X

Ne yaparsak kendimize yapıyoruz: Yılgınlıktan uzak seçimler yapmak mümkün

Aslında sürekli gelecekteki o normale yakın günlerin gelmesini düşlerken siz de geleceğinizin nasıl olacağını düşünmekte zorlanıyor musunuz? Cevabınız evet ise eğer, bu yazı sizin, benim, hepimiz için.

Hayatın her alanında bu kadar çok belirsizlik hakimken motive kalmak çok zor olabiliyor. Üstelik her ne kadar aynı şeyin içinde sıkışmış hissetsek de hiçbir şey aynı kalmıyor. Bu değişimin içindeyken parçası gibi hissetmediğimiz zamanlar endişe uyandırabiliyor. Bir yanımız bunun da fazlasıyla farkında.

Bu değişim covid ile olan ilişkimizde de geçerli. Pandeminin ilk karantina günlerinde evlerimizden hiç çıkmazken hemen hepimiz bir boğaz ağrısı, kaşıntısı hissi yaşarken, şimdi salgının ciddiyetinin daha da arttığı bu dönemde sokağa çıkıyor olmamıza rağmen bu hissi yaşadığını söyleyen hemen hiç kimse kalmadı.

Şu anda böyle hissediyor olmamız, gelecekte de böyle hissedeceğimiz anlamına gelmiyor. Pandemi 9. ayında. Belki kendini hayata karşı hevesli hissetmiyorsun. İşin, mesleğin, pandemi öncesinde yaşam stilin ne olursa olsun bu normal. Bu hevessizlik, bu çökmüş hissetme tüm sürecin bir parçası. Belki öncesinde planlar yapan, hedefler koyan, uygulayan biriydin. Şimdi de bunları yapıp uygulamaya niyet edip yatak odasından salondaki koltuğa, oradan tekrar yatak odasındaki yatağına giderken tüm kurgularını, hayata geçirmeden o iki oda arasındaki koridorda kaybediyorsun.

Başlarda suçluluk da hissettirmiş olabilir bu hiçbir şey yapmıyormuş gibi hissetme hali. Ya da zaten öncesinde de hedefler ve mihenk taşları kurgulamak hiçbir zaman kolay olmamıştı şimdi tamamen bambaşka bir diyarda gibisin. Seni hayata katılmaya teşvik eden dış etmenler olmadan kaldığında kaybolmuş yersiz yönsüz hissediyor olabilirsin.

Belki de kendimizi aşağı çekmek hiç bu kadar kolay olmamıştı. Şimdiye dek binlerce insan vefat etti, milyonlarca insan işlerini kaybetti. Mutasyon ve soğuk hava şartları ile gelen mevsimsel griple de birleşince karanlık kasvetli bir kış yaşıyoruz diyebiliriz. Umutlarımızı bağladığımız yeni yılı dahi ne sevdiklerimizle kutlayacak imkânımız, ne de hevesimiz var.

Tüm bunların ortasında çalışmak zorundayız. İşverenlerimiz ve devam ettirmek istediğimiz yaşamlarımız için bu gerekli. Üstelik hala bir işimiz olacak kadar şanslıysak bu böyle. Bu sırada da her an hem kendimiz hem sevdiklerimizin hayatından endişe ediyoruz. Ve tüm bunlar çok fazla (!) hissettiriyor.

Öyleyse ne yapmalıyız? Sonu görünmeyen bir pandemide dokuz ayı devirmişken motive olmayı nasıl sürdüreceğiz? Ya da belki daha yararlı bir şekilde: öngörülebilir gelecek için normallerimizin ne olacağına karar verirken, tam motivasyon ve üretkenliği sürdürmenin imkansızlığı ile nasıl uzlaşabiliriz?

Çocukluğumda annem ev işlerine katkıda bulunmamı istediğinde veya sadece kendi alanım olan dağınık ergen odamı toplamam konusunda beni ikna etmeye çalıştığında direnişte olan ruhuma hitaben bana “Ne yapıyorsan bana değil, kendine yapıyorsun evladım, iyiyi de kötüyü de kendine yapıyorsun, yapmayı seçtiğini de yapmamayı seçtiğini de kendine yapıyorsun” derdi.

Seçtiklerimizi fark etmek belki ilk adım olabilir. Çok fazla şey yapmak isteyip hiçbirini yapmadan, yapamadan tamamlanan bir günün sonunda kendimize şiddet uygulamamak. Ya da daha iyisi hiçbir şey yapmak istememek ve bunun şu koşullarda normal olduğunu görmek neden güzel bir başlangıç noktası olmasın?

Sevdiklerimize sık sık tekrar ettiğimiz korunma önlemlerinin ardındaki şefkati kendimize göstermek, öz şefkatli yaklaşım bir başka güzel adım olabilir. Doğada her şey kendini güvende hissettiği alanda özgürce serpilip büyüyor. Bugünün seçimini fark etmek ve olduğu haliyle yargılamadan kabul etmek o ihtiyaç duyduğumuz güvenin temelini inşa edecektir.

Direnmek; acının ıstıraba dönüştüğü o ince sınır. Bu adım direnmeyi bırakmaya bir davet. Bir şeyler henüz olmasını istediğimiz şekilde değilken, öyle olmadıkları için üzülüp karalar bağlamak yerine eğer bu konuda şu an yapabileceğimiz bir şey yok ise, bir şey yapabileceğimiz zaman gelene kadar direnmeyi bırakmaya ne dersiniz? Örneğin, bir kafede arkadaşlarımla göz göze, diz dize sohbet edip dertleşmeyi, gülmeyi ben de çok özledim. Bu olabilene kadar sanal buluşmalar düzenlemek gibi ufak yenilikçi seçimlerin büyük pozitif sonuçlarına şans vermek, direnmeyi bırakmaya tatlı bir örnek.

Zihin kaygılar ile doluyken motive olmak neredeyse imkânsız olabilir. Zaten kaybettiğimizi düşündüğümüz ruh sağlığımızı kendimize gerçek manada iyi bakarak destekleyebiliriz. Ruhumuzda hissettiğimiz her şey bedenimizde vuku buluyor. O üzüntü, o korku, o mutsuzluk, o tembellik hissi, hepsi bedenin içinde. Sadece salgından korunmak için değil. Ne yersek o olduğumuz sloganını duymayanımız kalmadı tahmin ediyorum. Sağlıklı ve bize keyif veren gıdaları seçmek, çok şükür halen yeşil kalan sahil şeridi ve ormanlık alanlarda mümkün olan zamanlarda yürüyüş yapmak, bir çevrimiçi egzersiz ve/veya meditasyon programına katılmak, tümü bedensel aktiviteler gibi gözükseler de ruhu besleyecek olanlar.

Peki, o son yılların haklı trendi sadeleşmeye bir şans vermek için neden doğru zamanlar olmasın? Hala bize para kazandıran bir işimiz varsa şanslıyız dedik. Ama bazen o işi tamamlamak bile imkânsız olabiliyor. Şükretmek başarmaya yetmeyebiliyor. Kendimizden her zamankinden daha azını beklemek bir sorun olmamalı; bir öz şefkat durağı daha. Bu sadece iş hayatı için değil günlük tüm rutinlerimiz için geçerli; yemek hazırlamak, evin düzeni, öz bakımlarımız vb. Sürekliliği sağlayabilmek için bugün hangi işi öncelikle yapmalıyım? Gün bitmeden hangi elektronik postaları, hangi mesajları cevaplamalıyım? Eve ve işime dair hangi eksikleri tamamlamalıyım? Kimlerden hangi bilgileri mutlaka almış olmalıyım? gibi önceliklendirmeyi kolaylaştıran, kaostan sadeleşmeye götüren, ana getirip farkındalık yaratan zihin masaüstündeki kalabalığı azaltan sorulardan fayda sağlayabiliriz.

Çoğumuz hevesten çok bıkkınlıkla bu sürecin biteceği zamanı bekliyoruz. Hayat devam etmiyor, olduğu gibi durmadı da. Seçimlerimiz bu sürece dair biriktirdiğimiz anıların ileride neye benzeyeceğinin belirleyicileri. Özlem duyduğumuz günler, o günlere benzeyen zamanlar geldiğinde hissedebilmek, tadını çıkarabilmek için geçici olarak gördüğümüz bu süreçte seçimlerimizi sonsuza dek böyle devam edecekmiş duygusunun yılgınlığından uzağa taşımalıyız diye düşünüyorum.

Bu yazı belki bildiklerinizi tekrar etti, belki unuttuklarınızı hatırlattı, umarım bir motivasyon, farklı bir bakış açısı getirdi. Neticede annelerin bilge sözleri bazen her şeyi özetler değil mi? Ne yaparsak kendimize yapıyoruz.

Sevgi, öz şefkat ve farkındalıkla…

İlginizi çekebilir: Gerçekçi olmayan değerler üzerine bir deneme: Gölgelerinizin nedeni siz olabilir misiniz?

Birce Sinem Tezer: Merhaba, ben Birce. Yoga ile lise yıllarımda tanıştım. 200 saatlik temel eğitimimi 2014 yılında aldım. İçlerinde Godfrey Devereux gibi pek çok kıymetli eğitmenlerin olduğu farklı yoga stillerine ve meditasyon pratiğine dair 500 saate ulaşan derinleşme yolculuğum halen devam ediyor. Yoga & meditasyon derslerim ve bireysel pratiklerimde yoga pozlarında verilen tepkilerin günlük yaşamdakinin aynısı olduğu, aynı yollar his ve düşüncelerden geçildiği felsefesini benimsiyorum. Mat pratiğinin günlük yaşama yansımalarını araştırmak öncelikli davetim. bircesin@gmail.com mail adresi ve @birceileyoga instagram hesabı ile sorunuz veya paylaşımınız varsa bana ulaşabilirsiniz..

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale