X

Rüya zamanı: İnsanlar neden kabus görür?

Aborjinler, iki çeşit zamana inanırlar. İki paralel aktivite akışına. Biri sizin ve benim sınırlı olduğumuz günlük nesnel aktivitelerdir. Diğeri ‘rüya zamanı’ adı verilen sonsuz spiritüel döngüdür ve gerçekliğin kendisinden daha gerçektir. Rüya zamanında ne olursa, değerleri, sembolleri, Aborjin toplumunun kurallarını kurar. Alışılmadık spiritüel güçleri olan bazı insanların rüya zamanı ile teması vardır.” Peter Weir

Bir iyileşme planı yapmak istiyorsanız, işe rüyalarınızdan başlamak size avantaj sağlayacaktır. Rüyalarımızda özümüzle oluruz. Kendi bilen tarafımız bizimle birliktedir ve biz ona izin veririz. Korkumuz, kaygımız, egomuz yoktur. Gördüğümüz bütün rüyalar, bizi geliştirmek içindir ve bilinçaltımıza ait olan bir dil kullanırlar. Bazen çok korkuttuğumuz, çok üzüldüğümüz rüyalar görürüz, bu rüyaların bizi geliştireceğini düşünemeyiz. Korkar ve sevdiklerimize hal hatır sormaya başlarız, bazen de kendimiz için endişeleniriz, rüyanın ertesi günü “Acaba başıma ne gelecek?” diyerek günü bitiririz. Bu rüyalara kabus deriz. Kabuslar, ruhsal anlamda ilerlememizde destek ve rehber olarak önemli ve değerlidir. Araştırmalara göre insanlar, uyumlu ve yumuşak tarzda gelen mesajlardan çok, kabus gibi korkutucu ve üzücü rüyalara daha çok dikkat ve merak ederler.

En korktuğumuz, en berbat kabusların bile ruhsal hayatımıza rehberlik etmesi için gösterildiği bilinmelidir. Ruhsal anlamda iyileşmek ve gelişmek için, daha yüksek bir farkındalıkla ilerlemek, rüyaların rehber olduğunu bilerek, gördüklerimizin tamamına temsili bir olay gibi yaklaşmak gerekir.

Psikolog Ross Levin, çok stresli olduğumuzda, kabus gördüğümüzü belirterek, “Bu rüyalar bize bir şekilde stres seviyemizin çok yükseldiğini, bize zarar verdiğini göstermek istiyor” diyor.

Levin’e göre kabuslar, beynin kimyasal işleyişlerini etkileyerek stres seviyesinin azaltılmasını sağlıyor. Bu düşünce çerçevesinde kötü rüyalar oldukça yararlı bir amaca hizmet etmiş oluyor. Oysa kabuslar, aşırı stres yüklemesi sonucu meydana çıktıklarından kişiyi paniğe sürüklüyorlar.

Kabuslar, bazen de travma yaşayan insanların, travma sonrası yaşadıkları kaygı ve stres bozuklukları nedeni ile görülebilir. Bu tarz durumlarda kabus görme sıklığının arttığı gözlemlenmiştir. Kabus görme sıklığı azaltıldığında, rahatsızlıkların da azaltılması mümkündür. Sürekli kabus gören, aynı kabusu sürekli gören insanlar için yazma / farklı sonlandırma yöntemleri ile kabusların sıklığı azaltılmaktadır.

Rüya sembollerinin çoğu genellikle, bireysel anlam taşırlar; yani rüyayı gören kişinin kendi iç dünyasındaki değerlere göre düzenlenmişlerdir. Her insanın aynı sembole verdiği anlam ve değer aynı değildir. Herkesin bilinçaltında farklı duygular farklı sembollerle anlam kazanır. Bu nedenle de korktuğumuz bir durum bir kişide aslan, başka bir kişide bir komşunun bahçesi, bir diğer kişi de çocukken oturduğu ev olabilir. Dolayısıyla kabuslar, rüyayı gören kişinin iç dünyasındaki sembollerini, duygularını takip ederek, doğru çözümlenmesi gerekmektedir.

Rüyalarınızı yorumlatmak ve rüyalarınızın rehberliğinde ilerlemek konusunda destek almak isterseniz nefesleterapi@hotmail.com mail adresinden detaylı bilgi alabilir, Instagram ve Facebook hesaplarımızıı takip edebilir, sorularınız için benimle iletişime geçebilirsiniz.

 

İlginizi çekebilir: Bastırılmış isteklerin kılıf değiştirmiş temsilleri: Rüyalarda semboller ve görüntüler

Serap Özdağ: 06 Temmuz 1978 tarihinde İstanbul’da doğdu. 2000 yılında Ankara Üniversitesi Kimya Mühendisliğinden mezun oldu. Uzun yıllar ilaç sektöründe çalıştı. İnsanların bedensel sağlığı üzerine çalışırken, diğer taraftan ruh sağlıklarıyla yakından ilgilenmeye başladı. İlgisi önce kişisel gelişim konuları ile ilgili kitap okumakla başlarken, sonraları konuyla ilgili birçok seminere katılmakla devam etti. Merakı artarak devam ettiği için kariyerini bu yönde devam ettirmeye karar verdi. Işık Elçi Akademi’den Spritüel Yaşam Danışmanlığı eğitimi aldı. Aynı zamanda yine aynı kurumdan NLP Uygulayıcılık Eğitimi, Reiki Master, Rüya Analizi Eğitimlerini almış ve aktif olarak danışanlarına uygulamaya başlamıştır. Nefes Okulu’ndan Mustafa Kartal eğitmenliğinde Sertifikalı Nefes Koçluğu, Sertifikalı Holoterapi Eğitmenliği ve Sertifikalı Çocuk Nefes Koçluğu programlarını başarıyla tamamlamıştır. Nefes Okulu bünyesinde bireylere, kurumlara, diğer gruplara Doğru Nefes Alma Eğitimi, Holoterapi Çalışmaları, Nefes Teknikleri Atölyeleri ve çocuklar için Çocuk Nefes Atölyeleri düzenlemektedir. Aynı zamanda Yaşam Koçluğu çalışmalarını kapsayan farkındalık seminerleri, Meditasyonlar içerikli grup ve bireysel çalışmaları düzenlemekte, uzmanlık alanlarında seminerler vermeye devam etmektedir.

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale