X

Karar verme stilleri: Hep en iyisini arayanlardan (maximizer) mısınız, yoksa elinizdeki seçeneklerle tatmin olanlardan (satisficer) mı?

‘Akşam ne yiyelim?’ sorusu, sizi saatlerce kıvrandırıyor mu? Ya da telefonunuzu değiştirmeye karar verdiğinizde günlerce, hatta aylarca araştırma yapıyor musunuz? Herhangi bir şeyi yapmaya ya da satın almaya karar vermek sizin için oldukça uzun ve zorlu bir yolculuk mu? Bir karar vermeden önce zihninizdeki tüm kriterlerin tiklenmesi gerekiyor mu? ‘Evet, evet, evet, hepsine evet!’ diyorsanız, gerçek anlamda bir ‘maximizer’ olabilirsiniz. ‘Yoo, bu ben değilim; elimdeki seçenekleri değerlendirmek ve karar vermek benim için kolay…’ diye düşünüyorsanız da muhtemelen bir ‘satisficer’siniz. Peki, ne demek bu maximizer ve satisficer kavramları? Aslında karar verme stilleri başlığı altında değerlendireceğimiz bu kavramlara değinmeden önce gelin Herbert Simon’un Karar Verme Teorisi’ne göz atalım.

1947 yılında Herbert Simon tarafından ortaya çıkarılan Karar Verme Teorisi, bu yazımızda da değineceğimiz satisficer ve satisficing kavramlarına dayanıyordu; yani kökeninde ‘tatmin edici’ bir şeyler yatıyordu. Peki, nasıl? Şöyle ki; Simon, kararların kendisi kadar kararların nasıl alındığına da odaklanıyordu ve teorisinin özünde yeterli, tatmin edici, ideal olan, ne çok ne az tam anlamına gelen, satisficing terimi bulunuyordu.

Karar Verme Teorisi’ne göre, bir karar alırken o kararın getireceği karları maksimize etmeye odaklanmak yerine; minimum riskleri içeren seçenekleri görüp, o yönde kararlar almak gerekiyordu. En iyi karar verme stratejisi olarak satisficing’i öne süren Herbert Simon’dan sonra psikoloji alanındaki birçok bilim insanı, bu konu üzerine çalışarak insanların karar verme süreçlerini incelemeye devam etti ve satisficer yani tatmin olmayı bilen karar vericiler olduğu kadar madalyonun diğer yüzünde de maximizerlar yani tüm seçenekleri değerlendirip optimize etmeye çalışan karar vericiler olduğuna dikkat çektiler.

Birçok araştırma ve psikoloji alanında uzman bilim insanlarına göre, insanların karar verme yaklaşımları yoğunluklu olarak iki kategoriden birine uyma eğilimi gösteriyordu: Satisficer ya da maximizer. Öyleyse, gelin bu karar verici tipleri nasıl tanıyabiliriz ona bakalım ve kendimizin satisficer mi yoksa maximizer mi olduğunu keşfedelim. Satisficer ve maximizerlerin öne çıkan özelliklerine değinmeden önce şu soruya cevap vermeye çalışalım:

Beyaz bir spor ayakkabı almak için alışverişe çıkıyorsunuz ve ilk girdiğiniz mağazada gözünüze çarpan ilk ayakkabı ihtiyacınız olan beyaz bir spor ayakkabı. Rengi tam istediğiniz gibi, numarası sizin ayak numaranızla aynı, şekli şemalı kafanızda tasarladığınız gibi, son olarak fiyatı da bütçenize uygun bir aralıkta. Ayakkabıyı satın alır mıydınız, yoksa başka mağazalara bakmaya devam eder miydiniz?

Bu soruya vereceğiniz cevap aslında hangi tip karar verici olduğunuzu bulmanıza yardımcı olabilir. Şimdi gelelim satisficer ve maximizerlerin özelliklerine:

Yetinmeyi bilir misin: Satisficer

İster memnuniyetçiler ister tatminkarlar olarak Türkçe’ye çevirelim, fark etmez; çünkü satisficerler yeterince iyi olana odaklanır ve yollarına devam ederler . Satisficerler, mutlaka en iyisi olmasa bile, yeterince iyiye razı olma olasılığı daha yüksek olan insanlardır. Karar verirken aceleci davranmasalar bile süreci çok da uzatma eğilimi göstermezler. Ellerinde olan seçeneklere bakarak optimum olan seçenekte karar kılma eğilimindedirler. Zihinlerini daha fazlası için yormazlar.

Karar verirken sert kriterlerden ziyade daha mütevazı bir tutum sergilerler. En iyiden ziyade yeterince iyi olana odaklanmaları, onların daha rahat bir şekilde karar vermelerini sağlar. İhtiyaçlarını karşılayan bir çözüm bulmaya en yakın olan karara eğilim gösterirler ve uygulamaya koyarlar.

Yukarıdaki tablo hızlı bir karşılaştırma yapmanıza ve tarafınızı seçmenize yardımcı olabilir. Eğer hala emin değilseniz, bir de maximizerlere bakalım:

Yok mu artıran: Maximizer

Bitmeyen listeler, artı-eksili karşılaştırmalar, uzun uzun araştırmalar, sonsuz seçenekler ve ihtimaller… Bir maximizerin dünyasına hoş geldiniz! Maksimizerler, daha sonra kendilerine en iyi sonucu verecek şekilde karar vermek için olası tüm seçenekleri tartma eğiliminde olan kişilerdir. Bu tip karar vericilerin yüksek standartları vardır ve ideal seçimleri, onlara en yüksek fayda (ya da en yüksek fayda olarak algıladıkları şeyi) sağlayacak seçimdir.

Sürekli sorgulama eğilimindedirler ve bir karar almadan önce her şeyi en ince detayına kadar değerlendirdiklerinden emin olmak isterler. Daha iyisi, daha karlısı neyse onu bulmaya çalışırlar. Her seçeneği tüm açılardan ele alırlar ve devamlı zihinlerinde farklı hesaplamalar döner. En yüksek başarı ve faydanın peşinden giderler. En büyük ve en gelişmiş ne ise, onun peşinde koşmanın onlara mutluluğu getireceğine inanırlar. Nihai bir karara varsalar bile, genellikle bunun en iyi seçim olup olmadığını düşünmeye devam ederler, sorgularlar ve farklı bir seçim yapmış olsalardı ne olacağını merak etmeden duramazlar.

‘Satisficer’ler mi ‘maximizer’ler mi daha mutlu?

Çok fazla seçenek, karar verme sürecimize sonsuz karşılaştırmaları ve artan kaygı ve stresi davet edebilir. Gerçekten ne istediğimizi bildiğimizde, bizim için en iyi olacak seçimi yapabiliriz ancak emin olmadığımızda işler karışabilir. Eğer karar verme stiliniz satisficer grubuna daha yakınsa, muhtemelen daha basit bir şekilde o an için optimum fayda sağlayan ve sizi yormayan bir karar verip kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Öte yandan, bir maximizer olarak karar vermeye çalışıyorsanız büyük olasılıkla daha fazla zamana ihtiyaç duyacaksınızdır. Karar verme stillerinden biri, diğerinden daha iyi ya da daha üstün olarak değerlendirilmese de belki hangi tip karar vericilerin hayatta daha mutlu olduğunu bilmek, stilinizi bulmanıza ve daha işlevsel kararlar almanıza yardımcı olabilir. Sizce kimler daha mutlu; satisficerler mi maximizerler mi?

Yapılan birçok çalışma ve uzman görüşleri, satisficerlerin hayatta daha mutlu olduklarına dikkat çekiyor. Maximizerler, hep daha iyisinin peşinden koşma eğiliminde oldukları için ona eriştiklerinde otomatik olarak mutluluğun geleceğine inanırlar ancak genellikle bunu bulamazlar. Satisficerler ise ihtiyaçlarını karşılayan bir seçenekte karar kıldıklarından ortaya çıkan durumdan memnun olurlar ve mutluluk duyarlar. Maximizerler, ayrıca kararlarının sonuçlarından memnun olmadıkları için daha fazla pişmanlık yaşarlar ve çok fazla karşılaştırma yaptıkları için olumluya odaklanmakta zorlanırlar. Öte yandan satisficerler elindeki ile yetinmek konusunda daha başarılı oldukları için şükran duyarlar ve daha fazla pozitif duygu geliştirirler.

Görüldüğü üzere basit bir karar bile olsa, karar verme şekli mutluluk üzerinde rol oynayabiliyor. Siz kendinizi ve mutluluğa bakış açınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

İlginizi çekebilir: Karar yorgunluğu: Seçenekler içinde seçimsiz kalmanın zihinsel yükü

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale