Geçmiş, hayatımızın neresindedir: Şimdiyi kutlamak için ters yöne giden koltuğa oturmak ister misiniz?

Sizde de olur mu hiç bilmem ama bende zaman zaman olur: Alakasız bir zaman ve yerde gördüğüm olay hemen beni alır daha önceki bir anımın içine yollar ve birazcık oralarda gezmemi sağlar.

Dün de evime giderken, köşe başında bir grup üniversite öğrencisinin yeni aldıkları elektrikli sobayı kaldırıma koyup sohbet ettiklerini gördüm. Kim bilir ne umutlarla, ne hayallerle o sobanın başında sabahlayacakları vizeleri, finalleri, bitirme tezleri olacak. Kim bilir kaç öğrenci evinde kıt kanaat bütçeleri ile hazırladıkları öğrenci yemekleri ile iyi geçen sınavlarını kutlayacak…

Bu minicik köşe başı sohbeti yapan arkadaş sahnesi, benim yeniden kendi yaşadığım ve üzerinden epey zaman geçmiş anılarıma gitmemi sağladı. Ve fark ettim ki unuttuğumu sandığım pek çok anım, aslında zihnimde olduğu yerde sıcacık, taptaze hatırlanmayı bekliyormuş. Hala düşündüğümde aynı heyecanı hissediyor olmak da bana pek bir keyif verdi. Neden mi? Bazen ve hatta çoğu zaman unutuyoruz nerelerden geçtiğimizi. Çoğu zaman hayatın bize nasıl cömert davrandığını, sahip olduklarımızı aslında çok da kolay elde etmediğimizi hatırlamamız gerek. “Şu anda” durup, “geleceğe” bakma telaşımızdan belki de hep olmayana odaklanıp, “bu da olsaydı daha mutlu olurdum, filanca işe kabul edilseydim daha güzel olurdu, o arabayı alacak param olmadığı için ne kadar da şanssızım, alan nasıl alıyor?” der dururuz.

Oysa şöyle bir köşe başında birazcık soluklansak, biraz baksak oralardan yürüdüğümüz yollara, geçtiğimiz dönemeçlere neler başarmışız, bir kutlasak kendimizi… Belki o zaman farkına varacağız, şimdi sahip olduklarımızın güzelliğini.

Ben üniversite yıllarıma gittiğimde, içimde benimle beraber büyüttüğüm umudu hatırlıyorum. Geleceğime nasıl umutla baktığımı hatırlıyor, içinde bulunduğum o zamanlarda bu umudun bana en iyi motivasyon aracı olduğunu sevgiyle anıyorum. Tren yolculuğu yaptığım bazı zamanlarda da, ters yöne denk gelen bir koltuğa her oturduğumda genelde, o ters koltuk benim geçmişe seyahatime vesile olur. Hep de düşünürüm, keşke ara ara geçmişe şimdinin konforlu koltuğundan bakarak bir dönsek, birazcık geçtiğimiz yollara, aştığımız zorluklara baksak tren hızıyla diye. O zaman şimdide yol almak daha keyifli olmaz mı pek çoğumuz için?

Biliyorsunuz, günümüzde her yerde bangır bangır şunları duyuyoruz, “anda kal, şimdinin tadına var, bırak geçmişte ve gelecekte yaşamayı!” Ben de çok ama çok duyarım bunu. Bu kadar önemsediğim halde, zaman zaman da andan uzaklaşan biriyim, itiraf ediyorum. Zaten sanırım da en çok da bundan, o ters yön koltuğundan bakmak istiyorum, nerelerdeydim, nereye gidiyorum diye.

“Hayatını tanımla” sorularına ben genelde yolculuk tarifini yaptığım için de bazen bir başkasının yaşadığı sahne alıyor beni, bazen de yaptığım seyahatler izletiyor geçmiş sokaklarımı. Geçmiş sokaklarıma, özellikle de üniversitedeki yıllarıma yolculukta en çok odaklandığım konu şu: Sevdiğim, yapmak istediğim şeylerin şu anda neresindeyim sorusunun cevabını arıyorum.

Peki şimdiye varınca, bu sorulara cevabım ne oluyor? Pek çok virajı kendi başına aşmış, o virajları dönerken elleri, kolları bir sürü hediye ile dolmuş, elektrikli sobanın dibine kadar girip bazen kaygıyla, bazen azimle ama çokça zaman da umutla vizesine, finaline hazırlanan toy bir kadının şimdide olduğu yerden memnuniyeti var, bu bir cevap o sorularıma. Ancak, şimdiye vardığımda görüyorum ki, hala hayata geçirmek istediğim pek çok planım var, bu planları da hayata geçirmek için gidecek epey bir yol var. Ve ben biliyorum ki beni yine bekleyen pek çok zorlu yol, aşılması gereken engelleri aşacak gücüm ve çokça isteğim var. O elektrik sobaya yapışıp ders çalışan azimli kız hala içimde bir yerlerde, benim “hadi kalk artık, hareket zamanı” dememi bekliyor.

İçimde yeni bir şeyleri oluşturma sancısı çektiğim bu günlerde acaba bir sonraki durağım neresi olacak? Heyecan ve hevesle bekliyorum, bu sancının sonunun feraha, güzelliklere, “tamam artık vardım” diyeceğim günlere doğmasını. Ne dersiniz olur mu sizce?

Sahi, siz hiç trende ters yöne giden koltuktan geriyi izleyerek seyahat ettiniz mi? Etmediyseniz, haydi kemerleri bağlayın, bir seyahate çıkın. Kim bilir o seyahat sizin için hangi şahane durakta son bulacak?

Ne dersiniz denemeye değmez mi?

İlginizi çekebilir: Kelimelerin gücü: Sorunlarla başa çıkmak için sihirli bir cümleniz var mı?

Pınar Tümkaya
Selamlar, ben Pınar Tümkaya. 1984 senesinde sevimli bir Akdeniz kenti olan İskenderun’da doğdum. Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümünden 2007 senesinde mezun olmadan hemen önce hep ... Devam