X

Sosyal Yalnızlık: Neden Dışlanıyorum?

Dışlanmış hissetmek, her insanın hayatının belli bir döneminde karşılaştığı bir duygudur. Yakın bir arkadaş grubunda ya da aile içinde düzenlenen buluşmalarda hep yeriniz olduğunu düşünseniz de bu durum her zaman için geçerli olmayabilir.

Başkalarının siz olmadan planladığı buluşmaları kendinize hakaret olarak algılamanız mümkündür. Davet edilmediğiniz ve dışlandığını düşündüğünüz aktiviteler nedeniyle bir şeyleri yanlış yapmış olduğunuzu veya davet edilmemenize gereken olaylar olduğunu düşünüyor olabilirsiniz.

Herkesin zaman zaman yaşadığı dışlanma hissini neden yaşadığınızı, dışlanmanıza neden olabilecek faktörleri ve dışlanmış hissettiğinizde neler yapabileceğinizi bu yazıda okuyabilirsiniz.

Arkadaş Ortamında Neden Dışlanıyorum?

Dışlanmak, kasıtlı olsun ya da olmasın, dışlanan kişiye bir sinyal vermektedir. Sevdiğiniz ve kendinizi yakın hissettiğiniz kişiler sizi buluşmalardan veya sohbetlerden dışladığı zaman size, onlar için önemli olmadığınız sinyalini verirler.

Dışlanmış hissetmek her ne kadar acı verici olursa olsun, tamamen normal bir duygudur. Dışlanmış hissetmeniz, davranışlarınız ve iletişiminiz açısından daha bilinçli olmanızı sağlayabilir ve bazı sosyal alışkanlıklarınızı iyileştirmenize yardımcı olabilir.

Dışlanmak genelde yanlışlıkla gerçekleşen bir şeydir. Sizi bir buluşmaya davet etmeyen arkadaşınız, o gün meşgul olduğunuzu veya buluşmaya katılmak istemeyeceğinizi düşünmüş olabilir.

Dışlanmak bazense kasıtlı olarak yapılan bir davranıştır. Dışlanmış hissetmenizin nedeni ne olursa olsun, dışlanmanızın değerinizi ölçen bir davranış olmadığını kabul etmeniz gerekir. Dışlandığınızda sizinle ilgili yanlış bir şeyler olduğunu varsayabilir ve kendinizi sorgulayabilirsiniz. Ancak bazı insanlarla uyumlu olmamanızın, değersiz olduğunuz anlamına gelmediğini unutmamalısınız.

Kendinizi dışlanmış hissediyorsanız, güvendiğiniz bir arkadaşınıza, aile üyenize veya bir terapiste duygularınızı açabilirsiniz. Bu sayede durumunuza farklı bir bakış açısıyla yaklaşabilir ve desteklendiğinizi hissedebilirsiniz.

Dışlanan İnsan Ne Yapmalı?

Dışlandığınızı hissediyor veya gerçekten dışlanıyorsanız, kendinizi kötü hissetmeniz son derece normaldir. Dışlanmış hissetmeniz halinde önemli olan şey, sağlıklı bir bakış açısına sahip olmaktır. Bunun için aşağıdaki stratejilere başvurabilir ve bu sayede yaşadığınız üzüntüyle daha kolay bir şekilde başa çıkabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Neden Arkadaşım Yok?

Duygularınızı kabul edin

Arkadaşlarınız veya aile üyeleriniz tarafından kasıtlı olmadan dahi dışlandığınızda kendinizi üzgün hissedebilirsiniz. Örneğin, iş arkadaşlarınız her sabah birlikte kahve içiyor ve sizi davet etmiyorsa veya arkadaşlarınız sizin olmadığınız bir mesajlaşma grubu kurduysa kendinizi rahatsız hissedebilirsiniz.

Dışlandığınızı hissettiğinizde karmaşık duygular yaşayabilirsiniz. Bu duyguları anlamanız ve yaşamanız, bunları kabul etmeniz ve bir sonraki adımda neler yapacağınıza karar vermeniz açısından önemlidir.

Duygularınızı anlamak ve kabul etmek için şunları yapabilirsiniz:

  • Günlük tutun.
  • Topraklanma egzersizleri yapın.
  • Derin nefes egzersizleri yapın.
  • Dinlendirici bir yürüyüşe çıkın.

Sonuçlara atlamaktan kaçının

Arkadaşlarınızın spontane bir şekilde düzenledikleri buluşma için kendinizi kırgın hissediyor olabilirsiniz. Ancak bu buluşmaya belki de eski sevgiliniz veya sevmediğiniz biri katıldığı için arkadaşlarınız sizi incitmemek için bu buluşmaya davet etmemiş olabilir.

Her şeyin en kötüsünü düşünme eğilimi yaygın olarak görülen bir durum olmakla birlikte faydalı bir düşünme şekli değildir. Bu tür duygusal gerginlikler kaygının artmasına neden olabilir ve mantıklı açıklamalar düşünmeyi zorlaştırabilir. Bu nedenle içinizdeki kaygının ve korkunun büyümesine izin vermek yerine gerçeklere bakmalı ve mantıklı düşünmeye çalışmalısınız.

Arkadaşlarınızın sizi artık umursamadığını ve dışladığını düşünüyorsanız, bunu destekleyen kanıtlarınız olup olmadığını kendinize sormalısınız. Sonrasında buna dair kanıtlarınız olup olmadığına bakmalısınız. Dışlandığınızı gösteren kanıtlarınız olsa dahi bunun nedeninin, sizin düşündüğünüz nedenler olmayabileceğini göz önünde bulundurmalısınız.

İlginizi çekebilir: Neden Bilinmeyenden Korkuyoruz?

Gönderdiğiniz sinyalleri keşfedin

Sizi dışlayan birini fark ettiğinizde bunun, sizin eylemlerinizle ilgili olup olmadığını düşünün. Diğer insanların sizi sosyal aktivitelere dahil etmesini istiyorsanız, bu arzunuzu beden diliniz ve davranışlarınızla açıkça gösterip göstermediğinizi düşünün.

Muhabbet sırasında kollarınızı kavuşturma alışkanlığınız olabilir. Bunu yapmanızda yanlış bir şey olmasa da beden diliniz, dışarı karşı kapalı görünmenize neden oluyor olabilir.

Diğer insanlara gönderdiğiniz sinyalleri anlamak için kendinize şu soruları sorabilirsiniz:

  • Utangaç olmaya eğilimli misiniz? Diğer insanlar ilk hamleyi sizin yapmanızı beklemek istedikleri için size zaman tanımayı tercih edebilir.
  • Sohbet açıyor ve sohbete diğer insanları dahil etmeye çalışıyor musunuz?
  • Başkaları hata yaptığında çabuk sinirleniyor musunuz?
  • Kaba veya saldırgan bir dil kullanıyor musunuz? İnsanlarla ağır ve üzücü konular konuşuyor musunuz? Ciddi konuları konuşmak her zaman kötü bir şey olmasa da diğer insanların uzaklaşmasına neden olabilir.

Diğer insanlara nasıl yaklaştığınızı kendi başınıza anlamanız zor olabilir. Bu nedenle nasıl davrandığınızı sevdiğiniz birine sorabilir ve davranışlarınızı dürüst bir şekilde değerlendirmesini isteyebilirsiniz.

Duygularınızı söyleyin

Dışlanmış hissettiğinizde kendinizi böyle hissetmenize neden olan diğer kişilerle konuşmalısınız. Konuşmadığınız olaylar üzerine endişelenmek yerine konuşmanız daha iyi olacaktır.

Duygularınızla ilgili konuşurken başkalarını suçlamayacak ifadeler kullanmalı ve genellemelerden kaçınmalısınız. Örneğin, “Beni hiçbir şeye davet etmiyorsunuz” demek yerine “Buluşmalara davet edilmediğim için biraz dışlanmış hissediyorum. Bunun bir nedeni var mı? Yoksa bir dahaki sefere davet ederseniz ben de katılmak isterim” diyebilir ve ortada bir sorun varsa öğrenebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Gençler Neden Karamsardır?

İnsanlara neler sunduğunuzu düşünün

Bir yere uyum sağlayamadığınızı düşünüyorsanız, insanların neden sizinle vakit geçirmek istemediğini merak etmeye başlayabilirsiniz. Bir yere ait olmadığınızı düşünmeniz, kendinize olan güveninizi ve saygınızı zedeleyebilir. Olumlama yapmak ve olumlu bir iç konuşmaya sahip olmak, kendinize olan inancınızı yeniden kazanmanıza yardımcı olabilir.

“Arkadaşlarımla iyi bir ilişkimiz var, beni sebepsiz yere bırakmazlar”, “İnsanlar daha önce benimle vakit geçirmekten keyif alıyordu, ileride yine keyif alırlar” gibi cümleler, kendinize olan inancınızın artmasına ve başkalarından davet beklemek yerine onlarla bağlantı kurmayı denemenize yardımcı olabilir.

Kendinizi iyi hissettirecek bir şeyler yapın

Bazı insanların sizi gerçekten ve kasıtlı olarak dışlamış olabileceklerini kabul etmeniz gerekir. Ancak bu onların yaptıkları bir davranış olduğu için sizin yanlış bir şey yapmış olduğunuzu göstermez. Örneğin, iş arkadaşlarınıza öğle yemeğine onlarla birlikte çıkmak istediğinizi söyledikten sonra ertesi gün yemeğe yine siz olmadan gittiklerini görebilirsiniz.

Dışlandığınızda kendinizi incinmiş ve öfkeli hissetmeniz normaldir. Ancak bunun gününüzü mahvetmesine izin vermeyin. Bunun yerine farklı bir iş arkadaşınızı yemeğe davet edin veya sevdiğiniz bir restoranda sevdiğiniz bir yemeği yiyerek kendinizi mutlu edin.

Arkadaşlarınız bir sonraki grup buluşmalarında sizi davet etmediyse aşağıdakileri yaparak akşamınızı en güzel şekilde değerlendirebilirsiniz:

  • En sevdiğiniz filmi izleyin.
  • Sevdiklerinizle telefonda görüşün.
  • İddialı bir yemek yapın.
  • Kendi başınıza sevdiğiniz bir etkinliği gerçekleştirin.
  • Yeni insanlar tanıyın

Sahip olduğunuz ilişkiler, ihtiyacınız olan arkadaşlığı ve duygusal desteği sağlamıyorsa yeni arkadaşlıklar kurmanızın zamanı gelmiş olabilir. İnsanlar zamanla değişir ve bu değişikliklere yeni ilgi alanları ve ilişkiler eşlik eder. Arkadaşlarınız sizi hala önemsiyor olabilir, ancak arkadaşlığınıza ayıracak zamanları ya da fırsatları olmayabilir. Bunu kabul etmek zor olabilse de durumu değiştirmek için pek bir şey yapmanız mümkün değildir. Bu durumda sizinle benzer ilgi alanlarına sahip insanlarla ilişkiler kurarak yalnızlıktan kaçınabilirsiniz.

Bir uzmanla görüşün

Yalnızlık ve dışlanma, ruh sağlığı üzerinde bazı sorunlara neden olabilir. Bunlarla başa çıkmakta zorlanıyorsanız, terapist yardımı alarak yaşadığınız sorunları aşabilirsiniz. Terapist yardımcı ile iletişimde yeni yaklaşımları keşfedebilir, olumsuz düşünce kalıplarınıza meydan okuyabilir ve öz eleştiri içeren düşüncelerinizi yeniden şekillendirebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Gözyaşı Hasreti: Neden Ağlayamıyorum?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



İlgili Makale