X

Sıfır atık rehberi 6: Kişisel bakım

Plastik atıkları hayatımızdan çıkararak daha çevreci ve sağlıklı bir düzen oturtmaya çalışırken, küçük değişiklikler ile en büyük etkiyi yaratmak adına en sık kullandığımız materyalleri gözden geçirmemiz gerekiyor. Evimizde en fazla paketli ve kimyasal içerikli ürün bulunan yerlerin başında ise banyolarımız geliyor. Evin genel temizliğinde kullandığımız ürünleri daha çevreci, ekonomik ve sağlıklı alternatifleri ile değiştirmiştik. Ya kişisel temizliğimiz? Duş jeli, şampuan, saç kremi, vücut peelingi, yüz yıkama köpüğü, toniği, losyonu, kremi derken banyo dolapları plastik ambalajlı kimyasal ürünler ile dolup taşıyor. Atıksız yaşam yolculuğumuzda kişisel bakım ürünlerimize de el atmanın vakti gelmedi mi?

Kendi adıma konuşmam gerekirse, sıfır atık için uyguladığım tüm değişiklikler içinde en çok kişisel bakım ürünlerimi düzenlerken keyif aldım! Cilt tipime ve cildimin ihtiyaçlarına göre bakım yağları seçmek, değişik tarifler denemek, mis kokulu el yapımı sabunların arasında seçim yapmaya çalışmak çok eğlenceliydi. Tüm bu süreç boyunca da vücudumun verdiği tepkileri gözlemleyip kendime en uygun malzemeleri ona göre seçtim. Bu işte tek bir doğru, en iyi tarif diye bir şey yok. Vücudunuz sizden ne istiyorsa, en iyi tarif o!

Ağız bakımı

Kişisel bakım için ayrıca bir uygulama yapmayan insanlar bile günde en az iki kez dişlerini fırçalıyor. Dolayısıyla diş macunu, diş fırçası ve ağız çalkalama suyu gibi gereçler banyolarda en sık kullandığımız kişisel temizlik ürünleri. Peki, yılda 4,7 milyar plastik diş fırçasının çöpe atıldığını, diş macunlarının beyazlatma ve plakları aşındırma etkisi kazanması için içine mikroplastikler eklendiğini biliyor muydunuz? Ağız bakımı rutinimizi atıksız hale getirmek bu sebeple çok önemli.

İşe diş fırçamızı bambu fırça ile değiştirmekle başlayalım. Bambu fırçaların sadece fırça kısmı sentetik malzemedir, sapı tamamen ahşaptır ve kompost edilebilir. Diş macununu ve ağız çalkalama suyunu ise kendiniz yapabilirsiniz.

El yapımı diş macunu: Çok büyük olmayan bir kavanozu yarısına kadar hindistan cevizi yağı ile doldurun. Kullandığınız Hindistan cevizi yağının yarısı kadar (4 kaşık yağ ise 2 kaşık) karbonat ekleyin. Kremsi bir kıvama gelene kadar karıştırın. Nane ve portakal gibi güzel kokulu bir esansiyel yağ da ekleyebilirsiniz (15-20 damla esansiyel yağ yeterli olacaktır).

Bu küçük kavanoz diş fırçalama sıklığına göre 8-10 ay yetiyor. Hassas diş etleriniz varsa hindistan cevizi yağının yarısı değil çeyreği kadar (4 kaşık yağ için 1 kaşık) karbonat kullanın.

El yapımı gargara: Cam bir şişeyi üzerinde boşluk kalacak şekilde içme suyu ile doldurun. 1 tatlı kaşığı karbonat ekleyin. Hoş kokulu olsun isterseniz de 3-5 damla esansiyel yağ damlatın. Şişeyi çalkalayıp kullanabilirsiniz. 

Saç ve vücut bakımı

Üniversitede, hayatı boyunca hiç şampuan kullanmamış, saçlarını ve vücudunu sadece sabun ile yıkayan bir arkadaşım vardı. Saçları nasıl parlak, nasıl yumuşaktı anlatamam. Ben de denemek istedim ve aktardan zeytinyağı sabun aldım. Sonuç: Facia! Saçlarım o kadar sertleşti ki tarak bile girmedi. Hemen yeniden, bu sefer şampuan ve bol saç kremi ile saçlarımı düzelttim ve bir daha da doğal sabuna elimi sürmedim.

Çok moral verici ve ikna edici bir hikaye, değil mi? 

Ne yazık ki işin gerçeği bu; duş jeline alışmış bir cilt ve şampuana alışmış bir saç kolay kolay böyle bir değişime adapte olamıyor. Zaman, sabır ve ekstra özen göstermek gerekiyor. Saf zeytinyağı sabunu saçı da cildi de fazlasıyla kurutur ancak bu sabunların çok sayıda çeşitleri var. Sabun satan dükkanlara bir uğrayıp çeşitleri hakkında bilgi alabilir, cilt tipinize en uygun olanları belirleyebilir ve kokularıyla mest olabilirsiniz. İstanbul’da doğal sabun bakmak için Kapalıçarşı’yı öneririm, her boyut ve her çeşit sabunu bulabilirsiniz.

Ben saçım için henüz bir gelişme kaydedemedim maalesef, şampuandan kurtulamadım, ancak vücut temizliğimde duş jelleri ve body scrub’ları geride bırakıp sabuna geçiş yapmayı başardım. Argan sabunu cildimi diğer sabunlar kadar kurutmadı, bu sebeple adaptasyon sürecini kolaylaştırdı. Yine de banyo sonrası yoğun bir nemlendirmeye ihtiyaç duyuyorum, bunun için de shea, badem ve hindistan cevizi yağlarını karıştırıp uyguluyorum. İnternette pek çok ev yapımı vücut kremi tarifi bulabilirsiniz, benim cildime en iyi gelen ürünler bunlar oldu. Body scrub yerine de filtre kahvenizin telvesini kullanabilir, tuz ve şeker içeren peeling tarifleri yapmayı deneyebilir veya kuru fırça yapabilirsiniz.

Şampuanı henüz bırakamamış olsam da saç kremini bıraktım, artık satın almıyorum. Şampuan da tek başına kullanıldığında saçı kurutuyor, ben bunun çözümünü argan ve Hindistan cevizi yağları ile saçlarımı nemlendirerek buldum. Saçlarımı duruladıktan sonra da yarım çay bardağı elma sirkesi ile bir tas (ya da maşrapa) dolusu su karışımı ile son bir kez duruluyorum. Sirke, çamaşır yumuşatıcısı olduğu gibi saçları yumuşatmada da başarılı. Yaza doğru da artık şu şampuan işini çözmeyi hedefliyorum.

Cilt bakımı

Yüzümüzdeki deri daha ince, daha fazla dış etkene maruz kalıyor, dolayısıyla da daha özenli bir bakıma ihtiyaç duyuyor. Yüz temizliği için sabun dükkanındaki çalışanlar bana üç çeşit sabun önerdi; karma ve geniş gözenekli cilt için karbonlu, yağlı ve akneye meyilli cilt için kükürtlü, normal ve kuru ciltler için arganlı sabun. Benim cildim normalden karmaya dönük, bu nedenle karbon ve argan sabunlarını, ayrıca da kokusu hoşuma gittiği için yeşil çaylı ile tonik olarak gül suyu kullanmaya başladığım için güllü sabunu denedim. Argan ve yeşil çay sabunları cildime en iyi gelenler oldu.

Her cilt tipine ve cilt sorununa yönelik el yapımı nemlendirici, tonik ve maske tarifi mevcut. İnternette biraz araştırma yaparak harika tarifler bulabilirsiniz.

Araştırmaya Uplifers – Style Up’tan başlayın derim! Şu içeriklere bir göz atın: Evde güvenle hazırlayabileceğiniz doğal nemlendirici tarifleriCildinize ışıltı katacak 7 ev yapımı cilt bakım maskesiEvde güvenle hazırlayabileceğiniz doğal nemlendirici tarifleri, , Doğal malzemelerle hazırlayabileceğiniz kişisel bakım ürünleriEvde cilt bakımının en etkili yolu: Doğal yağlarDoğal malzemelerle hazırlayabileceğiniz kişisel bakım ürünleri, 

Ben nemlendirici olarak, iki damla kuşburnu çekirdeği yağı veya üzüm çekirdeği yağını, bir damla sarı kantaron yağı ve aloe vera jeli ile karıştırıp kullanıyorum. Küçük botanik balkonumda birden fazla aloe vera bitkim var, dolayısıyla jelini elde etmem zor olmuyor. Diğer malzemeleri de aktarlarda kolayca buluyorum.

Makyaj temizlemek için sizinle, bir blogger’dan öğrendiğin harika bir tarifi paylaşayım:

Kaynak: Utku Yılmaz

Çift fazlı makyaj temizleyici: 1 ölçek zeytinyağı, 2 ölçek gül suyunu cam bir şişeye koyup karıştırın. Yağ üstte, gül suyu altta kalacak ve iki faz oluşturacaklar, bu nedenle kullanmadan önce iyice çalkalayın. Bir pamuk veya pamuklu mendil yardımıyla ya da doğrudan parmaklarınızla uygulayabilirsiniz.

Özel gün bakımı

Adet dönemlerimizde kullandığımız pedlerin ve tamponların akıbetini hiç düşündünüz mü? Geri dönüştürülemiyorlar, doğada yok olmuyorlar, pet şişeler ve plastik kaplarla birlikte okyanusa dökülerek ortadan kaldırılan atıkların arasında yer alıyorlar. Genital bölgede tahrişe ve mantar enfeksiyonu gibi pek çok hastalığa sebep olmaları da cabası. Atıksız bir regl dönemi geçirmek ise mümkün! Bunun için edinebileceğiniz iki harika ürün var…

  • Menstrual kaplar
  • Yıkanabilir pamuklu pedler

Menstrual kaplar tampon yerine, yıkanabilir pedler de tek kullanımlık pedler yerine kullanılıyor. Menstrual kapları kullananlar çok rahat olduğunu, sızdırmadığını ve hareketi kısıtlamadığını söylüyorlar. Bir menstrual kap 6-10 yıl boyunca kullanılabiliyor, yani uzun vadede hem ekonomik hem de atık oluşturmayan bir çözüm.

Yıkanabilir pedler de pamuklu oluşu ile daha sağlıklı ve plastiksiz bir alternatif. Pek çok yerli girişimci tarafından da üretimi mevcut, yani her boyut ve her desenden yıkanabilir pedleri Türk üreticilerden çok rahat temin edebilirsiniz. Kullanılmış pedi bir süre suda beklettikten sonra çamaşır makinesinde yıkayarak temizleyebilir ve tekrar tekrar yıllarca kullanabilirsiniz.

Kaynak: Emine Akar

İstenmeyen tüylerden kurtulmanın atıksız yolları

Tüyleri atıktan sayamayız, çünkü tıpkı saç ve tırnak gibi tüyler de kompost edilebiliyorlar. Ancak tüylerden kurtulmak için kullandığımız malzemeler atıkların önemli kısmını oluşturuyorlar. Özellikle tıraş olurken kullanılan tek kullanımlık tıraş bıçakları, tıraş köpüğü şişeleri, ağda bantları ve tüy dökücü krem ambalajları doğada kaybolmayan çöpler haline geliyorlar. Bu ürünleri de atıksız veya doğal formları ile değiştirerek kişisel bakımımızı tamamen atıksız hale getirebiliriz.

Bunun için önerim, ağda ya da krem kullanmak yerine şarjlı epilasyon aletleri veya lazer epilasyon uygulamalarını tercih etmeniz olacaktır. Tıraş bıçağı kullananlar ve sakal tıraşı olan erkek okuyucularımız için de tek kullanımlık plastik bıçaklar yerine paslanmaz çelikten uzun yıllar kullanılabilen tıraş bıçakları edinmelerini öneririm. Yüz için de şarjlı tıraş makineleri var, bu da tercih edilebilir.

Atıksız yaşamak için kişisel bakımımızdan ödün vermek zorunda değiliz. Çevreye zarar vermeyen alternatif ürünlere yönelerek hem sağlıklı hem de atıksız bir güzellik rutini oluşturmak mümkün. Biraz araştırma ile biraz da vücudumuzun isteklerine kulak vererek ihtiyaçlarımıza en uygun olacak yöntemleri ve malzemeleri belirleyip uygulamaya başlayalım. Kendinizi çok daha temiz ve sağlıklı hissedeceksiniz.

Hepinize atıksız günler dilerim…

 

Kaynaklar: 
Kentte Ekolojik Hayat
Trash Is For Tossers
Blue Ollis
Atıksız Ev
Mnelam: Yıkanabilir Bebek Bezi ve Kadın Pedi by Emine Akar

İlginizi çekebilir: Sıfır Atık Rehberi 5: Kompost hakkında her şey

Çağla Lotinac Akman: Galatasaray ve UPS spor kulüplerinde 12 yılını verdiği voleybol kariyerine, bilim insanı olma isteğiyle son vermiştir. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde Moleküler Biyoloji Genetik ve Biyoteknoloji alanında yüksek lisans yapmaktadır. Toplum Gönüllüleri Vakfı'nda aktif olarak gönüllü faaliyetlere katılmaktadır. 3 yıl önce İstanbul'dan koşar adım kaçan ailesi ile birlikte Muğla'nın bir köyünde yaşamaktadır. İstanbul'dan köye taşınması ile birlikte doğal yaşama adapte olduktan sonra üniversite için İstanbul'a geri gelmesiyle neye uğradığını şaşırmış, köydeki düzenini devam ettirmek istemiş ve Sıfır Atık hayat tarzıyla tanışmıştır. Yazılarında da Sıfır Atık ve Çevre Kirliliği konularına sıkça yer vererek bu konularda farkındalık yaratmayı hedeflemektedir.

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale