X

Dış onay ihtiyacından kurtulmak mümkün mü?

Dış onay… Hepimizin hayatının bir yerinde düştüğü tuzak. Çoğu zaman bunun yanlış olduğunu biliriz ama yine de kendimizi başkalarının takdirine muhtaç halde buluruz. Başkaları bizi beğensin, onaylasın, alkışlasın isteriz. Fakat bu yol, insanı kendi içinden koparır ve özgüveni dış etkenlere teslim eder. Hep daha fazla takdir görmek, beğenilmek, kutlanmak isteriz. Oysa ki bu yolun sonu yok. Dış onayla beslenen bir özgüven, en küçük eleştiride yerle bir olmaya mahkum. Bu yüzden o bağı kopartmak ve dış onay ihtiyacından özgürleşmek şart. Peki ama nasıl?

“Değerinizi anlamak için dışarıdan gelen onaylara güvenmek sürdürülebilir değildir. Eğer insanların sizi geliştirmesine güvenirseniz, aynı zamanda sizi yıkma gücünü de onlara vermiş olursunuz. Onların görüşlerinden bağımsız olarak değerlisiniz.”

Tinybuddha.com yazarlarından John Emmanuel bu konuyu detaylıca ele alıyor ve dış onaya bağımlılığı besleyen yanlış zihniyetleri derliyor. Gelin bu düşünce kalıplarına ve onları nasıl devirebileceğimize daha yakından bakalım…

Mükemmel olma takıntısı

Birçok kişi, mükemmel olmanın eleştiriyi engelleyeceğini ve genel kabul görmeyi sağlayacağını düşünür. Oysa mükemmellik, ulaşılması imkansız bir hedeftir ve bu arayış kişinin kendisini sürekli yetersiz hissetmesine neden olur. En ufak bir hata ya da eksiklik, özgüveni hızla sarsar ve dış onaya duyulan ihtiyacı daha da artırır.

Peki ne yapmalı?

Mükemmeliyetçilik yerine gelişim odaklı bir bakış açısını benimsemek en iyisidir. Hataları ve eksiklikleri kişisel bir yetersizlik göstergesi olarak görmek yerine, öğrenme fırsatı olarak değerlendirmek önemlidir. Küçük ilerlemeleri takdir etmek ve başarıyı yalnızca kusursuzlukla ölçmemek faydalı olacaktır.

Başarısızlık korkusu

Toplumda başarı, çoğu zaman kişinin değerinin bir göstergesi olarak algılanır. Bu nedenle başarısızlık, genelde değersizlik hissiyle eşdeğer tutulur. Oysa başarısızlık, gelişimin doğal bir parçasıdır ve kişinin temel değerini belirlemez.

Peki ne yapmalı?

Başarı ve başarısızlığı bir kimlik tanımı olarak değil, bir süreç olarak görmek en doğrusudur. Hedefleri belirlerken esnek davranmak ve her adımı bir öğrenme deneyimi olarak kabul etmek gerekir. Başarısızlık durumunda yapıcı ve anlayışlı bir yaklaşım geliştirmek, iç huzuru korumaya yardımcı olur.

Kıyaslama tuzağı

Başkalarının yaşamlarını kendi hayatıyla kıyaslamak, özellikle sosyal medya nedeniyle yaygın bir davranış haline gelmiştir. Bu kıyaslama, kişinin kendi potansiyelini görmesini engeller ve sürekli eksiklik hissine yol açar.

Peki ne yapmalı?

Kıyaslama alışkanlığını bırakıp bireysel gelişime odaklanmak en iyisidir. Kendi hedeflerine, ilerleyişine ve potansiyeline göre bir değerlendirme yapmak önemlidir. Sosyal medya kullanımını sınırlandırmak ve öz farkındalık geliştiren pratiklere zaman ayırmak yararlı olur.

Herkesin onayını beklemek

Toplumda kabul görmek önemli bir ihtiyaçtır; ancak tüm insanların beğenisini kazanmak gerçekçi bir beklenti değildir. Bu çaba, kişinin kendi değerlerinden ve gerçek ihtiyaçlarından uzaklaşmasına sebep olur.

Peki ne yapmalı?

Öncelikle kendi değerlerini ve önceliklerini netleştirmek en sağlıklı yaklaşımdır. Gerekli durumlarda ‘hayır’ demeyi bilmek ve sağlıklı sınırlar çizmek gerekir. Tüm insanları memnun etmenin mümkün olmadığını kabullenmek ve samimiyet temelli ilişkileri tercih etmek önemlidir.

Dış onayı öz değerin ölçütü sanmak

Terfi, ödül, övgü gibi dışsal faktörler, kişiye kendini iyi hissettirebilir; ancak bu unsurlar kalıcı değildir. Kişisel değer sadece dış onaydan beslendiğinde, sürekli bir tatmin arayışı başlar ve bu durum içsel dengeyi bozar.

Peki ne yapmalı?

Kendi başarılarını ve güçlü yanlarını fark etmeye odaklanmak en sağlıklı yoldur. Kendi kendini motive etmeyi öğrenmek ve elde edilen başarıları dış onaya ihtiyaç duymadan kutlamak gerekir. İçsel onay mekanizmasını güçlendirmek, öz saygının sürdürülebilir olmasını sağlar.

İçsel yansımayı ihmal etmek

Kişi kendi değerlerini, güçlü ve zayıf yanlarını tanımıyorsa, yetersiz öz farkındalığa sahipse başkalarından gelen yorumlara daha bağımlı hale gelir. Bu durum, bireyin kendi kararlarını almakta zorlanmasına ve sürekli onay arayışına girmesine yol açar.

Peki ne yapmalı?

Öz farkındalığı geliştirmek için düzenli iç gözlem yapmak en etkili adımdır. Kişisel değerleri, motivasyon kaynaklarını ve hedefleri belirlemek gerekir. Günlük tutmak, kişisel gelişim kitapları okumak veya gerekirse profesyonel destek almak faydalıdır. Kendini daha iyi tanımak, dış yorumlardan daha az etkilenmeyi sağlar.

Sonuç olarak dış onay bağımlılığı, günümüzde pek çok insanın yaşam kalitesini ve iç huzurunu olumsuz etkileyen yaygın bir durumdur. Bu bağımlılığı besleyen yanlış inançları fark etmek ve yerine daha sağlıklı zihniyetler yerleştirmek, kalıcı bir iç güven inşa etmenin en önemli adımıdır.

Kaynak: tinybuddha.com

İlginizi çekebilir: Başkalarının söylediklerini ne zaman dinlemeli, dinlememeliyiz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale