X

Kendini takdir et: Muhtemelen farkında olmadığınız muhteşem özellikleriniz

Kendinize en son ne zaman teşekkür ettiğinizi, diğer insanlar için önemli olmasa da sizin için önemli olan küçük başarılarınızı doya doya kutladığınızı, kendinize sıkıca ve koşulsuzca sarıldığınızı hatırlıyor musunuz? İçinizdeki karamsar sesi susturmakta zorlandığınızın ya da yaşadığınız olumsuzlukların gölgelediği gurur dolu anları çoğu zaman es geçtiğinizin farkında mısınız? Elde edemediklerinize ya da başaramadıklarınıza gereğinden fazla odaklanarak kutlanmaya değer yanlarınızı unutmuş olabilir misiniz? ‘Kendini takdir et’ denildiğinde sizin aklınıza neler geliyor bilmiyoruz; ancak yaşam yolculuğu en küçük anlarda bile kendimizle gurur duyabileceğimiz, kendimizi takdir edebileceğimiz ve koşulsuzca kabul edebileceğimiz fırsatlarla dolu. Tek yapmamız gereken farkında olmak! 

Kendini takdir etmek, önemli bir içsel güç ve mutluluk kaynağı. Evet, hepimizin farkında olmadığı ya da göz ardı ettiği muhteşem özellikleri var. Kendinizle ilgili bakış açınızı gözden geçirmenin, kendinize hak ettiğiniz değeri vermenin ve kendinizi neden takdir etmeniz gerektiğiyle ilgili farkındalık kazanmanın şimdi tam sırası! Kendinizi takdir etmenize yardımcı olacak muhteşem ‘insani’ özellikleri parlatmaya ve ışıldamaya hazır mısınız? 

“Diğer insanlara, bana davranılmasını istediğim gibi davranırım.”

En zorlayıcı durumlarda bile çevrenizdekilere, belki kendinize bile göstermediğiniz nezaketle ve saygı dolu bir tutumla yaklaştığınız anları hatırlayın. Gerçekten takdire şayan değil mi? Zorlu bir konuşmayı yaptıysanız, kendinizi doğru bir şekilde ifade edip, karşınızdakini anlayışla kabul ettiyseniz, omzunuza pat pat yapın ve tekrar edin “Harika bir iş çıkardım!”

“Detaylar konusunda hassas ve dikkatliyim.”

Hayattaki küçük ama anlamlı ve önemli şeylerin farkında varabilmek ancak duyarlı ve hassas insanların sahip olduğu bir beceri. Bu özelliğinizle kendinizin ya da sevdiklerinizin karşılaştığı kaç probleme çözüm bulduğunuzu, hayatı nasıl kolaylaştırdığınızı anımsayın.

“Ben yerine ‘sen’ diyebilirim, en az kendim kadar diğerlerini de düşünebilirim.”

Aileniz, arkadaşlarınız, partneriniz, çocuklarınız… Kendi isteklerinizi erteleyerek diğerlerinin ihtiyaçlarını önceliklendirdiğiniz zamanları düşünün. Bunu tamamen kendi özgür iradenizle, egonuzdan sıyrılarak, kendi seçimlerinizle gerçekleştirdiniz. Bu tutumunuz sizce de kocaman bir ‘aferin’i hak etmiyor mu? Ama şunun da altını çizmekte fayda var, kendi ihtiyaçlarınız da önceliklendirilmeyi hak ediyor. 

“Her gün yeni bir şeyler öğrenir, kendimi geliştiririm.”

Her zaman kişisel gelişim odaklı, bilinçli öğrenimler olmasa da yaptığınız her yanlışın ve hatalı her girişimin muhteşem bir öğrenme fırsatı olduğunu fark ettiniz. Sizin için önemli olan konular hakkında küçük de olsa yeni bir bilgi edinebilmek için zaman ve çaba sarf etmenin yanı sıra, motive kalabilmeyi de başardınız. Ve inanın kendinize yaptığınız en küçük yatırım bile takdiri hak ediyor.

“Düşüncelerim kadar duygularımı da dinler ve bazen kalbimin götürdüğü yere gidebilirim.”

Gün içinde yaptığımız neredeyse her şey düşünce gücü gerektiriyorken ve günlük yaşamda duygular bu kadar arka plana itilmişken, siz nadiren de olsa duygularınızın sesini duymaya çalıştınız. Bazen mantıklı gelmese de, sonu beklediğiniz gibi olmasa da sezgilerinize güvenme cesaretini gösterebildiniz. Bunu takdir edin, çünkü kalbin sesini dinlemek bazen en yüksek dağa tırmanmaktan daha fazla cesaret gerektirebilir.

“Sağlığımı her zaman önceliklendiririm.”

Hayatın koşuşturmacası ve aceleci kültürün içinde sağlığımız için faydalı seçimler yapabilmek her zaman mümkün olmasa da, siz fırsat bulduğunuz her an bedeninize iyi bakmayı, sağlıklı beslenmeyi ve spor yapmayı ihmal etmediniz. Örneğin, öğle yemeğinde yağlı bir pizza yerine salata tercih ettiğiniz ya da sabah gün bile aydınlanmamışken sıcacık yatağınızdan kalkıp yürüyüşe çıktığınız o anları hatırladığınızda kendinizle gurur duymak için ne kadar çok sebebiniz olduğunu göreceksiniz.

“Gülümsemek/gülümsetmek için her fırsatı değerlendiririm.”

Hayat, görebildiğiniz kadar güzel, göremediğiniz kadar çirkindir. Siz, değerli olan, keyif alabildiğiniz, sizi gülümseten anları görmeyi seçerek önemli bir adım attınız. Üstelik sadece kendiniz için değil, gülümseyebileceğiniz anları değerlendirerek çevrenizdekilere de ilham olup, çoğu zaman onları da gülümsettiniz.

“Birine sırılsıklam aşık olmanın nasıl bir his olduğunu biliyorum.”

Belki aşık olduğunuz kişiyle birliktesiniz, belki anlaşamayıp çoktan yollarınızı ayırdınız, belki hiç tanışma fırsatı bulamadan duygularınızı uzaktan yaşadınız. Ancak birine gerçekten tutkuyla bağlanmanın ve sonu olumlu da olsa olumsuz da olsa duygularınızı tüm içtenliğinizle yaşamanın tadına varabildiyseniz, bunu kutlamayı çoktan hak etmişsiniz demektir. Birine kalbini açmak da neler hissettiğinle yüzleşmek de cesaret ister ve bu da takdir edilmeyi hak eder.

“Bağımsız olmayı ve kendi ayaklarımın üzerinde durmayı önemsiyorum.”

İhtiyacınız olduğunda yardım istemekten çekinmeseniz de, herhangi bir şeyi kendiniz halledebilecekken yardım istemekte aceleci davranmadınız. Bağımsızlığınıza ve sahip olduğunuz becerileri kullanmaya mümkün olabildiğince alan açtınız. Hemen omzunuza bir pat pat daha yapın.

İlginizi çekebilir: Başkalarına olan bağımlılığınıza son vermek ve özgürlüğünüzü ilan etmek için izlemeniz gereken 3 adım

“Tanıdığım ya da tanımadığım birinin başarılı olması için onu desteklerim.”

Kendiniz kadar diğer insanların da başarılı olması, yeterliliklerinin farkına varması ve kendine olan inancını güçlendirmesi için küçük de olsa attığınız her adımın onların hayatında yarattığı muhteşem değişimlere tanıklık etmek, kendinizle ilgili takdir etmeniz gereken en değerli şeylerden biri. Bugüne kadar kaç insanı desteklediğinizi bir düşünün…

“Diğer insanları dinlerken kendimle ilgili bir şey paylaşmadan, sadece onların söylediklerine kulak verebilirim.”

İnsanlar arası iletişimde en değerli olan şeylerden biri hiç şüphesiz tüm dikkatinizi ve ilginizi karşınızdakilere yönelterek, can kulağıyla dinleyebilmek. Yaşamınız boyunca değer verdiğiniz insanları, kendiniz için değil sadece onlar için dinleyebilmiş olmanızla gurur duymalısınız.

“Kendi aleyhime bile olsa, daima dürüstlükten yanayım.”

Yalan söylememek, kendiniz olmanın ilk adımıydı ve çoğu durumda, sizin için olumlu sonuçları olmasa bile dürüst olmayı seçtiniz, seçiyorsunuz. Dürüstlüğünüzü takdir edin.

“Sahip olduklarım için her gün şükrederim ve evrenin bana sunduğu güzelliklerin tadını çıkarmayı ihmal etmem.”

Görmeyi bildiğiniz sürece, her yeni gün yaşamın size sunduğu güzelliklerin keyfine varmak için bir fırsattı ve siz bu fırsatı iyi değerlendirdiniz. Bazen bir kahvenin kokusundan, bazen bir çocuğun gülüşünden, bazen sebepsiz yere karşınıza gelen fırsatlardan yaşamınızı güzelleştirecek şükür anları yarattınız.

İlginizi çekebilir: Şükretmeyi alışkanlık haline getirmenin yolları

“Yardıma ihtiyacı olan tüm sevdiklerimin yanında olmaya çalışır ve elimden gelenin en iyisini yaparım.”

Yardıma ihtiyacı olan birinin sadece yanında olmanın bile ne kadar değerli olduğunu bilerek, elinizden gelen tüm desteği sunmaya çalıştınız. Bazen zor olsa da, sadece iyi anlarında değil kötü anlarında da yanında olup, daha iyi hissettirmek için sahip olduğunuz tüm kaynakları başkalarıyla paylaşabildiniz.

“Her zaman yapacak ya da keşfedecek değerli bir şeyler bulabilirim.”

Becerilerinizi geliştirmek ve yeni deneyimlere açık olmak, daha da önemlisi bunun için zaman yaratmak hayatı dolu dolu yaşamanın en önemli ön koşullarından biri. Ve siz bulduğunuz her fırsatta can sıkıntınızı üretkenliğe ve mutlu anlara dönüştürebilecek güce sahipsiniz.

“Kendimin ve diğerlerinin haklarını savunmaktan çekinmem.”

Önem verdiğiniz biri zor durumda olduğunda, haksızlığa uğradığında ve kendi hakkını savunabilecek gücü olmadığında, okların kendinize çevrileceğini bile bile o kişinin haklarını savunabildiniz. Kendiniz adına da başkaları adına da sesinizi yükseltmeye cesaret edebildiniz.

“Bana hizmet etmeyen kalıplaşmış inançlarımı yıkmak ve değiştirmek için çaba sarf ederim.”

Kendinizle ilgili yeni şeyler öğrendikçe, keşif ve merak duygularınızı canlı tuttukça, düşüncelerinizi ve kalıplaşmış inançlarınızı yıkmak için adım atmış oldunuz. Yaşam deneyiminden edindiğiniz dersleri içselleştirerek, sizi aşağı çeken ve karanlıkta tutan inançlarınızı değiştirdiniz.

“Sözlerimin ve eylemlerimin sorumluluğunu üstlenirim.”

Kendi hatalarınızı veya başarısızlıklarınızı başka insanlara yüklememeniz gerektiğinin bilincinde hareket ettiniz. Hatalarınızı kabul ederek ve telafi etmek için çaba gösterdiniz. Ve bir dahaki sefere daha iyisini yapabilmek için başarısızlıklarından ders aldınız. Tüm bunları yaparken aslında kendi hayatınızın sorumluluğunu aldınız.

İlginizi çekebilir: Sorumluluk üstlenmenin tam zamanı: Hayatınızın öznesi kim?

“Sevilmeye değer biri olduğumu biliyorum.”

Hiçbirimiz mükemmel değiliz ve hatalarımızla, yanlışlarımızla, eksiklerimizle de sevilebileceğimizi biliyoruz. Belki aileniz, belki arkadaşlarınız, belki kediniz ya da köpeğiniz… Başkaları tarafından sevildiğinizi hissettiğiniz her an kendinizi sevebilmeniz için en güzel fırsat.

“Beni inciten insanları affedebilirim.”

Hepimiz bazen duygularımızı kontrol edemeyip kasıtlı olarak, bazen de hiç farkında olmadan karşımızdaki kişileri kıracak davranışlarda bulunabiliyor, kötü sözler söyleyebiliyoruz. Bu nedenle de hata yapmanın normal olduğunu kabul edip, sizi kıran insanları affedebildiniz. Bazen sizi ne kadar kırdığının farkında olmadığını bile bile, bazen hatasını kabul edip özür dilediğinde… Tavrı ve tutumu ne olursa olsun affediciliğinizle kucaklayıcı olmak takdir etmeniz gereken en değerli özelliklerinizden biri.

İlginizi çekebilir: Bağışlayıcı olmanın dayanılmaz hafifliği: Başkaları için değil, kendiniz için affedin

“Sevdiklerime koşulsuzca, kocaman sarılabilirim.”

Çevrenizdeki insanlara nasıl sarılacağınızı çok iyi biliyorsunuz ve fırsat bulduğunuz her an kollarınızı karşınızdaki kişiye dolamaktan çekinmiyorsunuz. Sarılmanın iyileştirici gücünün farkında olup bu özelliğinizi hem kendiniz hem de çevrenizdekiler için cömertçe kullanmanız sizce de takdire şayan değil mi?

“Muhteşem bir hayal gücüm var.”

Hiç yaşanmamış sahneleri hayal edebiliyor, sadece hayal gücünüzü kullanarak duyularınızı ve ruhunuzu besleyebiliyorsunuz. Kendi yarattığınız bir dünyada yaşamanın muhteşemliğini, gerçekliğe demir atmayı bilerek deneyimleyebiliyorsunuz.

“Gerçek dostlarımın kimler olduğunu biliyorum ve onlara değer veriyorum.”

Gerçek arkadaşlığın ne olduğunu fark etmeyi öğrendiğinizde ve güvenebileceğiniz bir arkadaş bulduğunuzda onlara tutunmanız gerektiğini biliyor ve ilişkinizi beslemek için zaman ve enerji harcayabiliyorsunuz.

“Kontrol edebildiklerime odaklanmayı seçiyorum.”

Yaşamda kontrol edebileceğiniz ve edemeyeceğiniz şeylerin olduğunu biliyor, kontrol edemedikleriniz için gereksiz yere enerjinizi tüketmekten kaçınıyorsunuz. Sadece yapabileceklerinize odaklanıyor ve elinizden gelenin en iyi yapmaya çalışıyorsanız, kendinizle gurur duyabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Her şeyi kontrol etme isteğinden kurtulmak için öneriler

“Geçmişimin beni tanımlamasına ya da geleceğimi belirlemesine izin vermiyorum.”

Hiçbirimiz geçmişimizde yaptıklarımızdan ya da olduğumuz kişiden ibaret değiliz ve siz insanın her saniye değişebileceğini çok iyi biliyorsunuz. Şu anda nelere sahip olduğunuzu iyi görüyor ve her yeni günde istediğiniz hayatı inşa etmek için harekete geçiyorsunuz. Geçmişe takılı kalmayıp gelecek için dertlenmeyip ‘an’ı yaşadığınız her ‘an’ için bir pat pat daha!

“Her konuda elimden gelenin en iyisini yaptığımı biliyorum.”

Küçücük şeylerde bile her zaman elinizden gelenin en iyisini yapmayı hedeflediniz. Verdiğiniz tüm kararların, o anki koşullarda verdiğiniz en iyi kararlar olduğunun bilincindesiniz. O sırada içinde bulunduğunuz duruma, ortama, sahip olduğunuz kaynaklara göre; koşullarınızın el verdiği ölçüde elinizden gelenin en iyisini yaptınız. Bazen beklediğiniz sonucu alamasanız da, gösterdiğiniz çabanın beklentilerinizin çok üstünde olduğunun farkındaydınız.

“Yaşamımdaki her şeyi dönüştürebilmek için yeterli iradeye ve güce sahip olduğumu biliyorum.”

Güçlü yönlerinizi ve kaynaklarınızı iyi kullanmanın kendi sorumluluğunuzda olduğunu çok iyi biliyorsunuz. Hiçbir şeyi hafife almıyorsunuz (ya da en azından almamaya çalışıyorsunuz). Ve üzerinize düşeni yaptığınız sürece hayatının olması gerektiği gibi şekilleneceğine güveniyorsunuz.

İlginizi çekebilir: Güçlü bir iradenin sırrı: Yüksek yaşam enerjisi

“Hata yapmayı insan olmanın ayrılmaz bir parçası olarak görebiliyorum.”

Her insan gibi sizin de başarısız girişimleriniz olsa da yeniden ayağa kalkmanın ‘düşe kalka’ mümkün olduğunu öğrendiniz. İşinizi kaybettiğinizde, sevdiklerinizi kaybettiğinizde, reddedildiğinizde ya da terk edildiğinizde pes edebilirdiniz ancak siz, yaralarınızı bir şekilde onarmayı, zorlukları atlatmayı ve kaldığınız yerden devam etmeyi sayısız kez başardınız.

“Özür dilemeyi biliyorum.”

Hataları kabul etmek her zaman kolay değildir, ancak siz bunu başardınız. Hatalarınızdan kendi payınıza düşeni aldınız ve aynı hatayı tekrarlamamak için neler yapabileceğinizi gözden geçirdiniz, belki kendinize sözler verdiniz.

“Konfor alanımın dışına çıkabiliyorum.”

Belki tek başınıza, dilini hiç bilmediğiniz bir ülkeye gittiniz; belki hayallerinizin peşinden gitmeyi tercih edip risk alarak işi bıraktınız, bir sabah hiç tanımadığınız bir insana gülümsediniz… Her durumda konfor alanınızın dışına çıkmaya cesaret ettiniz.

“Korkularımla yüzleşebiliyorum.”

Bazıları büyük, bazıları küçüktü. Bazen sizi korkutan şeylerin üstüne gittiğinizde çoğu zaman hepsinin daha da büyüdüğünü gördünüz. Ancak en nihayetinde önemli olanın korku duymak değil, korkuya rağmen devam edebilme cesareti göstermek olduğunu öğrendiniz.

Bonus: “Kendimi sahip olduğum her şeyle, koşulsuz kabul edebiliyorum.”

Zayıf, eksik, yarım, ‘geliştirilmesi gereken’ yönlerinizi içtenlikle kabul ettiniz ve bazen pes etseniz de ya da direnç gösterseniz de değişim için adım atarak sayısız ilerleme kaydettiniz.

Tüm bu özelliklerinizin yanı sıra, takdir etmeniz gereken belki de en önemli özelliğiniz 7 milyardan fazla insandan farklı, eşsiz ve benzersiz olmanız. Sadece bu hayata gelmiş olmanız bile yaşamın size verebileceği en değerli hediye. Bu hediyeyi nasıl değerlendireceğiniz, seveceğiniz ya da sevmeyeceğiniz ise özgür iradesi olan bir varlık olarak sadece sizin elinizde. Kendini takdir etmenin değeri, paha biçilemez! Siz bugün kendinizle ilgili neleri takdir ettiniz?

İlginizi çekebilir: En temel ihtiyaçlarımızdan biri: Değerli hissetmek

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale