X

Narsizm nedir: Narsisistik kişilik bozukluğu ve narsist insanların özellikleri

Sürekli övülmeyi bekleyen ve yaptığı her iyilik karşısında kendisini abartılı şekilde yücelten, buna karşın söz konusu sizin ihtiyaçlarınız ve duygularınız olduğunda sizi görmezden gelen herhangi biriyle tanıştınız mı? Her konuda herkesten daha iyi karar verebileceğini düşünen ve alınan kararlarda son sözü mutlaka kendisi söyleyen arkadaşlarınız var mı? En küçük bir anlaşmazlıkta ya da eleştiride anında kendisini savunmaya geçerek hakaret, küçümseme, alay etme, kişiliğinizle ilgili özelliklerinizi aşağılama eğilimi gösteren o insan size bir yerlerden tanıdık geldi mi? Kelime olarak doğru kullanımı narsisizm olması gerekirken Türkçe konuşma diline narsizm olarak geçen bu kavramı, biz de yazımızda her iki şekilde de kullandık.

Yaşamınızın bir noktasında mutlaka devamlı olarak kendi yaptıklarını anlatan, bulunduğu her ortamda dikkatleri üstüne çekmeye çalışan, hatta kendi lehine olmadığı sürece diğerlerinin duygularını ve fikirlerini kesinlikle dikkate almayıp sadece kendi konforuyla ilgilenen ‘bencil’ ve ‘ben merkezci’ insanlara denk gelmişsinizdir.

Bu ve bunun gibi pek çok farklı kişilik özelliğini bir arada taşıyarak çevrelerindeki insanlara beklentileriyle hayatı adeta zehir eden, sürekli başkalarından beslenip kendi çıkarı söz konusu olmadığı sürece çevresindekilere hiçbir katkısı bulunmayan, dünyanın kendi etrafında döndüğünü düşünen ve herkesten farklı olduğu için kendini sürekli özel hissetmek isteyen bu kişiler psikolojide ‘narsist kişilikler’ olarak tanımlanıyor.

Narsizm nedir?

Narsizmi anlamak ve anlamlandırabilmek, oluşum mekanizmalarını araştırmak ve narsisizm ile öz-sevgi, kendine şefkat duyma ve özgüven gibi olumlu ve istenen benlik kavramları arasındaki ince çizgiyi belirleyebilmek göründüğü kadar kolay değil. TDK tarafından ‘özseverlik’ olarak tanımlanan narsisizm, terimsel olarak kendine aşırı hayranlık duyma, kişilik özelliklerini çok fazla yüceltme, abartılı bir kendini önemli hissetme ve bu doğrultuda aşırıya kaçan benmerkezci davranışlar sergileme olarak tanımlanabilir. 

Narsizm kavramı adını antik Yunan mitolojisindeki bir hikayede adı geçen Narkissos’dan alıyor. Hikayeye göre, güzelliğiyle herkesi büyüleyen bir peri kızı olan Ekho, bir gün ormanda dolaşırken çok yakışıklı bir avcı olan Narkissos’la karşılaşır. Narkissos’a ilk görüşte aşık olan Ekho, sevgisine karşılık alamadığı için yemeden içmeden kesilir ve günden güne daha da içine kapanarak üzüntüsünden ölür. Ekho’nun bedeninden arda kalan kemikler kayalara, sesiyse bu kayalardan yankılanan seslere, yani ekoya dönüşür.

Tanrılar, Ekho’yu yok eden bu aşka karşılık vermediği için Narkissos’a çok sinirlenirler ve onu cezalandırmaya karar verirler. Narkissos bir gün ormanda avlanırken, yorgunluğunu ve susuzluğunu dindirmek için bir su kenarına dinlenmeye gider. Su içmek için suya doğru eğildiğinde, suyun yüzeyinde ilk kez kendi yansımasını görür ve yüzünün, vücudunun güzelliği karşısında adeta büyülenir. Saatlerce kendini izlese de güzelliğine ve kusursuzluğuna doyamayan Narkissos, kendine delicesine aşık olur ve o andan sonra sadece orada kalarak günlerce yemeden, içmeden kendi görüntüsünü izler. Tıpkı Ekho gibi Narkissos da kendisine olan aşkı yüzünden günden güne tükenir ve olduğu yerde ölür. Narkissos’un bedeni, öldükten sonra nergis çiçeklerine (botanik adı Amaryllidaceae Narcissus) dönüşür.

İlginizi çekebilir: Hepimiz çağdaş Narkissos muyuz: Narsistik kişilik bozukluğunun özelliklerini tanıyın

Echo and Narcissus – John William Waterhouse, 1903

Bu hikayeden de anlaşılabileceği gibi, narsist kişilik özelliklerine ya da narsisist eğilimlere sahip insanlar, kendileri hakkında abartılı ve şişirilmiş bir benlik algısına sahiptir. Bu algı, her konuda diğer insanlardan üstün olduklarını düşünmeleriyle ve bu nedenle de etraflarında bulunan diğer insanların ihtiyaçlarını, isteklerini ve duygularını göz ardı eden davranışlarla kendini gösterir.

Narsisizmin tanımını okuduğunuzda aklınıza bu tanıma uyan onlarca kişinin, arkadaşlarınızın, bir aile bireyinizin ya da partnerinizin gelmiş olması alışılmadık bir durum değil. Hepimiz zaman zaman narsisistik eğilimler gösterebiliyor ve benmerkezci davranışlar sergileyebiliyoruz. Belli bir noktaya kadar sağlıklı olan ve kişinin öz değerini, benlik saygısını ve öz sevgisini koruyabilmesi için gerekli olan bu narsisistik eğilimler; sürekli olarak kendini gösterdiğinde ve aşırılığı çevrenizdeki insanlara ya da size zarar vermeye başladığında patolojik hale dönüşüyor.

İlginizi çekebilir: Tüm yönleriyle narsizm: Nedenleri, belirtileri ve daha fazlası

Narsizmin türleri nelerdir?

Narsisizmin hangi aşamada kişilik bozukluğuna dönüştüğünü ve karşınızdaki kişinin narsisistik eğilimlerinin size nasıl zarar verebileceğini fark etmeniz için öncelikle onların ne türde bir narsisist olduğunu anlamanız gerekiyor.

Narsisizmle ilgili yapılan araştırmalar ve narsist kişilerin özelliklerini tanımlamak üzere yapılan çalışmalar, temel olarak iki narsisizm türü olduğunu söylüyor: Büyüklenmeci (grandiose) narsisizm ve kırılgan (vulnerable) narsisizm. Büyüklenmeci narsisistler diğer insanlardan üstün olduklarına dair bir algının yanı sıra bu algıyı sürdürmek, diğerler insanlara kanıtlamak, çevrelerindeki kişiler tarafından hayranlık ve ilgi görmek için güçlerini ve hakimiyetlerini dışa dönük davranışlarıyla yansıtma eğilimindedirler.

Diğer yandan kırılgan narsistler, düşük özgüvenlerinin farkındadır ve dışarıya yansıttıkları şişirilmiş benlik imajını, düşük benlik saygıları için bir başa çıkma mekanizması olarak kullanırlar. Kırılgan narsistler kendi iç dünyalarındaki özgüvensizlikleriyle dışarı yansıttıkları özgüvenli imajın tutarsız olmasının zorlayıcı doğası gereği, yoğun bir reddedilme ve eleştirilme korkusuna sahiptirler.

İlginizi çekebilir: Sevgiliniz narsisist olabilir mi: Narsisist bir sevgiliyle ilişkinin üç aşaması

Narsisist olmanın sebepleri: Narsizm nasıl oluşur?

Tıpkı diğer insan davranışlarında ve kişilik özelliklerinde olduğu gibi, narsisizmin de kişide neden ve nasıl ortaya çıktığı, narsisistik kişilik özellikleri oluşturmamızın sebebinin ne olduğu psikologlar ve araştırmacılar tarafından narsisizmle ilgili en merak edilen konuların başında geliyor. Bu soruya verilebilmiş cevaplarsa oldukça karmaşık.

Yapılan araştırmalar, narsistik kişilik özelliklerinin genelde kendimizle ve diğer insanlarla ilgili algımızın gelişmeye başladığı 8 yaş civarında oluşmaya başladığını gösteriyor. Narsistik özelliklerimiz çevremizle nasıl bir etkileşimimizin olduğu, diğer insanlara nasıl tepkiler verdiğimiz ve onların tepkileri karşısında kendimizi ne kadar kontrol edebildiğimiz, erken sosyal etkileşimlerimiz ve kalıtsal olarak bize geçen mizaç özelliklerimizin bir kombinasyonuyla oluşmaya başlıyor. Narsisizmin nasıl ortaya çıktığını inceleyen bir araştırma, mizaç olarak olumsuz uyaranlardan aşırı kaçınma, olumlu uyaranlaraysa aşırı ilgi gösterme eğilimi olan kişilerin narsizm geliştirmeye çok daha yatkın olduklarını ortaya koyuyor.

Aynı zamanda, çocuklarına karşı aşırı hoşgörü gösteren, bir dediğini iki etmeyen ve sınır koyamayan olan ebeveynlerin yanı sıra ilgisiz, umursamaz ve çocuğunun ihtiyaçlarına cevapsız kalan ebeveynlerin, narsisistik özelliklerin ortaya çıkmasında önemli bir rol oynadığı da düşünülüyor.

Narsisistik eğilimler ve narsisistik kişilik bozukluğu

Narsisistik davranışlar ve kişilik özellikleri, ara sıra benlikle ilgili abartılmış tepkilerin yanı sıra narsisistik kişilik bozukluğuna kadar varabilecek geniş bir spektrumda inceleniyor.

Narsisistik özelliklere sahip kişiler genelde kendilerine yoğun bir hayranlık duyabilir ve haklılık duygusunu çok yoğun şekilde hissedebilirken, bu doğrultudaki tutum ve davranışların uzun bir süre devam etmesi ve kişiliğin bir parçası haline gelmesi kişilik bozukluğuna dönüşmesinin sinyallerini verebiliyor.

Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (DSM-5)’nda narsistik kişilik bozukluğu ‘erken yetişkinlik döneminde başlayan ve çeşitli bağlamlarda ortaya çıkan büyüklenmeci tavır, hayranlık duyulması ihtiyacı ve empati eksikliği örüntülerinin bir birleşimi’ olarak tanımlıyor.

Tüm kişilik bozukluklarında olduğu gibi narsistik kişilik bozukluğunda da dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar, bu özelliklerin kişide kalıcı hale gelmiş olması, hem kendisine hem de çevresindekilere önemli ölçüde zarar vermesi ve kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyecek kadar ciddi boyutlara ulaşmış olması.

Narsisistik kişilik özelliklerini çok bilmek ve günlük yaşamda bu kişilerle iletişim içinde olmak birbirinden tamamen farklı deneyimler. Bu nedenle yakın çevrenizde ya da kendinizde bulunan narsisistik özellikleri ve bu özelliklerin beraberinde getirdiği zorlukları anlayabilmeniz o kadar da kolay olmayacaktır.  

İlginizi çekebilir: Narsisistik Kişilik Bozukluğuna sahip kişilerle konuşurken dikkat edilmesi gerekenler

Narsisistik kişilik bozukluğunun belirtileri nelerdir?

Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (DSM-5) narsist kişilik özelliklerinin kişilik bozukluğuna dönüşmüş olduğunu anlayabilmek için aşağıdaki 9 kriterden en az 5 tanesinin karşılanıyor olması gerektiğini söylüyor. Bu kriterler;

  • Büyüklenmeci bir tutum, başarıları ve yetenekleri abartma, gösterdiği başarıyla orantısız bir biçimde üstün görülme beklentisi.
  • Sınırsız başarıya, güce, zekaya, güzelliğe ya da sevgiye ulaşma çabası içinde olma; zihnin sürekli bu düşüncelerle ve fantezilerle meşgul olması.
  • Özel ve eşi benzeri bulunmaz biri olduğuna, bunun yalnızca kendisi gibi özel insanlar tarafından anlaşılabileceğine ve takdir edilebileceğine duyulan inanç.
  • Çok beğenilme isteği.
  • Her durumda haklı olduğuna, diğer insanlara göre daha iyi muamele görmesi gerektiğine ve ayrıcalıklı olduğuna dair yoğun bir haklılık inancı.
  • Kendi çıkarları ve amaçları doğrultusunda çevresindeki diğer insanları kullanma, manipüle etme.
  • Empati eksikliği, diğer insanların duygu ve gereksinimlerine karşı ilgisizlik.
  • Diğer insanları aşırı derecede kıskanma ya da başkalarının kendisini çok kıskandığına inanma.
  • Kibirlilik; kendini beğenmiş davranış ve tutumlarla diğer insanlara saygısız davranma.

Bu özellikleri taşıyan kişilerin narsisist olup olmadıklarını anlayabilmek için iletişim içinde olmanız ve size olan tepkilerini uzun bir süre değerlendirmeniz gerekiyor. Narsistik özelliklerdeki kişileri ilişkilerinizde hangi davranışları üzerinden tanımyabileceğinizden ve bu kişilerle nasıl başa çıkabileceğinizden ilerleyen günlerde daha detaylı olarak bahsedeceğiz. Ancak öncesinde, narsisistik olan ve olmayan kişilerin ayırt edici davranışlarına ve değerlerine yakından bakalım.

İlginizi çekebilir: Karşınızdakinin narsisist olduğunu gösteren 6 işaret

Narsisistik kişilerin davranış özellikleri ve değerleri

Narsisistik eğilimleri olan ya da yukarıda saymış olduğumuz teşhiş kriterlerinden en az beşine sahip olan kişiler, psikolojik savunmalarına inatla tutunurlar ve kendileriyle ilgili bu büyüklenmeci ve kibirli algılarını nadiren değiştirme çabası gösterirler. Bu nedenle, narsistik bir insanı anlayabilmek için, davranışlarını ve değerlerini sağlıklı davranışlar ve işlevsel değerler üstünden değerlendirmek gerekir.

Narsisistik davranışlar

Narsisist kişiler narsist olmayan kişilerden farklı olarak kendileriyle ilgili olumsuz özellikleri görmemek için içgörü kazanmaktan ve kendileriyle ilgili gözlem yapmaktan kaçınırlar. Diğer insanların duygularını önemsemezler ve sizinle empati kurabilmeleri neredeyse imkansızdır. Küçücük bir eleştiride ya da olumsuz durumda bile aşırı tepki verirler ve sizin verdiğiniz tüm tepkileri kişiselleştirirler. Davranışları ve tepkileri fazlasıyla dürtüseldir; bu nedenle duygularını regüle etmekte zorlanırlar. Bu yönleriyle çevrelerindeki diğer insanların da kötü hissetmesine neden olabilirler.

‘Mükemmel’ kişilik imajlarının zedeleneceği korkusuyla yaptıkları hataları gizleme ya da inkar etme eğilimi gösterirler. Kendi yaşamlarının sorumluluğunu almaktan çekinirler ve başlarına gelen olumsuz tüm durumlar için mağdur rolüne bürünerek başkalarını suçlarlar. Herhangi bir konuda sinirlendiklerinde ya da öfkelendiklerinde karşılarındaki kişiyle sakince tartışmak yerine ya önemsememiş gibi davranıp bulundukları yerden uzaklaşırlar ya da karşılarındaki kişiyi aşağılar, hakaret eder ve konudan bağımsız şekilde kişiliğine saldırırlar. Ya kazanacaklarını ya da kaybedeceklerini düşündükleri için birlikte kazanma durumuna alışık değillerdir, bu nedenle de takım olarak çalışmaktansa bireysel olmayı ya da grubu yönetmeyi tercih ederler.

Kolaylıkla anlaşılabileceği üzere narsistlerin davranış kalıpları genelde güvensizliklerini gizlemek üzerine şekillenmiştir. İçgörüden kaçınmak, hataları kabul etmemek ya da başkalarını suçlamak gibi davranışlar spotları ‘eksikliklerinden ve kusurlarından’ alarak başka bir yöne çevirmek için sergilenir. Diğer insanları kötü hissettirmek, kin tutmak, küçümsemek, eleştirileri kişiselleştirmek gibi davranışlarıysa çevrelerindeki kişileri, kendi kırılgan egolarına ve zayıf benlik imajlarına zarar veremeyecek duruma getirmek, onları güçsüz ve savunmasız hissettirerek kendilerinin zarar görmesini engellemektir.

Narsisistik değerler

Narsisizmi olan insanların davranışları olduğu kadar değerleri de ‘yıkılmaz’ benlik imajlarını destekleyecek şekilde inşa edilmiştir. Mükemmeliyetçidirler ve bu nedenle kendi hatalarını dışarıya belli etmeseler de yapılan işlerde, verilen kararlarda hep bir eksiklik ve hata ararlar. Kurdukları ilişkilerde amaçları samimiyet ya da güvenli bağ kurmak değil, dikkat çekmek, övülmek, abartılı benlik imajlarını bu övgülerle daha da beslemektir. Mükemmel ve kusursuz oldukları fikrini devamlı olarak çevrelerine onaylatmak isterler. Kendileri her durumda üstündür, kazanandır, haklıdır. Eşitlik ve adalet gibi değerleri yalnızca kendi çıkarları söz konusu olduğunda ortaya çıkar.

Narsistler, mükemmellik, kazanma, üstünlük ve statü sahibi olmak gibi değerleri, bu değerlere sahip olmanın kendilerine daha fazla ilgi ve onaylanma getireceği umuduyla bir madalyon gibi üstlerinde taşırlar. Tıpkı davranışları gibi değerleri de narsisist olmayan insanların sahip olduğu şefkat, merhamet, özgünlük, güvenli bağlanma gibi daha kapsayıcı ve empatik değerlerin aksine, kendilerini yüceltmelerini sağlayacak değerlerdir.

Narsisizmin ne olduğunu, nasıl ortaya çıktığını, narsisistik kişilik bozukluğunun tanı kriterlerini, narsisistik kişilerin özelliklerini, değerlerini ve davranışlarını çok daha iyi anlayabildiğinizi düşünüyoruz. Narsisizmin en yaygın görülen iki türü olan kırılgan narsizm ve büyüklenmeci narsisizm arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları; narsisizmi olan insanlarla kurduğumuz ilişkilerin başkalarıyla kurduğumuz ilişkilerden ne gibi farklılıkları olduğunu, çevrenizdeki narsisist insanları davranışları aracılığıyla nasıl tespit edebileceğinizi ve narsisist kişilerle baş etmek için neler yapabileceğinizi önümüzdeki günlerde Haftanın Teması kategorisinde paylaşacağımız yazılarımızda bulabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Partneriniz narsisistse: Toksik ilişkilerden çıkmak neden kolay değildir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale