X

Kutunun dışında düşünmek: Disleksik düşünme iş dünyasının yeni kriteri mi?

Birçoğumuz disleksiyi bir öğrenme farklılığı; tipik olarak okuma ve yazmayı etkileyen bir güçlük olarak biliyoruz. Bu, kısmen doğru olsa da tam olarak gerçeği yansıtmıyor. Disleksi, okuma-yazmanın yanı sıra kişilerin gördüğünü, duyduğunu yorumlamasını, organizasyon becerilerini ve bilgiyi işleme şeklini de etkiliyor. Ama olumsuz anlamda değil; özellikle tasarım, problem çözme, iletişim gibi farklı alanlarda disleksisi olan bireyler karşımıza güçlü yönleriyle çıkıyor.

Her ne kadar dünya genelinde dört disleksik kişiden üçü disleksilerini işverenlerinden saklamaya çalışsa da artık devir değişiyor. Çünkü disleksinin yalnızca bir öğrenim zorluğu değil aynı zamanda farklı düşünme becerilerini de içerdiğini fark eden işverenler aksine çalışanlarında disleksik düşünme becerisini aramaya başlıyor. Evet, disleksik düşünme, 21. yüzyılın aranılan, talep edilen profesyonel bir becerisi olarak disleksiye bakışı kökünden değiştiriyor.

“Disleksiyi bir dezavantaj değil, farklı bir düşünme biçimi olarak anlamamızın zamanı geldi”. Sir Richard Branson

Dictionary.com’un disleksik düşünmeyi, disleksisi olan kişiler tarafından sıklıkla kullanılan, örüntü tanıma, uzamsal akıl yürütme, yanal düşünme ve kişilerarası iletişimi içeren problem çözme, bilgiyi değerlendirme ve öğrenmeye yönelik bir yaklaşım olarak tanımlaması bu konuda birçok şeyi değiştirdi. Bu tanımdan sonra ne oldu dersiniz? Dünya genelindeki birçok insan LinkedIn profillerine disleksik düşünmeyi bir yetenek olarak eklemeye başladı. Elbette bu konuda ünlü iş insanı Sir Richard Branson’ın da katkısı büyük.

Kaynak: dictionary.com

Dünyanın en büyük disleksik topluluklarından biri olan Made By Dyslexia, disleksisi olan bireylerin yalnızca okuma-yazma güçlükleri değil, aynı zamanda farklı düşünme becerilerine de sahip olduklarını ve bu becerinin iş hayatında adeta altın bir kaynak olduğunu geniş kitlelere yaymak için çalışıyor. Bu topluluğun önemli bir parçası ve disleksisi olan ünlü iş insanı Sir Richard Branson da kurucusu olduğu Virgin Group ile iş birliği yaparak #DislexicThinking kampanyasına öncülük ediyor. Disleksiyi bir sorun olmaktan çıkarıp iş hayatı için önemli bir beceri haline getiren bu kampanyada Richard Branson’ın yanında birçok ünlü isim de yer alıyor. Bu kampanya sayesinde disleksisi olan bireyler yeteneklerini açıkça iş dünyasında gizlemeden yansıtırken disleksisi olmayan bireyler için de önemli bir konuya vurgu yapıyor: “Kutunun dışında düşünmek”.

Devir değişiyor, teknoloji gelişiyor, yenilikler hızla ilerliyor, herkes farklılık arıyor, değişiklik istiyor; en başta da işverenler. Profesyonel iş dünyasında güçlü adımlarla ilerleyebilmenin en kritik yolu yaratıcı olmaktan, sıradışı düşünmekten, olaylara, durumlara farklı bakış açılarıyla yaklaşabilmekten geçiyor. Öyle ki disleksik düşünme işverenlerin aradığı bir yetenek haline geliyor. Disleksik düşünebilmenin kökeninde aslında daha karmaşık, sıradışı, yaratıcı bir yaklaşımla düşünmek olduğundan; yani think outside the box, kutunun dışında düşünmeyi öğrenmek mümkün.

Kutunun dışında düşünmenize yardımcı olacak ipuçları

Bakış açınızı değiştirmeye ve kendinizi geliştirerek hayatınızın her alanında yaratıcı olmaya hazırsanız işte sizi kutunun dışına çıkaracak ipuçları:

Yaratıcılığınızı besleyin

Okuyun, yazın, çizin, resmedin, bir şeyler karalayın, düşünün, odaklanın, doğaya çıkın, yeni hobiler deneyin, sizi besleyen ne varsa hepsine bir şans verin ve yaratıcılığınızı geliştirmek için sınırlarınızı esnetin, konfor alanınızdan çıkın. Yaratıcılığınızı geliştirdikçe kutunun içinde kalmadığınızı fark edeceksiniz.

Beklenmedik kaynaklardan ilham alın

İlham, şaşırtıcı yerlerden gelebilir. Bu nedenle farklı alanları denemek, yeni fırsatları değerlendirmek, bakış açınızı geliştirmenize ve yepyeni fikirler bulmanıza yardımcı olabilir. Her zaman kullandığınız yoldan gitmeyin; başka bir yol deneyin, her gün okuduğunuz haber kaynağının yanı sıra daha önce takip etmediğiniz bir platformda da gezinin; unutmayın her gün aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde edemezsiniz.

‘Beyin dökümü’ yapın

“Brain dump”, beyin dökümü ya da beyin boşaltma, netlik sağlamak ve düşünce sürecini hızlandırmak için fikirleri kafanızdan çıkarmanıza ve bir kağıda dökmenize yardımcı olur. Düşüncelerinizi kağıda aktarmak hem odaklanmanızı kolaylaştırır ve farklı çözümler bulabilmek için fikirlerinizi organize ederek daha iyi değerlendirmenizi sağlar.

Bir çocuğa sorun

Çocuklar dünyaya ve işlerin nasıl yürüdüğüne dair sıradışı görüşlere sahiptir. Onlara göre her şey mümkündür. İmkansız onların dünyasında yoktur; çünkü hayal güçleri sonsuzdur. Başta komik görünse de bir çocuğa herhangi bir konuda fikrini sormak, hiç aklınıza gelmeyecek bir açıdan konuya yaklaşmanızı sağlayabilir. Denemekte sizce de fayda yok mu?

Zihinsel egzersizler yapın

Daha yaratıcı düşünmenin, kalıpların içinden çıkmanın bir diğer yolu da görevleri, durumları ve zorlukları farklı bir şekilde gözlemlemenize yardımcı olan zihinsel egzersizlerdir. Zihinsel egzersizler, bilişsel yeteneklerinizi veya öğrenmek istediğiniz yetenekleri geliştirmek, bilgileri işlemek ve mantıklı düşünmek, yaratıcı olmak için yapabileceğiniz aktivitelerdir. Kutu oyunlarından meditasyona yapabileceğiniz birçok zihinsel egzersiz bulunur. İster yapboz yapın ister yeni bir dil öğrenin zihninizi canlı tutun.

Karşıt görüşleri dinleyin

Özellikle uzun süredir aynı işte çalışıyorsanız, sorumluluklarınızı gerçekleştirmenin en verimli yollarını bulduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz. Sizin için işe yarasalar da, başkalarının yöntemlerine de bir şans verebilirsiniz. Diğer bakış açılarını dinlemenin, farklı yöntemleri denemenin de işe yarayabileceğine inanabilirsiniz. Sizin

Gözlem yapma becerilerinizi geliştirin

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi ilhamın nereden geleceği hiç belli olmaz. Belki yolunuza çıkan bir ağaçtan, belki gördüğünüz bir insandan… O yüzden çevrenize dikkat etmenizde ve etrafınızda olup biten her şeyin farkında olmanızda fayda var. Bunun için gözlem becerilerinizi geliştirmeli; her an ilham almaya açık olmalısınız.

Tersine mühendislik çözümleri düşünün

Tersine mühendislik, bir aygıtın, objenin veya sistemin; yapısının veya işlevinin çıkarım yapmaya dayanan bir akıl yürütme analiziyle keşfedilmesine verilen isimdir. Ama içinde mühendislik geçtiği için sadece makineler için geçerli olduğunu düşünmeyin. Bir düşünce, durum ya da plan için de bu yöntemi kullanabilirsiniz. Önce sonuca yani hedefinize odaklanarak daha sonra ona ulaşmak için çeşitli olasılıkları değerlendirerek standart düşünme protokollerinden sıyrılabilir; kutunun dışına çıkabilirsiniz.

Yaratıcılığınızı beslemek, kalıpların dışına çıkmak, yeni bakış açıları kazanmak için aşağıdaki yazılarımıza da göz atabilirsiniz:

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale