Sevgili “bilinçaltım” söyle bana bu dünyada seninle başaramayacağım ne var?

Hiç fark etmeyiz değil mi, biz sokakta yürürüz ve sevgili kalbimiz atmaya devam eder. Her şey olması gerektiği gibidir, denge halinde, sağlık halinde. Biz “bilinçli” olarak, ‘kalbim atsın, nefes almalıyım evet şimdi ciğerlerim genişliyor’ diye düşünmeyiz, bu kendiliğinden olması gerektiği gibi “bilinçsizce” yani bilinç dışı bir gücün mükemmel şekilde işleyişi ile gerçekleşivermektedir. Sonra heyecanlanırız örneğin kan basıncımız artabilir, koşarız, yoruluruz veya birden hastalanabiliriz, denge bozulmuş olur ama yine kurulur, iyileşebiliriz. Ve tüm bunlar olurken bizi taşıyan, hayatımızın devam etmesini sağlayan ve bize “bilincimiz” dışında yani farkındalığımızdan çok öte bir şekilde eşlik etmekte olan “bilinçaltımız” vardır.

Peki nedir bilinç dışı olan? Bilinç dışı demek; bizlerin aklımızla, anlık düşüncelerimiz ile ve verdiğimiz komutlar ile kontrol edemediğimiz her şey demektir. Açıkça; düşünmek, mantık ve bilgi içeriğine sığmayan her şey. Genel olarak psikoloji çalışmalarında dikkat çekilen bir alandır bu “bilinçaltı”. Bugüne kadar belki çok dikkatimizi çekmemiş olabilir ama aynı zamanda öyle güçlü bir araçtır ki, bu yazımda sizlerle çok daha derinlerine bakacağımız muhteşem bir “başarma” aracıdır da aynı zamanda. Veya bizler yine bilinçsizce kullandığımızda muhteşem bir “başaramama” aracına da dönüşebilir…

Bilinçaltımıza yerleşmiş olan temel inançlar hayatımızı ne yönde etkiler?

Bazı bilinçaltı inançlarımız vardır örneğin çocukluğumuzda yaptığımız “gözlemler” ile karar vermiş olduğumuz, “hak etmek” bir örnek olabilir. Eğer hayatta bolluk, bereket ve para kavramını hak etmediğimiz yönünde farkında olmadığımız bilincimiz dışında kalan bir inancımız var ise, bilinçaltımız bunu bize tam anlamıyla yaşatmak için çalışır, çünkü “iyi” veya “kötü” ayrımı yoktur. Tam olarak “hak etmemek” ile karşılaşırız, kazandığımız parayı kaybedebiliriz, kazançlarımız azalabilir veya var olan borçlarımız giderek daha da büyüyor olur. Peki bunun tam tersi de mümkün mü? Biz bilinçaltımızda var olan bu inancı “bolluk” kavramı ile değiştirebilecek olursak, bu sefer karşılaşacağımız akış bilinçaltımızın muhteşem işlevselliğinin bir yansıması olarak hayatımızda bollaşacak olan para veya kazançlarımız olarak bize geri döner.

Fakat bu kadar kolay ise neden bugün sadece bilinçaltımızı kullanarak tüm bunları elde edememiş durumdayız? Çünkü bu süreç gerçek bir emek istemektedir, bilinçaltımıza yerleşmiş olan temel inançlar özellikle en fazla yara alabileceğimiz alanlar olan ilişkilerimizde, uzun dönemli çalışmaları, yerleşik olan inançların değiştirilmesini ve farklılaştırılmasını gerektirmektedir.

Sevgili Joseph Murphy “Bilinçaltının Gücü” isimli değerli eserinde bilinçaltımızın bizim için nasıl çalışacağını detaylıca açıklamıştır;

“…Öncelikle bilinçaltınızın her zaman çalıştığını anlamalısınız. Siz farkında olun yada olmayın, o gece gündüz faaldir. Bilinçaltınız, vücudunuzun inşaatçısıdır; ancak siz bu sessiz içsel süreci bilinçli olarak algılayamaz ve duyamazsınız.

…Unutmayın, tıpkı suyun içinde aktığı borunun şeklini alması gibi, hayat prensibi de sizin içinizde düşüncelerinizin doğasına göre akar. Bilinçaltınızdaki iyileştirici varlığın içinizde uyum, sağlık, huzur, keyif ve bolluk olarak aktığını bilin. Bunu canlı bir zeka, harika bir yol arkadaşı olarak düşünün. İçinizde sizi canlandırarak, zenginleştirerek, size ilham vererek aktığına inanın. Size bu şekilde karşılık verecektir. Neye inanırsanız onu yaşarsınız.

…Kendinizi fiziksel ve zihinsel olarak rahatsız hissettiğinizde, yapabileceğiniz en iyi şey kendinizi serbest bırakmak, gevşemek ve düşünce süreçlerinizin tekerleklerini durdurmaktır. Bilinçaltınızla konuşun. Ona huzuru, uyumu ve ilahi düzeni benimsemesini söyleyin. Vücudunuzun bütün fonksiyonlarının yeniden normale döndüğünü göreceksiniz…”

Şimdi soralım eğer bilinçaltımız tüm bunları yapabilmemizi sağlayacaksa o halde herhangi bir hayali gerçekleştirebilmek veya hayal ettiğimiz bir şeyi hayatımızda tezahür ettirebilmek çok mu kolay?

Bilinçaltı bilgimize göre evet bu oldukça olasılıklı bir durum fakat bunun önünde duran gerçek yine bizim içimizde saklı olan bilinçaltı gücümüz. Bu öyle bir süreç ki bilmeden kendimizin önüne koyduğumuz kocaman sınırları, duvarları, “yapamazsın”ları, “mümkün değil”leri, “asla gerçek olamaz”ları veya tam tersi hani ana haber bültenlerine konu olacak kadar “büyük” başarıları, “imkansızı gerçek yaptı”ları veya kimseyi dinlemedim sadece “başarıma inandım”ları kapsayacak kadar iki sivri uca sahip bir alan…

Bunu daha yakından anlayabilmek için aslında zihnimizi bir bahçe olarak ele alabiliriz. Biz burada bahçemizin muhteşem bahçıvanları oluyoruz. Bahçemizde gün boyunca tohumlar ekiyoruz ve bunları yine karşılaştıklarımız, bahçemizde var olan toprak ve çevresel faktörlerin hepsi ile büyütmeye devam ediyoruz… İşte bu tohumlar çok geçmeden filizleniyor, büyüyor, kökleniyor ve biz ne ektiysek onları “biçiyoruz”. Bu durumda örneğin; dikenli bitkiler ekersek bir üzüm bağı elde edebilmemiz mümkün müdür? Veya papatya görmek istiyorsak kaktüs ekmiş olduğumuz bir bahçe bize o çok istediğimiz papatyaları verebilir mi? İşte bu yüzden her düşüncemiz nir neden ve her koşul ise bir sonuçtur. Bu yüzden gün boyunca ve her an “ne düşünüyorsak” bunun farkında olabilmek, kendimizce düşüncelerimizin “bahçemize ektiğimiz muhteşem tohumlar” olduğunun bilincinde olmak ve düşüncelerimizi buna göre seçmek, yönlendirmek, değiştirmek ve düzenlemek yine bizim elimizdedir…

Sevgili Joseph Murphy “Bilinçaltının Gücü” ile bakın bizleri nasıl yönlendiriyor;

“…Şimdi huzur, mutluluk, doğru eylem, iyi niyet, başarı ve refah düşünceleri ekmeye başlayın. Bu nitelikler üzerinde sessizce ve inançla düşünün. Bunları bilinç ve mantığınızla kabul edin. Bu harika düşünce tohumlarını zihninize ekmeye devam edin; muhteşem bir ekin biçeceksiniz.

Zihniniz doğru düşündüğünde, gerçeği anladığınızda, bilinçaltınızda depolanan düşünceler yapıcı, uyumlu ve huzurlu olduğunda, bilinçaltınızın sihirli gücü buna karşılık verecektir. Ortaya uyumlu koşulların, güzel bir çevrenin ve her şeyin en iyisinin çıkmasını sağlayacaktır. Düşünce süreçlerinizi kontrol etmeye başladığınızda, her türlü sorun ve zorlukta bilinçaltınızın güçlerini kullanabilirsiniz. Her şeyi yöneten sınırsız güç ve her şeye yeten yasayla bilinçli bir biçimde işbirliği yapabilirsiniz.”

İşte aslında günlük hayatımızda farkında olmadığımız bu bilinçaltı gücümüz ve düşüncelerimizi “yönlendirebilmek” kontrolü hayatımızdaki “olumsuzları”; yapamadım, başaramayacağım, yetersizim, beni bulması imkansız, çok istesem de olmayacak biliyorum, ben hep yalnızım, ben kaybeden tarafım, ben başarısızlığa mahkumum” gibi düşüncelerimizi ve bu düşüncelerimiz ile hayatımıza yansıyan “her şey bitti, ben bittim” halimizi tersine çevirmeye yetecek muhteşem bir kalkandır… Bu yüzden bugün bu yazımı okuyan sizler hayatınızda bu dakikadan itibaren muhteşem zihin bahçenize sevgi, huzur, mutluluk, uyum, başarı, aşk, bolluk, bereket ve güzel olan her şeyi “ekebilirsiniz”. Tüm bu düşüncelerin getireceği şekilde yüksek sesle “ben başarabilirim, bolluk içindeyim, seviyorum ve çok seviliyorum, hayat her zaman mucizelerle dolu, muhteşem bir sağlık halindeyim ve ben bu hayatı tam istediğim şekilde yaşıyorum” diyebilirsiniz…

Çünkü neye inanırsanız onu yaşarsınız…

Pınar Özeken (Ulus)
2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini ... Devam