu olmak değildir, ne dersiniz? Tatmindir. Hayattan keyif almak, işe yarar, faydalı hissetmek, deneyimlediklerimizi düşündükçe, farklı tecrübeler kazandıkça içimizi bir huzur kaplaması ve yüzümüzde bir gülümseme oluşması, bir şeyler için emek vermek, üretmek… Özetle yaşadığımız anı hissetmek. Bu bazen işinizde aldığınız bir terfi ile olur, bazen sadece kendi mayaladığınız yoğurdu yerken hissettiğiniz şeydir.

Listelere ihtiyacımız yok. Orada, tam olarak o yaşadığın anda ol, kendine bak, ne hissettiğine bak, tanımlamaya çalış, o duyguya bir isim bul. Yargılama, kıyaslama sadece fark et ve hisset. Hissettiğin her şey olabilir, hiçbir şey olmayabilir, fakat o sensin, tadını çıkar!

Nice doyasıya hissettiğimiz anlara, deneyimlere…

İlginizi çekebilir: Doğru işte mi çalışıyorsunuz: 7 soruda keşfedin

Özlem Taylan
İçimde bir yerlerde kelimeleri hiç bitmeyen o kız çocuğunu dinlemeyi öğrendiğimde anladım hayallerimi gerçekleştirmenin yolunun deneyimlemekten geçtiğini… Deneyimledikçe dünyam büyüdü, içime sığmaz oldu, kelimelere ... Devam