X

İnsanlar neden yanlış zamanlarda telefonlarıyla ilgilenir?

Arkadaşlarınızla birlikte güzel bir restoranda yemek yiyorsunuz, herkes birbiriyle sohbet ediyor, şakalaşıyor. Tam o sırada içinizden biri telefonunu eline alıyor. Acil bir telefon geldiği için değil, sadece sosyal medya hesaplarını ve email hesabını kontrol etmek için.

Birçoğumuz böyle bir davranışla karşı karşıya kalmış, hatta kendimiz bile aynı duruma düşmüş olabiliriz. Böyle bir durumda ne yaparsınız? Sessizce oturup bekler misiniz, yoksa bu davranışı yapan arkadaşınıza sitem mi edersiniz?

Massachusetts Institute of Technology profesörlerinden ve yazar Sherry Turkle bu durumu şöyle teşhis ediyor: “Teknolojiden daha çok, birbirimizden daha az şey bekliyoruz.

Sigara gibi kişisel teknoloji kullanım tercihlerimiz de kötü birer alışkanlık olabilir.

Hoşunuza gitmeyen davranışlar karşısında hiçbir tepki göstermemenin iyi bir tarafı yok. Kötü teknoloji alışkanlıklarının karşısında sessiz kalmak, her şeyi daha da kötüleştirebiliyor.

Sosyal antikorlar

Silikon Vadisi’nin meşhur yatırımcılarından Paul Graham, toplumların “sosyal antikorlar” geliştirmeye meyilli olduğu tespitinde bulunuyor. Graham bu teorisini sigara içme örneğiyle açıklıyor. Kamusal alanda sigara içmek, tek bir nesilde sosyal düzenin değişmesiyle bir tabu haline geldi. Bunda hem yasal sınırlamalar hem de sigara içme yasaklarına karşı kamuoyunun desteği rol oynadı. Benzer şekilde bir kişinin boşu boşuna telefonuna bakmasının önüne geçmenin yolu da yeni sosyal normların oluşmasında yatıyor olabilir.

Sigara gibi kişisel teknoloji kullanım tercihlerimiz de kötü birer alışkanlık olabilir. Emailleri kontrol etmek veya Facebook’ta gezinmek dikkat dağıtıcı bir hal alabilir. Teknoloji üreticileri bu ürünleri tasarlarken, kumarhanelerdeki slot makinelerinin yarattığı bağımlılık psikolojisini kullanıyor. Uygulamaların içine gömülen ödüller, bir yandan zamanın hızla geçip gitmesine bir yandan da kişinin etrafında olup bitenlere karşı duyarsızlaşmasına neden oluyor.

Graham, 2010’daki bir yazısında “Tanıdığım birçok insanın internet bağımlılığı sorunu var. Hepimiz bundan kurtulmak için kendimizce bir yol deniyoruz” diye yazmıştı. İronik bir şekilde Graham’in kendisi de her ne kadar bunun farkında olmasına rağmen bağımlılık yaratan sitelere ve uygulamalara milyonlarca dolar harcıyordu.

Buradaki asıl mesele Graham ve onun gibi olanları yargılamak değil. Asıl mesele, sosyal antikorlar geliştirmezsek teknolojiden kaynaklanan dikkat dağınıklığının normalleşmeye başlaması. Peki kendimizi kötü mobil davranışlardan koruyacak sosyal antikorların nasıl geliştirilip yayılmasını sağlayabiliriz?

Çözümlerden biri, açıkça yaklaşımını belli etmek olabilir. Neredeyse her iş toplantısında en az bir kişi, kendi teknolojik ürünlerini kullanmaya başlar. Bu bir anlamda zehirli bir davranış biçimidir. Odadaki herkese mesaj gönderir ve insanların dikkatini dağıtır. Daha da kötüsü, devam eden toplantının çok fazla ilgiyi hak etmediği algısı oluşturur. Bunu önlemenin en iyi yolu, “ekransız toplantılar” organize etmek. Yani, toplantıya katılan herkesten cep telefonlarını ve diğer kişisel mobil cihazlarını geride bırakmalarını rica etmek bir çözüm olabilir.

Soru sormak veya ekransız toplantılar düzenlemek, sosyal antikorları yaymak için birkaç basit taktik olabilir.

Arkadaş arasında ise bu kadar açık bir yaklaşım sergilemek çok da kolay olmuyor. Bir arkadaş yemeğinde kimse patron olmadığı için, “ekransız toplantı” kuralını koyacak kimse de bulunmuyor. Bazen “telefonu ilk eline alan, hesabı öder” yöntemiyle bunun önüne geçilmeye çalışılsa da, insana kendisini suçlu hissettirdiği için bu yöntem de pek işe yaramıyor. Aslında birçok kişi, samimi bir buluşmada telefonla oyalanmanın kaba bir davranış olduğunu biliyor ancak her seferinde buna uymayan en az bir kişi çıkıyor.

Peki arkadaş toplantılarında insanları telefonlarından uzak tutmanın yöntemi nedir? Başkalarının arasında utandırmak hiçbir zaman iyi bir fikir değil. Bunun yerine elini telefonuna götüren kişiye ilginç bir soru yöneltmek bir çözüm olabilir. Cezbetme tekniği denilen bu teknikte, beklenmedik bir soru kişinin ilgisini çekmek için işe yarayacaktır.

Soru sormak veya ekransız toplantılar düzenlemek, sosyal antikorları yaymak için birkaç basit taktik olabilir. Kişisel teknolojik ürünler tütün gibi bağımlılık yaratan bir madde olmamasına rağmen yine de bizleri kendilerine bağlı kılmak için tasarlanmış ürünler. Teknolojinin arkasındaki psikolojiyi daha iyi anlarsak, teknolojinin getirdiği istenmeyen alışkanlıklarla da daha etkin mücadele edebiliriz.

Kaynak:
Psychology Today

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

İnternet bağımlılığı diye bir şey gerçekten var mı?

Akıllı telefon bağımlılığına engel olacak zekice bir tasarım ortaya çıktı

Phubbing: Sosyal medya bağımlılığı ve insan ilişkileri üzerindeki olumsuz etkileri

Sosyal medya hesaplarını kapatanların sayısı neden gün geçtikçe artıyor?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale