X

İskoçlar nasıl yaşıyor: Coorie yaşam tarzı nedir?

Coorie son dönemin en popüler yaşam tarzı trendlerinden biri. Anlam olarak “sıcacık sarılmak”, “bükülmek”, “yuvalanmak” gibi kelimelere karşılık gelen coorie, aslında İskandinav dünyasının hygge kavramına benzer bir yaşam biçimi öneriyor. Rahatlık ve doğa sevgisi felsefelerini benimseyen coorie yaşam biçimi, İskoçların günlük hayattaki basit şeylerden keyif alma halini yansıtıyor. Mesela karlı bir günde örgü kazak giyip şöminenin önüne geçmek, sıcak bir köşeye çekilip kitap okumak ya da sessizce manzaranın tadını çıkarmak bu konseptle bütünleşen eylemlerden. Dolayısıyla coorie’yi hayata dahil etmek sanılandan çok daha kolay!

Coorie nedir?

Coorie, İskoçya’nın soğuk ve sert iklimiyle özdeşleşen geleneksel bir yaşam biçimi. Her ne kadar popülerliğini son yıllarda kazanmış olsa da bu yaşam tarzı, aslında bölgede uzun yıllardır uygulanıyor. Kökeni ise İskoç Galcesi’ndeki “sıcacık sarılmak” veya “kendini rahat şekilde sarmalamak” gibi kavramlara dayanıyor. Bölgenin soğuk iklimi göz önünde bulundurulduğunda, halkın özellikle soğuk havalarda ihtiyaç duyduğu sıcaklık ve huzur hislerine pek şaşırmamak gerek.

Nitekim, 2018’den beri bir yaşam tarzı olarak nitelendirilen coorie, insanın hayattaki mutluluk arayışının sadece fiziksel rahatlıkla değil, aynı zamanda doğayla yakınlık kurmakla ilgili olduğunu savunuyor. Buna göre, hayattaki en sıcak ve samimi anlar da aslında basit ve küçük şeylerle birlikte oluşuyor. İskoç kültürüne has bir sıcaklık hissiyle özdeşleşen coorie, İskandinavya’nın hygge akımına benzer şekilde konforlu ve samimi yönleriyle öne çıkıyor. Doğayla iç içe olmanın, evde samimi ve rahat alanlar yaratmanın, hayata daha umutlu ve mutlu bakmakta sanılandan çok daha fazla etkisi olduğunu söylüyor.

Coorie felfesini hayatınıza nasıl dahil edebilirsiniz?

Coorie; özünde basit ve küçük şeyleri fark ederek mutlu olma fikrini savunduğundan, hem günlük hayatınıza hem de genel yaşam stilinize kolayca adapte edebileceğiniz bir felsefe. İşte hayatta daha derin bir mutluluk hissini kucaklamak için bu İskoç felsefesinden ilham alma yöntemleri:

1. Doğayı kucaklayın.

Coorie felsefesini oluşturan her şey, gücünü İskoçya’nın çarpıcı ve sert doğasından alıyor. Örneğin; yüksek dağlar, sarp kayalıklar ve derin sularla çevrili bölge, insana bir anlamda kendini küçük hissettiriyor. Bu da aslında kişisel hayatta yaşanan her şeye rağmen yaşamın bir şekilde sürüp gittiğini, doğanın her türlü kendi yolunu bulduğunu hatırlatıyor. Dolayısıyla coorie felsefesini hayatınıza dahil etmenin en kolay yolu da doğanın hayran bırakan gücüne tanıklık etmekten geçiyor. Çünkü kendinizi sizden çok daha büyük olan harika doğanın bir parçası olarak hissettiğiniz her an, hayat sizin için can sıkıcı olmayı bırakacaktır. Bunun için çıktığınız doğa yürüyüşlerinin sayısını artırabilir veya hazır havalar ısınırken spor rutininizi kapalı spor salonlarından açık alanlara taşıyabilirsiniz. Hatta sadece oturup gün batımını izlemek ya da civardaki parktaki çiçekleri koklamak bile sizin için yeterli bir başlangıç olabilir. 

2. Soğuk sulara dalmayı deneyin.

Coorie felsefesinin bir diğer adımı ise yine doğadan ilham alarak, bazen konfor alanını zorlamak gerektiği fikrini uygulamaktan geçiyor. Çünkü bu felsefe, güvenli bölge dışına yapılan her yolculuğun ilham verici ve bağışıklık kuvvetlendirici olduğunu söylüyor. Bu durum, soğuk hava koşullarına rağmen buz gibi sulara dalmakta tereddüt etmeyen ve ardından kendini daha dinç hisseden dalgıçlarla eşleştirilebilir. Tıpkı onlar gibi, siz de kişisel hayatınızdaki konfor alanını adım adım esnetmeyi deneyebilir ve öğrendiğiniz her yeni şeyle birlikte hayat karşısında daha fazla direnç kazanabilirsiniz.

3. Yaşam alanınızı sadeleştirin.

Coorie yaşam tarzı, hayata daha sade ve basit bakmayı teşvik etmesiyle ünlü. Bu bakış açısını pekiştirmek ise öncelikle yaşam alanlarındaki sadeleşmeyle başlıyor. Ancak bu yaklaşım, İskandinav minimalizmi kadar katı bir sadeleşme önermiyor. Farklı olarak evdeki gereksiz kalabalıktan kurtulup daha dingin ve huzurlu bir atmosfer oluşturma fikrine odaklanıyor. Yani, hazır bahar temizliği zamanı da gelmişken, kıştan kalma fazlalıkları ortadan kaldırarak ve evde doğayla uyumlu konfor değişiklikleri yaparak çok daha sürdürülebilir ve rahat bir ortam kurabilirsiniz.

4. Toprakla temas edin.

Coorie, doğanın gücünden ilham almanın yanı sıra onu korumanın ve bakımını yapmanın da aynı ölçüde iyileştirici olduğu fikrini savunuyor. Evdeki bitkilerin bakımını yapmak, ilkbahar toprak değişimlerini aksatmamak veya bahçeniz varsa bahçeye mevsim geçişine uygun bir düzen getirmek, hayata daha mutlu bakmanızı sağlayabilir. Toprağa fiziksel olarak temas etmenizi sağlayacak basit eylemlerle hem vücudunuzda biriken negatif enerjiyi atabilir hem de bir şeylere hayat vermenin memnuniyetini yaşayabilirsiniz. 

5. Sürdürülebilir tüketim alışkanlıklarına yönelin.

Söz konusu coorie olduğunda tüketim ve beslenme alışkanlıklarını da yeniden şekillendirmek gerekiyor. Her adımda doğanın varlığını savunan bu felsefeye göre; yerel lezzetleri tüketmek hem bedene hem de bütçeye faydalı. Bölgenizdeki yerel üretici pazarlarına uğramayı ihmal etmeyerek veya alışverişinizi büyük mağazalar yerine lokal marketlerden yaparak, coorie felsefesine uygun bir yaşam stili oluşturabilirsiniz. Üstelik bu sayede çok daha sağlıklı ve yeşil beslenme alışkanlıkları geliştirirsiniz. Bu da enerji tüketiminden beden dinçliğine ve fit görünüme kadar, hayatta aradığınız birçok şeyi tek seferde elde etmenize katkı sağlayabilir.

6. Zanaatle ilgilenin.

İskoçya’nın soğuk ikliminden ilham alan coorie, yün ve örgü kıyafetlerle de ilişkili. Ancak sadece onlarla kısıtlı değil. Örgü kıyafet giymek her iklime uygun olmasa da size sabır ve bağlılık öğretecek çeşitli zanaat dallarına yönelerek, bu adımı kolayca uygulayabilirsiniz. Sırf biraz emek harcadıktan sonra güzel bir şeyler üretme fikrini özümsemek için bile farklı hobiler deneyebilir ve kim bilir, belki de zaten içinizde olan bir yeteneği keşfedebilirsiniz.

Kaynak: scotland.org, stylist.co.uk

İlginizi çekebilir: İsveç kahve molası fika’ya dair tüm merak edilenler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale