X

Tepeden tırnağa dikkat çeken bir stil: Sosyal medyanın en yeni moda akımı ‘mob wife’ nedir?

Kürklerle adeta vintage rüzgarları estiren, son yılların hafif tonlarda, nude renklerde yoğunlaşan makyaj trendini geride bırakan ve koyu renkli rujlar, çarpıcı farlarla karşımıza çıkan, mücevherlerin sanki dile gelip konuştuğu, çarpıcı, dikkat çekici, ortalığı kasıp kuran yepyeni –daha doğrusu köklü geçmişe sahip ama yeniden popülerleşen- bir trend: Mob wife aesthetic.

Son zamanlarda TikTok ve Instagram başta olmak üzere tüm sosyal medya hesaplarında karşımıza çıkan, minimalist, sade, sessiz lüks gibi kavramların ön plana çıktığı old money stilini bir çırpıda sollayan mob wife, maksimalist bir moda akımı. Yalnızca kıyafetlerin değil, aksesuarların, saç ve makyaj stillerinin ve hatta tavırların da dikkat çektiği bu akım, kelimenin tam anlamıyla ‘mafya eşi’ demek.

Ürkütücü bir isme sahip olsa da aslında bu ismin kökeni, o filmlerden, dizilerden, nostaljik yapımlardan hatırlayacağımız mafya eşlerinin abartılı giyim tarzlarından geliyor. Lüksün belki de en gösterişli hali olarak tanımlayabileceğimiz mob wife trendi, “acaba abartılı mı giyinmişim” gibi soruları tam anlamıyla tarihe gömüyor. Çünkü “abartı” bu moda trendinin bir diğer adı olabilir.

80’li yılların mafyatik yapımlarında rol almış kadınların çarpıcı stillerden, göz kamaştıran aksesuarlarından ve gösterişli kıyafet seçimlerinden ilhamını alan mob wife trendini oluşturan pek unsur var ve bunların başında kocaman kürkler, koyu kırmızı rujlar, keskin göz makyajları ve tabii ki olmazsa olmaz ışıltılı mücevherler geliyor. Fazlasıyla feminen bir görünüm, tepeden tırnağa lüks dokunuşlardan oluşan bir stil, pahalı takılar, kabarık ve iddialı saç şekilleri, iddialı dekolteler ama en çok da özgüvenli tavırlar mob wife estetiğini anlatıyor.

Kaynak: hellomagazine

Bugün bu trende ilham veren ve katılan ünlüler arasında Sofia Vergara, Dua Lipa ve Kendall Jenner gibi isimler olduğunu bilmek, mob wife tarzının nasıl göründüğünü anlamanıza yardımcı olabilir. Tüm dünyanın konuştuğu bu ünlü isimler, dikkat çekici tarzlarıyla her zaman isimlerinden bahsettirmeye devam edeceğe benziyor. Diğer yandan, dünya basınında bu moda akımını benimseyen stilleriyle daha pek çok ünlü isim yer tutacak gibi.

Peki, gelelim mob wife trendinin inceliklerine… Böylesi bir tarza sahip olmak için nasıl giyinmek, nasıl davranmak, hangi takıları kullanmak ya da ne tür bir makyaj yapmak gerekiyor, hepsinin cevabı yazımızın devamında.

Mob wife tarzına nasıl sahip olunur?

Mob wife tarzını, gardırobunuza, stilinize, saç ve makyajınıza, takı tercihlerinize entegre etmek istiyorsanız, bağlı kalmanız gereken en önemli yaklaşım: Abartmaktan korkmamak. Evet, abartmaktan korkmayın, ne kadar gösterişli, o kadar mob wife.

Kırmızı & siyah: Mob wife tarzının temelini oluşturan en baskın renkler arasında tutkunun simgesi kırmızı ve otoritenin kodu siyah yer alıyor. Kırmızı ve/veya siyah renklerinin baskın olduğu kıyafet seçimleri yaparak, etkileyici, baskın ve çekici bir görünüm elde edebilirsiniz.

Gösterişli takılar: Nostaljik mafya filmlerini kısaca anımsayacak olursanız gerçek ‘mob wife’ların ne kadar gösterişli takılar kullandığını gözünüzün önüne getirebilirsiniz. Altın, pırlanta, inci… Büyük, göz kamaştıran, parlak ve iddialı takılar, mob wife tarzının en önemli tamamlayıcıları arasında. Büyük boy küpeler, kalın zincirler, gösterişli bilezikler ve dikkat çekici yüzükler, bu stilin vazgeçilmez aksesuarlarından.

Kürkler: Lüksün ve ihtişamın simgesi olan kürkler, mob wife tarzında belki de en önemli yere sahip. İçinize hangi renklerde ve dokularda kıyafet seçmiş olursanız olun kocaman bir kürkle hızlıca mob wife tarzına geçiş yapabilirsiniz. Siyah, beyaz, kırmızı veya kahverengi suni kürkler, kombinlerinizi lüks ve gösterişle buluşturarak mob wife esintilerini yansıtabilir.

Vahşi dokunuşlar: Hayvan desenlerine kürklerinizde, çanta/ayakkabı gibi aksesuarlarınızda veya seçtiğiniz parçaların üzerinde yer vermekten çekinmeyin. Özellikle leopar ve zebra gibi desenler, mob wife görünümünüzü zenginleştirecek ve daha cesur bir stil yaratmanıza yardımcı olacak.

Kaynak: hellomagazine

İddialı aksesuarlar: Taşlı saatler, işlemeli çantalar, kocaman gözlükler veya gösterişli şapkalar… Aksesuar seçimlerinizde de tıpkı kıyafet seçimlerinizde olduğu gibi iddialı tercih yapın. En başta da belirttiğimiz gibi bu tarzı yaratmanın en önemli unsuru abartmaktan korkmamak.

Yüksek topuklar: Babetlerinizi, sneakarlarınızı ve hatta o çok sevdiğiniz spor ayakkabılarınızı bir kenara alın, çünkü mob wife tarzını yaratmak istiyorsanız, topuklarınız yüksek olmalı. Stilettolar, platform ayakkabılar veya topuklu çizmeler hem kombinlerinize daha fazla gösteriş katacak hem de kendinden emin duruşunuzu daha da perçinleyecek.

Kabarık saçlar: Mob wife estetiğinde saçlar, genellikle hacimli ve dikkat çekicidir. O yüzden sakin, düz duran saçlara veda edebilir, mümkün olduğunca saçlarınızı kabartabilirsiniz. Dağınık saçlar, dalgalı görünüm, iddialı topuzlar bu stilin en dikkat çeken detaylarından.

Kaynak: vogue

İddialı tırnaklar: Kırmızı, yalnızca kıyafetlerde değil tırnaklarda da hakim. Mob wife görünümünü tamamlamak için tırnaklarınızı da ön plana çıkarmalı, bakımlı görünmelerinin yanı sıra iddialı ve dikkat çekici olduklarından da emin olmalısınız.

Dikkat çeken gözler: Yoğun eyeliner, koyu farlar ve hacimli maskara kullanımı ile gözlerinizi ön plana çıkarmayı ve dikkat çeken, keskin, göz alıcı bakışlar yaratmayı da ihmal etmeyin.

Çekici dudaklar: Koyu dudak kalemleri, kırmızı, bordo renklerde koyu rujlar, hatları belirgin dudaklar… Mob wife stiline uygun bir makyaj yapmak istiyorsanız dudaklarınızı olabildiğince ön plana çıkarmalısınız.

Ve tabii ki kendinden emin tavırlar: Özgüven, cesaret, asalet! Kendine güven, bu estetiğin temel taşı. Ve tarzın sadece dış görünüşten ibaret olmadığını, aynı zamanda bir tutum ve yaşam biçimi olduğunu gösterir…

Kendinden emin tavırlarınızla ve çarpıcı, iddialı, teninize uyan ve adeta ardında iz bırakan bir parfümle son dokunuşlarınızı yapın. Biraz kırmızı ruj, kocaman takılar, leopar desenli bir kürk, dağınık saçlar ve işte ‘mob wife’…

İlginizi çekebilir: Sessiz lüks hakkında bilmeniz gerekenler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler

Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

İlgili Makale