X

Sessiz lüks hakkında bilmeniz gerekenler

Daha önce üzerinizdeki t-shirt ya da pantolon için ‘’Bu kıyafete gerçekten bu kadar çok para mı ödedin?’’ diyen birileriyle karşılaştınız mı? Eğer bu soruya evet diyerek cevap veriyorsanız daha önce farkında olmadan ‘sessiz lüks’ kavramının içinde bulunmuş olduğunuzu belirtmek istiyoruz. Peki, bu kavram nedir ve moda dünyası bu kavramla nasıl şekilleniyor? Gelin, bu soruları bugün birlikte cevaplayalım! İşte sessiz lüks akımına dair bilmeniz gerekenler:

Sessiz lüks: Sadelik ve kalite bir arada

Çoğu zaman moda dünyasında gösterişli parçaların varlığına rastlıyoruz. Örneğin, kürklerle, tüm boynu kaplayan kolyelerle, kocaman halka küpelerle ve üzerindeki desenlerle göz kamaştıran elbiselere şahit oluyoruz. Bu parçalar her ne kadar kombinlerin zengin, şık ve yoğun gözükmesini sağlasa da artık moda dünyasında gösterişin azaldığını gözlemlemeye başladık.

Giyim trendlerini değişikliğe uğratan ve parçaların gösterişli olmayı bir kenara bırakmasına yol açan bu duruma sessiz lüks deniyor. Bir moda akımı olarak tanımlayabileceğimiz sessiz lüks, her geçen gün popülerleşiyor ve çeşitli büyük markaları etkisi altına alıyor. Bu markalar arasında The Row, Saint Laurent, Loro Piana, Bite Studios ve Ralph Lauren bulunuyor. Tabii, sessiz lüksü benimseyen giyim markası örneklerini çoğaltmak da mümkün.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz markaların Instagram hesaplarını incelediğiniz zaman sessiz lüks kavramının varlığını daha iyi anlayabilirsiniz. Bu hesaplarda rastlayacağınız her logosuz ve tek renkli t-shirt, gömlek, elbise, pantolon ve çanta aslında sessiz lüksün somut bir örneği.

Kaliteyle sadeliği bir araya getiren sessiz lüks, gösterişten uzak bir tavır takınarak moda dünyasını şekillendirmeye çalışan bir akım. Bu akıma dahil olan insanlar, ‘süslü’ sıfatının tam zıttı bir konumda yer alıyorlar ve yüksek kaliteli parçaları kombinlerine dahil ediyorlar. Dayanıklılığı, minimalizmi, sadeliği ve doğallığı kesiştiren sessiz lüks, büyük marka logolarını ve aşırıya kaçan desenleri reddediyor.

Hem kadınları hem de erkekleri içine çeken sessiz lüks, ‘’Bu giysiye bu kadar para mı verdin?’’ sorusunu da beraberinde getiriyor. Her ne kadar bu akımın bir parçası olan kıyafetler gösterişten uzak olsa da kalitelerinden ötürü yüksek fiyatlara satılıyorlar. Anlayacağınız, sessiz lüks kavramını benimseyen ve kişisel değerlerini kombinlerinde öne çıkartmak isteyen insanlar büyük bir Gucci logosu içeren altın renkli kemerlere verecekleri parayı beyaz ve desen içermeyen düğmeli bir klasik gömleğe yatırıyorlar.

Krizden şıklığa

COVID-19 pandemisinin başta ekonomi olmak üzere çeşitli alanlarda yarattığı yıkım sonucunda sessiz lüks akımı popülarite kazanmaya başladı. Bu pandemiden sonra pek çok ülkenin ekonomisi negatif bir yola saptı ve bu negatiflik her durumdan etkilenen moda dünyasını da sessiz lüksle buluşturdu. İnsanların yaşam standartlarını etkileyen olumsuz durumlar, onların tek renkli, gösterişten uzak ve logolar barındırmayan parçalara yönelmesi için bir kapı araladı. COVID-19 pandemisinden önce yaşanmış olan 2008 Ekonomik Krizi de sessiz lüksün sıkı moda takipçilerine adını duyurmasına yol açmıştı.

Neredeyse tüm insanlığı etkileyen olaylar ve durumlar doğrultusunda şekillenen sessiz lüks, sadece moda dünyasında da bulunmuyor! Makyaj sanatçıları ve makyaj severler de bu akımı benimsiyor. Bir dönem sosyal medyada trend haline gelmiş olan ‘clean girl makyajı’ ya da ‘temiz kız görünümü’, sessiz lüksün makyaj dünyasına bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Renkli farların ve koyu renkli rujların tercih edilmediği bu makyaj trendi, doğal ve temiz bir görünümün oluşturulmasını sağlıyor. Bu doğallık ve temizlik de tabii ki sessiz lüks akımdan makyaj sanatına doğru uzanıyor.

Makyaj dünyasına ek olarak, tırnak bakımı ve saç kesiminde de sessiz lüksün esintilerini görüyoruz. Örneğin, kısa kesilmiş ve nude renkli bir ojeyle birleştirilmiş tırnaklar sessiz lüksün temsilcileri. Ayrıca, saçlarda yumuşak katlar, bob kesim ve düzlük de bu akımın somut örnekleri olarak biliniyor.

Eğer siz de Victoria Beckham, Emma Watson ve Zendaya gibi sessiz lüksün bir temsilcisi olmak istiyorsanız markaların varlığını belli etmeyen zamansız parçalarla kombinlerinizi oluşturmaya başlayabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Old money style nedir? Gösterişsiz zengin bir tarz nasıl benimsenir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale