X

Kadın sağlığına ve kadınların yaşam kalitesini iyileştirmeye odaklanan ‘FemTech’in yükselişi

Son zamanlarda kadın sağlığı alanında adeta devrim niteliğinde gelişmeler yaşanıyor. “FemTech” olarak karşımıza çıkan yenilikçi bir sektör; kadın sağlığına yönelik olarak tasarlanmış teknolojiyi kullanan yazılım ve hizmetleri tanımlamak için kullanılıyor. Ve kelimenin tam anlamıyla cinsiyet eşitsizliğine büyük bir darbe vurarak yıllarca geri plana atılmış, araştırmalarda yeterince yer verilmemiş, bir şekilde hep göz ardı edilmiş kadın sağlığına odaklanan teknoloji ve hizmetlerde yeni bir çağı başlatıyor.

Geçmişte, kadın sağlığı çoğunlukla genel sağlık konularının gölgesinde kaldı. Araştırmalar ve ürün geliştirmeler büyük oranda erkek merkezliydi; bu da kadınların sağlık ihtiyaçlarının yeterince gözetilmediği anlamına geliyordu. Menstrüasyon, menopoz, gebelik ve doğum gibi konular, bilimsel çalışmalarda çok az yer kaplıyordu ve bu durum da kadınların sağlığına, hayat kalitesine yönelik iyileştirici adımların atılmasının önünde büyük bir engel teşkil ediyordu. Ancak son yıllarda teknolojinin gelişmesi ve sağlık bilincinin artmasıyla, kadın sağlığına yönelik özel çözümlerin geliştirilmesi de büyük bir ivme kazandı.

2016 yılına kadar resmi bir terim olarak kabul görmeyen “FemTech”, 2016’da Danimarkalı kadın girişimci ve adet takibi yapan bir mobil uygulama olan Clue’nun kurucu ortağı Ida Tin tarafından terim halini alarak literatürdeki yerini sağlamlaştırdı ve o günden beri de kullanımı hızla yayılıyor.

Kadın sağlığı, tıbbi araştırmalarda ve teknolojik gelişmelerde yıllarca geri planda kalırken, FemTech sektörünün de gelişmesiyle menstrüasyon döngüsünü takip eden mobil uygulamalardan meme kanserini erken teşhis edebilen sütyenlere kadar kadınların yaşamlarını kolaylaştıracak ve yaşam kalitelerini iyileştirecek pek çok yenilikçi girişim bulunuyor. 2016 yılından bu yana hızla gelişen ve büyüyen FemTech endüstrisinin 2025 yılında 50 milyar dolar değerinde olması bekleniyor.

FemTech’in yükselişi ve öne çıkan girişimler

Böylesi hızla gelişen ve daha da büyümesi beklenen FemTech sektöründe yaşanan gelişmeler, kadın sağlığına yönelik bir dizi inovatif ürün ve hizmetin de ortaya çıkmasına alan açtı. Bu yenilikler, kadınlar günlük yaşamlarında deneyimledikleri sağlık sıkıntılarına özel çözümler sunarken kadınların hayat kalitesini de önemli ölçüde iyileştirmeye başladı. Özellikle menstrüasyon ve fertilite takip uygulamaları veya meme sağlığına odaklanan giyilebilir teknolojik ürünler, kadınların sağlık verilerini takip etmelerine ve bunlar üzerinden bilinçli kararlar almalarına imkan sunmaya başladı.

Bu sayede pek çok kadın, kendi sağlığının takipçisi olabiliyor. Sektörünün öne çıkan inovasyonlarına kısaca değinecek olursak aşağıdaki örnekler kadın sağlığını iyileştirmeye yönelik atılmış önemli adımları somutlaştırıyor diyebiliriz:

  • Clue: FemTech’in yaratıcısı Ida Tin’in kurucu ortağı olduğu Clue, menstrüasyon ve ovülasyon takibi konusunda öncü olan periyot takibi yapan mobil uygulamalardan biri. Kadınların menstrüasyon döngülerini, yumurtlama günlerini ve genel olarak hormonal sağlık durumlarını takip etmelerine olanak tanıyan Clue, kadınların adet dönemlerinde daha bilinçli hareket etmelerine olanak sunuyor ve döngülerini takip etmelerini kolaylaştırıyor.

İlginizi çekebilir: Adet döngüsü ve menstrual sağlık konusunda farkındalık kazanmanızı sağlayacak bilgiler

  • Bloomlife: Hamilelik sürecini takip eden başarılı bir girişim olan Bloomlife, annenin ve bebeğin sağlığını takip eden ufak bir cihaz. Kasılmaları eş zamanlı izleyebilmek ve özellikle doğumun yaklaşmış olduğu süreci takip edebilmek için pek çok anne adayının tercih ettiği Bloomlife, son teknolojiden faydalanarak hamile kadınların hayatına dokunuyor.
  • Eva Bra: Meme kanseri teşhisinde devrim niteliğinde bir adım olan Eva Bra, göğüs dokusundaki sıcaklık değişimlerini tespit ederek erken aşamada kanser belirtilerini saptayabilen akıllı bir sütyen. Bu sütyen sayesinde erken teşhisin hayat kurtardığı meme kanseri konusunda kadın sağlığını iyileştirmede önemli bir adım atılmış durumda.
Kaynak: bbc

İlginizi çekebilir: Türk bilim insanı Canan Dağdeviren meme kanserini erken teşhis edebilen elektronik sütyen geliştirdi

  • Ava: Ava, doğurganlığın beş fizyolojik sinyalini izleyen ve ardından gerçek zamanlı verileri bir mobil uygulama aracılığıyla görüntüleyen akıllı bir bileklik. Bu sinyaller arasında vücut sıcaklığı, kalp atış hızı, solunum oranı gibi ölçümler mevcut. Bu bileklik sayesinde kadınlar doğurgan oldukları dönemleri daha doğru bir şekilde tespit edebilme fırsatı bulabiliyorlar.

Bunların yanı sıra FemTech sektöründe önemli yer tutan pek çok yenilikçi uygulama ve ürün mevcut. Flo, Glow, Lia, Elvie Pump ve daha çok sayıda önemli inovasyon, kadın sağlığının iyileştirilmesi, doğurganlığın ve hamileliğin takibi gibi konularda büyük katkılar sunuyor.

Eleştiriler ve geleceğe bakış

FemTech’in kadın sağlığına olan etkisi, yalnızca teknolojik yeniliklerle sınırlı değil; aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda da büyük bir paydaya sahip. Ancak, kapsayıcılık açısından bakıldığında daha gidilecek çok yol olduğunu söylemek mümkün. Çünkü, FemTech’in bu hızla büyüyen gelişimi, erişilebilirlik ve eşitlik konularını da gündeme getiriyor.

Teknolojik çözümlerin maliyeti ve erişimdeki zorluklar, bazı kadınların bu inovasyonlardan faydalanmasını engelleyebildiği için, sektörün daha geniş kitlelere ulaşabilmek için fiyatlandırma ve dağıtım stratejilerinde yenilikçi yaklaşımlar geliştirmeye odaklanması gerekiyor. Dolayısıyla, FemTech sektörü, kadın sağlığını iyileştirmeye yönelik önemli adımlar atmış olsa da, bu alanda hala çözülmesi gereken hususlar olduğunun altını çizmek önemli.

Öte yandan, kadın sağlığına yönelik teknolojik çözümlerle önemli bir dönüşüm sürecini başlatmış olduğu da yadsınamaz bir gerçek. Öne çıkan inovasyonlar ve bu teknolojilerin üzerindeki etkisi, FemTech’in sadece bir “trend” ya da geçici bir akım olmadığını, kadın sağlığını ve toplumların geleceğini şekillendiren bir güç olduğunu gösteriyor diyebiliriz. Ancak, daha atılması gereken çok adım var…

İlginizi çekebilir: Yeni annelerin yeni gözdesi: Güney Kore’de otel konforunda postpartum bakım merkezleriYeni annelerin yeni gözdesi: Güney Kore’

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale