X

Sevgili “bilinçaltım” söyle bana bu dünyada seninle başaramayacağım ne var?

Hiç fark etmeyiz değil mi, biz sokakta yürürüz ve sevgili kalbimiz atmaya devam eder. Her şey olması gerektiği gibidir, denge halinde, sağlık halinde. Biz “bilinçli” olarak, ‘kalbim atsın, nefes almalıyım evet şimdi ciğerlerim genişliyor’ diye düşünmeyiz, bu kendiliğinden olması gerektiği gibi “bilinçsizce” yani bilinç dışı bir gücün mükemmel şekilde işleyişi ile gerçekleşivermektedir. Sonra heyecanlanırız örneğin kan basıncımız artabilir, koşarız, yoruluruz veya birden hastalanabiliriz, denge bozulmuş olur ama yine kurulur, iyileşebiliriz. Ve tüm bunlar olurken bizi taşıyan, hayatımızın devam etmesini sağlayan ve bize “bilincimiz” dışında yani farkındalığımızdan çok öte bir şekilde eşlik etmekte olan “bilinçaltımız” vardır.

Peki nedir bilinç dışı olan? Bilinç dışı demek; bizlerin aklımızla, anlık düşüncelerimiz ile ve verdiğimiz komutlar ile kontrol edemediğimiz her şey demektir. Açıkça; düşünmek, mantık ve bilgi içeriğine sığmayan her şey. Genel olarak psikoloji çalışmalarında dikkat çekilen bir alandır bu “bilinçaltı”. Bugüne kadar belki çok dikkatimizi çekmemiş olabilir ama aynı zamanda öyle güçlü bir araçtır ki, bu yazımda sizlerle çok daha derinlerine bakacağımız muhteşem bir “başarma” aracıdır da aynı zamanda. Veya bizler yine bilinçsizce kullandığımızda muhteşem bir “başaramama” aracına da dönüşebilir…

Bilinçaltımıza yerleşmiş olan temel inançlar hayatımızı ne yönde etkiler?

Bazı bilinçaltı inançlarımız vardır örneğin çocukluğumuzda yaptığımız “gözlemler” ile karar vermiş olduğumuz, “hak etmek” bir örnek olabilir. Eğer hayatta bolluk, bereket ve para kavramını hak etmediğimiz yönünde farkında olmadığımız bilincimiz dışında kalan bir inancımız var ise, bilinçaltımız bunu bize tam anlamıyla yaşatmak için çalışır, çünkü “iyi” veya “kötü” ayrımı yoktur. Tam olarak “hak etmemek” ile karşılaşırız, kazandığımız parayı kaybedebiliriz, kazançlarımız azalabilir veya var olan borçlarımız giderek daha da büyüyor olur. Peki bunun tam tersi de mümkün mü? Biz bilinçaltımızda var olan bu inancı “bolluk” kavramı ile değiştirebilecek olursak, bu sefer karşılaşacağımız akış bilinçaltımızın muhteşem işlevselliğinin bir yansıması olarak hayatımızda bollaşacak olan para veya kazançlarımız olarak bize geri döner.

Fakat bu kadar kolay ise neden bugün sadece bilinçaltımızı kullanarak tüm bunları elde edememiş durumdayız? Çünkü bu süreç gerçek bir emek istemektedir, bilinçaltımıza yerleşmiş olan temel inançlar özellikle en fazla yara alabileceğimiz alanlar olan ilişkilerimizde, uzun dönemli çalışmaları, yerleşik olan inançların değiştirilmesini ve farklılaştırılmasını gerektirmektedir.

Sevgili Joseph Murphy “Bilinçaltının Gücü” isimli değerli eserinde bilinçaltımızın bizim için nasıl çalışacağını detaylıca açıklamıştır;

“…Öncelikle bilinçaltınızın her zaman çalıştığını anlamalısınız. Siz farkında olun yada olmayın, o gece gündüz faaldir. Bilinçaltınız, vücudunuzun inşaatçısıdır; ancak siz bu sessiz içsel süreci bilinçli olarak algılayamaz ve duyamazsınız.

…Unutmayın, tıpkı suyun içinde aktığı borunun şeklini alması gibi, hayat prensibi de sizin içinizde düşüncelerinizin doğasına göre akar. Bilinçaltınızdaki iyileştirici varlığın içinizde uyum, sağlık, huzur, keyif ve bolluk olarak aktığını bilin. Bunu canlı bir zeka, harika bir yol arkadaşı olarak düşünün. İçinizde sizi canlandırarak, zenginleştirerek, size ilham vererek aktığına inanın. Size bu şekilde karşılık verecektir. Neye inanırsanız onu yaşarsınız.

…Kendinizi fiziksel ve zihinsel olarak rahatsız hissettiğinizde, yapabileceğiniz en iyi şey kendinizi serbest bırakmak, gevşemek ve düşünce süreçlerinizin tekerleklerini durdurmaktır. Bilinçaltınızla konuşun. Ona huzuru, uyumu ve ilahi düzeni benimsemesini söyleyin. Vücudunuzun bütün fonksiyonlarının yeniden normale döndüğünü göreceksiniz…”

Şimdi soralım eğer bilinçaltımız tüm bunları yapabilmemizi sağlayacaksa o halde herhangi bir hayali gerçekleştirebilmek veya hayal ettiğimiz bir şeyi hayatımızda tezahür ettirebilmek çok mu kolay?

Bilinçaltı bilgimize göre evet bu oldukça olasılıklı bir durum fakat bunun önünde duran gerçek yine bizim içimizde saklı olan bilinçaltı gücümüz. Bu öyle bir süreç ki bilmeden kendimizin önüne koyduğumuz kocaman sınırları, duvarları, “yapamazsın”ları, “mümkün değil”leri, “asla gerçek olamaz”ları veya tam tersi hani ana haber bültenlerine konu olacak kadar “büyük” başarıları, “imkansızı gerçek yaptı”ları veya kimseyi dinlemedim sadece “başarıma inandım”ları kapsayacak kadar iki sivri uca sahip bir alan…

Bunu daha yakından anlayabilmek için aslında zihnimizi bir bahçe olarak ele alabiliriz. Biz burada bahçemizin muhteşem bahçıvanları oluyoruz. Bahçemizde gün boyunca tohumlar ekiyoruz ve bunları yine karşılaştıklarımız, bahçemizde var olan toprak ve çevresel faktörlerin hepsi ile büyütmeye devam ediyoruz… İşte bu tohumlar çok geçmeden filizleniyor, büyüyor, kökleniyor ve biz ne ektiysek onları “biçiyoruz”. Bu durumda örneğin; dikenli bitkiler ekersek bir üzüm bağı elde edebilmemiz mümkün müdür? Veya papatya görmek istiyorsak kaktüs ekmiş olduğumuz bir bahçe bize o çok istediğimiz papatyaları verebilir mi? İşte bu yüzden her düşüncemiz nir neden ve her koşul ise bir sonuçtur. Bu yüzden gün boyunca ve her an “ne düşünüyorsak” bunun farkında olabilmek, kendimizce düşüncelerimizin “bahçemize ektiğimiz muhteşem tohumlar” olduğunun bilincinde olmak ve düşüncelerimizi buna göre seçmek, yönlendirmek, değiştirmek ve düzenlemek yine bizim elimizdedir…

Sevgili Joseph Murphy “Bilinçaltının Gücü” ile bakın bizleri nasıl yönlendiriyor;

“…Şimdi huzur, mutluluk, doğru eylem, iyi niyet, başarı ve refah düşünceleri ekmeye başlayın. Bu nitelikler üzerinde sessizce ve inançla düşünün. Bunları bilinç ve mantığınızla kabul edin. Bu harika düşünce tohumlarını zihninize ekmeye devam edin; muhteşem bir ekin biçeceksiniz.

Zihniniz doğru düşündüğünde, gerçeği anladığınızda, bilinçaltınızda depolanan düşünceler yapıcı, uyumlu ve huzurlu olduğunda, bilinçaltınızın sihirli gücü buna karşılık verecektir. Ortaya uyumlu koşulların, güzel bir çevrenin ve her şeyin en iyisinin çıkmasını sağlayacaktır. Düşünce süreçlerinizi kontrol etmeye başladığınızda, her türlü sorun ve zorlukta bilinçaltınızın güçlerini kullanabilirsiniz. Her şeyi yöneten sınırsız güç ve her şeye yeten yasayla bilinçli bir biçimde işbirliği yapabilirsiniz.”

İşte aslında günlük hayatımızda farkında olmadığımız bu bilinçaltı gücümüz ve düşüncelerimizi “yönlendirebilmek” kontrolü hayatımızdaki “olumsuzları”; yapamadım, başaramayacağım, yetersizim, beni bulması imkansız, çok istesem de olmayacak biliyorum, ben hep yalnızım, ben kaybeden tarafım, ben başarısızlığa mahkumum” gibi düşüncelerimizi ve bu düşüncelerimiz ile hayatımıza yansıyan “her şey bitti, ben bittim” halimizi tersine çevirmeye yetecek muhteşem bir kalkandır… Bu yüzden bugün bu yazımı okuyan sizler hayatınızda bu dakikadan itibaren muhteşem zihin bahçenize sevgi, huzur, mutluluk, uyum, başarı, aşk, bolluk, bereket ve güzel olan her şeyi “ekebilirsiniz”. Tüm bu düşüncelerin getireceği şekilde yüksek sesle “ben başarabilirim, bolluk içindeyim, seviyorum ve çok seviliyorum, hayat her zaman mucizelerle dolu, muhteşem bir sağlık halindeyim ve ben bu hayatı tam istediğim şekilde yaşıyorum” diyebilirsiniz…

Çünkü neye inanırsanız onu yaşarsınız…

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale