X

Sisu, Friluftsliv, Niksen ve daha fazlası: Kuzey ülkelerinden ilham verici yaşam felsefeleri ve mutlu yaşamın sırları

Bu aralar hiçbir şey yapmamaya ne kadar ihtiyacınız olduğunu hissediyor ama bir taraftan da ‘her saniyemi doldurmalıyım’ telaşına kapılıyor musunuz? Evde daha fazla zaman geçirmeye başladıktan sonra dışarıya daha fazla özlem duymaya başlayanlardan mısınız yoksa evde kareli battaniyesiyle mutlu mesut yaşayanlardan mı? Yılın yarısını güneş görmeyen, karanlık ve soğuk bir ilkimde geçirerek dünyanın en mutlu insanı olabilir misiniz? Peki bunu başarabilen, dünyanın en mutlu insanlarının yaşadığı Danimarka’da insanların zorlu iklim koşullarına, yılın yarısını karanlıkta geçirmelerine karşın nasıl depresyona girmediklerini merak ediyor musunuz? 

Her coğrafyanın yaşam yolculuğunu daha keyifli hale getirebilme şekli farklı. Dünyanın farklı ülkelerinin birbirinden ilginç yaşam tarzlarını Mutlu yaşam sanatı: Meraki, Pura Vida, Ubuntu ve dünyanın farklı bölgelerinden ilham veren 14 yaşam felsefesi yazımızda sizlerle paylaşmıştık. Sonrasındaysa kolektivist bir yaşam tarzının ve bireyselden çok toplumsal değerlerinin ön planda olduğu, köklerini binlerce yıllık öğretilerden alan Uzakdoğu felsefelerine Doğu’nun kadim bilgeliğinde filizlenmiş yaşam felsefeleri: Guyub, Wu-wei, İtadakimasu ve Uzakdoğu’dan ilham veren 10 yaşam felsefesi Mutlu yaşam sanatı: Meraki, Pura Vida, Ubuntu ve dünyanın farklı bölgelerinden ilham veren 14 yaşam felsefesi yazımızda yer vermiştik. 

Bu yazımızda ise rotamızı bu kez batıya çevirerek doğuya göre daha fazla bireyselliğin ön plana çıktığı, zorlayıcı yaşam koşullarına rağmen sağlıklı, mutlu ve huzurlu yaşama alışkanlıklarını odağına alan kuzey ülkelerinin sakin, doğal ve huzurlu yaşam biçimiyle şekillenen, birbirinden ilham verici yaşam felsefelerine göz atacağız. 

Friluftsliv – Norveç

Tüm zamanımızı evde, bilgisayar karşısında çalışarak geçirdiğimiz şu günlerde hemen hemen hepimizin her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğu bir yaşam tarzını yansıtan Friluftsliv kısaca, ‘açık hava yaşamı’ olarak açıklanabilir. Dünyanın en soğuk ülkelerinden biri olan Norveç’in buz gibi iklimine rağmen bu coğrafyada yaşayan insanların yaşamlarının ayrılmaz bir parçası olan Friluftsliv tarzı yaşam, ‘Kötü hava yoktur, yanlış kıyafet vardır!’ söylemini doğrular nitelikte.

Friluftsliv felsefesini kendi hayatınızda nasıl uygulayabilirsiniz?

Friluftsliv felsefesinin nihai amacı aslında her şeyden çok temiz hava almak. Dolayısıyla ister bisiklet sürün, isterseniz bir parkta oturup hiçbir şey yapmadan oturun, kitap okuyun, fotoğraf çekin… Yaptığınız aktiviteden bağımsız, günün büyük bir kısmını elinizden geldiğince açık havada geçirmeye çalışın. Pandemi döneminde dışarı çıkmak endişe verici olsa da, mümkünse kalabalık olmayan yeşil alanlara giderek açık hava yürüyüşü yapmayı; sabahın erken, akşamın geç saatlerinde, sokaklar görece daha tenhayken dışarıda vakit geçirmeyi alışkanlık haline getirmeyi unutmayın.

Hygge – Danimarka 

Akşam işten çıkıp sıcacık evinize geldiğinizde üstünüzdeki tüm kıyafetlerle birlikte günün yorgunluğunu bir kenara bırakıp, yumuşacık pijamalarınızı giydikten sonra; en sevdiğiniz bitki çayının kokusu tüm evi sararken, yumuşacık bir battaniyenin altında film izlemenin keyfini tek bir kelimeyle anlatmak isteseniz, o kelime hiç şüphesiz Hygge olurdu. Sevdiklerinizle ya da tek başınıza ‘kendini evde hissetmenin’ verdiği o rahat, huzurlu, sıcacık duyguyu anlatan Hygge felsefesi, aslında fiziksel bir rahatlama ve huzur halinden çok ruhen, bedenen ve zihnen keyifli ve sıcacık bir moda bürünmeyi temsil ediyor. Loş ışıklar, muhteşem kokularıyla ağır ağır yanan mumlar, aileyle ya da yakın arkadaşlarla bir arada olmak, tarçın kokan bir dilim kek, bir fincan sıcak çikolata eşliğinde yapılan keyifli bir sohbet… Danimarkalılar soğuk ve sert geçen kış günlerine, 17 saate kadar sürebilen karanlığa inat, evde huzurlu ve sıcak bir atmosfer yaratmanın sırrını bulmuş gibi.

Hygge felsefesini kendi hayatınızda nasıl uygulayabilirsiniz?

Hygge felsefesi, hayatımıza yapacağımız küçücük dokunuşların, koşullar ne kadar zorlayıcı olursa olsun kendimizi iyi hissetmemize yardımcı olabileceğini öğütlüyor. Dostlarınızla ya da ailenizle yapacağınız sıcacık bir sohbet, keyifli yenen bir akşam yemeği ya da en sevdiğiniz kitapla kanepede dinlenirken günün tüm stresinden ve yoğunluğundan uzaklaşarak Hygge’yi hayatınıza dahil edebilirsiniz. 

Mum ya da tütsü yakmak, lezzetli yemekler hazırlayıp arkadaşlarınızı evinize davet etmek, akşamları en azından bir saatinizi rahatlamaya ve dinlenmeye ayırmak, telefonunuzu kenara kaldırarak meditasyon yapmak, sıcacık battaniyenize sarılıp kitap okumak ya da film izlemek gibi alışkanlıkları hayatınıza dahil etmek, Hygge felsefesini yaşamınıza uygulamanıza yardımcı olacaktır.

İlginizi çekebilir: Mutluluk sanatı hygge ruhunu iliklerinizde hissetmenizi sağlayacak öneriler

Sisu – Finlandiya

Yaşamda karşılaşılan zorluklar ve olumsuz koşullarla, cesaret ve sabırla baş etmeyi öğütleyen Sisu felsefesi, psikolojik dayanıklılık kazanmanıza ve olumsuzluklar karşısındaki bakış açınızı dönüştürmenize yardımcı olabilecek bir yaşam felsefesi. Sisu, kelime anlamı olarak ‘iç, içerisi’ anlamına geliyor. Felsefi olaraksa cesareti, içten gelen gücü ve kararlılığı temsil ediyor.

Sisu, uzun vadeli hedefler yerine kısa vadeli, şimdiki anda gerçekleştirmeyi istediğimiz hedeflere odaklanıyor. Sisu felsefesi, zorluklar karşısında potansiyelinizi en iyi şekilde kullanmanızı ve cesaretle adım atabilmeniz için gerekli olan itici gücü ve ilhamı bulmanızı, problemlerinizi evrensel ahlak ve etik değerlere bağlı kalarak çözümleyebilmenizi  öğütlüyor.

Sisu felsefesini kendi hayatınızda nasıl uygulayabilirsiniz?

Kararlığınızı ve değerlerinize olan bağlığınızı sürdürerek değişim için cesaretle adım atabilmenizi öğütleyen Sisu, bireysel farkındalığınızı ve aldığınız kararlarla yaşamınızı amaçlarınız doğrultusunda şekillendirmenizi sağlıyor.

Finlandiya yaşam tarzının büyük bir bölümü Sisu felsefesini temel alıyor. Sisu, hava koşulları ne kadar zorlayıcı olursa olsun bir şekilde doğayla bağlantıda kalmanın, kendimizle baş başa kalabileceğimiz ‘ben zamanları’ yaratmanın, hayatımızda sessizliğe ve sakinliğe yer açmanın içimize dönmemize yardımcı olacağını ve içimizdeki gücü keşfetmemizi sağlayacağını söylüyor. Dolayısıyla dış koşullara bağlı kalmaksızın her durumun tadını çıkarmaya, teknolojiden uzaklaşarak doğayla olan bağlantınızı güçlendirecek açık hava aktiviteleri yapmaya, sessizlik ve yalnızlığın içinize dönmenizi kolaylaştıran etkisine odaklanarak Sisu felsefesiyle içsel olarak çok daha güçlü hissettiğiniz bir yaşam sürdürebilmeniz mümkün.

Gezelligheid – Hollanda

Türkçe’ye ya da diğer dillere tam anlamıyla çevrilebilmesi pek mümkün olmayan gezelligheid kelimesi Hollanda dilinde psikolojik olarak iyi olma durumunu yansıtan bir kelime. Danimarkalıların Hygge felsefesine çok yakın olan Gezelligheid, bir yaşam tarzı olarak da sessizce kitap okumak, yatakta film izlemek, sıcak bir bitki çayı demlemek gibi çoğu zaman önemsemediğimiz, küçücük aktivitelerin iyi hissetmemizin en önemli bileşenleri olduklarını söylüyor.

Gezellig felsefesini kendi hayatınızda nasıl uygulayabilirsiniz?

Gezellig felsefesi doğası gereği çaba gerektirmeyen, kolay, zevkli, kendinizi mümkün olabildiğince rahat hissettiğiniz aktiviteler yapmanızı öneriyor. Bu nedenle de bu felsefeyi yaşamınıza uygulamak için ilk yapmanız gereken şey, yaparken kendinizi en iyi hissettiğiniz aktiviteleri keşfetmek. Kamp yapmak, arkadaşlarınızı eve davet etmek, yemek yapmak, kitap okumak, seyahat etmek gibi zorlayıcılığı kişiden kişiye değişebilen aktivitelerden size kendinizi en rahat ve huzurlu hissettireni bulduktan sonra, bu aktiviteyi mümkün olabildiğince hayatınıza dahil etmek için kendinize zaman yaratmayı deneyebilirsiniz.

Lagom – İsveç

‘Ne çok az ne çok fazla; olması gerektiği kadar.’ cümlesiyle en yalın ve en kapsayıcı şekilde özetlenebilecek Lagom felsefesi gösterişten uzak, ihtiyaç duyduklarımızdan daha fazlasından arındırılmış, sade ve mütevazi bir yaşam tarzını öğitlüyor. Evde daha fazla boş alan yaratmak için sürdürülebilir bir yaşama geçmeyi ve gereksiz eşyalardan kurtulmayı odağına alan Lagom, İsveç kültürünün maddi ve manevi olarak dengeli, kararında ve sade yaşam tarzını yansıtan, sadeleşmeyi ve sürdürülebilirliği odağına alan bir yaşam felsefesi.

Lagom felsefesini kendi hayatınızda nasıl uygulayabilirsiniz?

Evinizdeki eşyaları gözden geçirmek için bir gününüzü ayırdığınızda, ne kadar fazla kullanmadığınız eşya olduğunu, her şeyin bir yedeğinin bulunduğunu, yıllardır giymediğiniz halde dolabınızda bekleyen onlarca kıyafetiniz olduğunu görmeniz olası. Sadece eşya anlamında değil yapılacaklar listenizdeki uzayıp giden işler, sevdiklerinizle geçireceğiniz zamanlardan çalan uzun mesailer, kısacası hayatınızı domine eden, fazla olduğunu hissettiğiniz tüm ‘aşırılıklar’ dengeli bir yaşam sürdürmenize engel olabilir. Lagom felsefesine uygun, dengeli bir yaşam sürdürmek için kullanmadığınız tüm eşyaları evinizden uzaklaştırarak kendinize alan yaratmayı, zamanınızın büyük çoğunluğunu tüketen iş yoğunluğunuzu azaltmayı, molalar vererek yorulma ve dinlenme sürelerinizi dengelemeyi deneyebilirsiniz. 

Lykke – Danimarka

Her koşulda mutlu olmayı bilen Danimarkalıların bir başka yaşam felsefesi olan Lykke, kelimenin tam anlamıyla ‘mutluluk’ demek. Dünyanın en mutlu insanları olarak bilinen Danimarkalılar, sadece kendilerini mutlu edecek aktiviteler yapmaya değil aynı zamanda mutluluk duygusunu iliklerine kadar hissedebilecekleri ve mutluluk üzerine düşünebilecekler zaman dilimleri yaratmaya da önem veriyorlar. Dolayısıyla Lykke aslında sadece mutlu olmayı değil, mutluluğu fark etmeyi, özümsemeyi ve içselleştirebilmeyi odağına alan bir yaşam felsefesi.

Lykke felsefesini kendi hayatınızda nasıl uygulayabilirsiniz?

Lykke’ye göre mutluluğun en önemli koşullarından biri dengeli bir yaşam. Yaşamdaki dengeyi sağlayabilmenin ilk koşulu olaraksa yaşadığımız yerin, yani evimizin dengeli, sade ve düzenli olduğundan emin olmamız gerekiyor. Sade ve dengeli tasarımların kişilerin mutluluğu üzerinde doğrudan bir etkisi olduğunu savunan Lykke’de renklerin de mutluluğumuz ve psikolojimiz üzerinde oldukça önemli etkilerinin olduğuna inanılıyor.

Danimarkalılar için ‘dağınık bir oda aynı zamanda dağınık bir zihin’ demek. Bu nedenle zihinde mutluluk için alan yaratmanın formülü, çevremizdeki dağınıklıkları toparlamak ve fiziksel alanda da boşluk yaratmaktan geçiyor.  Lykke, evdeki dikkat dağıtabilme potansiyeli olan eşyalardan, özellikle elektronik eşyalardan mümkün olabildiğince uzak yaşamamız gerektiğini söylüyor. Evdeki eşyaların seçiminde bize yarar getirip getirmemesinden çok, o eşyaların bizi ne kadar mutlu ettiklerine odaklanarak seçim yapmak da Lykke felsefesinin olmazsa olmaz kurallarından biri.

Niksen – Hollanda

Hiçbir şey yapmadan duramamaktan, boş kaldığınızda kendinizi rahatsız, mutsuz ve suçlu hissetmekten şikayetçiyseniz sizi Hollandalıların ‘hiçbir şey yapmama sanatı’ olarak adlandırdıkları Niksen ile tanıştıralım. Hollanda dilinde tembellik, üretken olamama gibi anlamları olan niksen kelimesi, modern dünyanın koşuşturma içinde geçen ve her saniyesi planlanmış döngüsünde çoktan negatif anlamlarından uzaklaşarak ‘ihtiyaç’ kategorisine girmiş ve bir yaşam tarzına dönüşmüş durumda. Hiçbir şey yapmadan, hiçbir şey düşünmeden, hiçbir çaba ve efor sarf etmeden, dikkatinizi odaklamanız gerekmeden; sadece bulunduğunuz yerde, bulunduğunuz anda ‘olmayı’ anlatan Niksen felsefesi, biraz durmak, zihnimizi rahatlatmak ve günün tüm koşuşturmasından sıyrılmak için kullanılabilecek bir rahatlama şekli.

Niksen felsefesini kendi hayatınızda nasıl uygulayabilirsiniz?

‘Hayata mola vermek.’ sizin için ne anlam ifade ediyorsa, o anlama uygun bir şey yaptığınızda ya da ‘hiçbir şey’ yapmadığınızda Niksen felsefesini hayatınıza uygulamış olacaksınız. Üretkenliği artıran, stres ve endişeden uzaklaşmamızı sağlayan Niksen, meditasyon, yoga, mindfulness gibi uygulamalardan farklı olarak herhangi bir şeye odaklanmayı içermediği için sadece yaşamın temposundan uzaklaşmanız yeterli olacaktır. Buna yatağa uzanıp, saatlerce bomboş tavana bakmak da dahil 🙂

İlginizi çekebilir: Hiçbir şey yapmama sanatı: Hollandalıların “niksen” felsefesi ile tanışın

Pyt – Danimarka

Danimarkalıların en az mutluluğu artırmak ve huzurlu anları çoğaltmak kadar iyi bildiği bir başka şey de hiçbir şeyi kafaya takmamak. Stresle başa çıkmak için sağlıklı düşünme yöntemleri geliştirmeyi odağına alan Pyt felsefesi, Danimarka kültürüne yerleşmiş ve yaşam tarzına dönüşmüş muhteşem bir başa çıkma stratejisi. Herhangi bir zorluk, hayal kırıklığı ya da hata karşısında ‘endişelenme’, ‘her şey yolunda, ‘sıkıntı yok’ gibi anlamlarda kullanılan Pyt kavramı özünde kabul etmeyi ve her şeye sıfırdan başlanabileceğini, olumsuz durumlara aşırılık içeren tepkiler vermek yerine geri adım atmayı ve yeniden odaklanmayı öğütlüyor.

Pyt felsefesini kendi hayatınızda nasıl uygulayabilirsiniz?

Pyt aslında hem kendinizi hem de çevrenizdekileri günlük yaşamda her zaman karşılaşılan küçük problemlerle, günlük sıkıntılarla, hayal kırıklıklarıyla boğmak yerine bembeyaz bir sayfa açarak her şeye sıfırdan başlamayı teşvik eden bir yaşam felsefesi. Pyt’i hayatınıza dahil etmenin en önemli adımı, insanın hata yapabileceği gerçeğini kabul etmekten geçiyor. Hiçbirimiz mükemmel değiliz ve hedeflerimize ulaşmaya çalışırken hatalar yapabiliyor, hayal kırıklıklarına uğrayabiliyor, kendimizi suçlayıp çok küçük şeylere takılıp kalabiliyoruz. Hatalarımıza, eksikliklerimize, yapamadıklarımıza odaklanmak, ilerlemek yerine yerimizde saymamıza neden olabiliyor. Bunun yerine hata yapmanın insan olmanın doğal bir sonucu olduğunu, geri dönüşü olmayan neredeyse hiçbir hata olmadığını, sıfırdan başlamanın mümkün olduğunu her zaman aklınızın bir köşesinde bulundurun.

Daha fazlası için: Dünyanın farklı bölgelerinden ilham veren yaşam felsefeleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale