X

Konfor alanından çıkmak ya da çıkmamak; işte bütün mesele bu

Kısa bir aradan sonra yeniden merhaba…

Bu sefer cebimdeki sorulara cevap aramak üzere oturdum klavyenin başına. Hepimiz için zorlu, hem de oldukça zorlu bir yılı geride bırakırken, sorgulamadan edemiyorum bu sene neler kattım kendime diye. Dünyayı etkisi altına almış bir salgın ile mücadele ederken, benim için bir de sevdiklerimi kaybettiğim, bana farklı mücadele alanları da getiren bir yıl oldu ve hala da oluyor. 

Ama arkama yaslanıp gözden geçirdiğimde, kendime de katkı sağlamaktan vazgeçmediğim bir sene olmuş. Bunca olumsuzluk arasında hatırı sayılır bir gelişme bence. Mesela, hayata geçirmek için kalbimi çarptıran bir fikrim oluştu. Bunun üzerine, eğitimler alıp, kendimi geliştirme yönünde ilk adımlarımı da attım, henüz bebek adımları ile ilerlesem de eminim ki bir gün olgunlaşacak.

Sonra, özümle tanışmak için kollarımı sıvadım. Daha gerçekçi bir bakış açışı ile yeniden kendimle tanıştım. Ben ne isterim, özüm kim, her bir davranışım nelere hizmet ediyor, hepsine baktım tek tek, hala da bakmaya, yeniden tanımaya devam ediyorum kendimi. 

Hiç sıkılmadan, yepyeni biriyle tanışır gibi tanışıyorum kendimle. Kendime iyi geldiğimi fark ediyorum her seferinde. Bir nevi inzivadayım sanki. Ancak bu inzivadan yavaş yavaş çıkmanın vakti geldi. Bu çıkışla beraber, içimde uyanan diğer hislere de cevap aramaya devam ediyorum.

Konfor alanımı ne kadar seviyorum? Bu alandan nasıl ve ne şekilde çıkmalıyım ya da çıkmalı mıyım? Sevdiğim herkesin uzağımda olması sebebiyle artık yavaş yavaş daha özgür düşünerek, gerekli riskleri almam gerektiği hisleri sarıp sarmalıyor her bir hücremi. 

Ama nasıl yapacağımı, nereden başlayacağımı bir türlü formüle edemiyorum. Yeri geldiğinde güvenli sandığı limanlarından ayrılmayı bilen ben, bu sefer bambaşka bir mücadele alanında ne yapacağını bilemez haldeyim. Bir yanım bilindik alışkanlıkların güveni ile rahatlamışken, diğer yanım artık bu kadar güvenin yettiğini, biraz yenilik aramam gerektiğini söylüyor. 

Her seçim bir vazgeçiştir. Biliyorum! Ama nelerden vazgeçmeliyim, ne için ve kimin için bu konfor alanının dışına çıkmalıyım soruları kafamı o kadar meşgul ediyor ki bir türlü objektifliğe erişemiyorum. İlham aldığım insanlara bakıyorum epeydir, hepsi hayatlarının bir döneminde gözlerini karartmış ve o konfor alanlarından çıkmışlar. Buna cesaret edebilen herkes bir şekilde hayalini kurduğu o hayata zorluklarla da olsa erişmişler. 

Bunu yapacak gücüm olmasına rağmen beni bekleyen belirsizlik denizinde dalgalarla mücadele edecek gücümün olduğundan bazen emin olamıyorum. Bildiğim tek bir şey oluyor bu noktada; artık güvenli limanlardan ayrılmam gerek. İpleri çözüp, denizin o eşsiz maviliğini seyretmem gerek. Bu seyirde fırtına da olsa elbet bir gün dinecektir, öyle değil mi?

Sahi, nedir beni tutan bu kıyılarda? Neden sıkı sıkıya bana ait olmayan halatlarla bağlıyım ki bu limana. Ne bekliyorum o ipleri çözmek için? Sanırım, yola çıkmak istediğim ekip de biraz tedirgin bu yolculuktan; belki de benim biraz cesaretlendirmem gerekiyordur ekibimi kim bilir? 

Ya da o ulaşmak istediğim yeni limana varmak için, ipi de kendim çözmeli, dümene de kendim geçmeliyim. Kendi gemisinin kaptanı olunca insan daha iyi göremez mi zaten ufku? 

Ve galiba yolumu buluyorum yine bir yazının sonunda. Biliyorum ki, hayalini kurduğum o yeni limana gitmek için yola çıkacak gücü bir gün bulacağım. Belki bugün hemen değil, ama bir gün mutlaka… O gün gelene kadar da ben gemimin bakımını yapmaya, yola çıkacak gücü toparlamaya devam edeceğim.

Yazının başında bahsettiğim cebimdeki sorulara belki bu yazıda bir çözüm bulamadım, ama yine yeniden gördüm ki belki bazen başkalarından beklediğim tüm güç benim içimde, bunu hatırladım yeniden. Yeri geldiğinde de dümene geçmek için hazırlanmaya devam edeceğim bir süre daha… Sonra ver elini yeni mavilikler…

Peki ya siz? İstemeden demirlediğiniz limanlardan ayrılmak isteyip de ayrılamadığınız oldu mu hiç? Ayrılmak için sadece halatı çözerek işe başlamaya ne dersiniz? 

İlginizi çekebilir: Geçmiş, hayatımızın neresindedir: Şimdiyi kutlamak için ters yöne giden koltuğa oturmak ister misiniz?

Pınar Tümkaya: Selamlar, ben Pınar Tümkaya. 1984 senesinde sevimli bir Akdeniz kenti olan İskenderun’da doğdum. Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümünden 2007 senesinde mezun olmadan hemen önce hep hayalini kurduğum İK alanında İşe Alım Uzmanı olarak çalışmaya başladım. Ama maalesef, kısa bir süre sonra rüzgar beni Mersin’e getirdi. Şuanda Mersin’de, uluslararası bir şirkette Finansal Kontrolör olarak görev almaktayım. Kendimi bildim bileli sıkıntımı, derdimi en çok yazarak anlatmayı sevdim. Ancak, yazar olmak hiç hayalim olmadı. Hayalim her zaman, insanlarla etkileşimde olarak, onların sorunlarına destek ve çözüm ortağı olmak oldu. Her ne kadar çalışmakta olduğum alan insanlardan çok rakamlarla ilgili olsa da kişisel gelişim aşkım hiç bitmedi. Geçtiğimiz Mart ayında bunu artık daha profesyonel bir hale getirmem gerektiğine karar vererek House of Human’dan Profesyonel Yaşam Koçluğu programını tamamlayarak Yaşam Koçu oldum. Bu platform sayesinde yaşayıp aştığım, her tökezlediğimde kendimce ürettiğim çarelerin başka insanların da çözümü olmasına vesile olmak, yazılarımla sesimi duyurabilmek en büyük mutluluğum olacaktır.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale